Harbin sonu By: sumeyye Date: 07 Ocak 2011, 15:11:21
Harbin Sonu:
111. Yavaþ yavaþ, Hz, Peygamberin IS.A.) sað ve salim olduðu haberi etrafa yayýldý ve Müslümanlar tekrar onun etrafýnda toplanmaya baþladýlar. Bir kýsým düþman maðaraya doðru týrmanmak isteyince, sayýlarý epey yüksek olan Müslümanlar yukarýdan düþman üzerine taþlar atmak suretiyle þiddetle karþý koydular. Düþmanda bu vaziyetten Hz. Peygamberin (S.A.) orada olduðuna dâir hiç bir þüphe uyanma-' mýþtý. Daha fazla da • ýsrar etmeyerek çekilmiþlerdi. Düþman ordusu kumandaný Ebû Süfyân, anlaþýlan ordusuna karargâha dönmek hususunda kat'î emirler verdikten sonra harp sahasýnda son bir defa daha dolaþtý ve Hz. Peygamber (S.A.) hakkýnda bazý emareler tesbit etmeye çalýþtý. Harp sahasýnda durmadan meydan okuyarak baðýrýyordu. Fakat, Hz. Peygamber (S.A.) cevap vermemelerini arkadaþlarýna emretti. Ancak vaktâ ki Ebû Süfyân, Hz. Peygamber (S.A.) hakkýnda hakaretamiz sözler sarfetti, o sýrada Hz. Peygamber1 (S.A.) tarafýnda olan Hz. Ömer ortaya çýktý ve aralarýnda tarihen meþhur þu söz düellosu cereyan etti.[165]
Ebû Süfyân — «Hübelin» (þaný) yüce olsun. Ömer ibn Hattâb — Allah yücedir ve uludur!
— Bizim Hübelimiz var, sizin ise yok!
— Allah bizim (sevgili) dostumuz (Mevlâ-mýz) dýr. Sizin ise deðil!
— Ey Ömer! Bana hakikati söyle! Muhammedi (S.A.) öldürdüðünü iddia eden KamÝ'e'den çok, sana itimad ederim, bu iddiasý doðru mu?
— Ey Allanýn düþmaný! Hz. Peygamber (S.A.) ve Ebû Bekr hayattadýr ve þimdi senin dediklerini iþitip (imlemektedirler.
— Uhud, Bedr'e mukabildir (Onun intikamýdýr); Hanzele, Hanzele'ye mukabildir".[166]
— Evet! Fakat bizim þehidlerimiz Cennette, sizinkiler ise Cehennemdedirler.
112. Kureyþliler, artýk tamamen karargâhlarýna çekilmiþlerdi. Kumandanlarý bu söz kavgasýndan sonra, adamlarýný çaðýrýp Müslümanlarýn bu son mukavemet birliðine hücum etmeleri için emir vermedi veya veremedi ve dönüþ için onlarý takip etti.
