Bayramla Kutlanmak By: reyyan Date: 11 Eylül 2011, 17:34:49
Bayramla Kutlanmak
Aralýk 2008 - 120.sayý
Mehmet IÞIK kaleme aldý, DÝÐER YAZILAR bölümünde yayýnlandý.
Her topluluðun bayramý var. Kutlayýp eðlenirler. Müminlerin de bayramý var. Ýki mübarek bayram. Müslümanýn asýl bayramý ise bu dünyada deðil...
Bayram günleri sevinme eðlenme günlerdir. Hayatýn birçok yükünün bir tarafa býrakýldýðý, þöyle bir rahat nefes alýnan günler. Ýnsanlarýn gönül hoþluðu için birbirlerine zaman ayýrdýklarý, iyilikleri, güzellikleri paylaþtýklarý zamanlar.
Ýnsanýn böyle zamanlara ihtiyacý var. Yalnýz olmadýðýmýzý hisseder, bir arada olmanýn güvenini, huzurunu yaþarýz. Bütün toplumlarýn böyle bayramlarý vardýr. Çeþitli vesilelerle bir araya gelir, kutlamalar yaparlar.
Bizim bayramlarýmýzý Rabbimiz belirlemiþtir. Bu bayramlardan biri her hafta çalar kapýmýzý. Cuma günü haftanýn bayramýdýr. Diðerleri ise yýlda birer kez þenlendirir. Ramazan bitince ve Kurbanla birlikte.
Ýlk bayramlar
Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz, tebliðe baþladýktan sonra Mekke-i Mükerreme’de bulunduðu on üç yýl boyunca bayram yapamamýþtý. Hicret yolculuðunun Medine-i Münevvere’deki ilk duraðý olan Kuba Mahallesi’ne ulaþtýðý ilk günlerde haftanýn bayramý olan Cuma günü müslümanlarla bir araya geldi ve ilk olarak Cuma namazýný kýldýrdý. Artýk o haftadan sonra Cuma günü müslüman hayatýnda haftanýn bayramý olarak yerini aldý.
Hicretin ikinci yýlýnda Ramazan orucu farz kýlýndý. Ay boyunca oruç tutan Sahabe-i Kiram’ý, ay sonunda bir sürpriz bekliyordu.
Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz, Þevval ayýnýn ilk gününde Musalla ismi verilen geniþ alanda, erkek kadýn, yaþlý genç, çoluk çocuk herkesin toplanmasýný emir buyurdu. Bütün müminler gelip alaný bayram yerine çevirdiler. Böylece Ramazan bayramý baþladý.
Daha sonra Hac ibadetinin tamamlandýðý, kurbanlarýn kesildiði Zilhicce ayýnýn onuncu gününde bir bayram daha yaþandý. Bu da Kurban bayramýydý.
Coþkunun dile geldiði anlar
Medine-i Münevvere’de bayramlar sevinç ve coþku içinde yaþanýrdý. Herkesin kalbi sevinçli, birbirlerine karþý sevgiliydi. O güzide insanlar Allah ve Rasulü için birbirlerini seviyorlardý. Zor zamanlarda, savaþlarda bile hiç eksilmeyen bu sevgi bayramlarda adeta coþuyordu.
Her hafta Cuma günü ve her yýl Þevval ayýnýn biri ile Zilhicce ayýnýn onunda, Allah Tealâ’nýn belirlemiþ olduðu ölçüler çerçevesinde doyasýya bayram yapýyor, sevinçlerini paylaþýyor, eðleniyor, eðlendiriyorlardý. Böylece ruhlarý ve bedenleri dinleniyor, güç buluyordu.
Sahabe-i Kiram’ýn Fahr-i Kâinat s.a.v. Efendimizle yaþadýklarý bayramlar þüphesiz farklý bir coþkuya sahipti. Efendimiz de ashabýnýn bayramý doya doya yaþamasýný istiyordu. Hatta bir bayram günü Hz. Aiþe r.a. validemizin yanýnda def çalýp savaþ türküleri söyleyen kýzlara Hz. Ebu Bekir r.a. çýkýþtýðýnda ona engel olmuþ ve þöyle söylemiþtir: “Onlarý býrak ey Ebu Bekir! Her kavmin bir bayramý vardýr. Bu gün de bizim bayramýmýz.” (Buharî)
Önce namazla bayram
Bayram sevincini, bayram coþkusunu doyasýya yaþayabilmek için bize bayramý ihsan edeni unutmak olur mu? Bayram önce O’nunla baþlar. Bunun için Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz, müslümanlar olarak bayramlarýmýza namaz kýlarak baþladýðýmýzý ifade buyurmuþtur. (Buharî)
Namazýn arkasýndan okunan hutbe ile bayramlaþma, ziyaretler ve ikramlarla bayram sevincimiz devam eder.
Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz, Bayram namazýný Sahabe-i Kiramla birlikte iki rekât olarak kýlmýþtý. Her iki rekâtta da kýyamda iken ellerini kaldýrmak suretiyle fazladan tekbirler getirmiþti. Bu tekbirler kitaplarýmýzda “zevâid tekbirleri” adýyla yerini aldý.
Eller kaldýrýlmak suretiyle alýnmasý gereken bu tekbirler, Hanefî mezhebine göre vacip, diðer mezheplere göre sünnettir.
Günümüzde müslümanlar, amel ettikleri mezheplere uyarak bayram namazlarýný kýlarlar. Farklý bir mezhebe göre bayram namazýný kýlan bir imama uymakta da hiçbir sakýnca yoktur.
Bayram namazýnda fazladan tekbirler getirilmesi, bir coþkunun, bir sevincin ifadesidir. Müslümanlar olarak biz de bu coþkuyu yaþayarak namaza koþmalý ve “büyük sadece Allah’týr” anlamýna gelen Allahu Ekber tekbirini söyleyerek Yüce Mevlâ’nýn büyüklüðünü kalbimizde hissetmeliyiz. Daha sonra bu yakýnlýðýn bereketiyle bayramlaþmalý, ziyaretlerde bulunmalý, çocuklarý sevindirmeliyiz.
Saadet Asrý’nýn bayram coþkusunu yaþayabilme dileðiyle, nice bayramlara...