Diðer Yazýlar
Pages: 1
Islahat Projeleri ve Islah By: reyyan Date: 20 Ekim 2011, 21:26:01
Islahat Projeleri ve Islah


Þubat 2005 - 74.sayý

Murat HAFIZOÐLU
kaleme aldý, DÝÐER YAZILAR bölümünde yayýnlandý.


Islah konusuna deðinirken, kaçýnýlmaz olarak Ýslâm dünyasýnda Islahat Hareketleri olarak adlandýrýlan çabalar ve akýmlar akla gelir. Bu çabalar zaman içinde güya “bozulmuþ” Ýslâm'ý aslî haline döndürmeyi, “geri kalmýþ” Ýslâm dünyasýný da “ileri dünya”nýn nimetleriyle buluþturmayý hedefler. Baþladýðý 19. asýrdan itibaren müslümanlar üzerinde hayli etkili olan ve bugünleri anlamada anahtar rolü bulunan ýslahat hareketlerini anlamak, iyi tahlil etmek gerekir.

Bir toplumu kendine özgü kýlan þeylerin baþýnda inanç, kültür, gelenek vb. unsurlar gelir. Bunlarýn temelinde deðer yargýlarý, deðer yargýlarýnýn temelinde ise “kavramlar” yer alýr. Öyleyse bir toplumun kimliðinin, kavramlar üzerine oturduðunu söylemek yanlýþ deðildir.

Toplumlarýn kimliklerini savaþ ve iþgallerle deðiþtirmenin mümkün olmadýðýný 70 yýllýk Soðuk Savaþ Dönemi ve bu dönemin arkasýndan gelen yeni dönem en açýk bir þekilde gösterdi. Yaný baþýmýzda devam etmekte olan Irak savaþý, öncesinde Afganistan, Çeçenistan ve diðer örnekler de bu söylediðimizin doðruluðunu teyit eden “canlý þahitler”dir .

Ýslâm dünyasýný oluþturan coðrafyada, “kurtuluþ savaþý” vermeyen bölge hemen hemen yok gibidir. Ancak her biri bir “destan” olan bu varlýk-yokluk mücadelelerinin ardýndan bugün geldiðimiz nokta, pek çoðu kimliðini büyük ölçüde kaybetmiþ, adeta sömürge durumuna düþmüþ ülkelerin oluþturduðu “sözde” bir Ýslâm dünyasý fotoðrafý koyuyor önümüze!

Burada soru þu: Ýslâm dünyasýna ne oldu?

Kanaatimize göre bu sorunun cevabýný, “ýslah” kökünden gelen bir kelimede aramalýyýz: “Islahat.”

Islahat nedir?

“Düzeltmek, yoluna koymak, iþe yarar ve amacýna elveriþli hale getirmek” gibi anlamlara gelen “ ýslah”dan türeyen “ýslahat” tabiri, son derece çarpýcý bir þekilde fonksiyonu “tersine” iþlemiþ bir kavram olarak dikkat çekiyor.

Oysa Batý kültüründeki “reform” tabiri ile ayný anlamda kullanýlsa da, ýslahat kelimesinin sözlük anlamý buna müsaade etmez. Çünkü “reform”da, bir þeyi yenileme, yeniden oluþturma ve ona yeni bir þekil verme vardýr. “Islahat” ise, bir þeyin aksayan yönlerini onarmayý, onu özüne dokunmadan orijinal haline döndürmeyi ve iþler hale getirmeyi ifade eder. Bu anlamda “ tecdid ” ile “ýslahat” arasýnda kopmaz bir iliþki, hatta eþanlamlýlýk vardýr.

Bununla birlikte yaþayan dildeki anlamýna ve kendisine yüklenen fonksiyona baktýðýmýz zaman, “ýslahat”ýn “reform”dan hiçbir farklý tarafý bulunmadýðýný görüyoruz.

Ýþte tam burada, yukarýda “Ýslâm dünyasýna ne oldu?” sorusuna verdiðimiz cevabýn gerekçesine gelmiþ bulunuyoruz: Islah/at ve tecdid kelimeleri “reform”a dönüþtürüldü ve Ýslâm tarihinde eþi benzeri görülmemiþ bir “Protestanlaþtýrma” hareketi baþlatýldý.

Ýslâm dünyasý ve ýslah hareketleri


Ýslâm dünyasýnda modern dönemde yaþanan ýslah hareketleri, bizzat bu hareketlerin temsilcileri tarafýndan da itiraf edildiði gibi Batý kaynaklýdýr. Cemaleddin Efgânî , Muhammed Abduh , Abdurrahmân Kevâkibî gibi þahsiyetlerin öncülük ettiði bu hareketler, Ýslâm dünyasýnýn Batý'nýn kaydettiði “geliþme”yi yakalayabilmek ve “geri kalmýþlýk”tan kurtulabilmek için dinî, toplumsal ve siyasî hayatta Batýlý anlamda kapsamlý bir ýslah, yani reform süreci baþlatmasý gerektiðini savunuyordu. Kýsa bir zaman içinde bu hareket Hindistan (o zaman Pakistan henüz kurulmamýþtý), Kuzey Afrika ve Osmanlý coðrafyalarýný da içine alarak yayýlmýþ ve bir kýsým aydýnlar marifetiyle Ýslâm dünyasýnýn adeta tek gündemi haline gelmiþti.

