Kurana Dokunmak By: reyyan Date: 28 Aðustos 2011, 11:11:40
Mektubat-ý Ýmam Rabbanî k.s.’den
Haziran 2008 114.SAYI
Ali KAYA kaleme aldý, TASAVVUF KLASÝKLERÝ bölümünde yayýnlandý.
Kur’an’a Dokunmak…
Allah Tealâ bir ayet-i kerimede Kur’an-ý Kerim’le ilgili olarak þöyle buyurur:
“Þüphesiz bu, deðerli bir Kur’an’dýr, korunmuþ bir kitaptýr. Ona ancak temizlenmiþ olanlar dokunabilir.” (Vâkýa, 77-79)
Bu ayetlerden maksat Allah’ýn murad ettiði engin manalardýr. Söz konusu ayetlerle ilgili olarak bu kulun kýt aklýna gelen, Kur’an’da saklý bulunan ilâhi sýrlarý, ancak iç dünyalarýný beþerî alakalardan arýndýrmýþ olan kimselerin keþfedebileceðidir. Arýnmýþ insanlarýn nasibi Kur’an’ýn sýrlarýný keþfedebilmek ise, diðerlerinin nasibi nedir acaba!
Bu ayetten çýkartabileceðimiz bir baþka iþaret de, Kur’an’ý okumaya ancak nefslerini boþ ve zararlý heveslerden temizlemiþ olan ve gizli-açýk bütün þirk çeþitlerinden, dýþ ve iç alemdeki bütün sahte ilâhlardan arýndýrmýþ bulunan kimseler layýktýr. Bunun izahý þöyledir. Seyr u sülûke yeni baþlamýþ olan kimselere uygun olan zikirle meþgul olmalarý ve Allah’tan baþka zihinlerinde bir þey kalmayýncaya kadar Allah’ýn dýþýndaki þeyleri gönüllerinden kazýmaya çalýþmalarýdýr. O hale gelmeliler ki, kendilerine Allah’ýn dýþýndaki þeyler zorla hatýrlatýlmaya çalýþýlacak olsa bile, bunlarý yine de hatýrlamamalýdýrlar.
Ýþte seyr u sülûke yeni baþlayanlar bu vesileyle þirkten, enfüsî ve âfâkî ilâhlardan arýndýklarý zaman zikir yerine Kur’an okumaya layýk olabilir ve bundan böyle manevi yükseliþlerini Kur’an tilavetiyle gerçekleþtirebilirler. Anlatýlan hale varmadan Kur’an okumak salih kullarýn iþidir. Fakat bu hale ulaþtýktan sonra Kur’an okumak ise “mukarreb” (Allah’a yakýn) kullarýn iþidir. Nitekim bundan önce zikirle uðraþmak da mukarreb kullarýn iþidir.
Sonuç olarak salih kullarýn iþi ibadet aðýrlýklýdýr, mukarreb olanlarýn iþi ise tefekkür aðýrlýklýdýr. Herhalde þu hadis-i þerifi iþitmiþ olmalýsýnýz: “Bir anlýk tefekkür bir –veya yetmiþ– senelik ibadetten daha hayýrlýdýr.”
Tefekkür, bâtýlý býrakýp hakka yönelmektir. Salih kullarla Mevlâ’ya yakýnlýk kazanmýþ mukarreb kullar arasýndaki fark, sözünü ettiðimiz ibadetle tefekkür arasýndaki farktýr. Fakat þunu belirtelim ki, mukarreblerin iþi olduðunu söylediðimiz zikir, kâmil ve mükemmil (kemale erdiren) bir þeyhten alýnan zikirdir. Bu zikirden maksat da tasavvuf eðitimidir.
Zikir Nedir?
Zikir demek, hangi yolla olabiliyorsa onunla gafletten kurtulmak, gafleti kovmak demektir. Zikir, bazýlarýnýn zannettiði gibi, nefiy ve ispat kelimelerinden ibaret “lâ ilâhe illallah” veya “Allah” lafzýný tekrar etmekten ibaret deðildir.
Allah Tealâ’nýn emirlerini yerine getirmek, yasaklarýndan kaçýnmak için yapýlan her þey zikre dahildir. Þartlarýna uyularak yapýlan alýþveriþ de zikirdir. Yine þartlarýna uyularak yerine getirilen evlilik, boþanma da zikirdir. Sayýlan bu tür iþlemleri yapan kimse, bu iþler için konulan þartlara uyarken, bu emir ve yasaklarýn sahibinin Allah Tealâ olduðunu gözünün önüne getirir. Bu da gaflete düþmesine engel olur. Ancak Allah Tealâ’nýn bizzat ismi ile yapýlan zikir daha süratli tesir eder ve O’nun sevgisini doðurur ve maksada çabuk kavuþturur.
Ayrýca Allah Tealâ’nýn ismi ve sýfatlarý ile yapýlan zikir, dinin sýnýrlarýný gözeterek yapýlan zikre de bir vesiledir. Zira dinin sahibine tam muhabbet duymadýkça, her iþte dinin hükümlerine tam teslimiyet saðlamak kolay deðildir. Bu tam muhabbet ise Allah Tealâ’nýn isim ve sýfatlarýný zikretmeye baðlýdýr. Öyle ise önce bu zikre devam etmek gerekir ki, peþinden diðer zikir gelsin. Evet, Allah Tealâ’nýn bizzat inayet etmesi ayrý bir þeydir. Orada ne þart ne vesile aranýr. Nitekim Allah Tealâ þöyle buyurur: “Allah dilediðini kendine seçer ve kendisine yöneleni hidayete erdirir.” (Þûrâ, 13)
Görüntüler ve Gerçekler
Allah Tealâ’ya hamd, seçmiþ olduðu kullarýna selam olsun.
Dinin (þeriatýn) bir dýþý (sureti) bir de içi (hakikati) vardýr. Dinin dýþý Allah Tealâ’ya, Rasulü’ne ve O’nun Allah Tealâ’dan getirmiþ olduðu esaslara iman ettikten sonra dinin emirlerini yerine getirmektir. Ýnsan nefsinin yapýsýnda var olan nefs-i emmarenin itirazý, çekincesi, azgýnlýðý ve inkârcýlýðý ile beraber olan iman, þeklî (görünürdeki) imandýr. Bu sýfatlarla beraber yerine getirilen namaz ve oruç da böyledir; þeklî namaz ve oruçtur. Dinin yerine getirilen diðer emir ve hükümleri de böyle deðerlendirilmelidir. Zira nefs, insanýn temelini oluþturur. Ýnsan “ben” derken, kâfirliðine ve inkârcýlýðýna raðmen bu nefse vurgu yapmaktadýr. Böyle bir nefsten hakiki anlamda iman ve gerçek manada salih ameller nasýl beklenebilir?
Cenab-ý Hak rahmetinin bir parçasý olarak þekilden ibaret olarak yapýlan bu ibadetleri kabul buyurmakta, hoþnutluk ve rahmetinin mahalli olan cennet ile müjdelemektedir. Allah Tealâ’nýn mücerret bir imaný kabul edip, nefsin boyun eðmesini þart koþmamasý O’nun bir ihsanýdýr. Gerçi cennetin de bir sureti bir de hakikati vardýr. Suretçiler suretten ibaret cennet ile lezzet bulurken, hakikate sahip olanlar hakiki cennetin tadýna varýrlar. Suretçilerin ve hakikate sahip olanlarýn her biri cennet meyvelerinden devþirirler, ancak suretçilerin alacaðý lezzet ile hakikate sahip olanlarýn alacaðý lezzet farklý olacaktýr.
Müminlerin anneleri olan Efendimiz’in pak hanýmlarý ayný cennette Peygamber s.a.v. Efendimiz ile beraber olacaklardýr. O’nunla beraber ayný meyveyi yiyeceklerdir. Ancak herkesin aldýðý lezzet ve hissettiði tat kendine özgü olacaktýr. Aksi halde, müminlerin annelerinin Peygamber s.a.v. Efendimiz’den sonra bütün insanlardan üstün olmalarý gerekirdi. Bu ayný zamanda, baþka birinden üstün olan kiþinin hanýmýnýn da o kimseden üstün olmasýný gerektirirdi. Zira koca, hanýmý ile birleþmiþ ve imtizaç etmiþtir.
Ýstikamete sahip olmak þartýyla, þeriatýn suretini yaþamak hem ahiret felahýna sebep, hem de ahiret kurtuluþuna bir vesiledir. Yukarýda da geçtiði gibi, sahibinin cennete girmesini saðlar. Þeriatýn sureti meydana gelince umumi manada velayet elde edilmiþ olur.
Özetle, dinin hem sureti hem de hakikati gereklidir. Zira bütün velayet ve nübüvvet kemâlâtýnýn ana esaslarý þeriatýn hükümleridir. Velayetin kemâlâtý, dinin suretine uymanýn neticesidir. Nübüvvetin kemâlâtý ise dinin hakikatinin meyveleridir.
Ynt: Kurana Dokunmak By: saniyenur Date: 15 Ekim 2014, 21:47:50
Bu ayeti kerimenin tasavvufi tefsirini ilk defa okudum. Genellikle maddi anlamda temizlik olarak okumuþtum. Farklý bir bakýþ açýsý ile okumama vesile olduðunuz için Rabbim razý olsun.