Hadis Ýlimleri ve Hadis Istýlahlarý
Pages: 1
Ferd ve garib By: sidretül münteha Date: 11 Haziran 2011, 15:49:57
7-8- Ferd ve Garib
 


Ferd ile Garîb hadîsler arasýnda lügat ve ýstýlah bakýmýndan müþterek bir rabýta vardýr ki, o da teferrüd mefhûmudur. Bu iti­barla bâzý âlimler Ferd ile Garîb'in müteradif olduðunu söylemekte beis görmemiþler, bâzan " Bu hadîste falan teferrüd etmiþtir", bâzan da Bu hadîs falan sebebiyle garîb olmuþtur" deýken ayný þeyi kasdetmiþlerdir. [805]

Gerçek þudur ki, muhaddislerin çoðu, az veya çok Ýstîmâl edilmek itibariyle aralarýnda fark gözetirler. Ferd tâbirini çoðu zaman, her­hangi bir þekilde takyîd edilmeyen mutlak ferd hakkýnda; garîb tâbi­rini ise, ekseriya muayyen bir þeyle kayýtlanan nisbî ferd hakkýnda kullanmaktadýrlar. Bu iki tâbiri ancak ýstýlahý mânâda kullandýklarý zaman ayýrdetmektedirler. Bu durumlarda esasen iki ýstýlahýn da müteradif mânâda kullanýlmasý lâzýmdýr. Müþtak fiil olarak istîmâl ederken de, teferrüd ile garîblik arasýnda bir ayýrým yapmazlar. [806]

Mutlak Ferd'in þâz ile karýþtýrýlmasý doðru deðildir. Daha önce de gördüðümüz üzere, þâz'da, teferrüd ve muhalefet þartlarýnýn bulunmasý gereklidir.[807] Ferd denince akla gelen Mutlak Ferd'dir. Bu sebeple onu "tarîkleri çok olsa bile tek râvînin infirâd ettiði hadîstir' diye tarif etmektedirler. [808] Râvîlerinin durumuna göre de Ferd hadis, sahîh, hasen yahut zayýf adlarýný alýr. Sahih olan mutlak ferde misâl olarak velânin bey ve hibe edilmesini nehy eden hadîsi zikretmektedirler. Zîrâ bu hadîsi Abdullah b. Ömer'den rivayet eden Ab­dullah b. Dînâr, onda teferrüd etmektedir. [809]Abdullah b. Dinar'ýn sika, zabýt ve saðlam olduðu da bilinmektedir.

Nisbî ferd olan (veya ýstýlahta garîb denilen) hadîse ge­lince; onun da þâz ile karýþmasý doðru deðildir. Nisbî ferdde, teferrüd ile birlikte muhalefet þartý aranmaz. O, bir râvî ile mukayyed olan veya muayyen bir râvîden, yahut bir þehir halkýndan v.b. rivayet edilmek suretiyle kayýtlanan teferrüdün bir nev(i olur. Bu sebeple Garîb'i þöyle târîf etmiþlerdir: "Senedin herhangi bir yerinde, bir þahsýn rivayetinde teferrüd ettiði hadîstir"[810] Garîb hadîste teferrüd, senedin baþýnda deðil, devamýnda olur ve sâdece bulunduðu yerle kayýtlý olur. Meselâ : Bir sahâbîden birkaç kiþi rivayet eder de, sonra o hadîsi bu râvîlerden sâdece biri rivayet ede[811]. Ferd hadîsteki teferrüd, senedin aslýnda, yâni sahâbînin bulunduðu kýsýmda vuku bulur. Hadîs muhtelif tarîklerle rivayet edilse bile, yine o sahâbîye irca edilmiþ olur [812]Garîb hadîs, herhangi bir þehir ahâlîsi ile takyîd edilirse, onlarýn teferrüdü sözünden yalnýz, içlerinden birinin münferid olarak rivayet ettiði anlaþýlýr. [813] Garîb'in râvîsi, her hâl-ü kârda, bir kiþidir.

Garîb'in birçok nevileri vardýr. Bunlar da Garîb'teki teferrüdün nisbet edildiði muayyen durumlara göre tesbît edilir. Bu nevilerin en önemlilerini üç grupta toplamak mümkündür:

1 - Bir þahsýn diðer bir þahýstan teferrüdü.[814] Meselâ : Ab-durrahman b. Mehdî'nin, Sevrî'den, onun da Vâsýl'dan Abdullah b. Mes'ûd'un þu hadîsiyle teferrüd etmesi gibi :

"Abdullah b. Mes'ûd diyor ki, yâ Rasûlailah, en büyük günâh hangisidir? diye sordum. Seni yaratmýþ olduðu hâlde, Allah Taâlâ'ya þirk koþmanda, dedi. Sonra hangisidir? diye sordum. Komþunun karýsý ile zina etmendir, dedia. [815]Bu nevcî çok olup muhaddislerce pek mâruftur.