Bu hareketin, yapýlmasý gerekenler konusundaki önerileri yapýlmak istenen þeyin “ýslah” deðil, “reform” olduðunu açýkça ortaya koymaktadýr. Bu önerileri maddeler halinde þöyle sýralayabiliriz:

1. Batýlý deðer yargýlarýnýn, siyasî ve sosyal yapýnýn benimsenmesi.

2. Modern-pozitivist-maddeci bilimin hakimiyetinin kabulü; Kur'an ve Sünnet'in bu anlayýþ doðrultusunda tekrar yorumlanmasý.

3. Özellikle hadislerin dindeki yeri ve otoritesi meselesinin tartýþma konusu yapýlmasý.

4. Mezhep imamlarýný taklidin reddedilmesi ve her alanda yeni içtihadlar yapýlmasý.

5. Ýbadetlerle diðer dinî hükümlerin (muamelât, ukubat vb.) birbirinden ayrý telakki edilmesi.

6. Müslümanlarý tembelliðe ve geriliðe ittiði gerekçesiyle tasavvufun reddedilmesi.

Olabildiðince kýsa bir özetini verdiðimiz bu taleplere ve hareketin temsilcilerinin bu doðrultuda yaptýðý çalýþmalara baktýðýmýzda, bugün din, Allah, Kur'an , Sünnet, içtihad … anlayýþýnýn yeniden gözden geçirilmesi gerektiðini söyleyecek kadar ileri giden modernistlerin , fikrî açýdan önemli ölçüde bu hareketten beslendiðini tesbit ediyoruz.

Osmanlý ve Islahat


1839 yýlýnda Tanzimat Fermaný Topkapý Sarayý'nýn Gülhane bahçesinde okunduðu zaman, bunun 100-200 yýl sonra ne anlama geleceði iyi hesaplanmýþ mýydý, doðrusu pek emin deðiliz. Aradan 20 yýl geçmeden, daha ileri boyutta bir çözülmeyi getirecek olan Islahat Fermaný, onun ardýndan da 1860'da Abdülaziz fermaný ilan edildiðinde, aslýnda toplumun köklü deðiþim sürecinin, yani Batýlý gibi düþünüp, Batýlý gibi yaþama döneminin baþladýðý ilan edilmiþ oluyordu.

Bunlar arasýnda özellikle Islahat Fermaný, yabancý devletlerin Osmanlý'daki elçileriyle birlikte, yani tamamen dýþ tesirler altýnda hazýrlanmýþ olmasýyla ayrý bir özelliðe sahiptir.

Bu fermanlarla baþlayan deðiþim sürecinin, sadece idarî bazý mekanizmalarýn deðiþmesinden ibaret bir “ýslahat” olmadýðý, zaman geçtikçe ve yaþanan deðiþim süreci toplum üzerinde etkisini göstermeye baþladýðýnda daha iyi anlaþýlacaktý.

Yukarýda adýný zikrettiðimiz fermanlarýn muhtevasýna baktýðýmýz zaman, Osmanlý devlet ve toplum yapýsýna baþýndan beri ana rengini vermiþ olan islâmî esaslarýn devre dýþý býrakýlmasý ve din-toplum iliþkisinin zayýflamasý sonucunu doðuran bir anlayýþ dikkat çeker. Esasen kaynaðý Batý olan bu deðiþim hareketinin böyle bir sonuç doðurmuþ olmasýna þaþýrmamak gerekir.

Oysa yapýlan iþe sözlük anlamýyla “ýslah/at” diyebilmek için, din adýna yapýlan, ama yanlýþ olan birtakým uygulamalarýn aslýna döndürülmesine ve dinin hükümlerine uygun düzenlemelerin yapýlmasýna yönelik bir irade ve tatbikatýn bulunmasý gerekir. Yukarýda da belirttiðimiz gibi, gerçek ýslah/at budur ve bu anlamda “ tecdid ” ile aralarýnda hiçbir fark yoktur.

Þu halde 19. yüzyýlda Osmanlý'da yaþanan “ýslahat” süreci ile “ýslah” kavramýnýn hiçbir ilgisinin bulunmadýðýný söylemek durumundayýz. Bu, olsa olsa bir “reform” sürecidir. Dolayýsýyla bu noktada önemli bir “kavram kargaþasý” yaþanmýþtýr, yaþanmaktadýr.

Islahat mý ifsadat mý?


Yukarýda da deðindiðimiz gibi “ tecdid ” kavramý, dinin özünden uzaklaþma anlamýna gelen oluþumlarý ve bid'atlarý ortadan kaldýrarak müslümanlarý sahih dinî anlayýþa döndürme faaliyeti için kullanýlýrken ve bu anlamda “ýslah” ile ayný þeyi ifade ederken, Ýslâm dünyasýnda “ýslahat” adý altýnda yürürlüðe konan projeler, dinin özünden uzaklaþmayý ve bid'at anlayýþlarýn toplumun itikadî ve amelî hayatýna kök salmaya baþlamasýný getirmiþtir.

Ýtikadî ve amelî bakýmdan Selef'ten halefe tevarüs edilen sahih din anlayýþýna pek çok temel noktada aykýrý düþen bu projelerin Ýslâm dünyasýnda ortaya çýkardýðý neticeleri dikkate aldýðýmýzda þunu rahatlýkla söyleyebiliriz:

“Islah/at hareketleri” adý verilen bu hareketler, Ümmet-i Muhammed'in sahih din telakkisini deðiþtirmeyi ve dönüþtürmeyi amaçladýðý ya da en azýndan böyle bir geliþmeye sebebiyet verdiði için, aslýnda “ ifsad /at hareketleri” olarak adlandýrýlmalýdýr.



radyobeyan