> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı > Mekke nin fethi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mekke nin fethi  (Okunma Sayısı 4793 defa)
16 Mayıs 2011, 11:29:20
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Mayıs 2011, 11:29:20 »



l- Mekke’nin Fethi (8/630)

Hz. İbrahim zamanından beri tevhid inancının merkezi olan Kâbe'yi putlardan temizlemek Hz. Peygamber’in en başta gelen hedeflerinden biriydi. Hudeybiye Barış Antlaşması Müslümanların Mekke müşrikleriyle barış içinde yaşamasını sağlamış olsa dahi, Kâbe hâlâ putperestliğin merkezi olma özelliğini koruyordu. Üstelik müşrikler biraz sonra anlatacağımız gibi Hudeybiye antlaşmasını da ihlal etmişlerdi.

Hz. Peygamber’in Mekke’nin fethine karar vermesinin ve bu kararı gerçekleştirmesinin asıl nedeni, on yıllık bir süre için imzalanan Hudeybiye Barış Antlaşması'nın, üzerinden henüz iki yıl geçmeden müşrikler tarafından bozulmuş olmasıdır. Olay şu şekilde gerçekleşmiştir: Hudeybiye Antlaşması gereği müslümanlarla birlik kuran Huzâa kabilesi ile, müşriklerle birlik kuran Bekir kabilesi arasında eskiden beri düşmanlık mevcuttu. Hicretin sekizinci yılı şaban ayında Bekir kabilesinden bir grup, bir gece vakti ansızın Huzâalılara baskın yaparak yirmi üç kişiyi öldürdü. Bu baskın sırasında Kureyş müşrikleri Bekir kabilesine silah, binek ve su yardımı yaptılar. Hatta Safvân b. Ümeyye, İkrime b. Ebû Cehil ve Süheyl b. Amr gibi bazı Kureyşliler gizlice, yüzlerini örterek baskına bizzat iştirak ettiler.

Hz. Peygamber'in müttefiki olan Huzâa kabilesinden Amr b. Sâlim, bir süvari birliği ile Medine'ye gelerek durumu bir şiirle anlattı. Peygamberimiz onların gönüllerini aldı ve yardım edeceğine söz vererek yurtlarına gönderdi. Kureyşlilere de bir mektup yazarak, ya Bekir kabilesiyle olan ittifaklarını bozmalarını, ya da öldürülen Huzâalıların diyetlerini ödemelerini istedi. Eğer bunlardan birini yerine getirmeyecek olurlarsa kendileriyle savaşacaklarını bildirdi. Kureyş müşrikleri Hz. Muhammed (s.a.s.)’in tekliflerinden ilk ikisini reddedip elçiye olumsuz cevap vererek geri gönderdiler. Ancak daha sonra buna pişman oldular; antlaşmayı yenilemek için Ebû Süfyan’ı Medine'ye gönderdiler.[398] Bu amaçla Medine'ye gelen Ebû Süfyan, Hudeybiye Antlaşması'nın akdi esnasında bulunamadığını gerekçe göstererek, birtakım girişimlerde bulundu; antlaşmayı yenilemeyi ve süresini uzatmayı teklif etti. Peygamberimiz kendilerinin Hudeybiye'de yapılan antlaşma ve müddet üzerinde durduklarını, onu bozmadıklarını ve değiştirmediklerini belirterek olayı bilmiyormuş gibi davrandı ve "Yoksa siz bir olay çıkarıp onu bozdunuz mu?" diye sordu. Ebû Süfyan "Hayır" diye cevap verdi ve olup bitenleri inkar etti. Peygamberimiz, Ebû Süfyan'ın teklifine olumlu cevap vermedi. Hz. Peygamber'in ailesinden ve diğer sahâbîlerden bazılarına da başvuran ve onlardan da yüz bulamayan Ebû Süfyan, sonuçta istediğini elde edemeden Mekke'ye döndü.

