Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajý
Pages: 1
Mekke nin fethi By: hafiza aise Date: 16 Mayýs 2011, 11:29:20
l- Mekke’nin Fethi (8/630)

Hz. Ýbrahim zamanýndan beri tevhid inancýnýn merkezi olan Kâbe'yi putlardan temizlemek Hz. Peygamber’in en baþta gelen hedeflerinden biriydi. Hudeybiye Barýþ Antlaþmasý Müslümanlarýn Mekke müþrikleriyle barýþ içinde yaþamasýný saðlamýþ olsa dahi, Kâbe hâlâ putperestliðin merkezi olma özelliðini koruyordu. Üstelik müþrikler biraz sonra anlatacaðýmýz gibi Hudeybiye antlaþmasýný da ihlal etmiþlerdi.

Hz. Peygamber’in Mekke’nin fethine karar vermesinin ve bu kararý gerçekleþtirmesinin asýl nedeni, on yýllýk bir süre için imzalanan Hudeybiye Barýþ Antlaþmasý'nýn, üzerinden henüz iki yýl geçmeden müþrikler tarafýndan bozulmuþ olmasýdýr. Olay þu þekilde gerçekleþmiþtir: Hudeybiye Antlaþmasý gereði müslümanlarla birlik kuran Huzâa kabilesi ile, müþriklerle birlik kuran Bekir kabilesi arasýnda eskiden beri düþmanlýk mevcuttu. Hicretin sekizinci yýlý þaban ayýnda Bekir kabilesinden bir grup, bir gece vakti ansýzýn Huzâalýlara baskýn yaparak yirmi üç kiþiyi öldürdü. Bu baskýn sýrasýnda Kureyþ müþrikleri Bekir kabilesine silah, binek ve su yardýmý yaptýlar. Hatta Safvân b. Ümeyye, Ýkrime b. Ebû Cehil ve Süheyl b. Amr gibi bazý Kureyþliler gizlice, yüzlerini örterek baskýna bizzat iþtirak ettiler.

Hz. Peygamber'in müttefiki olan Huzâa kabilesinden Amr b. Sâlim, bir süvari birliði ile Medine'ye gelerek durumu bir þiirle anlattý. Peygamberimiz onlarýn gönüllerini aldý ve yardým edeceðine söz vererek yurtlarýna gönderdi. Kureyþlilere de bir mektup yazarak, ya Bekir kabilesiyle olan ittifaklarýný bozmalarýný, ya da öldürülen Huzâalýlarýn diyetlerini ödemelerini istedi. Eðer bunlardan birini yerine getirmeyecek olurlarsa kendileriyle savaþacaklarýný bildirdi. Kureyþ müþrikleri Hz. Muhammed (s.a.s.)’in tekliflerinden ilk ikisini reddedip elçiye olumsuz cevap vererek geri gönderdiler. Ancak daha sonra buna piþman oldular; antlaþmayý yenilemek için Ebû Süfyan’ý Medine'ye gönderdiler.[398] Bu amaçla Medine'ye gelen Ebû Süfyan, Hudeybiye Antlaþmasý'nýn akdi esnasýnda bulunamadýðýný gerekçe göstererek, birtakým giriþimlerde bulundu; antlaþmayý yenilemeyi ve süresini uzatmayý teklif etti. Peygamberimiz kendilerinin Hudeybiye'de yapýlan antlaþma ve müddet üzerinde durduklarýný, onu bozmadýklarýný ve deðiþtirmediklerini belirterek olayý bilmiyormuþ gibi davrandý ve "Yoksa siz bir olay çýkarýp onu bozdunuz mu?" diye sordu. Ebû Süfyan "Hayýr" diye cevap verdi ve olup bitenleri inkar etti. Peygamberimiz, Ebû Süfyan'ýn teklifine olumlu cevap vermedi. Hz. Peygamber'in ailesinden ve diðer sahâbîlerden bazýlarýna da baþvuran ve onlardan da yüz bulamayan Ebû Süfyan, sonuçta istediðini elde edemeden Mekke'ye döndü.

