Hayra davet By: sidretül münteha Date: 28 Mayýs 2011, 20:48:15
Hayra Da'vet
Ýslâm ümmetinin yerine getirmekle mükellef olduðu bu kavramýn ifade etmek istediði mana, Rasûlullah'ýn (s.a.v) bize teblið etmiþ olduðu Ýslâmý taþýma ve ona da'vet sorumluluðudur. Bu ise îtikâdî, nazarî, siyasî, ahlâkî ve ibadetle ilgili sahalarý kuþatan "Hayr'ýn" bizzat kendisidir. Allah Teâlâ hayatýn her cephesini kuþatan, din ve dünya ayrýlýðýný asla kabul etmeyen bu eþsiz nizam'a da'vet etme görevini îslâm ümmetinin omuzlarýna yüklemiþtir.
Ýslâm'a göre hayýr ve þerrin ölçüsü yalnýz Allah'ýn dinidir. Alah'ýn dini neye "hayýr" demiþse o hayýrdýr. Neye "þer" demiþse o da þer'dir. Ýslâmî çizgiden saparak bir takým arzulara göre þekillenen yollara ve sistemlere göre insanlarýn tavýr almalarýný ve þekillenmelerini istemek, Allah'ýn dinine savaþ açmak demektir. Bu yetkiyi hiç kimse kendinde bulamaz. Çünkü Ýslâm dýþý fikir ve ideolojiler, hayattaki düzenlemelere ve geçim yollarýna çeþitli þer renkleriyle bakarlar. Ýslâm, hayatý yeniden ilâhî düzenle þekillendirmek üzere dünya gezegenine ayak bastýðý zaman bu çeþit hayat telâkkileriyle karþýlaþýnca bunlara savaþ açtý ve bütün gücüyle bunlarýn aleyhinde kesin tavrýný takýndý. Allah Teâlâ'nýn yüce irâdesini hâkim kýlmak için tüm insanlýðý bu da'vete uymaya çaðýrdý. Bunu yaparken doðacak bütün riskleri de gözönüne aldý.
"Hayra Da'vet" hayatýn tüm cephelerini kuþatan Ýslâm'ýn bütünlüðü içerisindedir ve bu görev dinin yalnýz bir cüz'ü anlamýna gelmez. Ýslâm ümmeti, bu parçalanmayý kabul etmeyen bütüne taliptir. Tüm gayretlerini bu uðurda seferber etmediði müddetçe kabullendiði sorumluluktan kurtulamaz. îþgal ettiði stratejik konuma göre "Ahlâkî Ýslah" ve Siyâsî înkýlab" bu ümmetin aslî görevidir. Ne zaman ki sadece ibâdetleri telkin edip, hayatýn sosyal problemlerini Ýslâm'a göre düzenleme gayretlerini býrakarak hayra da'vet etmiþse, her zaman onun ezelî düþmanlarýnýn iþine yaramýþ ve taþýdýðý bu sorumluluktan da kurtulamamýþtýr. Çünkü "Hayr", tarifine uygun olarak, parçalanma kabul etmemektedir. Bir parçanýn bir mânâ ifâde etmesi ancak diðer parçalarýyla birlikte mütalaa edilmesiyle mümkündür.
Ýþte Ýslam ümmeti hayr'ýn her cüz'ünü yaþamaða ve yaþatmaða memur olduðu þuurunu taþýdýðý sürece bu sorumluluðunu idrak etmiþ demektir. Bu hususu Kur'an-ý Kerim'in birçok âyeti açýklamýþtýr. Allah Teâlâ Ýbrahim, Ýshak ve Ya'kub (a.s.) gibi peygamberlerden söz ettikten sonra þöyle buyurur:
“Onlarý emrimizle dosdoðru yolu gösterecek rehberlerkýldýk, kendilerine hayýrlý iþler yapmayý, dosdoðru namaz kýlmayý, zekât vermeyi variyettik. Onlar bize ibâdet edicidirler.” 12
Âyet-i kerîmede geçen "hayrat" (=hayýrlý iþler) kelimesi, Allah Teâlâ'nýn, peygamberinin yapýp iþlemelerini emrettiði iþlerdir ki kesinlik ifâde eder. Araþtýrýldýðýnda görülecektir ki onlarýn yapmakla mükellef olduklarý "hayýrlý lþler"in kapsamý son derece geniþtir. Bu kapsama, ibâdetler, ahlâký, davranýþlar ve insanlar arasý tüm muameleler girer. Ýþte dinin muamelât ile ilgili kýsmýna þeriat denildiiði gibi tümüne de þeriat denir.