Ebû Süfyan Medine’den ayrıldıktan sonra Hz. Peygamber Mekke'yi fethe karar verdi ve gizlice hazırlığa başladı. Öyle ki, seferin nereye yapılacağını başlangıçta hanımı Âişe'ye bile açıklamadı. Daha sonra hedefini Hz. Ebû Bekir'e bildirdi; fakat gizli tutmasını istedi. Medine çevresindeki kabilelere haber göndererek Ramazan ayının başlarında Medine'de toplanmalarını istedi.

Hz. Peygamber Mekke'yi kan dökmeden fethedebilmek için hazırlıklarını gizli bir şekilde yürütmüştür. Müşrikler Müslümanların Mekke'nin fethi maksadıyla sefere çıktığını bilselerdi, gerekli önlemleri alırlar, şehri savunmak için ellerinden geleni yaparlardı. Sonunda çok sayıda can kaybına sebep olan bir savaş cereyan edebilirdi. Oysa Hz. Peygamber mukaddes belde Mekke’yi kan dökmeden fethetmek istiyordu. Bundan dolayı Mekke üzerine yürüdüğünü gizli tutmuş ve amacına da ulaşmıştır.

Peygamberimiz Kureyş müşriklerine haber sızmasını önlemek amacıyla Mekke'ye giden yolları tuttu. Bu işle görevlendirdiği kimselerin başına Hz. Ömer'i tayin etti. Hâtıb b. Ebû Beltea adlı sahâbî, Medine’deki sefer hazırlıklarını bir mektupla Kureyş eşrâfına bildirmeye teşebbüs etti. Bütün kaynakların ittifakla bildirdiğine göre Peygamberimiz Cebrâil'in haber vermesiyle durumdan haberdar oldu. Hâtıb'ın mektubu götürmek için ücretle kiraladığı kadın, Hz. Peygamber'in görevlendirdiği Hz. Ali ve arkadaşları tarafından yolda yakalandı. Sorguya çekilen Hâtıb, suçunu itiraf etti ve bu işi Mekke’de bulunan ailesini korumaları için Kureyşlileri memnun etmek amacıyla yaptığını söyledi. Peygamberimiz onun özrünü kabul etti; sonunda Bedir mücahitleri arasında bulunduğu için affetti. Bu olay üzerine şu âyet-i kerîme nâzil oldu: "Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. Oysa onlar size gelen gerçeği inkâr etmişlerdir. Rabbiniz Allah'a inandığınızdan dolayı Peygamber'i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben, sizin sakladığınızı da açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim onları dost edinirse doğru yoldan sapmış olur".[399] Bu âyet-i kerîme ile bütün müslümanlar uyarılmışlardır.

Peygamberimiz 10 ramazan 8/1 Ocak 630’da muhâcirler, ensar ve çevreden toplanan kabilelerle Medine’den hareket etti. Bazı kabileler de yolda orduya katıldılar.[400] Peygamberimiz Zübeyr b. Avvam'ı iki yüz kişiyle ileri gönderdi. Ramazan ayı olduğu için isteyenlerin oruçlarını bozabileceğini ilan ettirdi. Kendisi de Usfân ile Emec arasında bulunan Kedîd'de orucunu bozdu.

İslâm ordusunun gözcü birlikleri, yolda Hz. Peygamber'in faaliyetlerini izlemek üzere Hevâzin kabilesinin görevlendirdiği bir casusu yakalayarak onun huzuruna getirdiler. Sorguya çekilen casus, Hevâzin kabilesinin bazı Arap kabilelerini de yanına alarak Müslümanlara karşı savaş hazırlıklarına başladığını tüm ayrıntılarıyla haber verdi. Peygamberimizin emriyle Halid b. Velid tarafından tutuklanan casus, ordu Merruzzahran'da konakladığı esnada kaçtı; fakat Halid tarafından tekrar yakalandı. Halid durumu Peygamberimize bildirdi. O da Mekke'ye girinceye kadar onun tutukluluk halinin devamını istedi. Casus Mekke fethedildikten sonra Peygamberimizin İslâm'a daveti üzerine Müslüman oldu, İslâm ordusuyla birlikte Huneyn Savaşı'na katıldı ve Evtas Savaşı'nda öldü.[401]

