Enflasyon By: müzzemmil Date: 19 Eylül 2011, 23:17:29
7. Enflasyon
Ekonomi ilminin en çok tartýþýlan meselelerinden biri olan enflasyon; içinde yaþadýðýmýz çaðda geliþmiþ ve geliþmekte olan ülkeleri, devamlý olarak uðraþtýran ve önemi gittikçe artan bir meseledir.
Enflasyonun, genel kabul gören bir tarifi yoktur. Enflasyon, "sürekli fiyat artýþý süreci veya paranýn sürekli deðer kaybetme sürecidir" þeklindeki tanýmýn, bazý eksikliklerine raðmen, genellikle kullanýlan bir taným olmasý açýsýndan bir üstünlüðe sahip olduðu belirtilmektedir. Enflasyon, iktisatta, para arzýnýn, parasal gelirin ya da fiyatlarýn topluca artýþýdýr. Çoðunlukla gene! fiyat düzeyinin aþýrý yükseliþi anlamýnda kullanýlýr. Enflasyon, paranýn döviz kuru veya altýn fiyatý ile ölçülen dýþ deðerinin düþmesidir. Enflasyon, genel fiyat düzeyinin sürekli bir biçimde yükseldiði ekonomik denge-sizlk durumudur. Enflasyon, çok para ile az mal alýnabildiði toplam talep fazlalýðýdýr. Enflasyon, kelime olarak halk dilinde "günlük fiyat yükseliþi" anlamýný taþýr. Diðer bir ifade ile "genel fiyat seviyesindeki yükselme eðilimi" olarak belirleyebiliriz. Enflasyon, carî fiyat seviyesinde toplam talebin, toplam arzdan fazla olmasý halidir."[454]
Bu tariflerden hareketle þöyle diyebiliriz: Kimine göre ekonominin yýl-! lýk geliþme oranýna eþit veya daha az bir oranda fiyat yükselmesi, enflasyon olarak nitelenemez. Kimine göre Ýse, ister devamlý ve süratli, ister çok yavaþ olsun her türlü fiyat artist enflasyondur.
Ancak normal fiyat artýþlarý ayýrýmý, kesin bir ekonomik kýstasa dayanmaktan çok, fiyat artýþlarý ile ilgili sosyal ve psikolojik ilke ve anlayýþa baðýlýdýr. Bu duruma göre her türlü sürekli fiyat artýþlarý enflasyon olarak kabul edilebilir[455] Fakat Helmut Frisch, böyle bir deðerlendirmenin sübjektif bir kriter olduðunu söylemektedir.[456]
Enflasyon, ilk ve en büyük tesirini fiyat artýþlarýnda gösterir ve zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olmasýna sebep olur. Böyle durumlarda toplumda huzursuzluk artar, sosyal barýþ zayýflar, hatta "barýþ" yavaþ yavaþ toplumdan tamamen uzaklaþýr. Enflasyonda orta sýnýf silinir. Toplum, çok zengin ve çok fakir iki kesimden oluþur. Her türlü maddî imkana sahip küçük bir azýnlýkla, asgarî ihtiyaçlarýný dahi gidermekten aciz büyük bir çoðunluðun yan yana barýþ içinde yaþamalarýný beklemek saflýk olur.[457] Bizim görüþümüzün temelini bu düþünce ve tesbitler oluþturmaktadýr. Enflasyon konusunu ele almamýzdaki amaç, nankörlüðün sonunda böyle bir durumun oluþacaðý fikridir, ileride bu kanýya varmamýzý haklý kýlacak açýklamalarý yapmaya çalýþacaðýz.
