Hadis te Metin Tenkidi Metodlarý
Pages: 1
Kalb By: sidretül münteha Date: 15 Haziran 2011, 20:15:10
3. Kalb



Rivayetleri birbirine arzetmenin neticelerinden üçüncüsü, hadisin metninde kalb (kelimelerde takdim-tehir) bulunup bulunmadýðýný ve Hz. Peygamber'in söylediði gerçek metnin bozulup bozulmadýðýný tespit et­mektir. Kalb, hadisin ravilerinden birinin Hz. Peygamber'in sözünü tam olarak hýfz edememesinden dolayý hadisin lafýzlarýný mânayý bozacak þe­kilde takdim-tehir yapmasýndan kaynaklanmaktadýr [370].

Kalb diye ifade edilen hadis metnindeki bu deðiþikliðin boyutu, metnin deðiþik rivayetlerine göre farklýlýk arzetmektedir.

Muhaddisler kalb ile ilgili bir kýsmý, Sahîhayn'de de bulunan ha­dislerden misaller vermiþlerdir. Bu durum, hadiste yapýlan kalbin hadisin sahihliðine engel olmadýðýný göstermektedir. Nitekim bazan bir hadiste hem kalb bulunduðu söylenir, hem de sahih olduðu ifade edilebilir. An­cak hadisçiler sýhhat açýsýndan hadisi sahih-hasen-zayýf þeklinde ayýrmýþ­lar, maklub (metninde takdim-tehir yapýlan) hadisi ise zayýf hadis çeþitle­rinden saymýþlardýr [371]. Nitekim San'anî "maklub, zayýf hadis çeþitlerindendir" [372] demektedir. Maklub hadisin zayýf veya sahih hadis olduðu hususundaki bu ihtilaf, onun, sened ve metne þamil olmasý ve çeþitlilik arzetmesinden kaynaklanmýþ olabilir. Bu itibarla durumuna göre maklub hadise zayýf, sahih veya hasen hükmü verilebilmektedir [373].

Herhangi bir rivayette kalb olmasý ravisinin zabt bakýmýndan zayýf olduðuna delildir. Zira ravi zabt bakýmýndan zayýf olmasaydý rivayetinde takdim-tehir yapmazdý. Bu noktada sahih hadisin þartlarýndan birinin de zabtýn tam olmasý olduðunu unutmamalýyýz. Nitekim ravinin zabtý azal­dýkça hadis de þahinlikten zayýflýk derecesine doðru iner.

Müslim'in, Sahîh'inde Ebu Hureyre'den "hiçbir gölgenin bulun­madýðý günde (kýyamette) Allah'ýn arþýnýn gölgesinde bulunacak yedi kimse" ile ilgili rivayeti, sahih hadiste bulunan kalbin örneklerinden biri­dir. Bu rivayette Resûlullah þöyle buyurmaktadýr:

"... Sol elinin verdiðini sað eli bilmeyecek kadar gizli sadaka veren kimse" [374] Buhârî [375] ve Müs­lim [376] bu hadisi sahihlerinde rivayet etmiþlerdir. Bir baþka rivayette hadis

"... Sað elinin verdiðini sol eli bilmeyecek kadar" þeklinde geçmektedir. Zira vermekte adet sað elin kullanýlmasýdýr. Bu da hadiste kalb olduðuna delildir. Ancak Ýbn Hacer bu hususta þu açýklamayý yapmaktadýr: "Bazý kimseler bu durumu infaki sað elle yaparsa sadakayý gizlememiþ olur; bu bakýmdan sol el ile infak sað el ile yapýlandan daha faziletlidir þeklinde yorumlamýþlardýr". Ýbn Hacer'den bu görüþü nakleden Emir es-San'anî ise þöyle demektedir:

"Burada konu, hangi elle verilen sadakanýn daha faziletli olacaðý hususu deðil, aksine rivayetin ittifakla nakledildiði bilinen hadise ve bir þeyi verirken sað eli kullanma adetine muhalif ve maklub olmasýdýr".

Sahih hadiste bulunan kalbin baþka bir misali de Buhârî'nin Sahîh'inde Ebu Hureyre'den rivayet ettiði "o gün cehenneme "Doldun mu?" deriz. O da: "Daha var mý?" der" [377] ayetinin tefsiri hakkýndaki cennet ve cehennemin tartýþmalarý ile ilgili hadistir. Ayetin tefsiri hakkýndaki bu hadis þöyledir:

"Cehennem için Allah dilediði kadar kim­se yeniden yaratýr, cennete gelince, Allah hiç kimseye zulmetmez" [378]. Emir es-San'anî bu hususta þu açýklamayý yapmaktadýr:

"Yeniden yarat­ma cehennem için deðil cennet için olacaktýr. Bu rivayette bazý ravilerin kalb (takdim-tehir) yaptýðý anlaþýlmaktadýr. Rivayetin doðrusu "cennet için Allah dilediði kadar kimse yeniden yaratýr. Cehenneme gelince Allah hiç kimseye zulmetmez" þeklindedir. Buhârî ve Müslim hadisi Ebu Hu­reyre'den birçok yolla, Enes'den de ihtilafsýz olarak bu þekilde rivayet etmiþlerdir. Nitekim Allah (c.c.) da "Biz bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azab edecek deðiliz" [379] buyurmaktadýr. Bu durumda Allah cehennemde yanmak üzere yaratacaðý kimseye peygamber göndermeksin zin ve onu mükellef (almaksýzýn azab etmiþ olur. Bu ise "Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez" [380] buyuran Allah hakkýnda asla caiz olmayan bir husustur. Ayrýca Allah'ýn cehennemi doldurmak üzere yeniden insan yaratmasý sünnetullahýn deðiþmesi demektir. Halbuki O'nun sünnetinde deðiþme olmaz" [381].

Bu misalde hadis metninde yapýlan kalb ile hadisin anlamýnýn de­ðiþtirildiði ve Resûlullah'ýn kastettiði anlamýn dýþýna çýkýldýðý, dolayýsýyla Allah'a zulüm nispet edildiði açýkça görülmektedir. Allah'a zulüm nispet edilmesini ise akýl ve mantýk reddettiði gibi diðer sahih rivayetler de red­detmektedir.

Ayrýca biz hadis metninde kalb bulunduðunu iddia eden kimsenin buna dair delillerini ortaya koymasý gerektiði görüþündeyiz. Zira muhaddislere göre, herhangi bir kimsenin "Þu rivayet buna muhalif olmasý sebebiyle bu hadis maklubtür" demesi yeterli deðildir. Aksine hadisin metninde kalb olduðunu delilleriyle muhatabý ikna edecek þekilde ispat etmesi ve yorumlamasý gereklidir. Bu da ancak gerçekten hadisteki anla­mý bozacak, hazan da tam aksine mâna kazandýracak bir kalb bulunmasý ile mümkün olabilir. Ancak böylesi bir farklýlýk bulunduðunda kalbin mevcudiyetine hükmedilebilir.

Yukarýda verilen bilgilerden kalbin, ravi tarafýndan farkýnda ol­madan metindeki sýralamanýn kelimeleri takdini-tehir yapmak suretiy­le bozulmasý (deðiþtirilmesi) olduðu anlaþýlmaktadýr. Bir metinde kalb olduðunu anlamanýn ve bundan emin olmanýn yolu ise, söz konusu ha­disin bütün rivayetlerini bir araya getirmektir. Bu rivayetleri birbirine arzetmek suretiyle münekkit muhaddis, hadis metnindeki kalbin yerini tes­pit edebilir. Nitekim hasmý ikna etmek ve susturmak için iki rivayetten sa­dece birinde kalb bulunduðunu gösteren, ikna edici bir delil ortaya koy­mak zorunludur.

Bir hadiste kalb bulunduðu sabit olunca zayýf vasfýný kazanýr. An­cak buradaki zayýflýk nitelendirmesi metnin bütün rivayetlerini içermez aksine içinde sadece kalb bulunan rivayetle sýnýrlý kalýr. Böylece tenkidci hadisin þahinlik þartlarýndan biri olan ravinin zaptýnýn tam olmasý özelliði­nin söz konusu hadisin ravilerinden birinde bulunmamasý sebebiyle kal­bin vaki olduðunu anlar. Böyle bir rivayet hakkýnda söylenebilecek en hafif söz; onun zayýf; diðer rivayet veya rivayetler ile Hz. Peygamber'den bilinen hükümlere muhalif olmasýdýr.

Bir hadisin farklý rivayetlerinin birbirine arz edilmesinin üçüncü sonucu da budur. Görüldüðü gibi, Resûlullah'ýn söylediði sahih nassý or­taya koymak açýsýndan bu netice öncekilerden daha az önemli deðildir. [382]

 


[370] Ýbnü's-Salâh, Mukaddime, s. 216; Ýbn Kesir, Ýhtiþam ulumi'l-hadîs, s. 87; Irakî, et-Tebsýra, I, 282; Sehavî, Fethu'l-mugîs, I, 253; Suyutî, Tedrîb, I, 291; Emir es-San'anî, Tavdih, n, 98.

[371] Bir önceki dipnottaki kaynaklara bakýlabilir.

[372] Emir es-San'anî, Tavdih, II, 98.

[373] Emir es-San'anî, a.e., II, 98-101 (muhakkikin haþiyesi).

[374] Müslim, Zekat, 91.

[375] Buhârî, Zekat, 16.

[376] Söz konusu hadisi Müslim'de bu lafýzlarla bulamadým.

[377] Kaf: 50/30.

[378] Buhârî, Tefsir, 282, Sure, 50. Buhârî'nin Mýsýr baskýsýnda rivayet bu þekilde deðildir. San'anî'nin nüshasýnda bu þekildedir. Bilindiði gibi Buhârî'nin Sahih’i, nüshalarý arasýnda ihtilaf en çok olan kitaplardan biridir.

[379] el-Ýsra: 17/15.

[380] el-Kehf: 18/49.

[381] Emir es-San'anî, Tavdih, II, 106-107.

[382] Misfir B. Gurmullah Ed-Dümeyni, Hadiste Metin Tenkidi Metodlarý, Kitabevi Yayýnlarý, Ýstanbul 1997: 128-131.


radyobeyan