Diðer Yazýlar
Pages: 1
Cezayirde Bir Alman Korsan Murat Reis By: reyyan Date: 25 Temmuz 2011, 02:24:23
Cezayirde Bir Alman Korsan Murat Reis


Aralýk 2009 - 132.sayý
 

Ali DEMÝRTOPUZ kaleme aldý, DÝÐER YAZILAR bölümünde yayýnlandý.


Tarihe baktýðýmýzda, bütün korsanlarýn sadece kiþisel çýkar peþinde koþan gruplar olarak deðil, bazen bir devlet lehine faaliyet yürüten gayri nizamî harp unsurlarý olarak karþýmýza çýktýðýný görürüz.

Korsanlýðý geçmiþ zamanlarda kalmýþ, günümüzde çocuklar için bir merak ve oyuncak malzemesi olmaktan baþka bir þey ifade etmeyen bir faaliyet zannederken, Somali’den üst üste gelen haberlerle bu defterin hâlâ kapanmamýþ olduðunu hayretle gördük. Amaçlarý ve yöntemleri deðiþmiþ olsa da, tek gözlü, tahta bacaklý, kanca elli olmasalar da karþýmýzdakiler düpedüz korsandý.

Aslýnda yakýnlarý okyanuslarda taþýmacýlýk yapan gemilerde çalýþmýþ olanlar, Somali’deki olaylar medyaya düþmeden önce de korsanlýðýn hâlâ icra edilegelen bir meslek olduðunu biliyorlardý. Özellikle Güneydoðu Asya sahillerinde demirleyen gemilerin personeli için, geceleyin sandallarla sessizce yanaþýp güverteye týrmanan silahlý adamlar bir kâbus olmaya devam etmekteydi. Somali’deki olaylar ise korsanlýðý gündeme taþýdý.

Korsan ve haydut farký


Korsanlýk bahsini biraz karýþtýrdýðýmýzda, karþýmýza bir kavramýn çýktýðýný görüyoruz: “deniz haydutluðu”. Savaþ hali dýþýnda ve resmen herhangi bir devleti temsil etmeyen gruplarýn denizlerde veya kýyý kesimlerinde yaptýklarý yaðmacýlýðýn genel adý korsanlýk olsa da, maksatlarý sadece kiþisel çýkar saðlamak olan gruplar için “deniz haydutu” nitelemesini kullanmak daha doðru gözüküyor. Zira tarihe baktýðýmýzda, bütün korsanlarýn sadece kiþisel çýkar peþinde koþan gruplar olarak deðil, bazen de bir devlet lehine ve o devletin düþmanlarý aleyhine faaliyet yürüten gayrý nizamî harp unsurlarý olarak karþýmýza çýktýðýný görüyoruz. Meþhur Cezayir korsanlarý da bu gruplar cümlesindendi ve Akdeniz’de Osmanlý lehine, özellikle Ýspanyol ve Ýtalyanlara karþý faaliyet yürütmekteydiler.

Cezayir korsanlarýnýn hepsi Cezayirli deðildi. Kahramanlýk hikâyeleriyle örülü bu masalsý yaþam biçiminin bir parçasý olarak kâfirle mücadele etmenin cazibesi, Ýslâm dünyasýnýn dört bir yanýndan gençleri Cezayir’de buluþturuyordu. Ýspanya’dan Afrika’ya kovulmanýn intikamýný almak için yanýp tutuþan Endülüs müslümanlarý, Kuzey Afrika’nýn yerel müslümanlarý, Balkanlardan ve Anadolu’dan çýkýp doyumsuz maceralara yelken açmak için binlerce kilometre kat eden leventler Cezayir’de buluþuyorlardý. Cezayir korsanlarýna katýlanlar arasýnda Avrupa’nýn dört bir yanýndan gelen hýristiyanlar da vardý. Bunlar genelde yaþadýklarý ülkelerde suçlu olarak aranan insanlardý ve Cezayir’e gelip Ýslâm’a giriyor, sonra da yeni dindaþlarýyla beraber hareket etmeye baþlýyorlardý.

