El-Bidaye Ven Nihaye
Pages: 1
Uhud Gazvesi By: Esila Date: 02 Þubat 2011, 03:31:46
Uhud Gazvesi


Hicri Üçüncü Sene.

Buhran´dan Füru1 Gazvesi

Medinelî Kaynuka Oðullarý Yahudileri

Zeyd B. Harise Seriyyesi

Yahudi Ka´b B. Eþref´in Öldürülmesi

Uhud Gazvesi

Hz. Hamza´nýn Þehîd Edilmesi

Fasýl

Uhud Gazvesinde Peygamber (S.A.V.)´Ýn, Mel´un Müþriklerden Çektiði Eziyetler.

Katade´nin Gözünün Çýkmasý

Fasýl

Hicri Üçüncü Sene


Bu senenin baþýnda Necid gazvesi yapýldý. Buna Zi-Emer gazvesi de

denir.

Ýbn Ýshak dedi Ýd: Rasûiullah fs.a.v.), Sevik gazvesinden döndüðün­de Medine´de, zilhicce ayýnýn kalan kýsmý kadar ya da buna yakýn bir müddetle ikamet etti. Sonra Gatafaýýlýlan hedef alarak Necid gazvesine gitti. Buna Zi-Emer gazvesi de denir. Zi-Emer, Gatafan diyarýnda bir ye­rin adýdýr.

Ýbn Hiþam dedi ki: Rasûiullah (s.a.v.), bu gazveye giderken Medi­ne´de yerine Osman b. Affan´ý vekil býraktý.

Ýbn Ýshak dedi ki: Peygamberimiz (s.a.v.), safer ayýnýn tamamýný yada buna yalon bir kýsmý Necid´de geçirdi. Sonra herhangi, bir tuzak ve hile ile karþýlaþmadan geri döndü.

Vakidî dedi Ýd: Gatafan kabilesinin Salebe b. Muharip oðullarýndan bir grubun Zi-Emer mýntýkasýnda toplanýp Rasûiullah´la savaþmak is­tedikleri haberi Hz. Peygamber´e ulaþtý. O da onlara karþý hicri üçüncü senenin rebiyülevvel ayýnýn on ikisi olan perþembe günü sefere çýktý. Medine´de yerine Osman b. Affan´ý veldl býraktý. On bir gün süreyle Me­dine´de yerine Osman b. Affan´ý veldl býraktý. On bir gün süreyle Medi­ne´den uzakta kaldý. Beraberinde 450 adam vardý. Bedeviler, ondan kor­kup dað baþlarýna kaçtýlar. Nihayet Rasûiullah ve arkadaþlarý, Zi-Emer denen bir su baþýna geldiler. Oraya ordugah kurdular. Þiddetli bir yað­mura yakalandýlar. Rasûiullah´m elbiseleri sýrýlsýklam ýslandý. Oradaki bir aðacýn altýna gidip durdu. Elbiselerini kurutmak için aðacýn dallarý­na serdi. Müþriklerde bunu görüyorlardý. Ama kendi iþleriyle meþgul oldular. Gavres b. Haris ya da Du´sur b. Haris adýnda yiðit bir adamlarý­ný, Rasûlullah´ý öldürmek için gönderdiler. Ona: «Muhammedi öldür­meyi Allah sana nasip edecek.» dediler. O adam elindeki parlak kýlýcýyla yola çýktý. Rasûiullah´m yanma geldi, kýlýcým çekip: «Ya Muhammed, bugün seni bana karþý kim korur » diye sordu. Rasûlulîah da: «Allah ko­rur.» dedi. O anda Cebrail, adamýn göðsüne bir yumruk vurdu, elindeki kýlýç yere düþtü, Düþen kýlýcý olan Rasûiullah, ona: «Ya seni bana karþý kim koruyacak » diye sorunca adam: «Hiç kimse koruyamaz. Þahadet ederim Ýd, Allah´tan baþka ilah yoktur, Muhammed de Allah´ýn Rasûlüdür. Vallahi artýk ebediyyen düþmanlarýnýn arasýna katýlmayacaðým.» dedi. Rasûlullah da kýlýcýný ona verdi. Adam, arkadaþlarýnýn yanma döndüðünde ona:

"Yazýklar olsun sana neyin var " diye sordular.