Bu açýklamardan anlaþýlýyor ki "hayrat" kelimesi, Allah Teâlâ'nýn, þeref ve izzet sahibi peygamberlerine gönderip de amel etmelerini istediði mükemmel þeriata verilen addýr. Eþsiz yasalarý yaþatýp, aktaran insanlar ancak canlý birer örnek ve ölümsüzleþen birer tablo oluþturan peygamberlerdir. (Onlara ve da'valarýna gönül verenlerine saadet dilemek, saadetlerine katýlmak en büyük dileðimizdir.)
Allame el-Baðavî bu âyetin tefsirinde der ki: "Biz onlarý önderler kýldýk." Yani hayýrlý her türlü iþlerde uyulan liderler kýldýk demektir. "Emrimizi gösterirler." Yani insanlarý dinimize da'vet ederler. "Ve biz onlara hayýrlý iþler yapmalarýný vahyettik" yani ilâhi yasalara uymalarýný emrettik. 13
Hazin Tefsiri de "hayýrlý iþler" ifadesiyle "Ýlâhî yasalarý hayata tatbik etme" olarak anlar ve öyle savunur. 14
Þu açýklamalardan anlaþýlmaktadýr ki "Hayýr" kelimesi "Ýlâhî Þeriat" ile eþ anlamlýdýr. Ve peygamberler bu "Hayrý" tatbikatlarýyla emretmiþ, hayatlarýnda en doðru ve en kâmil mânâda temsil etmiþlerdir. Bizzat yaþadýklarý bu hayata da'vet etmiþler, bu da'vetin ise kulluk görevinin ve Allah'ýn hükümranlýðým ilan etmenin en yüksek derecesi olduðuna inanarak O'nun gerçek kullarýndan olmuþlardýr.
Þimdi ise "Hayýr" kelimesini daha iyi anlamak için Mâide sûresinde geçen diðer bir âyet üzerinde duralým. Bu âyet þeriatlerin çeþitli olabileceðinden bahseder. Oysa ruh ve asýl itibariyle Allah'ýn dini daima tek bir dindir, asla deðiþmez. Fakat asýrlarýn deðiþmesiyle þeriatlar deðiþmiþtir.
Meselâ; Ýsrâiloðullarýna gönderilen þeriat, Hz. Muhammed'in (s.a.v) gönderilmesiyle ilga edilmiþtir. Yani Hz. Musa'nýn (a.s.) þeriatý hükmen kaldýrýlmýþtýr. Ama ruh ve asýl itibariyle kalkmamýþtýr. Çünkü hedefe varmada maksad ayný, ancak metod deðiþiktir, islâm ise hedefe varmada son uygulamadýr. Binaenaleyh "Þeriatlarýn deðiþik" olmasý kesinlikle "dinlerin de deðiþik olduðu" anlamýna gelmez.
Geçmiþ milletlere gönderilen þeriatler, Ýbâdetlerin ve kulluðun yalnýz Allah'a.yapýlacaðýný, tek kelimeyle hükümranlýk hakkýnýn, en büyük otorite sahibi olan Alah'a ait olduðunu ilân etmiþler ve insanlýðýn her peygamberin geliþi ile yeni bir þeriat'a boyun eðmeye hazýr olmasýný icbar etmiþlerdir. Yeni bir þeriat'ýn gelmesinden sonra geçmiþ þeriattan ayrýlmayan kimse, gönderilen yeni þeriatý inkâr etmiþtir. (Çünkü her yeni gelen þeriat eskisine nisbetle daha kâmildir.)