Ebû Süfyan Medine’den ayrýldýktan sonra Hz. Peygamber Mekke'yi fethe karar verdi ve gizlice hazýrlýða baþladý. Öyle ki, seferin nereye yapýlacaðýný baþlangýçta hanýmý Âiþe'ye bile açýklamadý. Daha sonra hedefini Hz. Ebû Bekir'e bildirdi; fakat gizli tutmasýný istedi. Medine çevresindeki kabilelere haber göndererek Ramazan ayýnýn baþlarýnda Medine'de toplanmalarýný istedi.

Hz. Peygamber Mekke'yi kan dökmeden fethedebilmek için hazýrlýklarýný gizli bir þekilde yürütmüþtür. Müþrikler Müslümanlarýn Mekke'nin fethi maksadýyla sefere çýktýðýný bilselerdi, gerekli önlemleri alýrlar, þehri savunmak için ellerinden geleni yaparlardý. Sonunda çok sayýda can kaybýna sebep olan bir savaþ cereyan edebilirdi. Oysa Hz. Peygamber mukaddes belde Mekke’yi kan dökmeden fethetmek istiyordu. Bundan dolayý Mekke üzerine yürüdüðünü gizli tutmuþ ve amacýna da ulaþmýþtýr.

Peygamberimiz Kureyþ müþriklerine haber sýzmasýný önlemek amacýyla Mekke'ye giden yollarý tuttu. Bu iþle görevlendirdiði kimselerin baþýna Hz. Ömer'i tayin etti. Hâtýb b. Ebû Beltea adlý sahâbî, Medine’deki sefer hazýrlýklarýný bir mektupla Kureyþ eþrâfýna bildirmeye teþebbüs etti. Bütün kaynaklarýn ittifakla bildirdiðine göre Peygamberimiz Cebrâil'in haber vermesiyle durumdan haberdar oldu. Hâtýb'ýn mektubu götürmek için ücretle kiraladýðý kadýn, Hz. Peygamber'in görevlendirdiði Hz. Ali ve arkadaþlarý tarafýndan yolda yakalandý. Sorguya çekilen Hâtýb, suçunu itiraf etti ve bu iþi Mekke’de bulunan ailesini korumalarý için Kureyþlileri memnun etmek amacýyla yaptýðýný söyledi. Peygamberimiz onun özrünü kabul etti; sonunda Bedir mücahitleri arasýnda bulunduðu için affetti. Bu olay üzerine þu âyet-i kerîme nâzil oldu: "Ey iman edenler! Eðer benim yolumda savaþmak ve rýzamý kazanmak için çýkmýþsanýz, benim de düþmaným, sizin de düþmanýnýz olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onlarý dost edinmeyin. Oysa onlar size gelen gerçeði inkâr etmiþlerdir. Rabbiniz Allah'a inandýðýnýzdan dolayý Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çýkarýyorlar. Ben, sizin sakladýðýnýzý da açýða vurduðunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim onlarý dost edinirse doðru yoldan sapmýþ olur".[399] Bu âyet-i kerîme ile bütün müslümanlar uyarýlmýþlardýr.

Peygamberimiz 10 ramazan 8/1 Ocak 630’da muhâcirler, ensar ve çevreden toplanan kabilelerle Medine’den hareket etti. Bazý kabileler de yolda orduya katýldýlar.[400] Peygamberimiz Zübeyr b. Avvam'ý iki yüz kiþiyle ileri gönderdi. Ramazan ayý olduðu için isteyenlerin oruçlarýný bozabileceðini ilan ettirdi. Kendisi de Usfân ile Emec arasýnda bulunan Kedîd'de orucunu bozdu.

Ýslâm ordusunun gözcü birlikleri, yolda Hz. Peygamber'in faaliyetlerini izlemek üzere Hevâzin kabilesinin görevlendirdiði bir casusu yakalayarak onun huzuruna getirdiler. Sorguya çekilen casus, Hevâzin kabilesinin bazý Arap kabilelerini de yanýna alarak Müslümanlara karþý savaþ hazýrlýklarýna baþladýðýný tüm ayrýntýlarýyla haber verdi. Peygamberimizin emriyle Halid b. Velid tarafýndan tutuklanan casus, ordu Merruzzahran'da konakladýðý esnada kaçtý; fakat Halid tarafýndan tekrar yakalandý. Halid durumu Peygamberimize bildirdi. O da Mekke'ye girinceye kadar onun tutukluluk halinin devamýný istedi. Casus Mekke fethedildikten sonra Peygamberimizin Ýslâm'a daveti üzerine Müslüman oldu, Ýslâm ordusuyla birlikte Huneyn Savaþý'na katýldý ve Evtas Savaþý'nda öldü.[401]

