> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi >  Enflasyon
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Enflasyon  (Okunma Sayısı 1354 defa)
19 Eylül 2011, 23:17:29
müzzemmil

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 374


« : 19 Eylül 2011, 23:17:29 »



7. Enflasyon

Ekonomi ilminin en çok tartışılan meselelerinden biri olan enflasyon; için­de yaşadığımız çağda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri, devamlı olarak uğraştıran ve önemi gittikçe artan bir meseledir.
Enflasyonun, genel kabul gören bir tarifi yoktur. Enflasyon, "sürekli fi­yat artışı süreci veya paranın sürekli değer kaybetme sürecidir" şeklindeki tanımın, bazı eksikliklerine rağmen, genellikle kullanılan bir tanım olması açısından bir üstünlüğe sahip olduğu belirtilmektedir. Enflasyon, iktisatta, para arzının, parasal gelirin ya da fiyatların topluca artışıdır. Çoğunlukla gene! fiyat düzeyinin aşırı yükselişi anlamında kullanılır. Enflasyon, para­nın döviz kuru veya altın fiyatı ile ölçülen dış değerinin düşmesidir. Enflas­yon, genel fiyat düzeyinin sürekli bir biçimde yükseldiği ekonomik denge-sizlk durumudur. Enflasyon, çok para ile az mal alınabildiği toplam talep fazlalığıdır. Enflasyon, kelime olarak halk dilinde "günlük fiyat yükselişi" anlamını taşır. Diğer bir ifade ile "genel fiyat seviyesindeki yükselme eğili­mi" olarak belirleyebiliriz. Enflasyon, carî fiyat seviyesinde toplam talebin, toplam arzdan fazla olması halidir."[454]
Bu tariflerden hareketle şöyle diyebiliriz: Kimine göre ekonominin yıl-! lık gelişme oranına eşit veya daha az bir oranda fiyat yükselmesi, enflasyon olarak nitelenemez. Kimine göre İse, ister devamlı ve süratli, ister çok yavaş olsun her türlü fiyat artist enflasyondur.
Ancak normal fiyat artışları ayırımı, kesin bir ekonomik kıstasa dayan­maktan çok, fiyat artışları ile ilgili sosyal ve psikolojik ilke ve anlayışa bağ­ılıdır. Bu duruma göre her türlü sürekli fiyat artışları enflasyon olarak kabul edilebilir[455] Fakat Helmut Frisch, böyle bir değerlendirmenin sübjektif bir kriter olduğunu söylemektedir.[456]
Enflasyon, ilk ve en büyük tesirini fiyat artışlarında gösterir ve zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olmasına sebep olur. Böyle durumlarda top­lumda huzursuzluk artar, sosyal barış zayıflar, hatta "barış" yavaş yavaş top­lumdan tamamen uzaklaşır. Enflasyonda orta sınıf silinir. Toplum, çok zen­gin ve çok fakir iki kesimden oluşur. Her türlü maddî imkana sahip küçük bir azınlıkla, asgarî ihtiyaçlarını dahi gidermekten aciz büyük bir çoğunlu­ğun yan yana barış içinde yaşamalarını beklemek saflık olur.[457] Bizim görü­şümüzün temelini bu düşünce ve tesbitler oluşturmaktadır. Enflasyon ko­nusunu ele almamızdaki amaç, nankörlüğün sonunda böyle bir durumun oluşacağı fikridir, ileride bu kanıya varmamızı haklı kılacak açıklamaları yapmaya çalışacağız.
Mehmet Erkan'a göre, enflasyondan zarar görenler sadece tasarrufları­nın gelirleriyle geçinen sabit gelirliler ile çeşitli az gelir gruplarıdır. Genel olarak ücret, faiz ve rant gibi gelirlerini fiyat yükselmelerine paralel olarak artırma olanağına sahip olmayanlar, fiyatları geriden izlerler. Enflasyonist dönemlerde memur maaşları ve işçi ücretleri enflasyonu körüklememesi için artınlmaz. Bu nedenle fiyat hareketleri ile sabit geliri olan bu grubun gelirleri arasında bir gecikme göze çarpar. Buna karşın imalatçının, tücca­rın, üreticinin, serbest meslek sahibinin gelirleri fiyat hareketlerini yakın­dan takip eder. Erkana göre, böyle bir dönemde inşaat yatırımları artar. Ta­sarruflar, sanayi yatırımları yerine gayri menkul ve allın gibi servet türleri­ne yönelir. Bu da bir sorundur. Zira bu tür yatırımların milli ekonomiye hiçbir faydası yoktur. Enflasyon, yapılacak reel yatırımları en verimli olan­lar yerine kısa süreli ve kârlı projelere kaydırmaktadır.[458]
