Resimli Konular
Pages: 1
Hicretsiz hayatlar By: ezelinur Date: 28 Aralýk 2010, 16:26:41
Hicretsiz hayatlar



Öyle oldu ki, Hicri 1432 yýlýný idrak etmemiþ olsaydýk, neredeyse hicret konusunu da artýk hatýrlamaz olacaktýk. Anlaþýlan o ki, güncelin gürültüsü içinde temel kavramlar ve konular kayýp gidiyor, akabinde insanýmýzda da sorumluluklarýný sürdürmede bir bilinç bulanýklýðý baþ gösteriyor…

Bu vesile ile sormak lazým; gerçekten hicretin mantýðý nedir? Modern zamanlarda hicreti nasýl anlamak gerekir?

Hicret, salt Rasulullah (s.a.v) dönemine ait tarihsel bir olay mýdýr? Yoksa tüm çaðlara, tüm coðrafyalara, tüm kuþaklara yönelik imani bir sorumluluk mudur? Dün Mekke-Medine hattýnda gerçekleþen hicret, bu gün bizim için ne anlam ifade ediyor?

Bu sebeple hicretin kapsadýðý anlam, amaç ve aþamalarý bu gün yeniden idrak ve ihya etmek durumundayýz.

Her þeyden önce hicret imani bir eylemdir. Çünkü Kuran-ý Kerim’de imandan hemen sonra hicret, akabinde cihat zikredilir. Ýman-Hicret-Cihat Ýslami yaþamýn temel dinamikleri olarak belirginlik kazanýr.

Tevhidin sosyalleþmesi, takvanýn toplumsallaþmasý, Hakkýn küresel ölçekte gündemleþmesi hicret gerçeði ile doðrudan baðlantýlýdýr…

Ýslami kimliðin inþasýnda, Ýslami toplumun oluþumunda hicret belirleyici bir role sahiptir…

Ali Þeriati büyük medeniyetlerin arka planýnda gerçekleþen hicretlere dikkat çekiyor…

Ýslam medeniyetinin inþasý, münevver Medine’nin doðuþu hicretle birlikte baþlar…

Bu bakýmdan hicret bir kaçýþ deðil, bilinçli bir ayrýlýþ ve arayýþtýr. Cahiliyeden düþünce ve eylem planýnda kopuþu içeren saðlam bir duruþ, ulvi bir çýkýþ anlamýna geliyor. Yani cahiliyenin karanlýk koridorlarýndan Ýslam’ýn aydýnlýk kulvarýna açýlýmýn ismidir, hicret…

Hicret, imkansýzlýklar içinde sýzlanmak ve þikayetlenmek yerine, yeni imkanlar üretmek için harekete geçmektir… Çaresizliði kader olarak algýlamak yerine, kararlý adýmlarla umuda uzanmak ve umut olmaktýr…

Hicret geri dönüþü olmayan, baþýný alýp gitme veya kaçma olayý deðildir. Tam aksine daha güçlü dönme ve hesap sorma eylemidir. Bu bakýmdan hicretin geri dönüþümü fetihtir, felahtýr ve ferahlýktýr…

Hicret, zulmün tasallut ve tahakkümü altýnda “hiçleþmemek” için “varoluþ” mücadelesini farklý zeminlerde sürdürme kararlýlýðýdýr. Yani kölece bir teslimiyetin yerine onurlu ve özgür bir tercihe gitmektir. Yeniden varolmak için yerleþik olmaktan ve mevcuttan vazgeçmektir…

Bundan dolayý tüm zamanlarda hicret önemlidir…

Hicret ruhunu yeniden yakalamak bizi eþyaya, metaya, dünyaya baðýmlý olmaktan kurtaracaktýr… Silik, sinik, sönük, donuk, kýsýk, mistik bir yaþamýn kýskacýnda erimek, eðilmek, güdülmek, yamulmak, savrulmak istemiyorsak hicretle yeni dünyalara yol bulmamýz gerekiyor…

Dünyevileþmenin, donuklaþmanýn, duraðanlaþmanýn en belirgin sebeplerinden biri de hicretsiz hayatlara rýza göstermektir…

Her türlü dünyevi baðýmlýlýktan, baðlantýdan, baðdan ve bayaðýlýktan nasýl kurtulabiliriz? Ýþte hicret müstakil ve müstakim bir yaþamýn þifrelerini bize açýyor. Sapmalarý aþmanýn, kuþatmalarý yarmanýn fýrsatý hicretle oluþuyor…

