> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > El-Bidaye Ven Nihaye >  Ye´cûc Ve Me´cûc -Ashab-ı Kehf-Lokmanın Kıssası
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ye´cûc Ve Me´cûc -Ashab-ı Kehf-Lokmanın Kıssası  (Okunma Sayısı 1618 defa)
03 Şubat 2011, 14:21:59
Esila

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 967


« : 03 Şubat 2011, 14:21:59 »



Ye´cûc Ve Me´cûc -Ashab-ı Kehf-Lokmanın Kıssası


Ye´cûc Ve Me´cûc.

Ashab-ı Kehf

Biri Mü´min, Diğeri Kafir Olan İki Adamın Kıssası

Bahçe Sahiplerinin Kıssası

Cumartesi Günlerinde Aşırı Giden Eylelîlerîn Kıssası

Lokmanın Kıssası

Hendek Ehlinin Kıssası

Îsrail Oğullarının Haberlerini Rivayet Etmeye İzin Verilmesi

Îsraîl Oğulları Âbidlerinden Cüreyc´in Kıssası

Bersîsâ nın Kıssası



Ye´cûc Ve Me´cûc


Bunlar Adem peygamberin zürriye tindendirler. Bu hususta ihtilaf yoktur. Buna delil olarak da Buharı ve Müslim´in sahihlerinde Ebu Said´den rivayet edilen şu hadisi gösterebiliriz: Rasûlullah (s.a.v.) bu­yurdu ki:

«Cenâb-ı Allah, kıyamet gününde diyecek ki: «Ey Adem, kalk ve ateşin hasrı gibi zürriyetini hasret.» Adem de diyecek ki: «Ya Rab, ateş hasrı nedir » Cenâb-ı Allah şöyle buyuracak: «Her 1000´den 999´u ateşe, biri Cennet´e gidecektir.» İşte o zaman küçük çocuklar ihtiyarlayacak, her hamile de karnındaki yavruyu düşürecek ve insanlan sarhoş halde göreceksin. Aslında onlar sarhoş değildirler, ama Allah´ın azabı şiddetlidir.»

Yanında bulunan sahabeler dediler ki:

- Ya Rasûlallah, hangimiz o 1000´de biriz

- Size müjdeler olsun, sizden bir kişi, Ye´cûc ve Me´cûc´dan 1000 İrişi (Cehennem´e gidecektir).»

Başka bir rivayette anlatıldığına göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

«Size müjdeler olsun. Doğrusu sizde iki ümmet vardır ki, hiçbir şeyde yokturlar. Ancak onların çoklukları ve kalabalıkları vardır.» Bu da onların çokluklarını ve insanlardan kat kat fazla olduklarını gösteriyor. Keza onlar, Nuh Peygamberin soyundan diri ar. Zira yüce Al­lah, yeryüzü halkına beddua etmesi esnasında Nuh peygamberin çağrısına icabet etmişti. Nuh peygamber şöyle beddua etmişti:

«Rabbim! Yeryüzünde hiçbir inkarcı bırakma.» (Nah, 26.)

Cenâb-ı Allah da buyurdu ki:

«Ama biz, Nuh´u ve gemide bulunanları kurtardık.» (cl-Ankebût.ıs.)

«Ancak onun soyunu sürekli kıldık.» (es-Sflrcat, 77.)

Müsned ve Sünende rivayet edilen bir hadiste anlatıldığına göre Nuh peygamberin Sam, Hanı ve Yafes adında üç oğlu varmış. Sam, Arapların atasıdır. Ham, Sudanlıların atasıdır. Yafes de Türklerin atasıdır. Ye´cûc ve Me´cûc ise, Türklerden bir taifedir. Bunlar Moğollar olup çok güçlü ve bozguncudurlar. Denildiğine göre Türklere Türk denmesinin sebebi şudur: Zülkarneyn meşhur şeddi inşa ettiği zaman Ye´cûc ve Me´cûc, şeddin gerisine sığındılar. Ancak bir kısımları, şeddin bu tarafında kaldılar. Bu kalan kısım, Ye´cûc ve Me´cûc1 un öte yana geçenleri gibi bozguncu değildiler. Bu yüzden bunlar, şeddin bu tarafinda bırakıldılar. Kendilerine ilişilmedi ve (terk edilmiş anlamına gelen) Türk adı verildi.

Ye´cûc ve Me´cûc´un, Adem peygamberin ihtilam olduğu esnada spermasının yere damlayıp toprakla karışmasından yaratılmış olduklarım ve onların Havva´dan doğmadıklarını iddia eden kavle ge­lince, bu kavil, Şeyh Ebu Zekeriyya Nevevî´nin "Müslim şerhi"nde naklettiği bir kavildir. Bunu, başkaları zayıf bir kavil olarak nitelemişlerdir. Çünkü buna dair herhangi bir delil mevcut değildir. Ak­sine bu, bugünkü insanların tümünün Nuh peygamberin zürriyetinden olduklarına dair naklettiğimiz ve Kur´ân nassı ile teyid edilen görüşümüze muhaliftir. Aynı şekilde Ye´cûc ile Me´cûc´un muhtelif şekillerde ve birbirine zıt boylarda olduklarına, onlardan kiminin uzun hurma ağacı kadar uzun boylu olduğuna, kiminin de son derece kısa olduğuna, kiminin bir kulağı döşek edip yere sererek üzerine uzandığına, diğer kulağını da vücudunun üzerine örttüğüne dair riva­yetler de asılsızdır. Bütün bunlar, görmeden söylenen asılsız ve delilsiz sözlerdir. Sahih kavle göre bunlar, Adem oğullarındandır. İnsan şekline ve evsafına sahiptirler. Hz. Peygamber (s.a.v.), bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur:

«Doğrusu Cenâb-ı Allah, Adem peygamberi altmış zira boyunda yarattı. Sonra yaratıklar (vücut yapısı itibariyle) şu ana kadar eksilme­ye devam etmişlerdir.»

İşte bu hadis, bu konu ve diğer konularda kesin bir ölçü teşkil et­mektedir.

Ye´cûc ile Me´cûc´dan bir kimsenin kendi zürriyetinden 1000 kişiyi görmedikçe ölmeyeceğine dair söylenen söz, eğer sahih bir hadise da­yanmakta ise, bizim de kabul edeceğimiz birşeydir. Ama sahih bir hadi­se dayanmamaktaysa yine de red etmeyiz. Çünkü bu, akıl ve nakle aykırı değildir. Olabilecek birşeydir. Doğrusunu Allah bilir. Hatta eğer sahih ise, bu konuda sarih bir hadis de vardır:

Taberanî, Abdullah b. Muhammed b.Abbas el-Isbahanî kanalı ile Abdullah b. Amr´dan rivayet etti ki Peygamber (s.a.v.) şöyle

buyurmuştur:

«Ye´cûc ile Me´cûc, Adem oğullarındandır. Eğer yeryüzüne serbestçe bırakılacak olsalardı, insanların yaşantılarını bozar, onları fesada sürüklerlerdi. Onlardan bir adam, kendi zürriyetinden 1000, hatta daha fazla kişiyi geride bırakmadıkça ölmeyecektir. Onların geri­sinde üç ümmet vardır: Ta´vil, Ta´ris ve Mensik.»

Bu, cidden garip bir hadistir. Senedi zayıftır ve şiddetli derecede münkerdir.

İbn Cerir´in, "Tarih" adlı eserinde rivayet ettiği hadiste anlatıldığına göre Rasûlullah (s.a.v.), İsrâ gecesinde Ye´cûc ile Me´cûc kavimlerinin yanma gitmiş, onları Allah´a imana davet etmiş, onlarsa ona icabet edip uymaya yanaşmamışlardır. Peygamber (s.a.v.), oradaki Ta´ris, Ta´vil ve Mensik ümmetlerini Allah´a imana davet etmiş, onlar onun bu davetine icabet etmişlerdir.

Sözü edilen bu hadis, Ebu Nuaym Amr b. Subh tarafından uydurulmuş mevzu bir hadistir. Ebu Nuaym, hadis uydurma suçunu işlediğini itiraf eden yalancılardan biridir. Doğrusunu Allah bilir.

Eğer üzerinde ittifak edilen ve onların kıyamet gününde Cehen­nem ateşine atılarak mü´minler için feda olacaklarına, oysa kendilerine peygamber gönderilmemiş olduğuna dair ileri sürülen hadis, nasıl bir delil teşkil ediyor Oysa Cenâb-ı Allah şöyle buyurmuştur: «Biz, pey­gamber göndermedikçe kimseye azab etmeyiz.» (ci-Isrâ, ıs.) denilecek olur­sa buna cevaben deriz ki: Bunlara karşı delil ileri sürülmedikçe ve maze­retlerini geçersiz sayacak hususlar ortaya konulmadıkça, bunlara azab edilmeyecektir. Nitekim yüce Allah: «Biz, peygamber göndermedikçe azab etmeyiz.» buyurmuştur. Eğer bunlar, Peygamber (s.a.v.)´in bf se­tinden önceki zamanda yaşamışlarsa kendilerine kendilerinden pey­gamberler gelmiştir. Ve böyle olunca da kendi aleyhlerine olan deliller ortaya konulmuş demektir. Eğer Cenâb-ı Allah, kendilerine peygamber göndermemiş ise, bunlar fetret ehli hükmündedirler.Kendilerine dave­tin ulaşmadığı kimseler statüsündedirler. Bir sahabe topluluğundan çeşitli yollarla rivayet edilen hadis de buna delalet etmektedir. Sözü edi­len hadiste Rasûlullah (s.a,v.) şöyle buyurmuştur:

«Bu durumda olan kimse, kıyametin meydanlarında imtihan edi­lir. Eğer davetçiye icabet ederse Cennet´e girer. Aksi takdirde Cehen-nem´e girer.»