113. Hz. Peygamber (S.A.) onlarýn bu þüpheli çekiliþlerinden kuþkulanmýþtý. Onlarýn müdafaa tedbirleri alýnmamýþ olan Medine þehrini zaptetmeye hazýrlandýklarýný zannediyordu. Yaralarýna raðmen, hemen mümkün olduðu kadar iþe yarar güçlü adamlarýndan bir avuç kuvvet tertip ve teþkil etti; gayesi þehri müdafaa idi. Müslüman istihbarat askerleri düþman karargâhý hakkýnda bazý haberler getirmiþlerdi; bunlara göre Kureyþliler, develerine biniyorlar, atlar isi; sýrtlarý çýplak olarak bunlarýn yaný baþlarýnda yedekte býrakýlýyordu. Hz. Peygamber dedi ki: «Bu hal, onlarýn hemen yeni bir harbe tutuþmak deðil de, memleketlerine dönmek üzere uzun bir yolculuk niyetinfle olduklarýný gösterir.[167]
114. Fakat Hz. Peygamberin (S.A.) gönlü hâlâ rahat edememiþti. Düþmanýn pek yakýnda bu dönüþten vaz geçip tekrar Medine üzerine hücuma geçeceðini ve elde ettikleri muvaffakiyeti tamama erdireceklerini zannediyordu; haklýydý da. Hz. Peygamber (S.A.) düþmanýn arkasýndan epey bir müddet yürüdü; hattâ bazý ileri keþif kollarý çýkardý. Bunlardan ikisi esir edilmiþ ve düþman tarafýndan þehid edilmiþlerdi". [168] Fakat bunlardan bazýlarý, düþman üzerinde, Hz. Peygamberin (S.A.) ordusunu yeniden tertip ve teþkil ettiði, hattâ Uhud'da karþýlaþtýklarý Müslüman ordusundan daha kuvvetli bir ordu ile tekrar karþýlarýna çýkmak istediði zehabýný uyandýrmaya muvaffak oldular. Düþmanýn mukabil blöfü ise Müslümanlar üzerinde hiç bir tesir icra etmemiþ oluyordu. Hz. Peygamber (S.A.) Medine'den le kilometre mesafedeki Hamrâ'ül-Esed mýntýkasýnda Vadi Aqîq üzerinde Zul-Huleyfe'nin solunda otað kurdu ve bütün bir gece askerlerine beþ bin kadar ateþi mütemadiyen yakmalarýný emretti. [169] Birkaç gün sonra, artýk düþmanýn tekrar dönmesine imkân olmadýðý anlaþýlýnca Medine'ye dönüþ için yürüyüþe geçti".[170]
115. Ýbn Sa'd [171] bize, Hz. Peygamberin (S.A.) Uhud harbinden sonra, düþmanýn peþinden takibe çýkmazdan evvel, evinin himaye ve müdafaasý için muhafýz kuvvetleri ayýrýp vazifelendirdiðine dair kafi malûmat vermektedir. Ýbn Kesir [172] ise, bütün teferruatýna varýncaya kadar Hz. Peygamberin (S.A.) Uhud'da EnsârÝlerin sancaðý altýnda nasýl düþman karþýsýnda vaziyet aldýðýný ve birçok kumandanýna, düþmana karþý koymak üzere muhtelif istikametlere doðru harekâta kalkmalarý hususunda nasýl emirler verdiðine dair bol bilgi vermektedir. [1734- HENDEK SAVAÞI
(Hicrî 5. Yýl, 8-29 Þevval / M. 3-24 Ocak, 627)
Hayfoer Þehri Yahudilerinin, Medineli Müslümanlara Âit Kervanlarýn Yollarýný Kesmeleri:
116. Hendek; Ahzâb, Hisar gibi çeþitli adlarla yâd edilen Hz. Peygamberin (S.A.) bu savaþý, Resû-lullah zamanýnýn mühim bir muharebesidir. Hicri beþinci yýlda (M. 626) cereyan ettiðine göre, Uhud harbinden iki yýl sonra vuku bulmuþtur. Bu hâdisenin þiddet ve ciddiyeti Kur'ân-ý Kerim'de þu heyecan veren âyetlerle teyid edilmektedir :
O vakit onlar üstünüzden, altýnýzdan size gelmiþlerdi. O zaman gözler yýlmýþ, yürekler gýrtlaklara dayanmýþtý ve siz Allaha karþý türlü zanlarda bulunuyordunuz.» «Ýþte orada mü'minler imtihana uðratýlmýþlardý. Þiddetli bir sarsýntý ile sarsýlmýþlardý.» (K , 33/10-11).