2 - Bir þehir halkýnýn bir þahýstan teferrüdü. [816]Bunun mi­sâli îbnu Bureyde'nin þu hadîsidir:

"Ebû Bureyde'den Rasûlullah (s.a.v.)'m þu hadîsini duyduktan sonra bir meselede hüküm veremem. RasûÝullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Kadýlar üç sýnýftýr. Ýki sýnýfý cehennemlik, bir sýnýfý da cennetlik ola­caktýr. Cehennemlik olanlardan biri, bile - bile haksýz hüküm veren hâkim, öteki de bilmeyerek haksýz hüküm veren hâkimdir. Cennetlik olaný ise, hakkýyle hüküm veren hâkimdir". Hâkim en-Neysâbûrî diyor ki, bu hadîste Horasanlýlar teferrüd etmiþlerdir; zîrâ son kýsým­lardaki râvîler Mervlidir. [817]

3 - Bir þahsýn diðer bir þehir halkýndan rivâyetiyle mey­dana gelen teferrüddür. Hâlid b. Nizâr el-Eylî'nin hadîsi gibi ki onun:    tarikiyle rivayet ettiði hadîs þudur: Allah Taâlâ'nm en çok sevmediði kimse, sýðýrýn diliyle yalanmasý gibi, dilini diþleri üzerinde dolaþtýran hatîbtir'

Hâkim diyor ki, bu, Mýsýrlýlarýn Mekkelilerden infirâd ettiði ha­dîslerdendir; zîrâ HâlÝd b. Nizâr Mýsýrlý, Nâfi* b. Ömer ise Mekkelidir.[818] Hâkim, bu üçüncü nev'î hakkýnda þunlarý söylemektedir: "Me­selâ: Medînelilerin hadîslerini, onlardan alan Mekkeliler o hadîs­lerden teferrüd etmiþ olurlar. Ve yine meselâ: Horasanlýlarýn Hare­meyn ahâlîsinden teferrüd ettikleri hadîsler olabilir. Bu nev'î, mevcu­diyeti de, kavranmasý da pek ender ve zor olan bir nevî'dir!. [819]

Bu üç nev'înin her bîrinde - daha önce de söylediðimiz gibi-bir kiþi teferrüd etmektedir ve bütün bu nevlerde teferrüd, senedin nere­sinde bulunursa, sâdece o kýsýmla mukayyeddir. Teferrüd senedin aslýnda deðil, devamýnda bulunur. Garîh hadîs'teki bu izafî takyide Nisbî Ferd de denebilir. Nisbî Ferd'e misâl olarak zikrettiklerimizin çoðunu, Hâkim, kitabýnýn MaVifetu'l-efrâd adlý 25. nev'inde zik­retmektedir. [820] Hâkim, mutlak ile mukayyed arasýnda tevcih ve ta'lîller yapmaktan baþka Ferd ile Garîb arasýnda herhalde bir fark görme­mektedir.[821]



[805] Krþ. Tavzîhu'l-efkâr, c. II, s. 8, dip not.

[806] Þerhu'n-nuhbe, s. 8.

[807] Þâz hadîs kýsmýna bk.

[808] Suyûtî, Elfiyye, s, 95, 184. beyt hakkýndaki dip nota

[809] Þerhu'n-nuhbe, s. 8.

[810] Ayný eser, s. 6.

[811] Ayný eser, s. 8.

[812] Ayný eser, s. 7.

[813] Tedrîbu'r-râvî, s. 88.

[814] Tâvzîhu'l-efkâr, c. II, s. io. Bu, Hâkim'in, "bir kiþinin imamlardan birinden teferrüd ettiði hadîsler" diye adlandýrdýðý ikinci hadîstir. Bk. Ma'rifetu «ulûmi'l-

hadîs, s. .99.

[815] Ma'rifetu 'ulûmi'I-hadis, s, 100.

[816] Tavzîhu'I-efkâr, ç. II, s. 10. Bâkim'in: "Bir þehir halkýnýn bir sahâbîden teferrüd ettiði sünnetleri bilmek" adýný verdiði birinci nev'îdir. Bk. Ma'rifetu 'ulûmi'1-hadîs, s. 96.

[817] Ma'rifetu culûmi'l-hadîs, 3. 99. Tâlebu'l-hadîs için yapýlan seyahatler faslýn-daki "Hadîs tedvininde muhîtîn tesiri'* kýsmýna bk. s. 50. Bâzý þehirlerin hadîs riva­yetinde teferrüd etmesinin misâlleri (s. 41).                                                   

[818] Ma'rifetu 'ulûmi'l-hadîs, s. 1112.

[819] Ma'rifetu 'ulûmi'l-hadîs, s. 100.

[820] Ayný eser, s. 96-102;

[821] Dr. Subhi es-Sâlih, Hadis Ýlimleri ve Hadîs Istýlahlarý, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Yayýnlarý: 190-193.




radyobeyan