Tarihül-Ýslam
Pages: 1
Fitne hadisi By: sumeyye Date: 24 Nisan 2011, 14:53:02
Fitne Hadisi


Þakîk aracýlýðýyla Ameþ, Huzeyfe (r.a)m þöyle dediðini haber verdi: Biz Ömer (r.a)m yanýnda oturuyorduk. Bize: "Fitne konusundaki Peygamber (s.a.v)in hadisini hanginiz bi­liyor?" dedi. "Ben." dedim. Bana: "Haydi söyle bakalým! Sen zaten pek cür'etlisin." dedi. Ben de: "Peygamberimiz insanýn ailesi, malý, çocuðu ve komþusu hususunda düþtüðü fitneler­in günahýný, namaz, sadaka emr-i bi'l ma'ruf ve nehy-i ani'l münker'in sileceðini anlatmýþtý." dedim. Ömer bunun üzeri­ne: "Ben bunu kasdetmiyorum. Ben deniz dalgasý gibi dalga dalga gelen fitneden bahsediyorum." dedi. Ben de: "Yâ Emîral mü'münin! Bu dediðin fitnelerden sana bir, þey ulaþmayacak ki, zira senin o fitne arasýnda kapalý bir kapý var." dedim. Ömer: "Peki bu kapý açýlacak mý, kýrýlacak mý?" diye sordu. "Açýlmayacak, aksine kýrýlacak." deyince Ömer (r.a): "Öyle­yse ebediyyen bir daha fitne kapýsý kapanmayacak." dedi. "Evet." dedim.

Biz "Huzeyfe (r.a) (daha sonra) Ömer fitneye karþý kapalý olan kapýnýn kim olduðunu biliyor muydu?" dedik de: "Evet, yarýndan önce arada gece olacaðýný bildiði gibi biliyordu. Ben ona asla yanlýþý olmayan bir hadis anlattým." dedi. Mesruk. Huzeyfe'ye: "Peki kapý kimdi?" deyince: "Ömer'di." dedi.

Hadisi Buharî ve Müslim rivayet etti.[126]

 
Hz. Osman'ýn Öldürüleceðini Bildirmesi
 

Þerîk b. Ebî Nemîr. Kuf (kuyu aðzý duvarý) hadisinde Saîd b. Müseyyeb yolu ile Ebû Mûsâ el-Eþ'arî'nin (r.a) þöyle dediði­ni anlatýr:[127]

-Nihayet Osman (r.a) geldi. Peygamber (s.a.v) bana:

«Haydi ona da izin ver de, o da gelsin. Onu, kendine ulaþ acak bir bela -ya da belalar- sebebi ile Cennet'le müjdele.» buyurdu. Bu muttefekun aleyh bir hadistir.[128]

El Kattan, Ýsmail b. Ebî Halid. Kays. Hz. Osman'ýn kölesi Ebû Sehle isnadýyla Hz. Aiþe'den (r.a.) Efendimizin (s.a.v) þöyle buyurduðunu rivayet ediyor:

«Bana Ashab'ýmdan bir adam çaðýr, veya keþke Ashab'ým-dan biri yanýmda olsaydý. Hz. Âiþe der ki: Bunun üzerine ben. "Ebû Bekir?" dedim. Efendimiz: "Hayýr." buyurdu. "Ömer?" dedim, "Hayýr!" buyurdu. "Amcan oðlu Ali?" dedim. "Hayýr!" buyurdu. "Ya Osman?" dedim. "Evet!"buyurdu.

Âiþe (r.a.) der ki. Osman geldiðinde Rasûlüllah (r.a.) "kal­kýn" diye emretti. Ravî. Ebû Sehle der ki. Efendimiz (s.a.v), Hz. Osman'a bir takým gizli þeyler söyledi. Hz. Osman'ýn rengi (dinledikçe) deðiþiyordu. Nihayet Hz. Osman'ýn evde mahsur kaldýðý fitne zamaný gelip çattýðýnda biz ona, "Çýkýp çarpýþ mayacak mýsýn?" dedik de. bize:

-Hayýr! Zira Rasûlüllah (s.a.v) bana bir þey vasiyyet et­miþti. Þimdi ben kendimi o vasiyeti yerine getirmesi için sa­býrlý olmalýyým, dedi.[129]