Müslümanlar yatsı vakti Mekke yakınlarında Merruzzahrân'da konakladılar. Peygamberimiz burada İslâm ordusunun gücünü göstermek maksadıyla gece vakti asker sayısınca, yani on bin ateş yaktırdı. Bunu gören ve gelenlerin kim olduğunu bilemeyen Mekke müşrikleri telaşa kapılarak liderleri Ebû Süfyan’ı iki arkadaşıyla birlikte durumu öğrenmek ve şayet Hz. Muhammed (s.a.s.)'le karşılaşırsa eman almak amacıyla gönderdiler. Ancak Ebû Süfyan ve arkadaşları İslâm ordusunun gözcü birlikleri tarafından yakalanarak Hz. Peygamber’in huzuruna götürüldüler. Mekke lideri Ebû Süfyan uzun tereddütlerden sonra Müslüman oldu.

İslâm ordusu dört koldan şehre girdi. Hz. Peygamber'in kumanda ettiği birliğin dışındaki birliklerin başında Halid b. Velid, Zübeyr b. Avvâm ve Kays b. Sa'd bulunuyordu. Peygamberimiz mecbur kalınmadıkça kan dökülmemesini emretti. İslâm ordusu herhangi bir ciddî mukavemetle karşılaşmadan şehre girdi. Peygamberimiz “Bugün Kâbe’de savaşın helal olacağı gündür” şeklinde sözler sarfeden komutan Sa’d b. Ubâde’yi azlederek elinden sancağı aldı ve oğlu Kays b. Sa’d’a verdi. Sa'd'ın "Bugün savaş günüdür" sözüne karşılık "Bugün merhamet günüdür" dedi.[402]

İslâm ordusu, güneyden şehre giren Halid b. Velid’in komuta ettiği birlik hariç, mukavemetle karşılaşmadı. Peygamberimiz muhâcirlerin başında Mekke’yi kan dökmeden fethetmenin verdiği huzur içinde ilerlerken, şehrin alt tarafında kılıçların parladığını görünce çok üzüldü. Halid b. Velid’e haber göndererek çarpışmaya son vermesini emretti. Halid daha sonra sorguya çekildiğinde, çarpışmayı müşriklerin başlattığını bildirdi. Hz. Peygamber, Mekke'de evlerinin kapısını kapatanların, silahlarını bırakanların, Mescid-i Haram'a ve Ebû Süfyan'ın evine girenlerin emniyette olduğunu duyurdu. Yaralıların, arkasını dönüp kaçanların ve esirlerin öldürülmemelerini emretti. Bunun üzerine Mekkeliler evlerine kapanıp silahlarını sokaklara attılar. Peygamberimiz Zî Tuvâ mevkiinde durunca insanlar onun etrafında toplandılar. O, Allah'ın kendisine Mekke'nin fethini nasip etmesinden, Müslümanların sayısının çokluğundan ve Allah'a olan tevazuundan dolayı devesinin üzerinde eğiliyor, "Hayat ancak ahiret hayatıdır" diyordu. Mekke'ye girince Kâbe'yi tavaf etti; çevresindeki putları kırdırdı. Kâbe'nin bakımını yürüten, anahtarını muhafaza eden Abdüddâr ailesinden Osman b. Talha'ya haber gönderip Kâbe'nin anahtarını getirterek içeri girdi ve iki rekat namaz kıldı.