117. Kureyþliler, Uhud'da muvaffak olmuþlardý; bununla beraber, kendi kervan emniyetlerini temin edecek tarzda bütün Medine .garnizonlarýný topraklarýna ilâve edip, daðýlan Müslümanlarýn son askerî mukavemetlerini de kýrarak bu zaferlerini bir sonuca baðlýyamadýlar. Netice þudur ki, Kureyþli askerlerin harp sahasýný terklerini müteakib Müslümanlar* hemen eski harp durumlarýný kazanmýþ ve müteakip aylarda ise, daha islâh edilmiþ hâle bile gelmiþlerdi. O kadar ki, daha sonralarý Müslümanlarýn doðuda Bi'r Ma'ûna ve Zât'ür-Riqâ'. (ikisi de Necd sahrasýn-dadýr) ve kuzeyde Dûmet'ül-Cendel'e [174] yaptýklarý askerî seferler þaþmaz bir tarzda bize onlarýn gün geçtikçe geniþleyen nüfuz sahalarýný göstermektedir. Bunlar sadece kuzeyde Mýsýr ve Suriye ulaþtýrma yollarý üzerinde deðil, ayný zamanda kuzey doðuda Irak kervan yo]u üzerinde bulunan mahallerdi. Bu suretle Mekkelilerin kervanlarýna bütün yollar artýk büsbütün kapanmýþtýr.[175]
118. Mamafih Benü'n-Nadir Yahudi kabilesinin Medine'den sürülmesi, devlet merkezi dahilinde Müslümanlarýn durumlarýnýn kuvvetlenmesine sebep olduysa da hâriçte yeni yeni güçlükler doðurmuþtur. Çünkü Yahudiler kuzeye hicret etmiþler ve Vâdi'ul-Qurâ, Hayber vahasý ve Suriye ticaret kervanlarý yolu üzerindeki diðer uðrak yerlerine yerleþmiþlerdi. Bunlar, burada önce mahalli ve civar halký Müslüman devleti aleyhine kýþkýrttýlar ve kendileriyle birlikte hasmane hareketlerde bulunmaya teþvik ettiler-Böylece az bir zaman sonra, Dûmet'ul-Cendel hâkiminin bu havaliden Medine'ye giden kervanlara zararlý olduðunu görmekteyiz. [176] Ayný zamanda Gatafân kabilesi ile, Hayber havalisinin bir senelik hurma mahsulünün tamamýný vermek mukabili, Medinelile-re karþý giriþilen mücadelede karþýlýklý yardýmlaþmak için ittifak akdettiler. [177] Bundan baþka Hayber Yahudi -lerinden Nadiriler, Mekkelileri tekrar Medinelilere karþý hücuma kalkmalarý ve bunu bilhassa Gatafân ve Fezârelilerinki ile ayný zamana isabet ettirmek hususunda teþvik etmeye baþladýlar. [178] Son olarak calibi dikkat olmasý dolayýsiyle belirtmek lâzýmdýr ki, kararlaþtýrýlmakta olan Medine muhasarasýna Hayber-liler, hassaten Nadiri Yahudileri, kendilerini iþtirakten uzak tutuyorlar ve bu mücadeleye hiç bir askeri birlik göndermemeye çalýþýyorlardý. [179]
(Tehlikeyi Tomurcukken Önleme) Gayesiyle Giriþilen Benû Mustalýk Harbi:
119. Düþmanýn hakikî plânýný izaha giriþmeden evvel, onlar tarafýnda iþ birliðine kalkmýþ müttefikler mevzuundaki bazý karanlýk noktalan aydýnlatmamýz faydalý olacaktýr.
120. Tarihçiler, umumiyetle, Mekkelilerden baþka onlarýn müttefikleri olarak Ehâbiþ, Gatafân, Feza-re, Mürre, Eþcâ' ve Süleym kabilelerini zikrederler. Belâzurî buna Saqîfi de eklemek'tedir. [180] Kimse bu ittifak zincirine Benü Mustalik'in de dahil olduðundan þüphe etmemektedir. Þimdi, biz, bu sonuncularýn niçin ve nasýl Hendek harbi ile alâkalý olduðunu göstereceðiz.
121. Mustalikiler, Huzâ'alýlarm bir koludur; fakat bu kabilenin Hz. Peygamber (S.A.) ile evveldenberi müttefik diðer kollarýndan farklý olarak bunlar, Ehâbîþ zümresinden bir kýsmý teþkil etmekte ve ayný zamanda Mekkeli Kureyþîlerin müttefiki durumundaydýlar. [181] Þurasý bellidir ki, Hz. Peygamber (S.A.), yâ bu kabileden olan dostlarý veya bu kabile Müslümanlarý vasýtasiyle, Mustalikîlerin Medine'ye bir hücum için hazýrlandýklarýna dâir haberler elde etmiþti ve tehlikeyi daha tomurcuk halindeyken koparmak gayesiyle onlara karþý âni bir sefer tertipledi; Hendek muhasaracýlannm gelmelerinden iki ay evvel de onlarý bertaraf etmeye muvaffak oldu.
122. Tekrar edelim ki bu sefer, Hendek kuþatma harbinden tam iki ay evvel tahakkuk ettirilmiþtir. Bildiðimiz gibi, tarihçilerin bir kýsmý bu hâdiseyi H. 4., diðerleriyse 5. ve nihayet diðer bir kýsým da H. 6. yýla isabet ettirirler. Fakat, Beyhaqî'nin de izah ettiði gibi [182] bütün bunlar bir hesaplama usuliyle alâkalý þeylerdir. Hz. Ömer'in ýslâhatýndan evvel Müslümanlar takvim yýlýný üç ayrý tarzda baþlatmaktaydý lar: .1) Hicretten bir yýl evvelden baþlatanlar, 2) Hicretten bir yýl sonra baþlatanlar, nihayet 3) Hakiki hicret yýlýnda baþlatanlar. Bu üç grup da Þaban ayýnda müttefik idiler ki, bu Þaban hakikatte Hendek harbinin cereyan ettiði o yýlýn Þaban ayýdýr.
123. Aþaðýdaki þemayý tetkik edecek olursak her taraftan Medine'yi kuþatan düþmanýn arzetüði tehlikenin ciddiyet ve önemi kendiliðinden anlaþýlacaktýr :
UL - CENDEl
MURRE VE EÞCÂ'
' BANÛ
4-* SULEvM 5AKÎF OAM
MUSTAL'K
MEKKE VE EHABIÞ
Hendek savaþý öncesi Medine üzerine saldýran düþman kuvvetleri ve geliþ Ýstikametleri. [183]
Ýslâm Baþþehri Olan Medine'nin Ortadan Kaldýrýlmasý Ýçin Yahudilerin Plâný Ve Tehlikeyi Önlemek Hususunda Peygamber (S.A)'in Hazýrlýklarý:
124. Dûmet'ul-Cendel hâkimi, Medine'ye gelen kervanlara karþý tecavüz hareketlerine baþladýðý zaman Hz. Peygamber (S.A.) bunu ciddiyetle karþýladi ve bizzat kendisi, bir askerî birliðin baþýnda olduðu halde bu tehdit ile meþgul olmak gayesiyle yola çýktý. Ýbn Hiþâm, bize eserinin 668. sayfasýnda naklettiði gibi, Hz. Peygamber (S.A.) Dûmet'ul-Cendel'e karþý olan bu seferinden tam yarý yolda iken geri dönmüþtür. Bu yarým kalan sefer esnasýnda Gatafân* ve Fezâre kabileleri arazilerinden geçilmiþtir. Ýþte bu sýrada, Medine'ye karþý tertip edilmekte olan askerî komplonun pek yakýn olduðunun öðrenilmesi mümkündür. Ve' belki de onlar bu hücum tasavvurlarýný, Hz. Peygamber Medine þehrinden uzun bir sefer için gaybubet etmesi, yani Dûmet'ul-Cendel'e doðru yola çýkmasý sebebiyle öne almýþlar ve hemen harekete geçmiþlerdi. Her ne hal ise, düþman aynen evvelce Bedr'de olduðu gibi, yani Müslümanlarýn tehdit ettiði kervan kaçýp kurtulduðu halde Bedr'de Müslümanlara karþý sefere devam edildiði gibi, bu defa da Hz. Peygamberin (S.A.) yarý yoldan dönmesi karþýsýnda bile hazýrlýk ve plânlarýnda hiç bir deðiþiklik yapmamýþlardýr. Nitekim yine Hz. Peygamberin (S.A.) Mekke'deki gizli casusunun hazýrlanan bu kýyam ve sui-kasd haberini Medine'ye ulaþtýrmasý mümkündür. Bu haber, her halde Hz. Peygamberin (S.A.) kumanda ettiði hâlen yolda bulunan orduya, onlarýn bulunduk-iarý karargâha ulaþtýrýlmýþ olacaktýr. Hakikaten eþ -Þe'mî'nin bize verdiði malûmata göre Kureyþlilerin bu hazýrlýklarý hakkýndaki rapor, Huzâîler tarafýndan fevkalâde bir süratle tam dört günde Medine'ye ulaþtýrýlmýþtýr (vasati olarak bu yol on iki günde alýnýr. )"[184]