«Biz, peygamber göndermedikçe kimseye azab etmeyiz.» ayetinin tefsirini yaparken imamların bu hadisle ilgili görüşlerini nakletmiştik. Şeyh Ebu´l-Hasen el-Eş´arî bunu ehl-i sünnet ve´1-cemaattan bir icma olarak nakletmiştir. Bunların imtihan edilmeleri, kurtuluşlarını icap ettirmediği gibi cehennemlik olduklarına dair gelen haberlere de ters düşmez. Zira Cenâb-ı Allah, peygamberini dilediği gaybi hususlara muttali kılar. Ve onu, bu gibi kimselerin şakilerden oldukları ve karak­terlerinin de hakkı kabule aykırı olduğu hususundan haberdar kılmıştır. Bunlar, kıyamet günündeki davetçiye icabet etmezler. Bun­dan da anlaşılıyor ki onlar, dünyada -şayet kendilerine tebligat yapılmış olsaydı- hakkı şiddetli bir şekilde yalanlayacaklardı. Çünkü kıyamet gününün meydanlarında, dünyada iken hakkı yalanlamış olan kimse-

lerden bazıları, hakka boyun eğecekler. Görülen korkunç manzaralar karşısında kıyamet gününde iman etmek, elbette ki dünyadaki imana nisbetle vukuu bir nevi zorunlu olan imandır. Doğrusunu Allah bilir. Ni­tekim yüce Allah buyurmuş ki:

«Suçluları Rablerinin huzurunda, başları öne eğilmiş olarak: «Rab-bimiz! Gördük, dinledik, artık bizi dünyaya geri çevir de iyi iş işleyelim; doğrusu kesin olarak inandık» derlerken bir görsen!» {cs-Secde, 12.) «Bize geldikleri gün neler görüp neler işitecekler!» (Meryem, 38.) Peygamber (s.a.v:)´in İsrâ gecesinde Ye´cûc ile Me´cûc´u imana da­vet ettiğine ve onların bu çağrıya icabet etmediklerine dair nakledilen hadis; münker, hatta uydurma bir hadistir. Amr b. Sabh tarafından

uydurulmuştur.

Şedde gelince, önceki sayfalarda da anlatıldığı gibi Zülkarneyn onu demirden ve erimiş bakırdan yaptı. Onunla yüksek, uzun ve ıssız dağları birleştirip dümdüz hale getirdi. Yeryüzünde ondan daha muaz­zam ve dünyevi hususlarda yaratıklara ondan daha faydalı başka bir bi­na ve yapı bilinmemektedir. Buharî´nin ifadesine göre adamın biri Pey­gamber (s.a.v.)´e:

- Ben şeddi gördüm, demiş. Peygamber (s.a.v.):

- Onu nasıl gördün diye sorunca adam;

- Süslenmiş bir aba gibi gördüm, demiş. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.):

- Ben de onu böyle gördüm, demişti.

İbn Cerir, Katade´nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Adamın biri dedi ki:

- Ya Rasûlallah, Ye´cûc ile Me´cûc´un şeddini-gördüm. Peygamber (s.a.v.):

- Bana onun özelliklerini anlat, deyince adam şöyle cevap vermişti:

- O süslenmiş bir aba gibiydi. Üzerinde bir siyah, bir de kızıl çizgi vardı.Peygamber (s.a.v.):

-Ben de onu bu şekilde gördüm, dedi.

Anlatıldığına göre halife Vasık, bir adamını şeddin bulunduğu yere göndermişti. Yoldaki hükümdarlara mektup göndermiş ve adamını şehir şehir oraya ulaştırmalarını tavsiye etmişti ki, bu adamı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ye´cûc Ve Me´cûc -Ashab-ı Kehf-Lokmanın Kıssası
« Posted on: 28 Mart 2024, 20:10:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ye´cûc Ve Me´cûc -Ashab-ı Kehf-Lokmanın Kıssası rüya tabiri, Ye´cûc Ve Me´cûc -Ashab-ı Kehf-Lokmanın Kıssası mekke canlı, Ye´cûc Ve Me´cûc -Ashab-ı Kehf-Lokmanın Kıssası kabe canlı yayın, Ye´cûc Ve Me´cûc -Ashab-ı Kehf-Lokmanın Kıssası Üç boyutlu kuran oku Ye´cûc Ve Me´cûc -Ashab-ı Kehf-Lokmanın Kıssası kuran ı kerim, Ye´cûc Ve Me´cûc -Ashab-ı Kehf-Lokmanın Kıssası peygamber kıssaları, Ye´cûc Ve Me´cûc -Ashab-ı Kehf-Lokmanın Kıssası ilitam ders soruları, Ye´cûc Ve Me´cûc -Ashab-ı Kehf-Lokmanın Kıssasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes