Minik Afrika Kamerun By: reyyan Date: 24 Eylül 2011, 18:54:26
Minik Afrika Kamerun
Eylül 2007 - 105.sayý
Ahmet MÝROÐLU kaleme aldý, DÝÐER YAZILAR bölümünde yayýnlandý.
ADINI ALLAH KELÝMESÝNDEN ALAN ÝSLÂM DÝYARI
Ülkenin isminden baþlayalým isterseniz. Kamerunlular, isimleri Arapça’nýn “nekra” kuralýndan dolayý tenvinli (çift ötreli) telaffuz ediyorlar. Bazen de tenvinin nun’unu düþürüyorlar. Türkiye’de top koþturan
Kamerunlu futbolcularýn isimlerine bir bakalým isterseniz. Alioum Buker (Ali Uyanýk), Souleymanou Hamidou, Alioum Saidou… Ali’ye Aliyyun diyorlar ama bu yerel aðýzda Alioum þeklini alýyor. Süleyman'a Süleymanun diyorlar ama sondaki nun’u düþürerek Süleymanu þeklinde telaffuz ediyorlar. Hamidu’ya da ayný iþlemi uyguluyorlar. Nitekim ülkemizde de benzer kullaným ve teleffuzlara rastlanmaktadýr. Hamid’e Hamido denmesi gibi…
Dolayýsýyla büyük ihtimalle Kamerun ismi Kamer’den gelmektedir. Bu tesadüf bir adlandýrma olmasa gerektir. Zira hilal belli bir dönemden itibaren salibe, yani haça karþý sembolik anlamda Ýslâm’ý temsil etmek
üzere kullanýlmaya baþlanmýþtýr. Aslýnda ay, en muhteþem ve parlak görüntüsüne dolunay evresinde ulaþýrken, Ýslâm’ý sembolize etmek üzere hilalin seçilmesi ilginçtir. Zira, hilali oluþturan harþer Lafza-i Celâl’den (Allah kelimesi) ödünç alýnmýþtýr. Onun için hilal Ýslâm’ýn remzi olmuþtur. Ve yine ayný harþerden oluþan “lale” ismi sebebiyle bu çiçek Osmanlý’da büyük önem kazanmýþ ve bir devre de ad vermiþtir.
Kamer Adalarý’ný Komor olarak tanýyýp bilen bizlerin, Kamerun ismindeki Kamer’e de mutlaka dikkat etmemiz gerekiyor. Kamerun’a bu ismi kim vermiþse ülkeye Ýslâm’ýn mührünü vurmak amacýyla vermiþ olmalýdýr. Çünkü halihazýrda ülkede Ýslâm, Hýristiyanlýða karþý ciddi bir mücadele vermektedir.
Aslýnda kesin olan bir þey vardýr. Yörenin Ýslâmiyet’le temasýnýn Hýristiyanlarýn bölgeye geliþinden yüzyýllar önce vuku bulmasýdýr. Bir baþka gerçek de Kamerun’un Ýslâm Konferansý Örgütü’ne üye Afrika ülkelerinden birisi olmasýdýr.
Kamerun, batýsýndan Nijerya, kuzeydoðusundan Çad, doðusundan Orta Afrika Cumhuriyeti ve güneyinden Ekvator Ginesi, Gabon ve Kongo Cumhuriyeti ile çevrili bir merkezi Batý Afrika ülkesidir.
Batý Afrika kýyýlarýnda yer almasýna raðmen genelde “Minik Afrika” olarak adlandýrýlýr. Zira ülkede farklý iklim bölgeleri yer almaktadýr. Mesela güneyde ormanlar, kuzeybatýda çayýrlýklar bulunur. Kuzeyde ise çöl þartlarý hakimdir. Burada, Afrika denilince aklýmýza gelen hayvan türlerinin neredeyse tamamýna rastlanýr.
Arkeolojik bulgulara göre Kamerun’a ilk insan yerleþiminin bundan tahminen 50 bin yýl önce gerçekleþtiði belirtilmektedir. Bu topluluklarýn daha sonra çeþitli sultanlýklar ve devletler kurduðu tespit edilmiþtir. MÖ 5. yüzyýlda Sao adýyla kurulan sultanlýk, MS 9-15. yüzyýllar arasýnda en canlý devresini yaþamýþtýr. Kotoko Devleti ile Bornu Sultanlýðý’ný da ayrýca zikretmek gerekir.
Kamerun’un ilk sakinlerinin Bakalar olduðu sanýlmaktadýr. Bunlar bugün Pigme ismiyle tanýnmakta, güneyde ve doðuda ormanlýk alanlar içinde yaþamlarýný sürdürmektedirler.
Kamerun’a ulaþan ilk Batýlýlar Portekizlilerdir. Fernão do Pó Kamerun kýyýlarýna 1472’de ayak bastý. Onu köle tacirleri izlediler. Zamanla ülke, köle ticaretinin önemli merkezlerinden biri halini aldý.
KAMERUN’DA ÝSLÂM’IN YAYILMASI
Kamerun’a Ýslâm’ýn ne zaman, nasýl, hangi þartlarda ulaþmýþ olduðuna dair elimizde maalesef yeterli bilgi yoktur. Bu konudaki bilgiler genelde yakýn döneme iliþkindir ve saðlýksýzdýr. Ülke, Ýslâm’la muhtemelen daha Ukbe b. Nafi’nin Kuzey Afrika fetihleri sýrasýnda tanýþmýþ, ondan sonra da fetihler, göçler ve ticari faaliyetler aracýlýðýyla hýzla yayýlmýþ olmalýdýr.
Genellikle Ýslâm’ýn buralarda Müslüman tacirler ve özellikle Kadirî ve Ticanî tasavvuf erbabý vasýtasýyla 17. yüzyýldan önce yayýlmaya baþlandýðý söylenmektedir. Söz konusu yüzyýl, Müslümanlarýn Afrika’daki fetihleri ve faaliyetleri açýsýndan hayli geç bir döneme denk gelmekle birlikte, bu bilgi ve bulgular bizim açýmýzdan yine de önemli ve deðerlidir.
Buna göre, 17. yüzyýlda ülkenin kuzey kesimlerine yerleþen bazý Fulanî Müslümanlar ticarete baþlamýþlar ve orada Müslüman bir cemaat oluþturmuþlardýr. Derken, Müslüman Kanem Devleti hakimiyetini bölgeye ulaþtýrmýþtýr. Arkasýndan Müslüman Borno Sultanlýðý, Kuzey Kamerun'u ele geçirmiþtir. Ýþte bu dönemde Ýslâmiyet ülkenin iç bölgelerine ve güney kesimlerine doðru hýzla yayýlmýþtýr.
Ýslâmiyet’in yayýlmasýnda Müslümanlarýn yerli haným ve kýzlarla evlenmesinin etkisi büyük olmuþtur. Akrabalýklar ve hýsýmlýklar dolayýsýyla Ýslâm tanýnmýþ ve yayýlmýþtýr. Müslümanlarýn Kur’an’ýn ve Ýslâmî ilimlerin eðitim öðretimine dönük çabalarý etraþarýnda cazip bir entelektüel halkanýn oluþmasýna neden olmuþtur.
Kamerun topraklarý, 1806'da Osman'dan Fodyo'nun o zaman Batý Sudan olarak adlandýrýlan bölgede kurmuþ olduðu Ýslâm devletinin yönetimine girmiþtir. O dönemde ülkede “Ýslâmî Yayýlma Hareketi” ortaya çýkmýþ ve bu hareketin mensuplarý Kamerun'da kesif bir þekilde teblið çalýþmalarý yürütmüþlerdir. 19. yüzyýlýn ortalarýna doðru Kuzey Kamerun'da sömürgecilerin bölgeyi iþgaline dek varlýklarýný sürdüren birtakým
küçük Müslüman sultanlýklar kurulmuþtur. Teblið faaliyetleri sömürgeciliktensonra da sürmüþtür.
BATI HER YERDE AYNI: MÝSYONERLÝK VE SÖMÜRGECÝLÝK
1800’lerde köle ticaretinin tavsamasý ve kauçuk, palmiye yaðý ve diðer bazý maddelerin alýþveriþinin revaç bulmasý, Portekizlilerle Hollandalýlarýn yerlerini Almanlarla Ýngilizlere devretmesine sebep oldu.
Kamerun, kýyý boyunca hakimiyet kurmuþ olan Ýngilizlere raðmen ilk defa 1884'te ülkeye ayak basan Alman kâþif Gustav Nachtigal’in dikkatini çekti. Almanlar ilerleyen dönemde etkilerini iç kesimlere yayarak Kamerun’un tamamýný sömürgeleþtirdiler. Almanlar Afrika ticaretini ele geçirmek amacýndaydýlar. Güneybatýda geniþ çiftlikler kurdular. Ülke o devirde Alman pazarýna tropik ürünler yetiþtiren en önemli merkezlerden biriydi. Bu çiftliklerin iþçileri de elbette Kamerunlulardý. Buralarda çalýþmaya zorlanan birçok Kamerunlu, olumsuz þartlar sebebiyle hayatýný yitirmiþtir.
Almanlar, çýkarlarý karþýsýnda en büyük engel olarak gördükleri Ýslâm’ýn ilerlemesini önlemek için baský ve þiddete baþvurmaktan geri durmadýlar. Bu arada misyonerler vasýtasýyla halký Hýristiyanlýða teþvik ettiler.
1916'da ülkeyi bu defa Fransýzlar ve Ýngilizler iþgal ettiler. Paylaþýmda ülkenin dörtte üçünden fazlasý Fransýzlara düþtü. Fransýz ve Ýngilizlerin Kamerun üzerindeki hâkimiyetleri 20 Temmuz 1922'de Milletler Cemiyeti tarafýndan da onaylandý.
Fransýz ve Ýngiliz iþgalciler de Almanlar gibi Müslümanlara baský yaptýlar ve misyonerlik faaliyetlerine aðýrlýk verdiler.
BAÐIMSIZLIK VE SONRASI MÜSLÜMANLARIN KONUMU
Fransýz Kamerunu, 1960'ta BM gözetiminde gerçekleþtirilen bir referandum sonucunda baðýmsýzlýðýný elde etti. 1 Ekim 1961'de gerçekleþtirilen bir referandum sonucunda Ýngilizlerin vesayetinde olan bölgenin
güney kýsmý da kurulan baðýmsýz Kamerun Cumhuriyeti'ne katýldý. Ýngiliz Kamerunu'nun kuzey kýsmý ise Nijerya'ya katýlmayý tercih etti.
Baðýmsýzlýk sonrasýnda Ýslâmî eðitime aðýrlýk verildi. Ýlkokullara din dersi konuldu. Bugün Kamerun'un büyük yerleþim merkezlerinin hepsinde camiler ve medreseler mevcuttur.
Kamerun’un 10 ilinden üçünde Müslümanlarýn oraný yüzde 99’u bulmaktadýr. Bu iller Merva, Garua ve Angamdari’dir. Her birerinde yaklaþýk 1,5 milyon nüfus yaþamaktadýr.
Kamerun'un resmi dini yoktur. Kilisenin verdiði bilgileri esas alan Batýlý kaynaklara göre Müslümanlarýn oraný yüzde 20-22 civarýndadýr. Ýslâmî kaynaklara göre ise bu oran yüzde 50 dolayýndadýr. Devletin resmi dininin olmamasý ve dinî mensubiyetler konusunda istatistik bir çalýþmanýn yapýlmamasý yüzünden oranýn tam ve doðru bir þekilde tespit edilmesi güç gözükmektedir.
Bu illerde miras, talâk, nikâh gibi çoðu meseleyi kadý veya “Kadi Kudat” denilen alimler çözmektedirler. Hatta bu konular, kadýya baþvurulmaksýzýn doðrudan mahkemeler tarafýndan çözülürse, mahkemeler kadýlarýn müracaatý üzerine verilen kararlarý iptal edebilmektedir.
Müslümanlar, Fransýz iþgalinden önce Adamawa’da “Lamido”, daha kuzeyde ise “Sultan” olarak anýlan yöneticilerine hâlâ büyük bir sevgi ve muhabbet besliyorlar. Yönetim bunu bildiði için artýk herhangi bir
idari görevi bulunmayan hanedan üyelerine hâlâ çok iyi davranýyor.
ÝSLÂMÎ ÝLÝM VE FAALÝYETLER
Kamerun’da, din alimlerinin çevresinde tefsir, hadis ve fýkýh halkalarý oluþturulmuþtur. Ülkede hafýzlýk eðitimi ileri düzeylere ulaþmýþ durumdadýr. Hafýzlýk usulleri Türkiye’dekinden farklýdýr. Kamerun’da hafýzlýk yapanlar önce surenin Mekkî mi Medenî mi olduðunu ve kaç ayetten oluþtuðunu öðrenmekte ve ondan sonra ezbere baþlamaktadýrlar.
Bölgede iyi yetiþmiþ “Gôni” (Kur’an uzmaný) þeklinde hitap edilen alimler bulunmaktadýr. Gôniler, Kur’an ilimleri ve hafýzlýðý konusunda uzmanlaþmýþlardýr. Bunlar Kur’an’ý sadece hýfzetmekle kalmýyor, hiç
bakmadan ezbere yazabiliyorlar da... Bir goni eðer Kur’an’ý üç defa ezbere yazmýþsa, bir veya iki defa yazandan daha üstün tutuluyor. Daha da ileri gidenler, Kur’an’da hangi kelimenin kaç defa geçtiðini bile biliyor. Medreselerde altý-yedi yaþýndaki çocuklarýn çok güzel Kur’an okuduklarýna tanýk olunabilir.
Bayram namazlarý, peygamberimizin yaþadýðý devirdeki tatbikatýna uygun olarak þehrin dýþýnda açýk alanda kýlýnýr. Resmi erkânýn katýlýmýyla eda edilen namazdan önce yaklaþýk bir saat tekbir getirilir ve
alimlerle yöneticiler ayrý bir saf teþkil ederler. Kamerunlu Müslümanlar Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz’in doðum yýldönümü olan Mevlid-i Nebi’yi de en az Ramazan ve Kurban bayramý kadar muhteþem bir merasimle kutlamaktadýrlar.
Kamerun’da da Hýristiyanlýktan Müslümanlýða geçenlere mühtedi denilir. Bunlar Hýristiyanlarýn þiddetli baskýsýna maruz kalmaktadýrlar. Hýristiyanlar Ýslâm’ý tercih edenlerden her þeyi, hatta eþlerini bile geri almaya çalýþmaktadýrlar. Mühtediler arasýnda eskiden papazlýk yapanlar da vardýr.
Kamerunlu Müslümanlarýn dinî açýdan, týpký dünyanýn diðer yörelerinde olduðu gibi bilgi ve finans desteðine ihtiyaçlarý var. 18 milyona yaklaþan genç nüfusuyla dikkat çeken ülke Müslümanlar adýna umut verici
bir görüntü sergilemektedir.