Efendimiz
Pages: 1
Medine den hareket By: hafiza aise Date: 23 Nisan 2011, 15:39:40
Medine'den Hareket

Hicretin üzerinden sekiz yýl geçmiþti ve nebevi davetle birlikte mii'minler akýn akýn Medine'ye dolmaya baþlamýþtý. O güne kadar Müslüman olmuþ herkes, bu nebevi davete icabet etmiþ, Allah Re­snlü'nün davetini alýr almaz silahýný alýp Medine'ye koþmaya baþla­mýþtý.

Bir çarþamba günüydü; Ramazan ayýnýn ilk günleriydi. Tabii olarak herkes oruç tutuyordu. Resülullah, önce cemaatine dönüp:

- Dileyen orucuna devam etsin; isteyen de orucu nu bozsun, diye seslendi. Kendileri ise, orucunu bozmayýp devam edenlerdendi.

Bu arada Zübeyr Ýbn Avvam baþkanlýðýnda iki yüz kiþilik bir süvari birliðini öncü kuvvet olarak gönderecekti. Ardýndan da asha­býyla birlikte ikindi namazýný kýldýktan sonra hareket emrini verip kendisi de yola koyuldu. Etrafýnda, O'nunla birlikte selolup Mek­ke'ye akýn eden Ensar, Muhacir ve diðer kabilelerden oluþan tam on bin kiþilik bir ordu vardý.t" Yol uzun olduðu için atlarý yedeklerine almýþ ve develerine binerek yol alýyorlardý. Hiç dinlenmeden Sulsul denilen yere kadar geldiler ve orada karþýlaþtýklarý bir bulutu iþaret ederek Efendiler Efendisi:

- Ben þu bulutun, Beni Ka'b zaferini müjdelediðini görmekte­yim, buyurdu. Havalar oldukça sýcaktý ve Arc'a geldiklerinde Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), bir miktar serinleyebilmek için baþýn­dan su döküp yüzünü yýkadý. Ayný zamanda bu güzergah, hicret es­nasýnda tercih ettiði yoldu. Sonra da Taliib istikametinde ilerlemeye baþladý. Yolculuk devam ederken Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sel­lem), ashabýndan yüz atlýyý ayýrarak onlarý daha önden gitmeleri için görevlendirdi. Çok geçmeden bu atlýlar, Hevazinlilerderý bir casusla karþýlaþacak ve þahsý yakalayýp Allah Resnlü'ne geri getireceklerdi. Adamý sorgulayan Efendiler Efendisi, Hevazinlilerin kendisine karþý asker toplamaya devam ettiklerinin haberini alýnca:

- Allah bize yeter; O, ne güzel vekildir, buyurdu ve yanýna Halid

311 Yolda katýlacaklarla birlikte bu rakamýn on iki bini bulduðu ifade edilmektedir.

Bkz. Kurtubi, el-Cami' li ahkami'l-Kur'an, 8/97; Ýbn Kayyým, Zadu'l-Mead, 3/411; Ýbn Esir, el-Kamil fi't-Tarih, 1/335; Salihi, Siýbüliý'l-Hiýda ve'r-Reþad, 5/266

Ýbn Velid'i çaðýrarak, gidip de haberlerini baþkalarýna uçurmamasý için bu casusu yakýn takibine almasým emretti.

Bu sýrada az ileride yavrulanm emziren bir köpek dikkatini çek­miþti; etrafýna topladýðý yavrularýný emziriyor ve üzerine gelen in­sanlardan duyduðu endiþeyi de diþlerini gösterip hýrlayarak göste­riyordu. Anne þefkatine nebevi þefkat mukabelede bulunacaktý ve önce, ashabdan Cemil Ýbn Süraka'yý yamna çaðýrdý. Herkes geçip gi­dinceye kadar yavrularým emziren bu köpeðin baþýnda beklemesini ve hem annenin hem de yavrularýnýn herhangi bir zarar görmemesi için de insanlan ondan uzaklaþtýrmasýný emrediyordu!

Yolda ilerlerken hala gelip de orduya katýlmalar devam ediyor­du. Bu sýrada gelip de Müslüman olanlar vardý. Ýþin garip tarafý, as­habýn büyük çoðunluðu, hala kiminle savaþa gittiklerini bilmiyor­lardý. Önlerinde üç alternatif duruyordu: Kureyþ, Hevazin ve Sakif, Önde gözüken Ka'b Ýbn Malik gibi önemli sahabiler bile gelip Allah Resülü'nden gidilen istikameti öðrenmek için gayret gösterecek ve yarýn, bu üç alternatiften hangisiyle yaka paça olacaklarýný öðren­mek isteyeceklerdi.

Kudeyd'e geldiklerinde Süleyýn ile karþýlaþtýlar. Buraya gelince Allah Resülii (sallallahu aleyhi ve sellern), sancak ve bayraklarý çýkarttýra­rak kabileler arasýnda onlan daðýttýrdý. Her kabile kendi sancak ve bayraklarýnýn altýnda organize olmuþtu ve savaþa da bu nizam içinde gireceklerdi. O kadar ki orduda, otuzun üzerinde bayrak vardý!

Cuhfe'ye geldiklerinde kendilerini bir sürpriz bekliyordu. Efen­dimiz'in amcasý Hz. Abbas, yükünü omuzuna vurmuþ Medine'ye ge­liyordu. Allah Resülü'nün yüzünde yine tebessümler belirmiþti; önce Hz. Abbas'ýn yükünü Medine'ye gönderdi ve ona:

- Benim niibüvvetim, nasýl peygamberliðin sonuncusuysa, senin hicretin de ey amcacýðým, hicretin sonuncusudur, diyerek ilti­fat etti. Bu iltifat ayný zamanda, Mekke'nin Müslümanlaþacaðmý ve bundan sonra da hicret kapýsýnýn kapanacaðýný ifade ediyordu.

Mekke yakýnlarýndaki Merrii'z-Zehrôn denilen vadiye geldikle­rinde hava kararmýþ, yatsý vakti olmuþtu ve orduya istirahat emri ve­rildi. Ancak burada Resülullah'ýn bir emri daha vardý; her bir mii'min gidecek ve topladýðý çalý çýrpýyý bir araya getirerek bulunduðu yerde bir ateþ yakacaktý! Nöbetçilerin baþýnda, yine Hz. Ömer vardý.

Bu sýrada ashabdan bazýlarý, erak adý verilen misvak aðacýnýn meyvelerinden toplamaya baþlamýþtý. Onlarý bu halde gören Resül-ü Kibriya Hazretleri:

- Size onlarýn, kararmýþ olanlarýný tavsiye ederim; çünkü en tatlý olanlarý, kararmýþ olanlarýdýr, diyecekti. Bunun üzerine ashab: - Ya Resý1lullah, diyorlardý. Bu yemiþin iyisiyle kötüsünü ancak çobanlar bilir; siz de hiç koyun güttünüz mü?

- Evet, dedi Allah Resý1lü (sallallahu aleyhi ve sellern). Her peygam­ber mutlaka koyun gütmüþtür; Ben de Ecyad'da ev halkýmýn koyun­larýný otlatýrdým!


radyobeyan