Müslümanlar yatsý vakti Mekke yakýnlarýnda Merruzzahrân'da konakladýlar. Peygamberimiz burada Ýslâm ordusunun gücünü göstermek maksadýyla gece vakti asker sayýsýnca, yani on bin ateþ yaktýrdý. Bunu gören ve gelenlerin kim olduðunu bilemeyen Mekke müþrikleri telaþa kapýlarak liderleri Ebû Süfyan’ý iki arkadaþýyla birlikte durumu öðrenmek ve þayet Hz. Muhammed (s.a.s.)'le karþýlaþýrsa eman almak amacýyla gönderdiler. Ancak Ebû Süfyan ve arkadaþlarý Ýslâm ordusunun gözcü birlikleri tarafýndan yakalanarak Hz. Peygamber’in huzuruna götürüldüler. Mekke lideri Ebû Süfyan uzun tereddütlerden sonra Müslüman oldu.

Ýslâm ordusu dört koldan þehre girdi. Hz. Peygamber'in kumanda ettiði birliðin dýþýndaki birliklerin baþýnda Halid b. Velid, Zübeyr b. Avvâm ve Kays b. Sa'd bulunuyordu. Peygamberimiz mecbur kalýnmadýkça kan dökülmemesini emretti. Ýslâm ordusu herhangi bir ciddî mukavemetle karþýlaþmadan þehre girdi. Peygamberimiz “Bugün Kâbe’de savaþýn helal olacaðý gündür” þeklinde sözler sarfeden komutan Sa’d b. Ubâde’yi azlederek elinden sancaðý aldý ve oðlu Kays b. Sa’d’a verdi. Sa'd'ýn "Bugün savaþ günüdür" sözüne karþýlýk "Bugün merhamet günüdür" dedi.[402]

Ýslâm ordusu, güneyden þehre giren Halid b. Velid’in komuta ettiði birlik hariç, mukavemetle karþýlaþmadý. Peygamberimiz muhâcirlerin baþýnda Mekke’yi kan dökmeden fethetmenin verdiði huzur içinde ilerlerken, þehrin alt tarafýnda kýlýçlarýn parladýðýný görünce çok üzüldü. Halid b. Velid’e haber göndererek çarpýþmaya son vermesini emretti. Halid daha sonra sorguya çekildiðinde, çarpýþmayý müþriklerin baþlattýðýný bildirdi. Hz. Peygamber, Mekke'de evlerinin kapýsýný kapatanlarýn, silahlarýný býrakanlarýn, Mescid-i Haram'a ve Ebû Süfyan'ýn evine girenlerin emniyette olduðunu duyurdu. Yaralýlarýn, arkasýný dönüp kaçanlarýn ve esirlerin öldürülmemelerini emretti. Bunun üzerine Mekkeliler evlerine kapanýp silahlarýný sokaklara attýlar. Peygamberimiz Zî Tuvâ mevkiinde durunca insanlar onun etrafýnda toplandýlar. O, Allah'ýn kendisine Mekke'nin fethini nasip etmesinden, Müslümanlarýn sayýsýnýn çokluðundan ve Allah'a olan tevazuundan dolayý devesinin üzerinde eðiliyor, "Hayat ancak ahiret hayatýdýr" diyordu. Mekke'ye girince Kâbe'yi tavaf etti; çevresindeki putlarý kýrdýrdý. Kâbe'nin bakýmýný yürüten, anahtarýný muhafaza eden Abdüddâr ailesinden Osman b. Talha'ya haber gönderip Kâbe'nin anahtarýný getirterek içeri girdi ve iki rekat namaz kýldý.