Öğle vakti gelince Hz. Peygamber, Bilâl-i Habeşî'ye Kâbe'nin damında ezan okuttu. Namazı kıldırdıktan sonra halka hitabede bulundu. "Ne dersiniz? Şimdi size ne yapacağımızı sanıyorsunuz?" diye sordu. "İyilik umuyoruz, sen asîl bir kardeş ve asîl bir kardeş oğlusun" cevabını verdiler. Bunun üzerine "Ben size kardeşim Yusuf'un dediğini diyorum: Bugün sizi kınamak yok. Allah sizi affetsin. O merhametlilerin en merhametlisidir"[403] dedi. Konuşmasında tevhid, Allah'ın varlığı ve birliği üzerinde durdu. O'nun eşi ve ortağı bulunmadığını, va'dini yerine getirdiğini, kuluna (kendisine) yardım ettiğini, düşmanları bozguna uğrattığını bildirdi. Cahiliye dönemine ait faizin, kan ve mal davalarının kaldırıldığını, sidâne ve sikâye dışındaki kurumların lağvedildiğini duyurdu. Diyet ödenmesi gereken öldürme olayları, vârise vasiyet yapılamayacağı, kadının halasının ve teyzesinin üzerine nikahlanamayacağı, değiş tokuş yoluyla mehirsiz evlenmenin olmayacağı gibi bazı hukûkî meselere açıklık getirdi. Câhiliye dönemi kibirlenmelerinin ve atalarla övünmenin kaldırıldığını duyurdu. Bütün insanların Âdem'in nesli olduğunu ve onun da topraktan yaratıldığını söyledi. "Allah katında en iyiniz, en fazla takva sahibi olanınızdır" dedi. Mekke'nin Allah tarafından haram v...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mekke nin fethi
« Posted on: 19 Nisan 2024, 21:14:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mekke nin fethi rüya tabiri,Mekke nin fethi mekke canlı, Mekke nin fethi kabe canlı yayın, Mekke nin fethi Üç boyutlu kuran oku Mekke nin fethi kuran ı kerim, Mekke nin fethi peygamber kıssaları,Mekke nin fethi ilitam ders soruları, Mekke nin fethiönlisans arapça,
Logged
26 Aralık 2014, 21:34:22
Kaan Han
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 778


« Yanıtla #1 : 26 Aralık 2014, 21:34:22 »

Savasta ben de o degerli insanlarin arasinda savasmayi ve sehit olmayi isterdim.Bilgi icin Allah razi olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
01 Nisan 2015, 13:41:33
MELİKE 7D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 333



« Yanıtla #2 : 01 Nisan 2015, 13:41:33 »

Hz. İbrahim zamanından beri tevhid inancının merkezi olan Kabe'yi putlardan temizlemek Hz. Peygamber’in en başta gelen hedeflerinden biriydi. Hudeybiye Barış Antlaşması Müslümanların Mekke müşrikleriyle barış içinde yaşamasını sağlamış olsa dahi, Kabe hala putperestliğin merkezi olma özelliğini koruyordu. Üstelik müşrikler biraz sonra anlatacağımız gibi Hudeybiye antlaşmasını da ihlal etmişlerdi.Hz. Peygamber’in Mekke’nin fethine karar vermesinin ve bu kararı gerçekleştirmesinin asıl nedeni, on yıllık bir süre için imzalanan Hudeybiye Barış Antlaşması'nın, üzerinden henüz iki yıl geçmeden müşrikler tarafından bozulmuş olmasıdır.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
01 Nisan 2015, 13:53:59
İkraNuR
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3.427



« Yanıtla #3 : 01 Nisan 2015, 13:53:59 »

Müslümanlar yatsı vakti Mekke yakınlarında Merruzzahrân'da konaklamışlar. Peygamberimiz burada İslâm ordusunun gücünü göstermek maksadıyla gece vakti asker sayısınca, yani on bin ateş yaktırdı. Bunu gören ve gelenlerin kim olduğunu bilemeyen Mekke müşrikleri telaşa kapılarak liderleri Ebû Süfyan’ı iki arkadaşıyla birlikte durumu öğrenmek ve şayet Hz. Muhammed (s.a.v.)'le karşılaşırsa eman almak amacıyla gönderdiler. Ancak Ebû Süfyan ve arkadaşları İslâm ordusunun gözcü birlikleri tarafından yakalanarak Hz. Peygamber’in huzuruna götürüldüler. Mekke lideri Ebû Süfyan uzun tereddütlerden sonra Müslüman oldu.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes