Efendimiz
Pages: 1
Darun Nedve deki karar By: hafiza aise Date: 04 Mayýs 2011, 15:34:53
Daru'n-Nedve'deki Karar

Bütün baský ve engellemelere raðmen hicret devam edi­yordu. Nihayet, Ebfý Selerne ile baþlayan hicret sürecinin üze­rinden üç ay geçmiþti ki, geride köle ve iþkence altýnda esir býrakýlanlarýn dýþýnda hicret etmeyen sadece Allah Resitlii, Hz. Ebfý Bekir ve Hz. Ali kalmýþtý. Zaten, Hz. Ebu Bekir'le Hz. Ali'nin hicret arzularýný tehir eden de Efendimiz'den baþkasý deðildi. Demek ki þimdi sýra onlardaydý. Bunlar da gider ve Medine'ye yerleþirlerse, zaten savaþ konusunda tecrübeli olan Evs ve H azreçlilerle baþlan dertten kurtulmaz; Þam ve Yemen istikametinde yaz ve kýþ aylannda yapageldikleri ticari hayat­lan tehlikeye girer ve bir daha da asla huzur (l) bulamazlardý.

Halbuki, henüz her þey bitmiþ deðildi ve iþi, daha baþtan çözme imkanlan vardý. Bunun için acil bir önlem alýnmalý ve

473 Ýbn Hiþam, Sire, 1/322

474 Bkz. Buhari, Sahih, 1/277 (771); Ýbnü'l-Esir, Üsüdü'l-Öabe, 4/308, 309

meseleye son nokta konulmalýydý. Takvimler, sefer ayýnýn yir­mi altýsý, Pazartesi gününü gösteriyordu.

Nihayet bir kuþluk vakti, bir araya gelecek ve bir durum deðerlendirmesi yaparak bu konudaki nihai stratejilerini tes­pit edeceklerdi. Bunun için, her zamanki istiþare meclisleri olan Kusauý; Ýbn KÝlab'dan kalma Dôru'n-Nedue'ôe bir araya gelerek aralannda konuþmaya baþladýlar. Bu önemli karan almak için bir araya gelenler, Ebu Cehil, Cübeyr Ýbn Mut'im, Tuayme Ýbn Adiy, Hôris Ýbn Amir, Utbe ve Þeybe Ýbn Re­Ma kardeþler, Ebu Süfyan, Nadr Ýbn Hôris, Ebu'l-Balýteri, Zem'a Ýbn Esved, Hakim Ýbn Hizôm, Nübeyh ve Münebbih Ýbnil-Haccôc kardeþler ile Ümeyye Ýbn Haleften oluþuyordu. On dört yýldýr devam eden bir meseleyi, temelinden çözmek istiyorlardý; iþi o kadar gizli yürütüyorlardý ki, yaþý kýrký geçmeyen toy kimseleri içeri almýyor; içeride konuþulanlarýn da dýþanya sýzmamasý için azami gayret gösteriyorlardý.

Bu arada, hiç tanýmadýklan, kýyafeti kaba ve Necidli ol­duðunu söyleyen sanklý bir ihtiyar da çýkagelmiþ; heyetlerine katýlmak için kapýda bekliyordu. Telaþla:

- Bu ihtiyar da kim, diye sordular.

- Necid'den bir ihtiyar; sizin dayýoðullannýzdaným! Bura-

da, çok önemli bir iþ için bir araya geldiðinizi duydum ve belki benim de size bir faydam dokunur diye geldim! Ýstemiyorsa­nýz çýkar giderim, diyordu.

- Dayýoðlu demek bizden demektir! Necid'den gelip de aramýzda casusluk yapacak deðil ya! Nasýlsa Mekkeli deðil, dedi ve onu da içeri buyur ettiler.

Nihayet, meþveret baþlamýþtý. Toplantýyý, Ebu Cehil yöne­tiyordu. Söze þöyle baþladý:

- Þu adammýzm halini biliyorsunuz; þayet aranýzdan ayrý­lýp da bir baþka yerde güç toplayýp üzerinize saldýnrsa sürekli

baþýnýz aðrýyacak demektir. Bu durumdan kurtulmak için fik­rinizi söyleyin ve haydi, bir araya gelmenin hakkýný verin!

Ebu'l-Bahteri ileri atýldý:

- O'nu demirlere baðlayýp hapsedin; üzerine kapýlan ka­patarak beklerneye durun. Nasýlolsa bir gün, kendisinden ön­ceki þairlerin baþýna geldiði gibi O da ihtiyarlayacak ve ölüp gidecek, diyordu. Necidli ihtiyar devreye girdi:

- Vallahi de ben ayný görüþte deðilim! Çünkü bu, asla çö­züm olamaz! Dediðiniz gihi O'nu hapsetmiþ olsanýz da bu iþ, üzerine kapattýðýnýz kapý ve etrafýný çevirdiðiniz duvarlan aþa­rak arkadaþlanna ulaþýr. Sonra da üzerinize saldýnr ve O'nu sizin elinizden alýp götürür, böylece dýþanda güç elde ederek size yeniden saldýnrlar. Bu, asla bir çözüm deðil; siz baþka bir çözüm üretin!

Esved Ýbn Rebia ileri atýldý:

- O'nu aramýzdan söküp atalým ve yurdumuzdan çýkanp sürgün edelim; nereye giderse gitsin! Böylelikle O'ndan kur­tulmuþ oluruz! Bizden aynldýktan sonra da vallahi, O'nun ne­reye gidip yerleþtiði bizi hiç ilgilendirmez, diyordu. Bu fikir de Ýhtiyar'ý memnun etmemiþti; ileri atýldý ve:

- Vallahi bu da çözüm deðil! Sözündeki güzellik, man­týðýndaki insicam ve siretindeki letafeti görmüyor musunuz; bunlar, insanlarýn kalbine nüfüz eder ve yine O, bir gün karþý­nýzaçýkar. Þayet böyle yaparsanýz, gün gelir O, meziyetleriyle arkasýnda kitleleri hareket ettirir ve böylelikle siz, kendilerin­den söz aldýðý kabileleri karþýnýzda buluverirsiniz! Gelir ve si­zin elinizdekilere göz dikerler ve o zaman da siz, hiçbir þey yapamazsýnýz. En iyisi siz, baþka bir çözüm arayýn, dedi.

Ortada gerçekten bir gariplik vardý; Mekke, kendi arasýn­da meseleyi çözmek için bir araya gelmiþti; ama Necidli ihti­yar, Mekkelilerden daha aktif çýkmýþtý. Ýyi ki onu bu meclise almýþ, tanýmýyoruz diye dýþanda býrakmamýþlardý!

Toplantýya baþkanlýk yapan Ebu Cehil de Necidlinin yak­laþýmýndan hoþlanmýþtý. Ona göre de, önceki fikirler kesin çö­züm olamazdý. Ancak, baþka da bir çözüm çýkmýyordu. Gözler, ihtiyann yaklaþýmýný onaylayan Ebu Cehil'e yöneldi. Zaten o da, sýranýn kendisine gelmesini bekliyordu:

- Þu boealayýp durduðunuz konuda, vanahi benim de bir fikrim var, dedi.

- Nedir o, ey Eba'l-Hakern, dediler. Þunlarý söylüyordu:

- Bana kalýrsa kesin çözüm, her bir kabileden eli silah

tutan, çevik ve atak, attýðýný vuran ve vurduðunu da deviren gençler seçmek. Hep birlikte üzerine, keskin kýlýçlanyla sal­dýrsýnlar ve tek bir vuruþla O'nun iþini bitirip öldürsünler ve siz de, O'ndan kurtulup rahat edin! O'nu bu þekilde öldürünce de, malum kaný kabileler arasýnda daðýlýr ve böylelikle Abdi­menafoðullarý, bu kadar kavmi karþýsýna alýp da onlarla sa­vaþmaya cesaret edemez; önlerinde sadece diyet alternatifi kalýr ki, onu da biz öder ve bu iþi, bir diyet ödemekle bitirmiþ oluruz!

Necidli ihtiyar, yine devreye girdi; ancak bu sefer, ayný zamanda konuþurken, iþte þimdi oldu manasýnda kafa saný­yordu ve son cümlesi:

- Ýþte söz, bu arkadaþ ýn söylediði sözdür! Ben, baþka da bir çözüm bilmiyorum, þeklinde olmuþtu.

Artýk, kararlarýný vermiþler ve üzerinde ittifak ettikleri planý ortaya koyarak Muhammed'i öldüreceklerdi. Yine, top­lanýrken ortaya koyduklarý hassasiyeti tatbik ederek Daru'n­Nedve'den ayrýlýp evlerinin yolunu tuttular.


radyobeyan