Takdir etmek gerekir ki böylesi bir karmaþada bu insanlarýn her türlü faaliyetini denetlemek mümkün deðildi. Bununla beraber hýristiyan Avrupalýlarýn müslümanlara karþý yürüttüðü korsanlýk faaliyetlerine cevap vermek ve meydanýn boþ olmadýðýný her daim hatýrlatmak da faydasýz bir iþ olarak görülmüyordu.

Türk öldürmek serbest


Araþtýranlar hayretle göreceklerdir ki, yakýn zamanlara kadar Ýzlanda’da geçerli olan bir kanuna göre, bu ülkede Türk öldürmek herhangi bir cezayý gerektirmiyordu. Yani, kaðýt üstünde de olsa, Türk öldürmek yasal bir haktý. Peki neredeyse Kuzey Atlantik’in orta yerindeki bu ada devletinin yöneticileri böylesine saçma bir kanunu çýkarma gereðini neden hissetmiþlerdi?

Tahmin edileceði gibi bu kanunun çýkartýlmasýna sebep olanlar bir grup Cezayir korsanýydý. Daha önceki bazý yazýlarýmýzda ifade ettiðimiz gibi Avrupalýlar için ister Kuzey Afrikalý, ister ihtida etmiþ Avrupalý, ister Balkanlý olsun, karþýlarýndaki müslümanlarýn genel adý Türk’tü.

Murat Reis, Kuzey Avrupa sahillerinde


Murat Reis (ki aslen bir Almandý. Cezayir’e gelip müslüman olmuþ Osmanlý’nýn Cezayir Beylerbeyi Büyük Murat Reis’in himayesinde yetiþmiþti) kumandasýndaki gemilerden oluþan bir filo 1625 yýlýnda Cebelitarýk boðazýný geçti ve Atlantik Okyanusu’na çýktý. Bundan sonra gemiler rotalarýný kuzeye çevirdiler. Filo uygun bir barýnma yeri ve faaliyette bulunmak için elveriþli bir nokta olarak Lundy adasýný geçici bir üs haline getirdi. Bu ada Ýrlanda ve Britanya adalarý arasýndaki Bristol boðazýnýn güney giriþindeydi. 1626 yýlý boyunca korsanlar Britanya ve Ýrlanda sahillerini vurarak üç yüz kadar esir topladýktan sonra Lundy’i terk ettiler ve Ýrlanda’nýn batýsýndan dolaþarak tekrar kuzey istikametine yöneldiler. Ýskoçya’yý kuzeyden dolaþan filo tekrar Avrupa anakarasýna yöneldi ve Hollanda sahillerini vurdu. Bu sefer tekrar kuzeye yöneldiler ve Baltýk denizine girerek Danimarka sahillerini vurdular.

Anlaþýlan Murat Reis bu bölgede ayak basmadýk çýkýntý býrakmamaya niyetliydi. Danimarka’dan sonraki hedef Norveç sahilleriydi. Norveç sahillerine çýkan leventler daha ileri gitmediler. Murat Reis þimdilik bu kadar ganimetin yeterli olduðunu düþünmüþ olacak ki bu noktada sefere son verdi. Ama bir sonraki seferin ulaþacaðý son nokta daha da sýradýþý olacaktý. Muhtemelen Murat Reis daha ötelerde kendisini nelerin beklediðine dair merakýný yenemiyordu. Amacý sadece ganimet toplamak ve rahatsýzlýk vermek olsaydý her halde bu iþ için Kuzey Atlantik’in belirsiz sularýný seçmezdi.

Ýzlanda kýyýlarýnda


1627 yýlýnda filosuyla bir kez daha Atlantik Okyanusu’na çýkan Murat Reis bir önceki seferinin son duraðý olan Norveç sahillerini bir kez daha vurdu. Bundan sonra ise yönünü Avrupa anakarasýnýn çok ötesine, Ýzlanda’ya çevirdi. Ýzlanda’nýn güney sahillerinde yaþayan ve muhtemelen o güne kadar birbirlerinden baþka hiç kimseyi görmemiþ olan ahali için Murat Reis’in filosunun adaya ulaþtýðý gün hayatlarýnda bir dönüm noktasý olacaktý. Yüzlerce esir alan Murat Reis daha sonra geri döndü ve bunlardan bazýlarýný satarken bazýlarýný da fidye karþýlýðý serbest býraktý.