125. Bana kalýrsa bütün bunlar, Hayber Yahudileri tarafýndan kurnazca hazýrlanmýþ fesat ve suikastlerden ibarettir. Onlar bu suretle Mekkelilerin muazzam kuvvetlerini Gutafânilerinki ile birleþtirip hep birden Medine'ye saldýrtmak ve diðer tarafdan da sadece bir avuç insanla Hz. Peygamberi (S.A.) Medine'den on beþ gün mesafedeki Dûmet'ul-Cendel bölgesine çekmek istiyorlardý. Ýki ayrý ve kolay sefer tertiplemeye dayanan bu plân tahakkuk ederse, bir taþla iki kuþ vuracaklar, hem Ýslâmýn merkezi mahvedilip yerle bir edilecek, hem de Hz. Peygamber (S.A.) ortadan kaldýrýlacaktý. Giriþilen Dûmet'ul-Cendel seferi bir tesadüf veya apayrý bir hâdise deðil, Yahudiler tarafýndan tertip edilen bir oyunun diðer bir kýsmýydý.
126. Her neyse, Hz., Peygamber acele geri döndü ve Medine'de bizzat müdafaa hazýrlýk ve tedbirleriyle meþgul olmaya baþladý.
127. Uhud'da alýnan dersten sonra, ittifakla þehrin bizzat dahilden müdafaa edilmesi kararýna varýldý; muhasarada kalmak, açýk arazide döðüþmeye tercih edilmiþti. Muhafaza ve müdâfaayý daha kolay kýlmak için bu Ýslâm þehrinin müsait ve uygun yerleri boyunca hendekler kazýldý. Müslüman tarihçiler umumiyetle bunun Selmân'ül-Fârisi'nin fikir ve mü-taleasý üzerine yapýldýðýný söylerler. [185] Bununla beraber el-Vâqidî ve el-Maqrîzî tarafýndan mahfuz tutulmuþ iki mektup vardýr. Ebû Sufyan'm Hz. Peygamberden (S.A.) çarpýþma yerine, harp sahasýnda ni-Çin birdenbire herkesi þaþýrtan bir þekilde hendekler arkasýna sýðýndýðýný ve hayretini ifade ederek bu yeni sevk'ul-ceyþ usulünü kimden öðrendiðini müstehziyâne soran bir mektubu üzerine O, buna bir mektupla cevap verdi: «ALLAH bunu bana ilham etti»" [186] Bir «hendek» kazma fikrinin daha sonra ortaya çýktýðýný düþünmek insana makûl gelmektedir; iþin baþýnda Müslüman mahallelerin daracýk sokaklarý ve gerek evleri ve gerekse bahçe ve bostanlarý birbirinden ayýran yüksek ve aþýlmasý zor duvarlarý, düþman ilerleyiþini durdurmaya yeterli sayýlmýþtý. Daha sonra, düþman tarafa dair alman haberler gitgide artan bir tehlikeyi bildirir bir mahiyet alýp da, Medine'ye karþý tertiplenen bu suikast'a «paralý askerler» olarak katýlan kabilelerin sayýsýnýn gittikçe arttýðý tesbit edilince Resûlullah, daha baþka bir takým ek tedbirler alýnmasýnýn gerekliliðini düþünmüþ olmalýdýr. Ýþte bu noktada gerçekleþtirilen istiþâri toplantýlardan birinde, .bir «hendek» kazýlmasý fikri ortaya atýlmýþtýr. Böylece Müslümanlar, önlerindeki iki - üç haftalýk zaman aralýðýnda fevkalâde emek ve gayret göstermiþler ve düþman ufukta göründüðünde, bu kazý iþini güçlükle ancak bitirebilmiþlerdi.
