Kabul Etmesi By: seymanur K Date: 19 Aðustos 2011, 14:24:26
Dinin Bir Kiþinin Sözünü Birden Çok Kiþinin Sözü Gibi Kabul Etmesi
Dinin bir kiþinin sözünü birkaç kiþinin sözü gibi kabul etmesi ya birden çok kiþinin gafil kalmasý, bir kiþinin ise uyanýk olmasý veya bir kiþi açýsýndan yalaný engelleyen engelleyicinin güçlü olmasý, yahut bir kiþinin sözünü birkaç kiþinin sözü gibi kabul etmeye ihtiyaç olmasý sebebiyledir.
Yalaný engelleyen engelleyicinin güçlü olmasý sebebiyle bir kiþinin sözünün birden çok kiþinin sözü gibi kabul edilmesinin örnekleri þunlardýr:
1- Kiþinin, zararý yalnýzca kendisine dokunan bir konuda ikrarda bulunmasý. Mesela kendisi aleyhine had, kýsas, mal veya kölelik ikrarýnda bulunmasý durumunda kiþinin sözü kabul edilir. Hatta bu bir topluluðun þahitliðinden daha üstündür. Çünkü burada yalaný engelleyen engelleyici tabiîdir, þahitlerin yalan söylemesini engelleyen engelleyici ise þer'îdir. Tabiî engel þer'î engelden daha güçlüdür.
2- Kiþinin baþkasýna zararý olmakla birlikte kendisine daha büyük zaran
olacak bir þekilde ikrarda bulunmasý. Örneðin kölenin had veya kýsasý gerektiren bir þeyi ikrar etmesi durumunda, yalaný engelleyici durumun güçlü olmasý sebebiyle sözü kabul edilir. Efendinin hakkým iptal etmeyi içerdiðinden bu sözün kabul edilmesinde ihtilaf edilmiþse de bu konuda yalaný engelleyen durumun güçlü olmasý sebebiyle, kölenin sözünün doðruluk yönü zahir olmuþtur.
3- Rehin verenin rehinin baþkasýnýn mülkü olduðunu ikrar etmesi, kýsýtlama altýnda olan kiþinin mallarýndan birini alacaklý olanlardan baþkasýna borçlu olduðunu ikrar etmesi. Bu iki konuda görüþ ayrýlýðý vardýr. Çünkü burada yalaný engelleyen durum, had ve kýsasa ait engelleyiciden daha zayýftýr.
Birden çok kiþinin olaydan gafil olmasý, bir kiþinin uyanýk olmasý sebebiyle bir kiþinin sözünün birden çok kiþinin sözü yerine konmasýnýn örneði þudur:
Din iki kadýnýn þahitliðini bir erkeðin þahitliði yerine koymuþtur. Bunun gerekçesi kadýnlardan birinin unutmasý / yanýlmasý halinde diðerinin hatýr-latmasýdýr. Þahitlikte þart olan bu durum rivayette þart deðildir. Aksine rivayette tek erkeðin þahitliði de kabul edilir.
Genel ihtiyacýn gerektirmesi ve velayetin þerefi sebebiyle tek kiþinin sözünün bir topluluðun sözü yerine konmasýnýn örneði þunlardýr:
1- Hakimin cerh ve tadil ile ilgili sözü. Onun sözünü kabul etmeye ihtiyaç olmasý sebebiyle sözü kabul edilir.
2- Hakimin hüküm ile ilgili sözü. Bunun iki durumu vardýr:
Birincisi: Hakim, þahitlerin ve diðer adil þahýslarýn huzurunda, mahkemede "bu ikisinin þahitliðiyle hükmettim" derse sözü kabul edilir. Bu kabul edilmezse hakimlerin hükümleri geçersiz olur ve genel bir zarar söz konusu olurdu. Bu yüzden din onlarýn sözünü kabul etmiþtir. Hakimin "hükmettim" sözü, hem hüküm inþasý hem de yalan olarak ikrarda bulunma anlamlarýna gelebilir. "Sattým", "rehin verdim", "kiraladým" sözlerinde olduðu gibi tasarrufu inþa için kullanýlan sözcükler için doðru ve yalan olma gibi ihtimaller söz konusu olmadýðý halde haber verme için kullanýlan sözcüklerde doðru ve yalan olma ihtimali söz konusudur.
ikincisi: Hakimin þahitlerin bulunmadýðý durumda "falan kiþi lehine filanca aleyhine þuna hükmettim" demesi. îmam Þafiî'ye göre "bir tasarrufu meydana getirme yetkisine sahip olan kiþi o tasarrufu ikrarda bulunma yetkisine de sahiptir" kaidesi gereðince hakimin sözü kabul edilir. îster "hakim kendi bilgisine göre hüküm verebilir" görüþü kabul edilsin ister kabul edilmesin hakim hüküm verme yetkisine sahip olduðuna göre hükmü ikrar etme yetkisine de sahiptir, imam Malik buna muhalefet etmiþtir. Onun muhalefetinin güçlü bir gerekçesi bulunmaktadýr.
3- Hakimin "falanýn filanda þu hakkýnýn olduðu benim nezdimde sabit oldu" demesi. "Sabit olma" sözcüðünü hüküm anlamýnda kabul edenler, belirttiðimiz gibi hakimin bu sözünü geçerli saymýþlardýr. Çünkü bu hükümdür. "Sabit olma" sözcüðünü olayýn þahitlerinin þahitliklerini nakletmesi gibi deðerlendirip hakimin "nezdimde sabit oldu" sözünü ikinci derece þahitlerin birinci derece þahitler hakkýndaki þahitliði gibi kabul edenler, hakim tek kiþi olduðu halde sözünü kabul etmiþlerdir. Hakimin sözünü kabul etmemizin sebebi, yukarýda ihtiyacýn gerekli kýlmasý konusunda belirttiðimiz gibi, hakimin "nezdimde sabit oldu" sözünü dinin iki veya daha çok þahidin sözü yerine koymasýdýr. Yoksa hakimin sözünden elde edilen zannýn iki þahidin sözünden elde edilen zandan daha üstün veya eþit olmasýndan deðildir. Çünkü iki þahidin her birinin tek baþýna sözüne duyulan güven, hakimin tek baþýna sözüne duyulan güvenden daha fazla olabilir.
Þöyle bir soru sorulabilir: Yukarýda belirtilen gerekçelerden hiçbiri olmadýðý halde sahabeden Huzeyme b. Sabit'in þahitliði niçin iki kiþinin þahitliði gibi kabul edilmiþtir?
Buna þu þekilde cevap veririz: Huzeyme'nin þahitliðinin iki kiþinin þahitliði gibi kabul edilmesinde iki ihtimal söz konusu olabilir: Birinci ihtimal: Onun þahitlik ettiði her konuda doðru söylediði Peygamberimiz'e (s.a.v.) vahiyle bildirilmiþtir, ikinci ihtimal: Hz. Peygamber lehine þahitlik ettiði için Allah ona bu ayrýcalýðý ikram etmiþ, onun þahitliðini diðerlerinden ayýrmýþ, din de onun þahitliðini haberler ve rivayetler gibi deðerlendirmiþtir. Din bu özel durum sebebiyle güçlü zan ile amel etme kaidesinin dýþýna çýkmýþ deðildir.