Mehmet Erkan'a göre, enflasyondan zarar görenler sadece tasarruflarýnýn gelirleriyle geçinen sabit gelirliler ile çeþitli az gelir gruplarýdýr. Genel olarak ücret, faiz ve rant gibi gelirlerini fiyat yükselmelerine paralel olarak artýrma olanaðýna sahip olmayanlar, fiyatlarý geriden izlerler. Enflasyonist dönemlerde memur maaþlarý ve iþçi ücretleri enflasyonu körüklememesi için artýnlmaz. Bu nedenle fiyat hareketleri ile sabit geliri olan bu grubun gelirleri arasýnda bir gecikme göze çarpar. Buna karþýn imalatçýnýn, tüccarýn, üreticinin, serbest meslek sahibinin gelirleri fiyat hareketlerini yakýndan takip eder. Erkana göre, böyle bir dönemde inþaat yatýrýmlarý artar. Tasarruflar, sanayi yatýrýmlarý yerine gayri menkul ve allýn gibi servet türlerine yönelir. Bu da bir sorundur. Zira bu tür yatýrýmlarýn milli ekonomiye hiçbir faydasý yoktur. Enflasyon, yapýlacak reel yatýrýmlarý en verimli olanlar yerine kýsa süreli ve kârlý projelere kaydýrmaktadýr.[458]
Görüldüðü gibi, toplumun kalkýnmasýna vesile olacak ve istihdam imkaný saðlayacak yatýrýmlar yerine, þahsî menfaatler ve projeler öne geçmektedir. Yani, halkýn kalkýnmasý, bireyin kalkýnmasýna feda edilmektedir. Bireyin zengin, halkýn ise fakir olduðu bir ortamda adaletsizlik ve haksýzlýk topluma hakim olur. Sosyal adalet can çekiþir, hatta Ölür. Böyle bir durumda sevgi, saygý, itimat ve her türlü güven ve emniyeti saðlayan deðerler çöker.
Bir ülke ekonomisinde enflasyonun açýkça belirmiþ olmasý gerekmez. Esasen enflasyon, kendisini fiyatlarda bir artýþ olarak ortaya çýkmaksýzýn da gösterebilir. Bu tür enflasyona "gizli enflasyon" adý verilmektedir. Gizli enflasyon kendisini, maðazalar önündeki kaynaklar, bazý mallarýn ve hizmetlerin daðýtýmýnda ve tüketiminde görülen kýsýtlamalar, karaborsacýlýðýn türemesi ve üîke parasýnýn karaborsada büyük deðer kaybetmesi þeklinde kendini gösterir (bkz. Çöloðlu Halit, a.g.e., s.9).
Enflasyon gizli, açýk ve hiper enflasyon olarak üç bölümde incelemek mümkündür. Gizli enflasyonu yukarýda izah etmiþtik. Açýk ve hiper enflasyonu aþaðýdaki maddeler altýnda incelemek mümkündür.
1. Talep enflasyonu: Üretim sektörü talep baskýsý altýndadýr. Talep baskýsý ise, kendisini fiyatlar seviyesinde yükselmeler þeklinde gösterebilir. Talep enflasyonu, tam istihdam seviyesinin saðlandýðý bir ekonomide toplam arza kýyasla daha yüksek seviyede seyretmesidir. Toplam talebin artmasý, fiyatlarý ve kârlarý artýrýr. Artan fiyatlar ve kârlar iþletmelerin Üretimlerini artýrmak istemelerine sebep olur. Artan fiyatlar sebebiyle ücretler de yükselir. Toplam talep deðiþmediði takdirde, ücret ve dolayýsýyla maliyetlerin yükselmesi sebebiyle toplam arzýn azalmasý fiyatlar genel düzeyini yükseltecektir.[459]
2. Arz enflasyonu: Arz enflasyonunda durum daha farklýdýr. Burada fiyat artýþlarý, mal ve hizmetlerin üretiminde kullanýlan üretim faktörlerinin maliyetlerinde görülen artýþlar sonucu meydana gelmektedir. Arz enflasyonunun arkasýnda, aksak rekabet þartlarý yatmaktadýr. Ýþ gücü piyasasýnda aksak rekabet þartlarý hüküm sürüyorsa, meydana gelen arz enflasyonunu "ücret enflasyonu" olarak adlandýrýlýr. Mal piyasasýnda ayný þartlarýn etkisi ile meydana gelen bir arz enflasyonu ise, "kâr enflasyonu" olarak adlandýrýlýr. Ücret ve kâr yükselmesi ile toplam arzýn düþmesi, fiyatlar genel düzeyini, oluþan bir talep fazlasý sebebiyle yukarýya itecektir.[460]
Çöloðlu, "her ücret artýþý, enflasyon sebebi olarak kabul edilemez. Ücret artýþlarýný, enflasyonun bir sebebi olarak deðil, bir sonucu olarak görmek gerekir" demektedir. Ücretler, talepte görülen artýþa baðlý olarak yükselebilir. Mal piyasasýnda talepte ve arzda herhangi bir deðiþme olmadýðý halde ücretlerdeki artýþlar, piyasa fiyatlarýnýn yükselmesine sebep olmaktadýr.[461]
Kâr artýþýnýn neden olduðu maliyet enflasyonu da, ücret artýþlarýnýn sebep olduðu maliyet enflasyonu gibi tartýþmalý bir olgudur. Klâsik teoriler çerçevesinde kâr artýþlarýnýn neden olduðu maliyet enflasyonunun "geleneksel" tanýmýna bakýldýðýnda, bu Özellik açýkça görülmektedir. Tam olmayan rekabet þartlarý altýnda, firmalar, kârlarýný maliyet artýþlarýný giderecek bir düzeyin üzerine çýkarmak amacýyla hareket ettiklerinden, kâr artýþlarýnýn neden olduðu maliyet enflasyonu doðmaktadýr.[462]
Aþýn bir kâr marjýnýn, maliyet fiyatlarýnýn üzerine eklenmesi ile enflasyonu oluþturacaðý kanaatindeyiz. Aþýrý bir kazanç hýrsý, bencillik ve kanaatsizlik, itikadý ve vicdanî denetim mekanizmalarýndan uzak ve kâr oranýnda sýnýr tanýmayan fazla kazanma hýrsýnýn, fiyatlarý artýrmasý tabiîdir. Aþýrý bir kazanç hýrsýnýn, bencillik ve kanaatsizliðin sosyal hayata, ticari ve ekonomik alana hakim olmasý durumunda, bunun maliyet fiyatlarýna kat kat yansýmamasý elbette düþünülemez. Kendi hayat seviyesini yükseltmek ve daha konforlu ve asude bir yaþam sürmek gayesi üe az, ölçülü ve norma! kârla yetinmeyen bireylerin ve bunlarýn oluþturduðu toplumda kâr artýþýnýn sebep olduðu maliyet enflasyonu doðabilir. Kur'ân-i Kerim'in, hýrs ve tûl-i emelin olumsuzluðunu belirtmesindeki hikmetini, bu açýdan düþündüðümüzde kolayca anlamamýz mümkün olur kanaatindeyiz.
3. Yapý enflasyonu: Bu tür enflasyonlar daha çok geliþmekte olan ülkeler için söz konusudur. Yapý enflasyonuna talep enflasyonunun baþka bir görünümü olarak da bakabiliriz. Örneðin: Þehirlerleþmenin meydana getirdiði hareketlilik, demir, çimento, inþaat malzemesine ve arsaya karþý talebi artýracaktýr (bkz. Halit Çöloðlu, a.g.e., s. 15)
Yapýlaþmanýn hýzlý bir þekilde sürdüðü günümüzde bunu açýkça görmekteyiz. Geliþmiþ ülkelere nazaran, ülkemizdeki hedefsiz, çarpýk, plân ve programsýz yapýlaþma hýzla devam etmektedir. Geliþmiþ ülkelerde pek az görülebilecek bir tarzda sadece iki veya üç ay gibi kýsa bir müddet kalmabi-lecek dinlence kentlerinin kurulmasý, villa adýyla anýlan kiþiye özel meskenlerin inþasý ve bunlarýn maliyet ve satýþ fiyatlarýnýn akýl almaz seviyede seyretmesini, toplumsal barýþý tehdit eden enflasyonun sebeplerinden biri olarak algýlayabiliriz. Çoðu varlýk ve servet sahibinin, bir orman, bir göl, bir nehir, bir deniz kenarýnda ölü yatýrým sayýlan ve istihdama katkýsý olmayan lüks ve konforlu villa ve yazlýk namý altýnda mesken yapma yarýþýna girmesi, toplumun özentisini artýrmakta ve güç buiabilen herkesi böyle bir yarýþýn içine sokmaktadýr.
Kur'ân-ý Kerim, Âd kavminin yüksek binalar inþa ettiklerini, Semûd kavminin kayalarý yontarak evler yaptýklarýný haber vermekte, oturduklarý yerlerde fesat çýkardýklarýný, zorbalýk yaptýklarýn; ve þýmardýklarýný belirtmektedir ( bkz. Þuarâ.26/128-130, 149; Fecr, 89/7-9 ). Lüzumsuz, ihtiyaçtan uzak ve zarurete dayanmaksýzýn sýrf gösteriþ ve lüks için evler, köþkler, saraylar ve kuleler yapan bu milletlerin yok edildiðini Kur'ân özellikle beyan etmektedir. Peygamberimiz (s.a.v) in, ihtiyaç olmaksýzýn yapýlaþmayý ve bina yapýmým hoþ karþýlamamasýný bu açýdan düþünmek gerekir (bkz. Ebû Dâvûd, Edeb, 169).
Bugün toplumsal ihtiyacýn Ötesinde, köþklere, saraylara, villalara, yazlýk evlere yatýrýlan nakdî ve aynî harcamalarýn durdurulup halkýn ihtiyacý olan mesken yapýmýna, fabrika, atölye ve kýsacasý toplumun hizmetine sarf edilse, enflasyona sebep olan en önemli faktör yok edilmiþ olur kanaatini taþýmaktayýz. ALLAH'ýn ihsan ettiði servetin kendisine bir emanet olarak tevdi edildiðini düþünmeden aklýna geldiðince harcamak, nankörlüðün önemli bir tezahürüdür.
4. Hiper enflasyon (paranýn çöküþü): Bir ekonomide enflasyon oraný o/o 45'e kadar yükseliyorsa, o ekonomiye hakim kurumlar ve ülke hükümetleri panik içinde olurlar. Panik içinde yapýlan her þuursuz hareket, ülke ekonomisinde ters sonuçlar verebilir. Bundan sonra her ters sonuç diðer ters sonucu doðurur. Ekonomide depresyon baþlar. Bu sebeple hiper enflasyonu, depresyonun baþlangýcý olarak görebiliriz. Eðer bir ekonomide, toptan eþya fiyatlarýnda büyük bir artýþ söz konusu ise, para deðerinde devamlý bir azalma bekleniyorsa, faiz oranýnda büyük artýþlar söz konusu ise, küçük giriþimciler piyasadaki gelir þanslarýný yitirmiþler ise, toplumda paradan kaçýþ baþlayacaktýr. Deðiþik sekililerde parayý sarfetme yollarýný arayýp bulacaklardýr. Toplumun parasý daha çok gayri menkul gibi ölü yatýrýmlara kayacaktýr. Ekonomide bu olaya "paranýn çöküþü" veya "hiper enflasyon" adý verilir (Çöioðlu, Halit, a.g.e, s.16-17).
Bugün firmalarýn kârlarýnýn büyük bir kýsmýnýn faizden kaynaklandýðý belirtilmektedir. Hatta yapýlan bir araþtýrmada önde gelen 500 firmanýn kârlarýnýn yüzde 51'inin repodan kaynaklandýðý ortaya çýkmýþtýr. Böyle bir durumda fiyatlar yükselecek, iþsizlik çýð gibi büyüyecek, istihdam ve üretimin yerini riski az, kârý bol olan faiz rantý alacaktýr. Enflasyon rantýndan en büyük payý bankalarýn hususen özel bankalarýn aldýðý bilinmektedir. Enflasyon ortamýnýn en kârhkuruluþlarmm yine bankalar olduðu bugün yetkililer tarafýndan söylenmektedir.
Görüldüðü gibi enflasyonist ortamý besleyen önemli etken faiz olmaktadýr. Faizle ilgili Bakara Sûresi, 276. âyette, faizin malýn bereketini gidereceði vurgulanmakta ve faiz muamelesini yapan ve helâl sayanlarýn çok günahkar, çok inkarcý ve nankör olduðu beyan edilmektedir.
Enflasyonun oluþmasýnda diðer bazý etkenleri þöylece belirtebiliriz. "Onaltýncý yüzyýldan bu yana, son otuz yýla kadarki dönemde fiyat artýþlarý ne böylesine inatçý ve ne de bu denli yaygýn olmamýþtý" diyen Irvings Fri-edman, fiyat artýþlarýnýn, refah artýþý ile ilgili olduðunu belirtir. Ona göre fiyat artýþýnýn en önemli nedenleri altýn, gümüþ ya da para arzýdýr. Yirminci yüzyýl toplumunun, fikren çaðdaþ "yapýþkan" enflasyon olgusunu ve bu olayýn dünya Ölçüsünde iþleyiþini, sosyal nedenleri ile sosyal etkilerini kavramaya yetecek derecede bÝliçlenmemiþ olduðunu belirten Friedman, günümüzün inatçý enflasyonun onaltýncý yüzyýldakine oranla daha güçlü ve daha etkili olduðunu ifade etmekte, enflasyonun çaðdaþ toplumlarý yýkan bir olgu olduðunu söylemektedir.[463]
Ýkinci Dünya Savaþý sýrasýnda en büyük gereksinme kuþkusuz çok sayýda sanayi ülkesinin yeniden iman sorunu idi. Herkes yaþamý kolaylaþtýran araçlara ve gereçlere sahip olmak peþindeydi. Avrupa'nýn, tüketimini Amerika standartlarýna uydurma çabasý, daha Ýkinci Dünya Savaþý'ndan önce baþlamaktadýr. Kalite ve üretim teknikleri geliþti. Buna paralel olarak da tüketici zevkleri de þaþýrtýcý bir hýzla tüm dünyaya yayýlmýþtýr. Bu dünya boyutunda bir bünyesel enflasyonun meydana gelmesinde önemli bir rol oynamaktadýr.[464]
Deprem, sel veya kötü hava þartlarý gibi doðal felaketler, tarým ürünlerinin veya Öteki mallarýn kýtlýðýna neden olabilir. Doðal kaynaklarýn bir kýsmýný denetim altýnda bulunduran ülkeler, tekeÝ fiyatlarýný artýrabilir. Tarýmsal ham ürünler, ara mallarý veya ham petrol fiyatlarýndaki yükselme, sanayi sektörünün maliyet artýþlarýdýr. Bunun için firmalar, daha yüksek fiyatlarla bunlarý arzetmeye devam etmek isteyeceklerdir.[465]
Ekonomik hayatý bozulan bir toplumun, sosyal hayatýnda bir takým deðiþimler meydana gelir. Ekonomik hayat ile sosyal hayat arasýndaki uyumun bozulmasý, toplumda halledilmesi güç bazý problemleri meydana getirir. Bu problemleri þöylece sýralayabiliriz:
1. Enflasyon, toplumun gelir ve servet daðýlýmýný olumsuz yönde etkiler. 2. Enflasyon, toplumda sosyal bunalým ve patlamalara sebep olur. Enflasyon gelir daðýlýmý üzerinde adaletsiz bir etki oluþturur. Bilhassa ücret ve maaþ gelirleri üzerinde aðýr bir -yük olarak kendini hissettirir. Bir ülkenin sosyal yapýsýný deðiþtirmek için karþýlaþýlan güçlükleri bertaraf etmede kullanýlan en güçlü araç, enflasyondur. Nitekim Lenin, "Bir miÝletin sosyal hayatýný tahrip etmek için önce o milletin para birimini yýkmak gerekir" demektedir. 3. Enflasyon, toplumun ahlakî, hukukî ve manevî deðerlerinde erozyon meydana getirir.[466]
Esas itibariyle enflasyon, sürekli olarak bir gelir bölüþümü problemi meydana getirir. Enflasyon, ülkede hüküm süren "sessiz bir iç savaþ"týr. Her ne kadar enflasyondan toplumun bazý kesimleri kazançlý çýkýyor görünse-de, sonuçta enflasyon toplumun bütün kesimlerini olumsuz yönde etkiler. Aynen babasýný ve çocuklarýný yiyen ihtilal gibi.(Çö"loðlu, Halit, a.g.e., s. 58)
Bütün bu deðerlendirmelerin neticesinde þunu söyleyebilirz. Enflasyo-rýist bir ortamda, toplumun kalkýnmasýndan ziyade, þahsî kalkýnma projeleri öne geçmektedir. Enflasyonist bir ortamda, toplumun yararýna yapýlacak yatýrýmlarýn yerine, taþýnmaz mallara yatýrýmlar yapýlmaktadýr. Bu ortamdan menfaat temin eden sermaye sahipleri, riski az ve kârý çok olan faize yönelmekte ve istihdam ve üretim alanlarýna yatýrým geri plâna itilmektedir. Ayrýca refah, lüks, israf, konforun enflasyonun oluþmasýna veya yükselmesine sebep olduðunu söyleyebiliriz. Toplumun sosyal, siyasal bunalým sürecine girmesini saðlayan enflasyon, toplumsal barýþý ve huzuru da bozmakta ve etkilemektedir. Toplumun ahlâkî, hukukî ve manevî deðerlerinin aþýnmasýna ve yok olmasýna vesile olduðu için, enflasyonun þeytanýn ve yandaþlarýnýn bir oyunu olduðunu söylemek bir abartma olmayacaktýr.
