Fetvalarla Çaðdaþ Hayat
Pages: 1
Muhammed ismi koyma By: sidretül münteha Date: 11 Mart 2011, 21:54:19
d. "Muhammed" Ýsmi Koyma




Soru: Öðrenmek istediðim bir mes'ele daha var. Bir sü­re önce bir köþe yazarýnýz "Muhammed" isminin bilinçsizce kullanýldýðýna dair bir yazý yazdý. Halbuki bizim bildiði­mize göre Rasûlüllah kendi isminin konulmasýný teþvik et­miþlerdir?

Cevap: Sözünü ettiðiniz yazýyý okumak maalesef nasip olma­dý. Ancak bu konuda bilinenleri özetlemeye çalýþýrsak þunlarý söyleyebiliriz:

Rasûlüllah Efendimiz (sav), babalarýn çocuklarýna güzel isimler vermelerini emretmiþ, Kýyamet günü insanlarýn isimleriyle çaðýrý­lacaklarýný, isimlerin sahipleri üzerinde etkili olacaðýný bildirmiþ­ti. En güzel isimlerin "Abd'lý Ýsimler olduðunu, özellikle de "Ab­dullah" ve "Abdurrahman" Allah'ýn en sevdiði isimler olduðunu söylemiþtir.[1251]

Kendi ismi ile ilgili olarak da:

"Benim ismimle isimlenin ama künyemle künyelenmeyin" [1252] buyurmuþtur. Buradan hareketle Þafiî ve Zahiriler onun künyesi olan "Ebu'l-Kâsým" ile kimsenin künyelenemeyeceðini söylemiþler, cumhur ise bu­nun da Rasûlüllah (sav)'ýn zamanýna ait olduðunu, onun vefatýn­dan sonra karýþtýrma ihtimali bulunmadýðýndan ötürü, künyesinin dahi alýnmasýnda mahzur bulunmadýðýný söylemiþlerdir. Çünkü yukarýdaki hadis-i þerif birisinin, bir diðerini, "Ya Ebel-Kâsým" diye çaðýrmasý, Rasulüllah (sav)'ýn zamanýna ait olduðunu, onun ve­fatýndan sonra karýþtýrma ihtimali bulunmadýðýndan ötürü, kün­yesinin dahi alýnmasýnda mahzur bulunmadýðýný söylemiþlerdir. Çünkü yukarýdaki hadis-i þerif birisinin, bir diðerini, "Ya Ebel-Kâsým" diye çaðýrmasý, Rasulüllah (sav)'ýn ona karþý dönmesi ile de, "ben sizi kastetmedim, ya Rasulallah" demesi üzerine söylenmiþ­tir. Onun vefatýndan sonra artýk böyle bir karýþtýrma sözkonusu deðildir. Tahavi'nin, "Ashab arasýnda ismi Muhammed, künyesi Ebul-Kasým olan bir çok insan vardý" demesi de bunu destekler. Ayni, bu zevatýn teker teker isimlerini verir. [1253] Ancak Beyhakî, "onun künyesiyle künyelenmenin yasak oluþu mutlaktýr (onun zamanýyla sýnýrlý deðildir) ve bu konudaki hadisler daha çok ve daha sahihtir" der. [1254]

Onun künyesini almanýn sadece ismi "Muhammed" olanlar için yasak olduðu görüþü de vardýr. [1255] Yine Beyhakî'nin rivayet ettiði "ismimi alan künyemi almasýn, künyemi alan da ismimi al­masýn" [1256] hadis-i þerifi de bunu destekler. Ama yine de Rasûlüllah (sav)'ýn Ali Efendimize ruhsatý verdiði onun da çocuðuna "Muhammed Ebu'l-Kâsým" diye isim ve künye verdiði meþhur­dur. Taberî, bu da bu yasaðýn haram derecesinde deðil, mekruh derecesinde olduðunu gösterir, der. [1257]

Gerçi: "Muhammed adýný koyduklarýnýza vurmayýn ve onlarý iyilikten mahrum etmeyin", "Çocuða Muhammed adýný koyduðu­nuzda ona iyi davranýn, meclisi onun için açýn, ona yüz ekþitmeyin" [1258] ve, "Üç oðlu olupta birisine Muhammed adýný koyma­yan cahillik etmiþtir" [1259] þeklinde hadisler rivayet edilmiþtir. Ama üçü de oldukça zayýftýr. Üçüncüsü için Ýbnü'l-Cevzî mevzu­dur uydurmadýr, demiþtir. Daha baþkalar da mevzu olmadýðýný söylemiþlerdir. [1260] Bu yüzden bu hadisler pek hesaba katýlmasa bile Ýbn Asakir'in bir rivayetinden "Muhammed" isminin yine de teþvik edildiðini görürüz:

"Kimin bir oðlu olur da ona teber-ruken Muhammed adýný koyarsa o da çocuðu da Cennet'te olur." [1261]

Suyutî bu hadisin bu konuda en örnek hadis olduðunu ve hasen bulunduðunu söyler. [1262] Kaldý ki, Ezra'î; ba­zý Hanbeli alimlerinin kendi zamanlarýnda Muhammed, Ahmed, Ebubekr, Ömer, Hasan, Hüseyin vb. isimleri Yahudi ve Hýristi­yanlarýn almasýný yasakladýðýný, bazý zayýf Þafiîlerin de bu görüþe uyduklarýný naklettikten sonra der ki, her ne kadar, bunlarýn ilk ikisini almamalarý, sövme ve alay konusu olmalarý ihtimalinden ötürü, insanýn gönlüne daha yatkýn görülüyorsa da böyle bir gö­rüþe nereden vardýklarý bilinmez. Bu görüþ su götürür. Çünkü Yahudilerden Ýsa, Hýristiyanlardan da Musa adýný alanlar vardýr ve bu tarih boyunca kýnanmamýþtýr... Ýnsan sevdiði ve saygý duy­duðu kimselerin ismini alýr. Buna raðmen alay ve hafife alma ko­nusu olan yerde buna engel olunmalýdýr. [1263] Görüldüðü gibi bu isimleri gayri müslimlerin alamayacaðýna dair dahi bir þey yoktur. Ama Muhammed ismini almanýn her halükarda yasak olduðu­nu söyleyenler de vardýr. Bunlar:

"Çocuklarýnýza Muhammed adýný koyar, sonra da onlara lanet edersiniz!" [1264] hadis-i þerifine tutunurlar. Gerçi bu hadisi Suyutî sahih diye iþaretlemiþtir ama, anlamý Muhammed isminin alýnmasýný yasaklamak deðil, bu ismi alanlara bu isimle kötü söylemenin özellikle çirkin bir davranýþ olacaðýdýr. Bunu öbür türlü anlamayý tarih de, bizzat Rasulüllah (sav) da yalanlar. Onun asrý saadetinden günümüze kadar binler­ce insana Muhammed adý verilmiþ ve bunu kimse kýnamamýþtýr. Bir oðlu olan Ensarlý birisi ona Muhammed adýný koymak isteyin­ce hükmünü Rasulüllah (sav)'a sormuþ o da "Ensar'a iyilikte bulundun. Elbette ismimi alýn, ama künyemi almayýn" [1265] buyurmuþlardýr.

O görüþü destekleyen bir delil de Hz. Ömer Efendimiz'in bu konudaki davranýþýdýr. O, Küfe'ye bir emir göndererek, kimse­nin, çocuklarýna peygamber adý koymamasýný istemiþ, Medine'de de Muhammed isimli çocuklarý olan bîr grup insana bu isimleri deðiþtirin, demiþtir. Ama onlarýn, Rasulüllah bu konuda bize izin verdi, demeleri üzerine bunu býrakmýþtýr. [1266] Peki, Hz. Ömer bunun caiz olduðunu bilmiyor muydu, diye akla bir soru gelebi­lir. Verilen bilgiye uymasý, bilmediðine ihtimal vermiyor deðildir. Ama bu isme karþý gösterilen aldýnþsýzlýklara, sert mizacýnýn gös­terdiði tepki, bildiði halde bunu ona bir an unutturmuþ olmasý makuldür. Kadý lyad'a göre Ömer bunu Rasulüllah (sav)'ýn ismi­ne hürmetsizlik edilmemesi ve saygýlý olunmasý için yapmýþtýr. Bir görüþe göre de, bir gün Muhammed b. Zeyd'e "Sana Allah yaptý, ya Muhammed!" diye kötü söylediðini duyunca Ömer onu çaðýr­dý ve:

"Bakýyorum senin yüzünden Rasulüllah (sav)'a sövülüyor. Vallahi bundan sonra Muhammed diye çaðrýlamazsýn, dedi ve ismini Abdurrahman diye deðiþtirdi. Onun Muhammed isimlerini deðiþtirme fermaný da bu yüzdendir.''[1267]

Ayrýca, meleklerin isimlerini almak bazý alimlerce mekruh gö­rülmüþtür. Ýmam Malik de, Cibril (Cebrail) ve Yâsîn gibi isimle­rin mekruh olduðu görüþündedir. [1268]

Netice olarak, Muhammed ismini almak deðil, bu isme karþý saygýsýzlýk etmek mahzurludur. Hatta sýrf Rasulüllah (sav)'ýn hatý­rasý için teberruken alýnmasý müstehap ve hoþ bir davranýþtýr. Çocuklarýna Ýslâm terbiyesi vermek arzusunda olanlarýn bu ismi koymalarýnda hiç bir mahzur yoktur. Ama genellikle Ýslâmî terbi­yenin verilemediði bir ortamda buna tepki gösteren "Ömerîler"i de hoþ görmek gerekir (Allah'u a'lem). [1269]

Bu konuda çok daha deðiþik görüþleri olan hatta bu isimleri alanlarýn azap görmeyeceðini söyleyenler dahi vardýr. [1270]



[1251] bk, el-Hindî, Kenz, XVI/417 vd.

[1252] Müslim, Edep, I.

[1253] Aynî, Umdetü'l-Kârî, IX/328.

[1254] Beyhakî, es-Sünenü'l-kübra, IX/3I0

[1255] Nevevi, Þerhu Müslim, IX/359/60.

[1256] Beyhakî, age., IX/309.

[1257] Ýrþâdu's-sârî, X/573

[1258] Hindî, age., XV!/418; Suyutî, el-Camiu's-sagir (Feyzu'l-Kadîr ile), 1/358.

[1259] Hindî, age., (Taberâniden), XVI/4I9.

[1260] Münavî, Feyzu'l-Kadîr, VI/237-38

[1261] Münavî, age., VI/237.

[1262] agk.

[1263] Münavî, age., 1/385.

[1264] Hindî, age., XVI/418 (45200); Suyutî, age., 111/246.

[1265] Müslim, âdâb, 6.

[1266] Nevevî, Þerhu Müslim, Xlll-XIV/364.

[1267] agk.

[1268] Nevevî, age., XlII-XlV/364; Ayrýca bk., Ýbn Kayyim, Tuhfetü'l-mevdû,104. Bunda bir beis olmadýðýný söyleyenler de vardýr, bk, agk.

[1269] Bu konunun özeti, baþka hadisler ve üc temel görüþ için bk. Ýbnü'l-Esir, Cami'ul-Usûl, l/381-82.

[1270] Bu mânâda yazýlmýþ bir kitap adýna rastladýk: "Büþra'l-Kerim el-emced bir adem-i ta'zibîmen yüsemma bi-Ahmed ve Muhammed" Þeyh Osman el-Fetûhî, bk.., Keþfu'z-zunûn, 1/245. Doç. Dr. Faruk Beþer, Fetvalarla Çaðdaþ Hayat, Nün Yayýncýlýk, Ýstanbul 1997: 481-485.



radyobeyan