Belirtmek gerekir ki, Murat Reis’in bu faaliyetlerini hangi siyasal atmosfer içinde ve gerçekten tam olarak hangi maksatlara yönelik olarak yapmýþ olduðu ve eylemlerinin meþruluk derecesi uzmanlýk ve derin bir araþtýrma gerektirir. Dolayýsýyla biz burada bu meseleleri tartýþmak amacýnda deðiliz. Ama Murat Reis hakkýnda yazýlanlara ve söylenenlere bakýlýrsa kendi döneminde oldukça popüler ve saygýn bir mevkide olduðu anlaþýlýyor. Anonim bir þiir bunu ispatlar nitelikte:

Murat Reis’in gemileri seksen direkli / Ýçinde tayfalar aðalar arslan yürekli.
Enginlerden bir kuþ geldi kondu aman serene / Beþ Mýsýr hazinesi vereyim karayý görene..

Ve Cezayir deniz akýncýlarýndan Çýrpanlý da þöyle diyor:

Gelen Gazi Murat Reis’tir bak
Rasulullah sancaðýný çeker ak
Denizde karada yardýmcýdýr Hak
Odur maðrip ulularýnýn velisi

Cezayir’e Hak’tan nazar olmuþtur
Her birimiz bir iklimden geliriz
Savaþýrken þehit düþer kimimiz
Al kýrmýzý kan içinde ölürüz

Murat Reis Kuzey Amerika’ya da gitmiþ
   

Rivayete bakýlýrsa Murat Reis’in gözünü diktiði uzaklar Ýzlanda’yla da sýnýrlý deðildi ve 1628 yýlýnda yine Ýzlanda üzerinden Kuzey Amerika’ya doðru yönelmiþ ve hedefine de ulaþmýþtý. Eðer bu doðruysa oradaki faaliyetleri hakkýnda bir bilgiye sahip deðiliz. Ve yine rivayete göre Murat Reis ve adamlarý Amerika seferinden dönerken yakalandýklarý bir fýrtýnada kaybolmuþlardý.

Murat Reis’in Ýzlanda seferi, Ýzlanda tarihinde önemli bir yere sahiptir ve bugün bile kimi müzik gruplarýnýn bu konuyu þarkýlarýnda ele aldýklarý görülmektedir. Bu olayýn Ýzlandalýlarý ne derece sarstýðý yukarýda bahsettiðimiz “Türk öldürmenin serbestliðine dair” kanundan da anlaþýlmaktadýr.

Bu sefer esnasýnda kaçýrýlanlardan biri de Katolik bir rahipti ve esir olarak satýldýktan sonra özgürlüðüne kavuþarak Danimarka’ya gitmiþ ve burada baþýndan geçen olaylarý anlatan bir kitap yazmýþtýr. Konuyla ilgili yapýlan çalýþmalardan ise Osmanlý’ya baðlý Cezayir korsanlarýnýn bu uzak bölgelere gerçekleþtirdikleri seferlerin Murat Reis’inkilerle sýnýrlý olmadýðý da anlaþýlmaktadýr.

Murat Reis’in faaliyetlerinin meþruiyetini tartýþmanýn bu yazýnýn konusu olmadýðýný ifade etmiþtik. Ama ortaya çýkan tabloda bize göz kýrpan baþka noktalar da var. Yedi iklimden gelen her milletten müslümanýn Osmanlý bayraðý altýnda kaynaþýverip kendilerini bir bütünün parçalarý olarak görmeleri, bu kardeþliðin verdiði coþku, Allah’a güvenmekten kaynaklanan emniyet ve cesaret hissi ve bu hisle bilinen bilinmeyen bütün coðrafyalara kendi kimliklerini taþýmaktaki pervasýz ve gamsýz tavýr... Allah cümlesine rahmet eylesin.


radyobeyan