Nankörlüðün sonuçlarý arasýnda enflasyonu zikretmemizin temelinde "Ýsraf" kavramý yatmaktadýr. Yapýlan her iþte haddi aþma, infak ve harcamada ölçüsüz davranma gibi anlamlara gelen bu kelime, nankörlükle doðrudan ilgilidir. Kur'ân-ý Kerim'de, "...Saçýp savuranlar þeytanýn dostlarýdýr. Þeytan ise Rabbine karþý çok nankördür." fîsrâ, 17/27) buyuru Ým aktadýr. Âyette, þeytan nankör olarak vasýflandýrýlmakta ve Ýsraf edenlerin þeytanýn yandaþlarý olduðu vurgulanmaktadýr. Kýsacasý, nankör olan þeytana dost olanlarýn, saçýp savuranlar olduðu belirtilmektedir. Dolayýsýyla enflasyona sebep olan saçýp savurma ve israf, nankörlük duygusundan kaynakianmak-tadir.Yapýsal enflasyonu açýklarken de belirttiðimiz gibi, Ýhtiyaç dýþý yani, toplumun menfaatine olmayan her yapýsal faaliyet, lüks, konfor ve israfil hayat, enflasyonist bir ortamýn oluþmasýna yardýmcý olmaktadýr.
ALLAH Teâiâ'nm kendilerine ihsan ettiði serveti, toplumun ihtiyacýna deðil de, ölü yatýrýmlara harcamak, zevk ve arzularý uðruna feda etmek en büyük nankörlüktür. Nankörler ise þeytanýn ahbaplarýdýr. Þu halde nankörlük, nimeti gereken yerin dýþýnda daha doðrusu ALLAH'ýn razý olmadýðý þekilde kullanmaktýr. Netice olarak þunu diyebiliriz ki, nankörce davranýþ ve uygulamalar, enflasyonun zemininin! hazýrlamaktadýr. Þeytanýn istediði de budur. Þeytan kendinde olan vasýflarýn toplumda hakim olmasý için elinden gelen çabayý gösterir. Nimetlerin gösteriþ, lüks, Ýsraf uðrunda harcanmasý onun idealidir: Çünkü israf edenleri, ALLAH sevmez. ALLAH Teâiâ'nm sevmedikleri de þeytanlarýn dostlarýdýr.
Þeytan, toplumsal barýþýn en etkili ve tehlikeli düþmaný olan enflasyonun oluþmasýný saðlayacak olan saçýp savurmayý, lüksü, israfý ve sadece zevk ve eðlence için ihtiyaç dýþý harcamalarý bütün gücüyle güzel göstererek fitne, fesat ve anarþinin hakim olmasýný temin için alýþacak ve vesvese verecektir. Bu konuda þeytana yenik düþenleri ve onun vesvesesine kanarak saçýp savuranlarý Kur'ân-ý Kerim, "þeytanlarýn kardeþleri" olarak vasfetmek-tedir. Dolayýsýyla þeytan yandaþlarý vasýtasýyla toplumsal barýþý ve huzuru bozmaktadýr. [467][454] Bkz. Helmut Friscb, Enflasyon Teorileri çev., Erîan Oktay, Aslan Yiðidim, Ankara, 1989, s. 1 -2; Halit Çöloðlu, Enflasyon ve Getirdikleri, Ankara, 1997, s. 7; Mehmet Erkan, Enflas-yonist Ortamda iþletmelerin Ticarî Kredi Yöntemi, Eskiþehir, 1990, s. 7-8
[455] Mehmet Erkan, a. g. e , s. 8
[456] Frisch, Helmut, a.g.e., s. 1
[457] Bkz. Çöloðlu, Halit, a.g.e., s. 3
[458] Bkz. Erkan, Mehmet, a.g.e., s. 9
[459] Bkz. Çöloðlu, Halit, a.g.e., s. 11; Ahmet S. Kalýn, Enflasyona Analitik Bir Yaklaþým, Ýst. 1989, s.146-147
[460] Bkz. Çiiloðlu, Halit, a.g.e., s. 11-13; Ahmet S. Kalýn, a.g.e., s. 140
[461] Bkz. Çöloðlu, Halit, a.g.e., s. 13-14
[462] Bkz. Kalýn, Ahmet, a.g.e., s. 159-161
[463] Bkz. Irvings Friedman, Enflasyon (Dünyayý Sarsan Bunalým), çev. Haluk Gürsel, Ýst. 1981, s. 14-15
[464] Geniþ bilgi için bkz. Friedman, Irvings, a.g.e., s. 59-66
[465] Bkz. Frisch, Heimut, a.g.e., s. 161-162
[466] Bkz. Çöloðlu, Halit, Enflasyon ve Getirdikleri, s. 51-54
[467] Kerim Buladý, Kur’an’da Nankörlük Kavramý, Pýnar Yayýnlarý: 434-441.