O da dedi Ýd:

"Baktým ki uzun boylu bir adam göðsüme yumruk vurdu. O yumru­ðun tesirini sýrtýmda hissettim. Bu yüzden vuranýn melek olduðunu an­ladým. Ben de Muhammed´in Allah Rasûlü olduðuna þahadet getirdim. Vallahi ona karþý duran hiçbir topluluðun arasýna girmeyeceðim." Böyle dedikten sonra kavmini Ýslâm´a davet etti. Bunun üzerine Cenâb-ý Al­lah, þu ayeti inzal buyurdu:

«Ey inananlar! Allah´ýn üzerinize olan nimetini anýn: Hani bir top­luluk size tecavüze kalkmýþtý da Allah onlara mani olmuþtu.» (ei-Mâide, ýý.)

Beyhakî dedi Ýd: Zatü´r-Rika´ gazvesinde de buna benzer bir kýssa gelecektir. Belki de bunlar ayrý ayrý iki kýssadýrlar.

Ben derim ki: Eðer böyle birþey varsa, o, bundan baþka bir kýssadýr. Çünkü Gavres b. Haris adýndaki saldýrgan Müslüman olmamýþ, aksine eski dininde kalmakta ýsrar etmiþ ve kendisine karþý savaþmama husu­sunda Rasûlullah´a da söz vermemiþtir. Doðrusu Allah bilir. [1]



Buhran´dan Füru1 Gazvesi


îbn îshak dedi ki: Rasûlullah (s.a.v,), rebiyülevvel ayýnýn tamamým ya da ona yakýn bir kýsmýný Medine´de ikamet ederek geçirdi. Sonra Ku-reyþlileri kastederek gazaya çýktý.

îbn Hiþam dedi ki: Rasûlullah, gazveye giderken yerine vekil olarak Medine´de Ýbn Ümmü Mektum´u býraktý.

îbn îshak dedi Ýd; Nihayet Buhran´a ulaþtý. Orasý Füru´ taraflarýn­dan olup bir Hicaz þehridir.

Vakidî dedi ki: Bu gazve için Rasûlullah, Medine´den on gün uzakta kaldý. Doðrusunu Allah bilir. [2]



Medinelî Kaynuka Oðullarý Yahudileri


Vakidî´nin ifadesine göre Beni Kaynuka olayý, hicretin ikinci sene­sinin þevval ayýnýn ortasýnda cumartesi günü olmuþtur. Doðrusunu Al­lah bilir. Aþaðýdaki ayette kastedilenler onlardýr:

«Onlarýn durumu, kendilerinden az bir zaman önce geçmiþ ve iþleri­nin karþýlýðýný tatmýþ olanlarýn durumu gibidir. Onlara can yakýcý azap vardýr.» (el-Haþr, 15.)

îbn îshak dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.)´m savaþlarý arasýnda Beni Kaynuka hadisesi oldu. Olay þöyle cereyan etmiþti: Rasûlullah (s.a.v.),

onlarý Beni Kaynuka çarþýsýnda toplayarak þöyle dedi:

- Ey Yahudi topluluðu! Allah´ýn, Kureyþlilerin baþýna getirdiði þid­det ve cezalardan sakýnýn ve Müslüman olun. Çünkü siz, benim gönde­rilmiþ bir peygamber olduðumu biliyorsunuz. Buna, kitabýnýzda ve Al­lah´ýn size gönderdiði Ahid´te buluyorsunuz.

Onlar dediler ki:

- Ya Muhammedi Sen bizi kendi kavmin gibi mi sanýyorsun Kendi­lerinde savaþ ilmi olmayan bir kavimle karþýlaþman seni aldatmasýn. Onlardan bir fýrsat ele geçirdin. Vallahi eðer biz seninle savaþýrsak el­bette bizim nazil insanlar olduðumuzu anlarsýn

îbn Ýshak, Ýbn Abbas´ýn þöyle dediðini rivayet eder: Þu ayet, sadece Beni Kaynuka Yahudileri hakkýnda nazil olmuþtur:

«Ey Muhammedi Ýnkar edenlere: «Yenileceksiniz, toplanýp Cehennem´e sürüleceksiniz. Orasý ne kötü döþektir.» de. Karþý karþýya gelen iki topluluðun durumlarýnda (yani Rasûlullah´m ashabýndan Bedir sa­vaþma katýlan mü´minlerle Kureyþli müþriklerin durumlarýnda) sizin için ibret vardýr; biri Allah yolunda savaþanlardýr, diðeri inkarcýlardýr ki, bunlar karþý tarafý gözleriyle kendilerinin iki misli görüyorlardý." Allah dilediðini yardýmýyla destekler. Bunda görebilenler için ibret var­dýr.» (Âl-ilmrfin, 12-13.)

Ýbn îshak, Asým b. Ömer b. Katade´nin þöyle dediðim rivayet eder: Ahdi bozan ve Bedir ile Uhud arasýnda savaþan ilk Yahudiler, Kaynuka oðullarý oldular.

Ýbn Hiþam, Abdullah b. Cafer b. Misver b. Mahreme kanalý ile Ebu Avn´m þöyle dediðini rivayet eder: Beni Kaynuka olayýnýn baþlangýcý þöyle oldu: Araplardan bir kadýn mal satmak üzere pazara gelmiþti. O kadýn malýný Beni Kaynuka çarþýsýnda sattý. Bir kuyumcunun yanýnda oturdu. Onlar, onun yüzünü açmasýný istediler. Kadýn yüzünü açmadý. Kuyumcu kalkýp arkadan o kadýnýn elbisesinin ucundan tuttu ve kadý­nýn sýrtýna düðümledi. Kadýn ayaða kalktýðý zaman, avret yeri açýldý. Oradaki Yahudiler ona güldüler. Bunun üzerine kadýn baðýrdý. Müslü­manlardan bir adam, kuyumcunun üzerine atýlýp onu öldürdü. Kuyum­cu, Yahudi idi. Yahudiler de o Müslünýana hiddetlenerek onu öldürdü­ler. Bunun üzerine Müslümanýn sahipleri, Yahudilere karþý baðýrarak Müslümanlarý çaðýrdýlar. Böylece Müslümanlarla Yahudi olan Kaynu­ka oðullarý arasýnda savaþ çýktý.

Ýbn Ýshak, Asým b. Ömer b. Katade´nin þöyle dediðini rivayet eder: Rasûlullah (s.a.v.), kendisine itaat edinceye kadar onlarý kuþatma altýn­da tuttu, bunun üzerine Abdullah b. Übey b. Selül -Allah ona imkan ver­diði zaman- kalktý. Rasûlullah´a doðru gitti ve þöyle dedi:

- Ey Muhammed, bana tâbi olan adamlarým hakkýnda ihsanda bu­lun! Yahudiler, Hazreçlilerin müttefikleri idi. Rasûlullah (s.a.v.) susup bekledi. O da þöyle dedi:

- Ey Muhammed, bana tâbi olan adamlarým için ihsanda bulun. Bu-nuýý üzerine Rasûlullah (s.a.v.)» ondan yüz çevirdi. Bu defa o elini Rasû-lullah´m zýrhýnýn cebine soktu.

Ýbn Hiþam dedi ki; O zýrha, "Zatu´l-Fudul" denirdi. Ýbn îsaak þöyle dedi: Rasûlulîah (s.a.v.)´da ona: «Beni býrak» dedi. Öfkelendi ve hatta ordakiler, onun yüzünde bir siyahlýk gördüler. Sonra

dedi ki:

- Yazýk! Býrak beni.» O da þöyle dedi:

- Hayýr, vallahi 400 zýrhsýz, 300 zýrhlý kiþi olan tabiilerimi býrakýn-caya kadar seni býrakmam. Onlar beni, beyaz ve siyah herkese karþý ko­rumuþlardýr. Sen ise onlarý bir sabahla öldürüp yok etmek istiyorsun. Þüphesiz ben musibetlerin meydana gelmesinden korkuyorum. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.):

- Al adamlarýný, senin olsunlar, dedi.

Ýbn Hiþam dedi Ýd: Rasûlullah (s.a.v.), onlarý kuþatma altýnda tutar­ken Medine´de yerine Ebu Lübabe Beþir b. Abdil Münzir´i vekil olarak býraktý. Kuþatmalarý onbeþ gece sürdü.