Öðle vakti gelince Hz. Peygamber, Bilâl-i Habeþî'ye Kâbe'nin damýnda ezan okuttu. Namazý kýldýrdýktan sonra halka hitabede bulundu. "Ne dersiniz? Þimdi size ne yapacaðýmýzý sanýyorsunuz?" diye sordu. "Ýyilik umuyoruz, sen asîl bir kardeþ ve asîl bir kardeþ oðlusun" cevabýný verdiler. Bunun üzerine "Ben size kardeþim Yusuf'un dediðini diyorum: Bugün sizi kýnamak yok. Allah sizi affetsin. O merhametlilerin en merhametlisidir"[403] dedi. Konuþmasýnda tevhid, Allah'ýn varlýðý ve birliði üzerinde durdu. O'nun eþi ve ortaðý bulunmadýðýný, va'dini yerine getirdiðini, kuluna (kendisine) yardým ettiðini, düþmanlarý bozguna uðrattýðýný bildirdi. Cahiliye dönemine ait faizin, kan ve mal davalarýnýn kaldýrýldýðýný, sidâne ve sikâye dýþýndaki kurumlarýn laðvedildiðini duyurdu. Diyet ödenmesi gereken öldürme olaylarý, vârise vasiyet yapýlamayacaðý, kadýnýn halasýnýn ve teyzesinin üzerine nikahlanamayacaðý, deðiþ tokuþ yoluyla mehirsiz evlenmenin olmayacaðý gibi bazý hukûkî meselere açýklýk getirdi. Câhiliye dönemi kibirlenmelerinin ve atalarla övünmenin kaldýrýldýðýný duyurdu. Bütün insanlarýn Âdem'in nesli olduðunu ve onun da topraktan yaratýldýðýný söyledi. "Allah katýnda en iyiniz, en fazla takva sahibi olanýnýzdýr" dedi. Mekke'nin Allah tarafýndan haram ve dokunulmaz bölge kýlýndýðýný hatýrlattý ve bu yasaðýn kendisi tarafýndan pekiþtirildiðini bildirdi. Mü'minlerin kardeþ olduðunu söyledi. Kâbe'nin anahtarýný tekrar Osman b. Talha'ya ve sikaye görevini de eski sahibi amcasý Hz. Abbas'a verdi. Temîm b. Esed el-Huzâî'yi Harem hudutlarýnýn taþlarýný yenilemekle görevlendirdi.

Bu arada Eslem kabilesinden Hýrâþ b. Ümeyye adlý kiþi, eski bir kan davasý yüzünden Hüzeyl kabilesinden ve Ýslâm'ý kabul etmemiþ olan Cüneydib b. Edla'ý öldürdü. Peygamberimiz Hýrâþ b. Ümeyye'yi kýnadý ve maktulün diyetini ödetti. Bu vesile ile, gördüðü lüzum üzerine fethin ikinci gününde öðle namazýndan sonra halka hitap ederek Mekke'nin Mukaddes bölge oluþuyla ilgili hükmü tekrar hatýrlattý.[404] Mekke'nin fethinden sonra hicretin kalktýðýný ilan etti.[405] Saîd b. Saîd'i Mekke çarþýsýný kontrol için görevlendirdi. Safâ Tepesi'nde halkýn bîatýný kabul etti. Kendisi için Hacûn mevkiinde deriden bir çadýr kurulmuþtu. Her namaz vakti buradan Mescid-i Haram'a geliyordu.