Allah Teâlâ buyuruyor ki:
"(Ey Musa'nýn, Ýsa'nýn, Muhammed'in ümmetleri!) sizden herbiriniz içn bir þeriat, bir yol (yasa) tayin ettik: Eðer Allah dileseydi (topunuzu bir þeriata tabî) bir tek ümmet yapardý. Fakat o size verdiði (muhtelif þeriatlar dairesi)nde sizi imtihan etmek için (ayýrdý). Öyle ise (hepiniz) Hayýr iþlerde (=Þeriatîerde) birbirinizle yarýþ edin.15
Ayette geçen "Hayýrlý iþlerde yarýþma"dan maksat; Allah Rasûlu Hz. Muhammed'e (s.a.v.) gelen þeriata uymaktýr. Þüphesiz kurtuluþ Ýslâm'a uymaktýr, baþkasýna deðil. (20. asýrda kurtuluþu va'd eden demokrasinin her çeþidi, aslýnda Ýslâm'dan kurtuluþu hedef edinmiþtir. Ama bilmiyordu ki "Gerçek demokrasinin þudur ki tefsiri; Halk hak'kýn esiri devlet halkýn esiri". 16
Allâme Ýbni Kesîr "Hayýrlada yarýþýn" âyetini tefsir ederken der ki: "Bu yarýþma, Allah'a itaat, kendisinden önceki þeriatlarý kaldýran Ýslâm Þeriatýna tâbi olmak ve Allah'ýn insanlýða indirdiði kitaplarýn sonuncusu olan Kur'ârn-Kerîm'i tasdik etmektir.17 Allâme Þeyyid el-Âlûsî þöyle der:
"Bu yarýþmadan maksad; Kur'ân'dan kaynaklanan salih ameller, saðlam hükümler ve hakîkî îman manzumesinden oluþan, dünya ve âhiret diye iki temel üzerine kurulan ve hayýrlý, en iyi ve en güzel hayat sistemi Ýslâm'ý yaþamada yanþ edin.18
Allâme Nizamü'd-Din el-Kumnî en-Nisâbûrî ise: "Âyetteki "Hayrat"; inanç, hüküm ve sorumluluklardan oluþan hak olanlarý demektir19 der.
Tüm bu açýklamalar gösteriyor ki "Hayýrlý iþlerde yarýþma" kavramý; Allah'a itaatte ve ibâdette, peygamberlerine itaatte ve þeriat hükümlerine uymada yarýþmayý ifâde etmektedir.
Kur'ân-ý Kerim'in kendi ifâdesi ve üslûbu içinde mâna kazandýrdýðý "Hayýr" kelimesi tek baþýna dahi, tüm önleriyle inanç ve Amel (yâni Allah'a iman'a dayalý insanýn dünyadaki her çeþit davranýþýný yasalaþtýran) nizam'ý ifâde eder. Ýþte bu iki temel kavrama ve esasa dayalý hayatýn yasasý Kur'ân-ý Kerim olarak ortaya çýkmýþtýr. Bu ise Ýslâm ümmetinin tüm insanlýðý kendisine da'vetle emrolunduðu hayr'ýn ta kendisidir. Þimdi "Hayr'a Da'vet'i emreden âyet-i kerimeye dönelim ve bakalým ki Rasûlulah (s.a.v.), sahabe, tabiîn ve müfessir âlimler (Allah onlardan razý olsun) bu âyet-i kerimeyi nasýl açýklamýþlardýr. 11 Ruhu’l-Meânî, Âlusî: 4/20
12 el-Enbiya: 21/73.
13 Meâlimü't-Tenzil (Hazin tefsirinin kenan): 4/245
14 Lübâbü't-Te'vil fi-Meani't-Tenzîl: 4/245
15 el-Mâide: 5/48.
16 (N.F.K) - Çeviren-)
17 Tefsiru'l-Kur'âni'l-Azîm: 2/67
18 Rûhu'l-Meâni: 6/104
19 Garâibu'l-Kur'ân ve Regâibu'l-Furkan: 6/135 (Ýbn-i Cerir et- Tabrinin kenarý)
Ynt: Hayra davet By: ceren Date: 06 Temmuz 2016, 22:28:36
Esselamu aleykum.Peygamber efendimiz her zaman hayri emir etmis ve hayra davet etmistir.Her zaman allahin rýzasýni gozeten ve hayir isleyip dogru yolda giden kullardan olalim inþallah...