Ýbn Ýshak, babasý kanalý ile Velid b. Ubade´nin þöyle dediðini riva­yet etti: Kaynuka oðullarý, Rasûlullah (s.a.v.) ile savaþýrlarken Abdul­lah b. Übey b. Selül, onlarýn iþleriyle ilgilendi ve önlerine geçti. Ubade b. Samit de Rasûlullah (s.a.v.)´m yanýna gitti. O, beni Avf kabilesindendi. O da Abdullah b. Übey gibi Yahudilerin-müttefiki idi. Onlardan vazgeç­ti. Rasûlullah´m tarafýna geçti. Allah ve Rasülüne, onlarýn müttefikli­ðinden uzaklaþýp geldi ve þöyle dedi:

- Ey Allah´ýn elçisi! Allah´ý, Rasûlünü ve mü´minleri dost ediniyo­rum. Ve iþte o kafirlerin müttefiki olmaktan, onlarýn dostluklarýndan kendimi beri kýlýyorum.

Ravi diyor ki: Ubade b. Samit ile Abdullah b. Übey hakkýnda el-Mâi-de sûresinin þu ayetleri nazil oldu:

« Ey iman edenler! Yahudi ve Hristiyanlan dost olarak benimseme­yin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandýr. Allah, zulmeden kimseleri doðru yola eriþtirmez. Kalble-rinde hastalýk olanlarýn (yani Abdullah b. Übeyy´in), «Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz.» diyerek onlara koþtuðunu görürsün. Olur ki Allah bir zafer verir veya katýndan bir emir getirir de kalblerinde gizle­diklerini içleri yananlara dönerler.» (el-Maidc, sý-62.)

«Kim Allah´ý, peygamberim ve inananlarý dost edinirse bilsin Ýd, þüphesiz Allah´tan yana olanlar (yani Ubade b. Samit) üstün gelirler.» , 56.) Tefsirimizde bu hususta gerekli açýklamalarda bulunduk. [3]



Zeyd B. Harise Seriyyesi


Bu seriyye, Ebu Süfyan idaresinde -baþka bir görüþe göre Safvan idaresinde- bulunan ticaret kervanýný vurmak üzere yola çýkarýlmýþtý.

Yunus b. Bükeyr, Ýbn Ýshak´tan rivayet ederek, bu seriyyenin, Bedir vak´asmdan altý ay sonra yola çýkarýldýðým söyler.

Ýbn Ýshak dedi ki: Kureyþliler, Bedir vak´asmda baþlarýna gelen fe­laketten sonra Þam´a giderken eskiden beri gidip geldikleri yoldan git­mekten korktular. Bunun üzerine Irak yoluna saptýlar. Aralarýnda Ebu Süfyan´ýn da bulunduðu bir ticaret kafilesi yola çýktý, yanlarýnda çok miktarda gümüþ vardý. Kureyþlilerin ticaretinin kýsm-ý azamini gümüþ ticareti oluþturuyordu. Bekir b. Vail kabilesinden Fýrat b. Hayyan adýn­da bir adam kiraladýlar. Bu adam onlara yolda kýlavuzluk yapacaktý.

îbn Ýshak dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.), Zeyd b. Harise´yi bir seriyye­nin baþýnda gönderdi. Bu seriyye, Karde denen suyun baþýnda kervana ulaþtý. Kervaný ve malýný ele geçirdi. Adamlar, elinden kaçtýlar, o da al­dýklarým Rasûlullah´ýn yanma getirdi. Bununla ilgili olarak Hassan b. Sabit öyle dedi:

«Þam´ýn akar pýnarlarýný býrakýnýz.

Onlarýn arasýna, Erak aðaçlarýyla otlayan jâiklü develerin aðýzlan gibi buzlar girmiþtir.

Rablerine hicret eden bir takým adamlarýn, gerçek Ensâr´m ve me­leklerin elleriyle.

Âlic vadisinde çukur yerlere yürüdükleri zaman, o kafileye deyiniz ki; yol orada deðildir.»

Vakidî dedi ki: Bu seriyyenin baþýnda Zeyd b. Harise´nin komutan olarak Medine´den çýkýþý, hicretin yirmi sekizinci ayý olan cemaziyelev-vel ayýnýn baþýnda olmuþtur. Vurmakla emrolunduklarý Kureyþ kerva­nýnýn baþkaný da Safvan b. Ümeyye idi.