Hz. Peygamber Mekke’de genel af ilan etti. Ancak on biri erkek, altýsý kadýn olmak üzere on yedi kiþiyi genel af dýþýnda tuttu. Bunlarýn katlinin serbest býrakýlmasý da kiþisel kin ve düþmanlýk yüzünden deðildi. Bunlar çok büyük suç iþlemiþlerdi. Mesela Abdullah b. Sa’d b. Ebû Serh, önce Müslüman olmuþ, Medine'ye hicret etmiþ ve hatta vahiy katipleri arasýnda yer almýþtý. Bir müddet sonra Ýslâm’dan çýkýp Mekke müþriklerinin yanýna dönmüþ, kâtipliði sýrasýnda vahyi kendi arzusuna göre tahrif ettiðini söyleyerek müþriklerin Ýslâmiyet aleyhindeki çalýþmalarýný desteklemiþti. Ebû Süfyan’ýn karýsý Hind de, Uhud’da þehit edilen Hz. Hamza’nýn ciðerini çiðnemiþti. Bununla beraber bu ikisi ve daha baþkalarý affedildi. Öldürülmesi serbest býrakýlanlardan sadece altý kiþi Mekke'ye girildiði gün katledildi. Süheyl b. Amr, Safvân b. Ümeyye ve Ýkrime b. Ebû Cehil gibi müþriklerin ileri gelenlerine emân verildi. Hz. Peygamber Mekkelilerden kimlerin kendisine ve sahâbîlerine iþkence yaptýðýný, kimlerin kendisini öldürmek üzere süikast tertiplediðini ve kimlerin Bedir, Uhud ve Hendek gibi savaþlara iþtirak ettiðini ve bütün bedevîleri toplayarak kendisini ve Ýslâm’ý ortadan kaldýrmak istediðini çok iyi biliyordu. Bunlar Mekke'nin fethiyle birlikte onun eline düþmüþlerdi. Ýsteseydi hepsini kýlýçtan geçirebilirdi. Onun bir tek sözü ve hatta iþareti bile bunu gerçekleþtirmeye yeterdi. Fakat o böyle yapmadý. Çünkü Hz. Peygamber, prensib olarak her zaman düþmaný kazanmayý, imha etmeye tercih ederdi. Onun bütün bu davranýþlarý, insanlarýn kalbinin nasýl kazanýlacaðýný gösteren ve hoþgörü anlayýþýný ortaya koyan hususlardýr.

Kâbe ve çevresinde bulunan putlar Hz. Peygamber’in emriyle kýrýldý; bir kýsmý ateþe verildi. Yapýlan bir ilanla herkesin evinde bulunan putu imha etmesi istendi. Peygamberimiz Ramazan ayý içinde çevredeki putlarý kýrmak için birlikler sevketti; Halid b. Velid'i Uzzâ, Sa'd b. Zeyd el-Eþhelî'yi Menât, Amr b. As'ý Süvâ' adlý putlarý kýrmak için görevlendirdi. Put alým satýmýný, þarap, domuz eti ve ölü hayvan eti bedelini yemeyi ve kâhine ücret vermeyi yasakladý.[406]

Mekke'nin Fethi, Hz. Peygamber'in yeni Müslüman olanlarla ilgili uygulamalarý açýsýndan özellikle dikkat çeker. Fetihten sonra Mekkeliler sanki maðlup edilmiþ bir millet ve ele geçirilmiþ bir bölgenin ahalisi olarak kalmadýlar. Aksine, hak ve görevler konusunda zaferi kazananlarla eþit duruma yükseldiler. Kimsenin malýna, mülküne, evine arazisine el konulmadý; bunlar ganimet statüsüne tabi tutulmadý.[407] Mücahitler yaðma ile deðil, Mekke’yi fethettikleri günün gecesini sabaha kadar tekbir, tehlil ve Kâbe'yi tavafla geçirdiler. Peygamberimiz Mekke'nin üç zengininden toplam yüz otuz bin dirhem borç alarak ihtiyacý olan sahâbîlere daðýttý. Daha sonra bu borcu Hevâzin ganimetlerinden ödeyecektir.[408] Mekke’de hiçbir asker býrakmadan, þehrin idaresini de yeni Ýslâm’ý kabul etmiþ Attâb b. Esîd adlý bir Mekkeliye býrakarak Huneyn’e doðru hareket etti.