Zaman ve mekana teslimiyet deðil, Allah’a arz-ý ubudiyet ve Rasulü’ne tabiyet öne çýkýyor… Ýslam dýþý yapýlarýn bünyesinde asimile olmamak, cahiliyeye eklemlenmemek, neticesi yozlaþma olacak bir uzlaþmaya düçar kalmamak için hicret önümüzü ve ufkumuzu açýyor…

Zaten muhacir, Allah’ýn razý olacaðý hedefe yönelik sürekli hareket halinde olan kiþi demektir. Toplumsal dönüþümün öznesi, evrensel sorumluluklarýn öncüsü olmak isteyenlerin çok boyutlu hicreti özümsemeleri ve önemsemeleri gerekmektedir… Sadece mekansal hicreti deðil, deruni bir hicreti de kuþanmak kaçýnýlmazdýr… Öncelikle günahlardan arýnmayý, kirlerden sakýnmayý, kötülerden uzaklaþmayý mutlaka gerçekleþtirmeliyiz. Çünkü vahyin ilk uyarýsý buna yöneliktir:

“Pislikten hicret et.” (Müddessir-5)

“Halkýn (senin aleyhine) söyleyebileceði herþeye sabýrla katlan ve onlardan en uygun /en güzel bir þekilde uzaklaþ (hicret et).” (Müzzemmil-10)

Evet, herkesle, herþeyle barýþýk olmak zorunda deðiliz…

Beraetimizi ve velayetimizi netleþtirmek durumundayýz. Tarafýmýzý, safýmýzý ayrýþtýrmak zorundayýz. Yoksa grileþen bir dünyada, bulanýk bir çaðda kimlikler seçilmez olur…

Evet, aidiyetini, mensubiyetini, mesuliyetini, hassasiyetini, hususiyetini kaybedenlerin doðal olarak hicret diye bir derdi de olmayacaktýr. Bu görev, bu gündem omurgasý olmayanlarýn, onurunu yitirenlerin zaten iþi deðildir. Ýslam dýþý bir yaþama baðýþýklýk kazananlar için ise bu konular “dinde aþýrýlýk“týr…

Öncelikle bizim günahlarýn cazibesinden, takvanýn zirvesine hicret etmemiz gerekiyor…

“Kötülüðü emredici nefis“ten, “selim kalb“e uzanmamýz ve uzlaþmamýz elzem…

Modern tüketim çýlgýnlýðýný, kapitalist yaþam tarzýný, seküler alýþkanlýklarý, liberal kültürü ancak hicret ruhu ile aþabiliriz…

Öyle ki, Allah’ýn geniþ arzýný kendimize daralttýk… Hedefleri küçülttük… Sorumluluklarý azalttýk… Görevleri erteledik…

Evet, kendimizi sýnýrladýk… Mülke, makama, mekana, metaya, mevcuda takýlý kaldýk… Sonra alýþtýk, alýþtýrýldýk… Sanki halimizden memnunuz… Karýþan yok, eden yok… Evli evine, köylü köyüne… Alabildiðine evcilleþtik, ehilleþtik, yerelleþtik… Sonuçta rahmet arayýþýnda olanlarýn bir çoðu rahata yenik düþtü…

Aslýnda bu dünyada hepimiz muhaciriz…

Kimi Ümmü Kays’ýn muhaciri… Bunlar deðerlerini býrakýp sefilleþenlerdir…

Kimi de, ümmet ve Ýslam kaygýsý ile muhacir… Bunlar deðerlerini taþýyýp sonsuzluða yürüyenlerdir…

Acaba bizim hicretimiz kime yönelik ?

Hz. Ýbrahim’in çaðrýsý bize ýþýk tutuyor ve yol gösteriyor;

“Gerçekten ben Rabbime hicret edeceðim” (Ankebut – 26)


Ramazan Kayan

Ynt: Hicretsiz hayatlar By: Gulinur Date: 28 Aralýk 2010, 21:19:43


     Rabbim kabul buyurursa þu gurbet ellerin Hicretimiz olmasý en büyük dileklerimden ve umutlarýmdan biridir..Ama hakkýný verebilmek acizliðimizle altýndan kalkabildiðimiz bir konu deðil..Rabbim bizi layýk olacak kývama ulaþtýrsýn,inþaallah..

     Ve.. bu güzel paylaþým için Rabbim razý olsun..

radyobeyan