128. Fakat, ayný zamanda Hz. Peygamber (S.A.) askerî ihtisas sahasýnda çok ileri ve bilhassa her iki tarafta da pek az kan akýtmak suretiyle düþmana galebe etme konusunda hasýmlarýndan çok daha üstündü. [187]
[165] Îbn Hiþâm, s. 582-83; îbn Sa'd, II/l, s. 32
[166] Ebû Süfyân'm oðlu Hanzele, Müslümanlar tarafýndan Bedr'de öldürülmüþtü. Bir Hristiyan papazýnýn oðlu ve pek zahit "ir müslüman olan Hanzelet'ubrî Ebî 'Arar er-Râhib Uhud'da þehit düþmüþtü. Onun Ýslama olan baðlýlýðý o kadar sýký idi ki Hz. Peygamberin buyurduðu gibi kendisini gasletmek üzere melekler görevlendirilmiþti. Ebu Süfyân bu sözleriyle, kendi oðlunun da "U þehit kadar ulu olduðunu ifade etmek istemektedir.
[167] tbn Hiþ&m, s. 583.
[168] Ýbn Sa'd, C. U/1. s. 35.
[169] Ayný eser,
[170] Ýbn Hiþâm, s. 588-89.
[171] C. Il/ý, s. 34.
[172] C. IV, s. 20.
[173] Muhammad Hamidullah, Hz. Peygamberin Savaþlarý, Yaðmur Yayýnlarý, Ýstanbul 1991: 102-105.
[174] Ýbn Hiþâm, s. 648, 661, 668.
[175] Ýbn Hiþâm, s. 547; Taberi, s. 1374.
[176] Mes'ûdi, Et-Tenbîh v'el-îþrâf, s. 248.
[177] Belâzuri, Ensâb, I, 343.
[178] Belâzurî'nin Ensâb'ül-Eþrâf (I, 343) adlý eserinde belirtildiðine nazaran TâÝf dahi bir birlik göndermiþti. Benû Suleym ve Ehûbiþler de ayný þekildeydiler (Ayr. bk. Ýbn Kesir, C. ÎV/e).
[179] Muhammad Hamidullah, Hz. Peygamberin Savaþlarý, Yaðmur Yayýnlarý, Ýstanbul 1991: 107-109.
[180] Ensâb, I, 343.
[181] Daha fazla malûmat için bak. Benim -Studi Orientalistici, Presentation Volum to Levi Della Vida, C I, s. 434-447 de çýkan -Les Ah&bich de La Mecque- acUý makalem.
[182] Delâü'un-Nubuvve.
[183] Muhammad Hamidullah, Hz. Peygamberin Savaþlarý, Yaðmur Yayýnlarý, Ýstanbul 1991: 109-110.
[184] Eþ-Þe'mJ, Sîre, Hendek bahsi.
[185] Taberi, s. 1465.
[186] Mektup metinleri için bak. benim «el-Vesâiq'us-Siyâ3Ýy-ye-, adlý kitabýmýn 6 ve 7. mektuplarý.
[187] Muhammad Hamidullah, Hz. Peygamberin Savaþlarý, Yaðmur Yayýnlarý, Ýstanbul 1991: 111-114.
Ynt: Harbin sonu By: 7/C Date: 13 Mayýs 2014, 18:41:37