Burada, Uzzâ'yý yýkýp Mekke'ye dönen Halid b. Velid'in Cezîme kabilesine Ýslâm'a davet etmek için gönderilmesiyle, bu sefer esnasý ve sonrasýndaki geliþmelere kýsaca temas etmek yerinde olacaktýr. Halid b. Velid Uzzâ'yý yýkýp geri döndükten sonra Þevval ayýnda Peygamberimiz onu Cezîme b. Âmir kabilesini Ýslâm'a davet etmek üzere gönderdi. Savaþmak için gönderilmeyen Halid, muhâcirlerden, ensardan ve Süleym kabilesinden oluþan 350 kiþilik bir birlikle Cezîme kabilesinin yurdu olan Gumeysâ'ya vardý. Cezîme kabilesi Ýslâm birliðini silahlý olarak karþýladýlar. Halid onlardan silahlarýný býrakmalarýný istedi. Onlar bu emri yerine getirdiler ve "Dinimizi deðiþtirdik" anlamýnda "Sabe'nâ" dediler. Halid onlarýn Müslüman olduklarýna kanaat getirmedi. Vaktiyle Ýslâm düþmanlarýyla iþbirliði yaptýklarýný da hatýrlayarak kendilerini esir aldý, askerler arasýnda daðýttý. Ertesi sabah da öldürülmelerini emretti. Bunun üzerine Süleymoðullarý ellerindeki otuz kadar esiri öldürdüler. Fakat ensara ve muhâcirlere mensup askerler Halid'in bu emrini yerine getirmeyerek esirleri serbest býraktýlar. Olayý öðrenince çok üzülen Peygamberimiz, Halid'in bu davranýþýný doðru bulmadý ve onun yaptýklarýndan berî' olduðunu söyledi. Hz. Ali'yi Cezîme kabilesine göndererek öldürülenlerin tazminatlarýný ödetti.[409]


399. Mümtehine Sûresi 1

400. Makrîzî, s. 363-364.

401. Vâkýdî, II, 805-806.

402. Ýbn Seyyidinnâs, II, 232.

403. Yûsuf Sûresi 92.

404. Vâkýdî, I, 844-845.

405. Ýbn Sa'd, II, 142.

406. Vâkýdî, II, 864-865.

407. Ýbn Sa'd, II, 143.

408. Vâkýdî, II, 863

409. Vâkýdî, III, 875-884; Ýbn Sa'd, II, 147-148; Abdülkerim Özaydýn, "Cezîme b. Amir", DÝA, VII, 508 .

Ynt: Mekke nin fethi By: Kaan8/B Date: 26 Aralýk 2014, 21:34:22
Savasta ben de o degerli insanlarin arasinda savasmayi ve sehit olmayi isterdim.Bilgi icin Allah razi olsun
Ynt: Mekke nin fethi By: MELÝKE 7D Date: 01 Nisan 2015, 13:41:33
Hz. Ýbrahim zamanýndan beri tevhid inancýnýn merkezi olan Kabe'yi putlardan temizlemek Hz. Peygamber’in en baþta gelen hedeflerinden biriydi. Hudeybiye Barýþ Antlaþmasý Müslümanlarýn Mekke müþrikleriyle barýþ içinde yaþamasýný saðlamýþ olsa dahi, Kabe hala putperestliðin merkezi olma özelliðini koruyordu. Üstelik müþrikler biraz sonra anlatacaðýmýz gibi Hudeybiye antlaþmasýný da ihlal etmiþlerdi.Hz. Peygamber’in Mekke’nin fethine karar vermesinin ve bu kararý gerçekleþtirmesinin asýl nedeni, on yýllýk bir süre için imzalanan Hudeybiye Barýþ Antlaþmasý'nýn, üzerinden henüz iki yýl geçmeden müþrikler tarafýndan bozulmuþ olmasýdýr.
Ynt: Mekke nin fethi By: ikranur 7d Date: 01 Nisan 2015, 13:53:59
Müslümanlar yatsý vakti Mekke yakýnlarýnda Merruzzahrân'da konaklamýþlar. Peygamberimiz burada Ýslâm ordusunun gücünü göstermek maksadýyla gece vakti asker sayýsýnca, yani on bin ateþ yaktýrdý. Bunu gören ve gelenlerin kim olduðunu bilemeyen Mekke müþrikleri telaþa kapýlarak liderleri Ebû Süfyan’ý iki arkadaþýyla birlikte durumu öðrenmek ve þayet Hz. Muhammed (s.a.v.)'le karþýlaþýrsa eman almak amacýyla gönderdiler. Ancak Ebû Süfyan ve arkadaþlarý Ýslâm ordusunun gözcü birlikleri tarafýndan yakalanarak Hz. Peygamber’in huzuruna götürüldüler. Mekke lideri Ebû Süfyan uzun tereddütlerden sonra Müslüman oldu.



radyobeyan