Görüldüğü gibi, toplumun kalkınmasına vesile olacak ve istihdam im­kanı sağlayacak yatırımlar yerine, şahsî menfaatler ve projeler öne geçmek­tedir. Yani, halkın kalkınması, bireyin kalkınmasına feda edilmektedir. Bire­yin zengin, halkın ise fakir olduğu bir ortamda adaletsizlik ve haksızlık top­luma hakim olur. Sosyal adalet can çekişir, hatta Ölür. Böyle bir durumda sevgi, saygı, itimat ve her türlü güven ve emniyeti sağlayan değerler çöker.
Bir ülke ekonomisinde enflasyonun açıkça belirmiş olması gerekmez. Esasen enflasyon, kendisini fiyatlarda bir artış olarak ortaya çıkmaksızın da gösterebilir. Bu tür enflasyona "gizli enflasyon" adı verilmektedir. Gizli enflasyon kendisini, mağazalar önündeki kaynaklar, bazı malların ve hizmetle­rin dağıtımında ve tüketiminde görülen kısıtlamalar, karaborsacılığın türe­mesi ve üîke parasının karaborsada büyük değer kaybetmesi şeklinde ken­dini gösterir (bkz. Çöloğlu Halit, a.g.e., s.9).
Enflasyon gizli, açık ve hiper enflasyon olarak üç bölümde incelemek mümkündür. Gizli enflasyonu yukarıda izah etmiştik. Açık ve hiper enflas­yonu aşağıdaki maddeler altında incelemek mümkündür.
1. Talep enflasyonu: Üretim sektörü talep baskısı altındadır. Talep bas­kısı ise, kendisini fiyatlar seviyesinde yükselmeler şeklinde gösterebilir. Ta­lep enflasyonu, tam istihdam seviyesinin sağlandığı bir ekonomide toplam arza kıyasla daha yüksek seviyede seyretmesidir. Toplam talebin artması, fi­yatları ve kârları artırır. Artan fiyatlar ve kârlar işletmelerin Üretimlerini ar­tırmak istemelerine sebep olur. Artan fiyatlar sebebiyle ücretler de yükselir. Toplam talep değişmediği takdirde, ücret ve dolayısıyla maliyetlerin yüksel­mesi sebebiyle toplam arzın azalması fiyatlar genel düzeyini yükseltecek­tir.[459]
2. Arz enflasyonu: Arz enflasyonunda durum daha farklıdır. Burada fi­yat artışları, mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan üretim faktörlerinin maliyetlerinde görülen artışlar sonucu meydana gelmektedir. Arz enflasyo­nunun arkasında, aksak rekabet şartları yatmaktadır. İş gücü piyasasında aksak rekabet şartları hüküm sürüyorsa, meydana gelen arz enflasyonunu "ücret enflasyonu" olarak adlandırılır. Mal piyasasında aynı şartların etkisi ile meydana gelen bir arz enflasyonu ise, "kâr enflasyonu" olarak adlandırı­lır. Ücret ve kâr yükselmesi ile toplam arzın düşmesi, fiyatlar genel düzeyi­ni, oluşan bir talep fazlası sebebiyle yukarıya itecektir.[460]
Çöloğlu, "her ücret artışı, enflasyon sebebi olarak kabul edilemez. Ücret artışlarını, enflasyonun bir sebebi olarak değil, bir sonucu olarak görmek gerekir" demektedir. Ücretler, talepte görülen artışa bağlı olarak yükselebi­lir. Mal piyasasında talepte ve arzda herhangi bir değişme olmadığı halde ücretlerdeki artışlar, piyasa fiyatlarının yükselmesine sebep olmaktadır.[461]
Kâr artışının neden olduğu maliyet enflasyonu da, ücret artışlarının se­bep olduğu maliyet enflasyonu gibi tartışmalı bir olgudur. Klâsik teoriler çerçevesinde kâr artışlarının neden olduğu maliyet enflasyonunun "gele­neksel" tanımına bakıldığında, bu Özellik açıkça görülmektedir. Tam olma­yan rekabet şartları altında, firmalar, kârlarını maliyet artışlarını giderecek bir düzeyin üzerine çıkarmak amacıyla hareket ettiklerinden, kâr artışları­nın neden olduğu maliyet enflasyonu doğmaktadır.[462]
Aşın bir kâr marjının, maliyet fiyatlarının üzerine eklenmesi ile enflas­yonu oluşturacağı kanaatindeyiz. Aşırı bir kazanç hırsı, bencillik ve kanaat­sizlik, itikadı ve vicdanî denetim mekanizmalarından uzak ve kâr oranında sınır tanımayan fazla kazanma hırsının, fiyatları artırması tabiîdir. Aşırı bir kazanç hırsının, bencillik ve kanaatsizliğin sosyal hayata, ticari ve ekonomik alana hakim olması durumunda, bunun maliyet fiyatlarına kat kat yansı­maması elbette düşünülemez. Kendi hayat seviyesini yükseltmek ve daha konforlu ve asude bir yaşam sürmek gayesi üe az, ölçülü ve norma! kârla ye­tinmeyen bireylerin ve bunların oluşturduğu toplumda kâr artışının sebep olduğu maliyet enflasyonu doğabilir. Kur'ân-i Kerim'in, hırs ve tûl-i emelin olumsuzluğunu belirtmesindeki hikmetini, bu açıdan düşündüğümüzde kolayca anlamamız mümkün olur kanaatindeyiz.
3. Yapı enflasyonu: Bu tür enflasyonlar daha çok gelişmekte olan ülke­ler için söz konusudur. Yapı enflasyonuna talep enflasyonunun başka bir görünümü olarak da bakabiliriz. Örneğin: Şehirlerleşmenin meydana getir­diği hareketlilik, demir, çimento, inşaat malzemesine ve arsaya karşı talebi artıracaktır (bkz. Halit Çöloğlu, a.g.e., s. 15)
Yapılaşmanın hızlı bir şekilde sürdüğü günümüzde bunu açıkça gör­mekteyiz. Gelişmiş ülkelere nazaran, ülkemizdeki hedefsiz, çarpık, plân ve programsız yapılaşma hızla devam etmektedir. Gelişmiş ülkelerde pek az görülebilecek bir tarzda sadece iki veya üç ay gibi kısa bir müddet kalmabi-lecek dinlence kentlerinin kurulması, villa adıyla anılan kişiye özel mesken­lerin inşası ve bunların maliyet ve satış fiyatlarının akıl almaz seviyede sey­retmesini, toplumsal barışı tehdit eden enflasyonun sebeplerinden biri ola­rak algılayabiliriz. Çoğu varlık ve servet sahibinin, bir orman, bir göl, bir nehir, bir deniz kenarında ölü yatırım sayılan ve istihdama katkısı olmayan lüks ve konforlu villa ve yazlık namı altında mesken yapma yarışına girme­si, toplumun özentisini artırmakta ve güç buiabilen herkesi böyle bir yarı­şın içine sokmaktadır.
Kur'ân-ı Kerim, Âd kavminin yüksek binalar inşa ettiklerini, Semûd kavminin kayaları yontarak evler yaptıklarını haber vermekte, oturdukları yerlerde fesat çıkardıklarını, zorbalık yaptıkların; ve şımardıklarını belirt­mektedir ( bkz. Şuarâ.26/128-130, 149; Fecr, 89/7-9 ). Lüzumsuz, ihtiyaçtan uzak ve zarurete dayanmaksızın sırf gösteriş ve lüks için evler, köşkler, sa­raylar ve kuleler yapan bu milletlerin yok edildiğini Kur'ân özellikle beyan etmektedir. Peygamberimiz (s.a.v) in, ihtiyaç olmaksızın yapılaşmayı ve bi­na yapımım hoş karşılamamasını bu açıdan düşünmek gerekir (bkz. Ebû Dâvûd, Edeb, 169).
Bugün toplumsal ihtiyacın Ötesinde, köşklere, saraylara, villalara, yazlık evlere yatırılan nakdî ve aynî harcamaların durdurulup halkın ihtiyacı olan mesken yapımına, fabrika, atölye ve kısacası toplumun hizmetine sarf edil­se, enflasyo...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 19 Eylül 2011, 23:20:10 Gönderen: müzzemmil »
Kayıtlı

Lütfen Namazlarımızı Kılalım Namazlarınızı Sanal & Real Yaşam için Terketmeyiniz !!!

İlim Dünyası Ailesi
Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Enflasyon
« Posted on: 27 Nisan 2024, 03:04:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Enflasyon rüya tabiri, Enflasyon mekke canlı, Enflasyon kabe canlı yayın, Enflasyon Üç boyutlu kuran oku Enflasyon kuran ı kerim, Enflasyon peygamber kıssaları, Enflasyon ilitam ders soruları, Enflasyonönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes