Esirler By: hafiza aise Date: 25 Nisan 2011, 11:33:35
Esirler
Hayber' de esir alýnanlar arasýnda, amcasýnýn kýzýyla birlikte Hz. Harün'un'<" soyundan gelen Huyeyy Ýbn Ahtab'ýn kýzý Safiyye276 Validemiz de vardý. Kinane Ýbn Ebi'l-Hukayk ile Hayber öncesinde evlenmiþ ve onun öldürülmesiyle de dul kalmýþ bulunuyordu.
Efendimiz'in elçi olarak etrafa gönderdiði ve çoðu zaman da Cibril-i Emin'in onun suretinde geldiði Dýhýþetis'l-Kelbi Allah Resülü'nün yanýna gelerek kendisine esirler arasýndan birisinin verilmesi talebinde bulundu. Kendisine müsaade edilince de gidip Safiyye
274 Bu arada Uyeyne Ýbn Hýsn ile Beni Fezareler ganimetten payalmak için yeniden gelmiþ ve Efendimiz'i ikna etmeye çalýþýyorlardý. Ýkna edemeyeceklerini anlayýnca aðýz deðiþtirecek ve bu sefer de tehdit etme yolunu deneyeceklerdi. Ancak bu da sonuçsuzdu; zira Resülullah (s.a.s.) onlara, buluþma yerlerini bile gösteriyor, meydan okumalarýna kulak bile vermiyordu. Elleri boþ geri giderken aralarýndan Haris Ýbn Avf þunlarý söyleyecekti onlara:
- Ben size dememiþ miydim? Muhammed'in doðu ve batýya malik olacaðýný ben size söylememiþ miydim! Bunu bize Yahudiler haber verip duruyorlardý! Yemin ederim ki ben, Ebü Rafi' Sellam Ýbn Miþkem'in, "Nubiivvet konusunda biz Muhammed'i kýskanýyoruz; halbuki O, Harün neslinden çýkmalýydý! Ancak ne yapalým ki O, gönderilmiþ bir peygamberdir! Ancak bu konuda Yahudiler beni dinlemezler; bdlbuki biz O'na iki kurban vereceðiz; birisi Yesrib'de, diðeri de Hayher kalelerinde." dediðini dün gibi hatýrlýyorum. Bkz. Vadýdi, Megôzi, 1/676 vd.; Ýbn Kesir, Sire, 3/401
275 Bir gün diðer Ezvac-a Tahirat, kendilerinin Allah Resülü'ne akrabalýk yönüyle de daha yakýn olduklarýný ileri sürerek Safiyye Validimizi rencide etmiþlerdi. Hane-i saadetlerine girip de onu hüzünlü gören Efendimiz (s.a.s.), duruma muttali olunca onu karþýsýna alacak ve, "Sen de onlara, benim kocam Muhammed, babam Hdrün ve amcan: da Musa deseydin ya" diyerek onu teselli edecekti. Bkz. Ýbn Sa'd, Tabakat, 8/127; Kurtubi, el-Cami' H ahkami'l-Kur'an, 16/326; Ýbn Hacer, el-Ýsabe, 8/101; Ýbn Esir, Usudu'l-Ðabe, 3/375
276 Hz. Safiyye Validemizin esas adýnýn Zeyneb olduðu ve Allah Resülü'nün seçiminden dolayý kendisine bu ismin verildiði de söylenmektedir. Zira o gün için savaþlarda orduyu sevk ve idare eden þahsýn hakký olarak ya bir at, ya bir köle ya da bir cariyenin baþkumandana tahsisi adettendi ve buna, 'Seçme' manasýnda 'Safif deniliyordu ve Allah Resülü de o gün, Huyeyy Ýbn Ahtab'ýn kýzýný kendisi için seçmiþti ve bu seçimle birlikte Huyeyy'in kýzý Zeyneb'e artýk Safiyye denilecekti. Bkz. Ýbn Hacer, Fethu'l-Bari, 7/480
Validemizi aldý. Bunu gören ashabdan biri, hemen Allah Resülü'nün yanýna gelerek:
- Ya Resý1lullah! Beni Kurayza ve Beni Nadirleriri hanýmefendisi ve onlarýn reisi Huyeyy Ýbn Alýtab'ýn kýzýný Dýhye'ye vermen valIahi de uygun olmaz; onu ancak Sen almalýsýn, dedi.
Allah Resülii'nün sahabisi doðru söylüyordu; böyle bir tercih ayný zamanda Hayber'i içeriden fethetmek demekti ve bunun üzerine Efendiler Efendisi, Hz. Dýhye'yi yanýna çaðýrarak Hz. Safiyye'nin yerine bir baþkasýný almasýný istedi. Daha sonra da Hz. Bilal'e seslenerek onlarý huzuruna getirmelerini emir buyurdu.
Beri tarafta ise Safiyye Validemiz, geliþmeleri dikkatle takip ediyordu; içinden bir his, sanki zifaf gecesi gördüðü rüyanýn tahakkuk edeceðini söylüyordu. Zira Kinane Ýbn Ebi'l-Hukayk ile evlendiði gece rüyasýnda, Medine tarafýndan bir ayýn gelip kucaðýna düþtüðünü görmüþtü. Hatta sabah olup da bunu Kinane'ye anlatýnca o, bu iþe fena þekilde öfkelenmiþ ve:
- Yoksa senin niyetin, Hicaz hükümdarý Muhammed'e varmak mý, diyerek tepki göstermiþ; sadece tepki göstermekle de kalmamýþ ve okkalý bir sil1e indirerek yüzünü gözünü morartmýþtý. 277
Ýþte tam bu hislerle dolu olduðu sýrada yanlarýna Hz. Bilal gelmiþ kendilerini Resý1lullah'a götüreceðini söylüyordu. Peygamberler torunu olan Safiyye Validemiz, babasýndan duyup durduðu ahir zaman peygamberinin has harimine girmek üzereydi!
Bu sýrada ashab, Allah Resülü'nün bir inceliðine daha þahit olacaktý; zira huzura getirirken Hz. Bilal onlarý iki Hayberlinin cesetlerinin yanýndan geçirmiþ ve ölüleri görür görmez de Safiyye validemizin amca kýzý, çýðlýðý basýp baðýrmaya, üstüne baþýna toprak saçmaya baþlamýþtý. Bunlarý Allah Resý1lü de duyuyordu; insanlara gereksiz yere acý çektirmenin doðru olmadýðýný söyleyecekti ve gelir gelmez Hz. Bilal'e dönerek:
- Ey Bilal! Sende hiç merhamet duygusu yok mu ki, bu kadýncaðýzlarý ölülerinin yanýndan geçiriyorsun, diyecekti.
277 Efendimiz'in yanýna getirildiði gün hala bu sillenin morartýsý yüzünde duruyordu; sebebini sorunca bu olayý Allah Resül ii'rýe O anlatacaktý. Bkz. Vakýdi, Megaz], 1/674; Ýbn Kesir, Sire, 3/374; Ýbn Kayyým, Zadu'l-Mead, 3/290
Huzuruna gelince Safiyye Validemizi karþýsýna alan Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), ona Ýslam'ý anlattý ve kabullenip kabullenmemede muhayyer býraktý; þayet kabullenirse, kendisiyle izdivaç yapacaðýný; kabullenmediði takdirde ise, hürriyete kavuþturup kavminin arasýna göndereceðini söylüyordu. Safiyye Validemiz:
- Ya Resülullah, diye baþladý sözlerine. Zaten bu, bir kabulün neticesiydi ve þöyle devam etti:
- Þu konak yerine gelip de Sen beni Ýslam' a davet etmeden önce zaten ben, Müslüman olmayý arzulamýþ ve Seni de tasdik etmek istemiþtim. Artýk benim, ne Yahudilikte bir emelim, ne de orada bir yakýným var! Yani þimdi Sen, küfürle Ýslam'dan birini seçme konusunda serbest býrakýyorsun ve ben de, Allah ve Resülü'nü seçiyorum. Allah ve Resülü bana, hürriyete kavuþmamdan da kavmimin arasýna geri dönmemden de daha hayýrlýdýr!
Bunun üzerine Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), Hz. Safiyye Validemizi hürriyete kavuþturup zevceliðe kabul etti. Onun için artýk, gördüðü rüyanýn gerçekleþmiþ olmasýndan duyduðu huzur, o güne kadar yaþadýðý bütün sýkýntýlarýný unutturacak güzellikteydi! Onu, Enes Ýbn Malik'in annesi Ümmü Süleym validemiz hazýrlýyordu; akþam olup da çadýrýna girdiklerinde dýþarýda birinin ayak sesleri duyulmuþtu. Hayber'de kocasý ve babasýyla kavminden birçok insanýn öldürüldüðü bir kadýnýn, Efendimiz'le baþ baþa kaldýðýnda O'na bir kötülük yapacaðýndan endiþe duyan Ebu Eyyüb el-Ensari, kýlýcýný kuþanmýþ ve her ihtimale karþý Allah Resülü'nün çadýrý baþýnda nöbet tutmak istemiþti. Dýþarý çýkýp da onu kýlýcýný kuþanmýþ vaziyette görünce Allah Resfýlii (sallallahu aleyhi ve sellem) ona:
- Bu ne iþ, ya Eba Eyyüb, diye seslendi.
- Ya Resülullahl Bu kadýnýn Sana bir þey yapacaðýndan endiþe
duydum; çünkü o, babasý, kocasý ve kavmi Hayber'de öldürülen bir kadýndýr; hem daha küfürden yeni çýkmýþtýr! Onun Sana bir þey yapacaðýndan endiþe duydum, dedi.
Takdir edilmesi gereken bir duyarlýlýktý ve Allah Resülü de, ellerini açýp Hz. Halid'e þöyle dua edecekti:
- Allah'ým! Gecenin bir vaktinde gelip de Ebu Eyyüb Beni nasýl korumak istemiþse Sen de onu muhafaza eyle!