> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Diğer Yazılar > Bayramla Kutlanmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bayramla Kutlanmak  (Okunma Sayısı 843 defa)
11 Eylül 2011, 17:34:49
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 11 Eylül 2011, 17:34:49 »



Bayramla Kutlanmak


Aralık 2008 - 120.sayı


Mehmet IŞIK kaleme aldı, DİĞER YAZILAR bölümünde yayınlandı.

Her topluluğun bayramı var. Kutlayıp eğlenirler. Müminlerin de bayramı var. İki mübarek bayram. Müslümanın asıl bayramı ise bu dünyada değil...

Bayram günleri sevinme eğlenme günlerdir. Hayatın birçok yükünün bir tarafa bırakıldığı, şöyle bir rahat nefes alınan günler. İnsanların gönül hoşluğu için birbirlerine zaman ayırdıkları, iyilikleri, güzellikleri paylaştıkları zamanlar.

İnsanın böyle zamanlara ihtiyacı var. Yalnız olmadığımızı hisseder, bir arada olmanın güvenini, huzurunu yaşarız. Bütün toplumların böyle bayramları vardır. Çeşitli vesilelerle bir araya gelir, kutlamalar yaparlar.

Bizim bayramlarımızı Rabbimiz belirlemiştir. Bu bayramlardan biri her hafta çalar kapımızı. Cuma günü haftanın bayramıdır. Diğerleri ise yılda birer kez şenlendirir. Ramazan bitince ve Kurbanla birlikte.

İlk bayramlar


Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz, tebliğe başladıktan sonra Mekke-i Mükerreme’de bulunduğu on üç yıl boyunca bayram yapamamıştı. Hicret yolculuğunun Medine-i Münevvere’deki ilk durağı olan Kuba Mahallesi’ne ulaştığı ilk günlerde haftanın bayramı olan Cuma günü müslümanlarla bir araya geldi ve ilk olarak Cuma namazını kıldırdı. Artık o haftadan sonra Cuma günü müslüman hayatında haftanın bayramı olarak yerini aldı.

Hicretin ikinci yılında Ramazan orucu farz kılındı. Ay boyunca oruç tutan Sahabe-i Kiram’ı, ay sonunda bir sürpriz bekliyordu.

Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz, Şevval ayının ilk gününde Musalla ismi verilen geniş alanda, erkek kadın, yaşlı genç, çoluk çocuk herkesin toplanmasını emir buyurdu. Bütün müminler gelip alanı bayram yerine çevirdiler. Böylece Ramazan bayramı başladı.

Daha sonra Hac ibadetinin tamamlandığı, kurbanların kesildiği Zilhicce ayının onuncu gününde bir bayram daha yaşandı. Bu da Kurban bayramıydı.

Coşkunun dile geldiği anlar


Medine-i Münevvere’de bayramlar sevinç ve coşku içinde yaşanırdı. Herkesin kalbi sevinçli, birbirlerine karşı sevgiliydi. O güzide insanlar Allah ve Rasulü için birbirlerini seviyorlardı. Zor zamanlarda, savaşlarda bile hiç eksilmeyen bu sevgi bayramlarda adeta coşuyordu.

Her hafta Cuma günü ve her yıl Şevval ayının biri ile Zilhicce ayının onunda, Allah Tealâ’nın belirlemiş olduğu ölçüler çerçevesinde doyasıya bayram yapıyor, sevinçlerini paylaşıyor, eğleniyor, eğlendiriyorlardı. Böylece ruhları ve bedenleri dinleniyor, güç buluyordu.

Sahabe-i Kiram’ın Fahr-i Kâinat s.a.v. Efendimizle yaşadıkları bayramlar şüphesiz farklı bir coşkuya sahipti. Efendimiz de ashabının bayramı doya doya yaşamasını istiyordu. Hatta bir bayram günü Hz. Aişe r.a. validemizin yanında def çalıp savaş türküleri söyleyen kızlara Hz. Ebu Bekir r.a. çıkıştığında ona engel olmuş ve şöyle söylemiştir: “Onları bırak ey Ebu Bekir! Her kavmin bir bayramı vardır. Bu gün de bizim bayramımız.” (Buharî)

Önce namazla bayram


Bayram sevincini, bayram coşkusunu doyasıya yaşayabilmek için bize bayramı ihsan edeni unutmak olur mu? Bayram önce O’nunla başlar. Bunun için Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz, müslümanlar olarak bayramlarımıza namaz kılarak başladığımızı ifade buyurmuştur. (Buharî)

Namazın arkasından okunan hutbe ile bayramlaşma, ziyaretler ve ikramlarla bayram sevincimiz devam eder.
Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz, Bayram namazını Sahabe-i Kiramla birlikte iki rekât olarak kılmıştı. Her iki rekâtta da kıyamda iken ellerini kaldırmak suretiyle fazladan tekbirler getirmişti. Bu tekbirler kitaplarımızda “zevâid tekbirleri” adıyla yerini aldı.

Eller kaldırılmak suretiyle alınması gereken bu tekbirler, Hanefî mezhebine göre vacip, diğer mezheplere göre sünnettir.

Günümüzde müslümanlar, amel ettikleri mezheplere uyarak bayram namazlarını kılarlar. Farklı bir mezhebe göre bayram namazını kılan bir imama uymakta da hiçbir sakınca yoktur.

Bayram namazında fazladan tekbirler getirilmesi, bir coşkunun, bir sevincin ifadesidir. Müslümanlar olarak biz de bu coşkuyu yaşayarak namaza koşmalı ve “büyük sadece Allah’tır” anlamına gelen Allahu Ekber tekbirini söyleyerek Yüce Mevlâ’nın büyüklüğünü kalbimizde hissetmeliyiz. Daha sonra bu yakınlığın bereketiyle bayramlaşmalı, ziyaretlerde bulunmalı, çocukları sevindirmeliyiz.

Saadet Asrı’nın bayram coşkusunu yaşayabilme dileğiyle, nice bayramlara...

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bayramla Kutlanmak
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:36:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bayramla Kutlanmak rüya tabiri,Bayramla Kutlanmak mekke canlı, Bayramla Kutlanmak kabe canlı yayın, Bayramla Kutlanmak Üç boyutlu kuran oku Bayramla Kutlanmak kuran ı kerim, Bayramla Kutlanmak peygamber kıssaları,Bayramla Kutlanmak ilitam ders soruları, Bayramla Kutlanmakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes