Gece ibadeti By: hafiza aise Date: 09 Mayýs 2011, 15:24:15
Gece Ýbadeti
Her ne kadar Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem), Hira' da yaþadýðý vuslat ve sonrasýný Mekke müþrikleriyle paylaþmamýþ olsa da onlar, birer söylenti halinde bunlarý duymuþlardý ve kendi aralannda konuþuyorlardý. Kendileri açýsýndan ortada yeni bir durum vardý; kendi iradeleri dýþýnda Mekke'de yeni bir geliþme yaþanýyor ve bu geliþme, dünya adýna herkesten baðýmsýz yürüyordu. Daha ilk günden Mekkeliler, bu geliþmeye bir kulp takýp da önünü almak için planlar kurmaya baþlamýþ; düne kadar 'Emin' diye tavsif ettikleri Efendiler Efendisi'ne, 'mecniuý', 'kôhin', 'sihirbaz' gibi lakaplar takmýþlardý.
Elbette bu konuþmalar, Efendimiz'in de kulaðýna gelmiþ ve daha ilk günden karþýlaþtýðý bu karalama kampanyasýna çok üzülmüþtü. Hane-i saadetlerine döndüðünde üzerini örtmüþ ve derin bir tefekküre dalmýþtý ki, yanýnda Cibril-i Emýn'in hazýr olduðunu görüverdi.'> Yeni bir vahiy geliyordu:
152 Konuyla ilgili olarak bkz. Buhari, Sahih, 2/520 (1368), 3/1314 (3393); MüsJim, Sahih, 1/69 (78), 1/69 (80)
153 Bkz. Asr, 103/1-3
154 Bazý rivayetlerde ayný hadisenin, Müddessir suresinin iniþ sebebi olarak ele alýndýðý görülmektedir. Bkz. Ýbn Kesir, Tefsir, 4/441, 442
- Ey örtüsüne bürünen Resülüml Geceleyin kalk da, az bir kýsmý hariç geceyi ibadetle geçir! Duruma göre gecenin yansýnda veya bundan biraz daha azýnda veya fazlasýnda ibadet etmen de yeterlidir.
Allah (celle celaluhü), Resülü'ne bir mesaj iletir de O (sallallahu aleyhi ve sellem), bu mesaja bigane kalýr mýydý hiç? Artýk bundan böyle O'nun geceleri, gündüzleri kadar aydýn; gündüzleri de geceleri kadar fazilet doluydu. Gece kalkýp ibadet etmek Allah'ýn emri olduðuna göre, O'na ilk gönül veren herkes ayný yolu meslek edinecek ve gecelerini gündüzleri gibi aydýn kýlma adýna, adeta birbirleriyle yarýþacaklardý. Çünkü bu emir, farz olarak algýlanmýþtý ve emr-i ilahiyi yerine getirmernek olmazdý. Gece ibadeti, mü'min için bir þerefti artýk; gündelik meþgalelelerden sýyrýlýp ruh ve kalbin kendini dinlediði bu sessiz dakikalarda kalkýlarak sýcak yataklar terk edilecek, havf ve haþyet duygularý içinde hep Rabbe iltica ile eller kalkýp, içten yöneliþle bir tazarru ve niyazda bulunulacaktý.vs Çünkü rahmet-i Rahman, gecenin kuytularýnda fazilet avýna çýkan insanlarýn üzerine saðanak olup yaðar ve Rabb-i Rahim de, bu dakikalarda kendisine kalkan elleri boþ, geri çevirmezdi.
Nihayet, aradan bir müddet daha geçecek ve Allah Resülü'nün, Cibril-i Emýn'le buluþtuðu bir gün þu mesaj gelecekti:
- Sana mahsus bir namaz olmak üzere, gecenin bir kýsmýnda kalkýp Kur'an okuyarak teheccüd namazý kýL. Böylece Rabbinin Seni, Makam-ý Mahmüd'a eriþtireceðini umabilirsin! 157
Artýk teheccüd, bir kavramdý ve gece kalkýlarak kýlýnan namazý ifade ediyordu. Ancak, önemli bir ayrýntý olarak bu namaz, sadece Allah Resülii için farziyet ifade ediyor; üm-
155 Bkz. EbU Nuaym el-Ýsbahani, Hilyetü'l-Evliya, 6/267; Ýbn Hacer, Fethu'lBari, 1/466
156 Bkz. Ýbn Hibban, Sahih, 1/444 (212); Ýbn Mace, Sünen, 1/435 (1366) 157 Bkz. Ýsra, 17/79
meti için ise, kabir ve berzah yolunu aydýnlatmaya matuf, teþvik edilen bir namaz olarak kalýyordu. Çünkü teheccüd, Makam-ý Mahmüd'a ulaþmanýn da en büyük vesilelerinden birisiydi.
Ayný surenin devam eden ayetlerinde, Kur'an'ýn tane tane tertil üzere okunmasý teþvik ediliyordu. Bunun için Efendiler Efendisi, hem namazlarýnda hem de namaz dýþýnda Kur'an okurken sesini yükseltiyor ve üzerinde dura dura, tane tane okuyordu. 'Bismillah' dedikten sonra duruyor, ardýndan 'erRahmiuý diyor ve sonrasýnda da, 'er-Rahim' diye devam ediyordu.v" Ayný dikkat ve hassasiyeti ümmetinden de isteyen Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), bunu yaparken þu kelimeleri kullanacaktý:
- Oku ve yüksel! Ayný zamanda, dünya iþlerinde düzen ve tertibe hassasiyet gösterdiðin gibi, onu da tertil ile oku! Çünkü senin menzilin, okuduðun son ayet kadardýr.v?
Demek ki, Kur'an'ýn ihtiva ettiði gerçeklerin yaþanmasý kadar toplumdaki yansýma ve temsili de önemliydi. Ses, Allah tarafýndan verilmiþ büyük bir nimetti ve bu nimet, Kur'an okunurken kendini göstermeli, ortaya güzel bir ses ahenk ve armonisi çýkmalýydý.
- Kur'an'ý seslerinizle tezyin ediniz,160 manasýndaki emir de zaten bunu ifade etmekteydi. Ashabý arasýnda, güzel sesiyle Kur'an okuyan birisini gördüðünde baþýný sývazlayacak ve:
- Davud (aleyhlsselarnj'ýn sesindeki ahenge benzer bir kabiliyet verilmiþ.>' diyerek takdir edecekti. Çünkü O (sallallahu aley-
158 Bkz. Ýbn Kesir, Tefsir, 4/558; Ýbn Sa'd, Tabakat, 1/376
159 Bkz. Ýbn Kesir, Tefsir, 4/558; Ýbn Hibban, Sahih, 3/43 (766); Tirmizi, Sünen, 5/177 (2914)
160 Buhari, Sahih, 6/2742 (4653); Ebu Davud, Sünen, 1/464 (1468)
161 Söz konusu sahabe, EbU Musa el-Eþ'ari idi. Efendimiz'in bu iltifatina karþýlýk o da, "Þayet Sizin dinlediðinizi bilmiþ olsaydým, biraz daha temrin yapar, daha iyi okumaya çalýþýrdým." diyecekti. Bkz. Buhari, Sahih, 4/1925 (4761); Ýbn Mace, Sünen, 1/425 (1341)
hi ve sellern), etrafa saçýlan kum taneleri gibi Kur'an harflerinin aðýzdan ahenksiz çýkmasýndan hoþlanmýyor ve:
- Okurken onun, mana derinliklerine dalýp ilgili yerlerde durarak tefekkür edin; onunla kalplerinizi harekete geçirin ve bir an önce bitirip de elimden býrakayým gibi bir endiþe içinde olmayýn. buyuruyordu.
Ýþte, baþta Efendiler Efendisi olmak üzere her bir mü' min, artýk geceleri kalkýyor ve Rabbi adýna namaz kýlarak Kur'an okuyordu.
Gece ibadetiyle ilgili olarak inen ayetlerdeki sýralama da çok ilginçti. Önce, kalkýlýp gecenin azý müstesna, geceyi kullukla geçirerek ayakta kalmanýn gerekliliði anlatýlmýþ; ardýndan da bu iþ için, gecenin yarýsýný ayýrmanýn yeterli olduðu ifade edilmiþti. Bundan dolayý, bazý insanlar, ayakta durmanýn zor olduðu uzun gecelerde direkler arasýna ipler geriyor ve kendilerini bu iplere baðlayarak kullukta bulunmaya çalýþýyordu.163 Daha sonralarý da, teheccüdün farz olarak sadece Efendiler Efendisi'ne has bir ibadet olduðu vurgulanarak diðer insanlar için, nafile olmak kaydýyla gece, belli bir zaman diliminde ibadet etmenin yeterli olabileceði anlatýlýyordu. Ýlk emirle, sonradan gelen hafifletme çizgisi' arasýnda geçen zaman, yaklaþýk bir seneyi bulmuþtu. Bu müddet içinde sahabe, ayaklarý þiþinceye kadar gece ibadetine yönelecek, sabahlara kadar kullukla zamanlarýný taçlandýrmýþ olacaktý.
Anlaþýlan, iþin baþýnda ve en öndekiler için, gecenin karanlýklarýnda yapýlacak böylesine bir kulluk Allah katýnda ayrý bir mana ifade ediyordu. Demek ki; herkesin, ölümün küçük kardeþi olarak bilinen uykuya kendini salýp da rahat döþeklerine uzandýðý demlerde mü'minler, gelecek günlerde karþýlaþacaklarý sýkýntýlarý göðiisleyip onlar karþýsýnda yýlmadan
162 Heysemi, Mecmeu'z-Zevaid, 7/167; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3/428 163 Bkz. Ýbn Hibban, Sahih, 6/239 (2492) ; Müslim, Sahih, 1/541 (784)
mesafe alabilmek için böyle bir ibadete çok ihtiyaç duyuyorlardý. Zira, uzun soluklu ve meþakkatlerle dolu olan bu kulluk yolunda, yýlmadan ve hýz kesmeden yürüyebilmenin zemini, Hak karþýsýndaki duruþla doðru orantýlýydý.
Bununla birlikte, Allah (celle celaluhü), yine merhamet gösteriyor, kullannýn arasýndaki dayanýklýlýðý esas alýyor ve herkesin kendine göre bulahileceði bir zeminde kullukla dolmasý gerektiðini ifade ediyordu.vs
ý64 Bilindiði üzere Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellern), dine ait meseleleri kendi adýna en aðýr biçimde yaþýyor, ama ümmeti adýna sürekli tahfiften yana tavýr sergiliyordu. Baþlangýçta farz olan gece ibadeti (teheccüd) için daha sonralan, ümmetinin de kendisini beklediðini göriince, yeniden farz olacaðýný ve buna da insanlarýn güç yetiremeyeceklerini düþünerek karþý çýkacak ve:
- Ey insanlar! Amellerden, gücünüzün yettiðinin peþinde olun; çünkü Allah, sizler amelden usanmadýðýnýz sürece size sevap vermekten býkýp usanmaz. Ve amellerin en faziletli olaný da, az dalýi olsa devamlý olanýdýr, diyecekti. Bkz. Ýbn Hibban, Sahih, 6/309 (2571); Beyhaki, Sünen, 3/109 (5020)