Zeyd b. Harise seriyyesinin göreve çýkýþ sebebi þu idi: Nuaym b. Me-sud, kervan haberini Medine´ye getirdi. Nuaym, kendi kavmi olan müþ­riklerin dini üzerine idi. Nadir oðullarý yurdunda Kinane b. Ebu´l-Hu-kayk ile görüþtü. Yanlarýnda Sulayt b. Numan da vardý. Sulayt, Eþlem kabilesindendir. Oturup içki alemi düzenlediler. Bu hadise, içkinin ha­ram kýlýnmasýndan önce idi. Nuaym, kervan haberini anlattý. Safvan b. Umeyye baþkanlýðýnda ticaret malým taþýmakta olan kervanýn Mek­ke´den çýktýðýný bildirdi. Sulayt,o anda yanlarýndan ayrýlýp Rasûlullah´a geldi ve durumu ona haber verdi. Rasûlullah, hemen Zeyd b. Harise´yi, seriyyesi ile birlikte yola çýkardý. Bunlar kervaný yakaladýlar. Mallarýný ele geçirdiler. Ama kervandaki adamlar kaçýp kurtuldular. Sadece bir ya da iki adamý esir aldýlar. Kervanýn mallarýný Medine´ye getirdiler. Rasûlullah (s.a.v.), beþte birini ayýrýp kalan beþte dördünü de seriyye ef­radýna taksim etti. Beþte biri, 20.000 dirhem tutarýnda idi. Esir alýnan­lardan biri kýlavuz olan Fýrat b. Hayyan idi. Bu kiþi Müslüman oldu. Al­lah kendisinden razý olsun.

îbn Cerir dedi ki: Vakidî iddia etti, ki bu senede Osman b. Affan, Rasûlullah´m kýzý Ümmü Külsüm´le evlendiler. Ve ayný senenin cemazi-yelahir ayýnda gerdeðe girdiler. [4]



Yahudi Ka´b B. Eþref´in Öldürülmesi


Bu adam, Beni Tayy kabilesinden olup, bu kabilenin Beni Nebhan kulundandýr. Ama annesi Beni Nadir kabiÝesindendir. Ýbn Ýshak, onun öldürülmesini, Beni Nadir Yahudilerinin sürgün edilmeleri bahsinden önce anlatýr. Ama Buharý ile Beyhakî, onun öldürülmesini, Beni Nadir Yahudilerin sürgünleri bahsinden sonra anlatýrlar. Doðrusu, Ýbn Ýs-hak´m anlattýðýdýr. Bu ileride de açýklanacaktýr. Çünkü Beni Nadir Ya­hudileri, Uhud vakasýndan sonra Medine´den sürgün edilmiþlerdir. Bunlar, kuþatma altýna tutulduklarý esnada -inþaallah ileride de açýkla­yacaðýmýz gibi- içki haram kýlýnmýþtýr.

Buharý, sahihinde «Kala b. Eþrefin öldürülmesi» bahsinde Rasûlul­lah (s.a.v.)´rn þöyle dediðini rivayet etmiþtir:

«Ka´b b. Eþref, Allah´a ve Rasûlüne eza vermektedir. Hakkýndan ge­lecek kimse yok mu

Muhammed b. Mesleme kalkýp:

- Ya Rasûlallah! Onu Öldürmemi istiyor musun dedi. Peygamber Efendimiz:

- Evet3 dedi. Muhammed b. Mesleme:

- Öyleyse biraz yalan konuþmama izin ver, dedi. Peygamber Efendimiz de ona izin verdi:

Bunun üzerine Muhammed b. Mesleme, Ka´b´a gidip:

- Bu adam bizden sadaka isteye isteye bizi takattan düþürdü. Bu­nun için senden ödünç istemeye geldim, dedi.

Ka´b:

- Vallahi ondan býkacaksýnýz, dedi.

Muhammed b. Mesleme:

- Biz bir defa ona uyduk. Bir sonuca varmadan onu býrakmak iste­miyoruz. Varsa bana ödünç bir veya iki yük hurma ver, dedi.

Ka´b:

- Olur, fakat yerine bana rehin býrakman þartý ile, dedi.

Muhammed b. Mesleme ile arkadaþlarý:

- Rehin olarak ne istiyorsun diye sordular.

Ka´b:

- Bana kadýnlarýnýzý rehin býrakýn, diye cevap verdi.

Ona:

- Sen Araplarýn en güzeli iken, kadýnlarýmýzý sana nasýl býrakabili­riz dediler.

Ka;b:

- Öyleyse çocuklarýnýzý rehin býrakýn, dedi.