Ýsrail ve diðerleri Mansûr. Rýb'î isnadýyla El Berâe b. Na­ciye el-Kâhilî'nin (ki bu pek tanýnmayan birisidir) Ýbni Mesv ût'tan (r.a) Peygamber'in (s.a.v) þöyle buyurduðunu rivayet eder:

«Ýslam deðirmeni 35, 36 ya da otuz yedinci yýldan itibaren istikrar bulur. (Yahut Müslüman'larý deðirmen gibi öðüten harp darp ve fitneler bu yýllardan itibaren baþlar). Eðer bu ümmet (bu kargaþalýkta) helak olurlarsa kendilerinden önce helak olan milletlerin yollarýný seçmiþ olduklarýndan dolayý helak olur­lar. Yok helak olmazlar da din ve devletleri ayakta kalacak, bundan itibaren (en az) yetmiþ yýl ayakta kalýr. Ömer bunun üzerine bu yetmiþ yýl þu otuz beþ yýllýk devrenin devamý ola­rak mý yoksa kendisinden itibaren mi? diye sorunca Efendi­miz (s.a.v): "Kendinden itibaren." buyurdu.[130]

 
Hav'eb  Köpeklerinin Hz. Aiþe'ye Havlamasý
 

Ýsmail b. Ebî Halid. Kays'ýn þöyle dediðini anlatýyor:

Hz Aiþe (r.a.) Amiroðullarý yurduna vardýðýnda Haveb su­yu baþýnda oturanlarýn köpekleri kendine havlamýþti. Bunun üzerine Hz Aiþe: "Bu hangi su?" dedi. "El-Haveb suyu." dedi­ler. Hz Aiþe de: "Sanýyorum mutlaka geri dönmem gerek. Zira Rasulullah (s.a.v)in:

"Ona El-Haveb'in köpekleri havladýðý zaman  (kadýnlarý kasdederek) içinizden birinin hali nasýl olacak!" buyurduðu­nu iþittim. Bunun üzerine Zübeyr (r.a.) ona:

-Ýleri git. dönme! Belki Allah(c.c) senin vesilenle insanlarýn arasýný sulh edecektir, dedi.[131]


 



[126]  Buharî Mevakît 4, -Firen 17, Zekat 23, Savm 3, Menakýb 4/25; Müslim Ýman 144 144/26. Fiten 71; Tirmizi 2359; Ýbni Mâce 3955; Vlüsned 5/3S6, 401, 405: Beyhakî Delâii 6/3S6.

Ýmam Zehebi, Tarihü’l-Ýslam, Cantaþ Yayýnlarý: 2/91-92

[127] Buharî ve diðerleri Ebu Musadan bu hadiseyi þöyle anlatýrlar:

-Efendimiz (a.av) bir Ýhtiyacý dolayýsýyla Medine bahçelerinden birine git­miþti. Ben de ardý sýra gittim. Efendimiz bir bahçeye girince ben de bahçe kapýsýna oturup: "Bu gün peygamberin kapýcýsý ben olacaðým." dedim. Halbu­ki bana böyle birþey emretmem iþti. Efendimiz ihtiyacýný giderdikten sonra oradaki kuyunun baþýna oturup baldýrlarýný açarak kuyuya sarkýttý. Ebu Bekir gelip girmek için izin istedi. Ben ona: "Sen böyle kal. ben senin için izin isteyeyim.'' dedim. O da orada dikildi. Ben Nebi (s.a.v)e gidip: "'Yâ Rasulul-lah! Ebu Bekir yanýna gelmek için izin diliyor." dedim. O da: "Haydi ona izin ver ve Cennetle müjdele." buyurdu, Ebu Bekir girip Peygamberin sað tarafýna geldi. O baldýrlarýný açýp kuyuya þardýttý. O arada Ömer (r.a) geldi. Ben: "Olduðun gibi kal! Ben izin alana kadar kýpýrdama." dedim. Peygambe­rimiz: "Ona izin ver ve Cennet'le müjdele." buyurdu. O da Peygamberin sol yanma oturup baldýrlarýný açarak onlarý kuyuya sarkýttý. Artýk kuyunun að­zýndaki çeperde oturacak yer kalmayacak kadar dolmuþtu. Sonra Lsnýan (r.a) geldi. Ben ona da: "'Sana izin alana kadar olduðun yerde kal!1' dedim. Pey­gamber (s.a.v) ona "Ýzin ver ve beraberinde kendine ulaþacak bir bela olan bir Cennetle müjdele." buyurdu. Osman, girip onlarýn yanýnda oturacak yer bulamadý. O da dönüp onlarýn karþýsýna geçti, kuyunun aðzýna gelip baldýr­larýný açtý ve kuyuya sarkýttý. Ben o sýra kendimin öz kardeþi olan birinin olmasýný temenni edip Allah'a yalvanyordum.

Saîd b. Müseyyeb der ki; Ben bu oturuþ þekillerini onlarýn kabirlerime yor­dum. O üçü bir yerde birleþmiþ iken Osman kabrinde de tek kalmýþtýr.

[128] Buharî Fazâilü Ashabýn-Nebiyyi 62/5; Fiten 92/ Babü'Ý Fitne elletî te'mücü; Buharî Tarih 1/172 : Hflyetü'I Evliya 1/3S: Müslim 2403: Tirmizi 3711: Beyhaki Delail 6/3SS. Hadisin bir kýsým rivayetlerinde bu kuyunun "Eriþ" kuyusu olduðu sarih olarak geçmektedir. Miisned 2/165, 3/40S: Buharî Ede-bü'l Müfred 1151: Taberani 12/327: Tahavj Müskil 2/84

[129] Tirmizî 3795: îbni Mâce 54: Hakim 3/99: Ýbni Sa'd 3/66: Beyhakî Delâii 6/391; Miisned 6/52 (no. 24307).  1/58, 69.

[130] Tahavî Müþkilü'I Asar 2/236. Bu þekildeki rivayet Beyhaki Delail 6/393; Hakim 3/114, 4/521'de geçendir. Ama Ebu Davýýd 4252'de ve Müsned 1/390. 393'teki hadiste soruyu soran Ýbni Mes'ut olup, Ömer deðildir.

Zehebi metinde Berâe b. Naciye hakkýnda

Ýmam Zehebi, Tarihü’l-Ýslam, Cantaþ Yayýnlarý: 2/92-94

[131] Müsned 6/52, 97; Beyhak   Dela    6/410; Ibn   Ebi Þeybe 15/260; Ibný Hibban S/258; Hakim 3/120; Ibni Âdiy 4/1627

Ýmam Zehebi, Tarihü’l-Ýslam, Cantaþ Yayýnlarý: 2/94-95



Ynt: Fitne hadisi By: Lal-i Hal Date: 10 Nisan 2016, 21:06:41
Hz. Ömer in tarifiyle bu asirda da dalga dalga gelwn buyuk bir fitnw var.Rabbim bizleri bu dalgalara kapilmaktan muhafaza eylesin insallah.
Allah razi olsun abla paylaismin icin
Ynt: Fitne hadisi By: HALACAHAN Date: 21 Nisan 2016, 17:03:10
Selamun aleykum .. Fitne ateþi  her yanýmýzý sarmis durumda  ve ayaðýmýzýn kaymasý için bazen o kadar masum gorunuyor ki insana .. Her geçen dakikada fitne ateþinin çemberi   büyüyerek üzerimize geliyor.. Rabbim sen bizleri fitne atesindan koru ..O çemberi daralt ve müslüman kardeslerimizi ve bizleri korunan altýna al  Yüce Mevlam.. Amin..
Ynt: Fitne hadisi By: damla6d Date: 21 Nisan 2016, 17:19:15
#Esselamu aleykum..Günümüzde fitne gereksiz bir þekilde yaygýn durumda..Bunu önlemenin birçok yolu var...Ama insanlara göre fitneci olmak daha kolay olduðundan fitneyi tercih ederler..Rabbim razý olsun..#
Ynt: Fitne hadisi By: Sevgi. Date: 19 Ekim 2021, 04:29:36
Esselâmü Aleyküm. Rabb'im bizleri herzaman rýzasýna uygun þekilde yaþayan kullarýndan eylesin inþaAllah
Ynt: Fitne hadisi By: Bilal2009 Date: 21 Ekim 2021, 19:40:23
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri her türlü fitneden muhafa eylesin Rabbim paylþaým için razý olsun

radyobeyan