Ona:

- Bunu da yapamayýz. Çünkü bu bizim için bir zillettir. Çocuk büyüdükten sonra ona: «Sen o kimse deðil misin ki, bir iki yük hurma ye­rine rehin býrakýldýn » diyecekler. Rehin olarak sana silah býrakalým,

dediler.

Muhammed, geceleyin kendisine geleceðini söyledi. Gece olunca Muhammed, evine -yanýnda Ka´b´m süt kardeþi olan Ebu Naile de bu­lunduðu halde- gidip Ka´b´ýn aþaðýya inmesini istedi. Ka´b da indi. Karýsý ona:

- Bu saatte sen nasýl dýþarýya çýkýyorsun dedi. (Baþka bir rivayete göre karýsý ona þöyle demiþtir: Öyle bir ses duyuyorum ki, sanki ondan kan damlýyor.)

Ka´b:

- Ne var Beni çaðýranlar, Muhammed b. Mesleme ile kardeþim Ebu Naile´dir. Kaldý ki mert adam, geceleyin vurulmaya da çaðrýlsa yine gider, dedi.

Ravi diyor ki: Muhammed b. Mesleme ile birlikte iki adam daha var­dý. Muhammed onlara:

- Geldiði zaman, saçýný tutup koklayacaðým. Onu iyice tuttuðumu gördüðünüz zaman hiç beklemeden ona vurun, dedi.

Ondan sonra Ka´b indi, üzerine deriden sýrmalý bir elbise vardý ve misk kokusu saçýyordu. Muhammed ona:

- Senden ne güzel bir koku geliyor, hayatýmda böyle güzel bir koku

görmedim, dedi. Ka´b:

- Ne diyorsun, Arap kadýnlarýnýn en güzel kokulusu ve en güzeli bendedir, dedi. Muhammed:

- Ýzin verir misin, senin saçýný biraz koklayayým dedi.

Oda:

- Evet, deyince, saçýný tutup kokladý. Muhammed arkadaþlarýna:

- Siz de koklayýn, dedikten ve arkadaþlarý da kokladýktan sonra bir daha izin istedi. Muhammed, bu defa Ka´b´ýn saçýný iyice tutup arkadaþlarma:

- Ne duruyorsunuz dedi.

Onlar da hemen Ka´b´m iþini bitirdiler. Sonra gelip H^z. Peygam-ber´e durumu anlattýlar.»

Muhammed b, Ýshak dedi ki: Ka´b b. Eþrefe gelince o, Tay kabilesi­nin Beni Nebhan kulundandýr. Anasý Beni Nadir kabilesindendir. Zeyd b. Harise ile Abdullah b. Revaha, Medine´ye gelip Bedir savaþma katýlan müþriklerin öldürüldükleri haberini verdikleri zaman Ka´b þöyle de­miþti: "Vallahi eðer Muhammed þu kavme musibet eriþtirmiþ ise, elbet­te ki yerin altý üstünden daha hayýrlýdýr."

Allah düþmaný, haberin kesinliðini anlayýnca yola çýktý ve Mek­ke´ye geldi. Muttalib b. Ebi Vedaa b. Dubayre es-Sehmî´nin yanma ko­nuk oldu. Onun yanýnda Atike binti Ebi´l-Ýs b. Ümeyye b. Abdu´þ-Þems b. Abdumenaf vardý. Bu kadýn onu misafir etti. Ona ikramda bulundu. O ise, Rasûlullah (s.a.v.)´a karþý kýþkýrtýcý þiirler okumaya, Bedir savaþýn­da öldürülen müþrikler üzerine aðýt dökmeye baþladý. Ýbn Ýshak, onun bir kasidesinden bahseder ki, kasidenin baþlangýcý þöyledir:

«Bedir deðirmeni, Bedir savaþma katýlanlarý öðüttü.

Bedir gibisi için gözyaþlarý akýtýrsýn ve gözyaþlarýyla aðlarsýn.»

Ýbn Ýshak, Hassan b. Sabit´in ve diðer þairlerin buna karþý söyledik­leri cevabi þiirleri de nakleder.

Daha sonra Ka´b, Medine´ye döndü. Ve Müslümanlarýn kadýnlarýna süslü-püslü kasideler söylemeye baþladý. Onlara eziyet verdi. Peygam­ber (s.a.v.) ile ashabýna da dil uzattý.

Musa b. Ukbe dedi


radyobeyan