Evlenmek ibadettir By: sumeyye Date: 27 Kasým 2010, 15:58:47
Evlenmek Ýbadettir
Toplumlarýn en küçük yapýsý aileden oluþur. Her ailenin teþekkülü de evlenmekle gerçekleþir. Bundan dolayý evlilik, insan neslinin devamýnda birincil bir görev üstlenir.
Ýslâm, bu konuda çok önemli esaslar koymuþtur. Gerek erkeklere gerek kadýnlara vazifeler yüklemiþ, toplumun tamamýný bu hususta sorumlu tutmuþtur. Yüce Allah bir ayet-i kerime de: “Ýçinizden bekârlarý evlendirin. Eðer fakir olurlarsa Allah onlarý fazlý ve keremiyle zengin kýlar. Allah vâsi'dir, âlimdir.”(1) buyurmuþtur. “Evlendirin” emri, öncelikli olarak ana-babaya, aileye hitap etmekte, daha sonra da tüm topluma muhatap olmaktadýr. Aile içinde büyüyen ve yetiþtirilen bir çocuk, evlenme çaðýna geldiði zaman, onun da yeni bir aile oluþturmasý için giriþimlerde bulunulur. Aile, evvelemirde bu evliliðin gerçekleþmesi için üzerine düþen bütün yükümlülükleri yerine getirir. Bütün gücünü kullanarak, saðlýklý ve iyi bir aile yuvasýnýn oluþmasý için gayret sarf eder. Þayet ailenin evlilik konusunda gücü yeterli olmazsa, o zaman devreye toplum girer.
Toplumun Sorumluluklarý
Toplum, evlenecek ferde karþý görevini nasýl icra edecektir? Onun þeref ve onurunu koruyarak nasýl evlendirecektir? Topluma kazandýrmada nasýl bir yol takip edecektir? Birbirine denk iki genci nasýl buluþturacaktýr? Bu tarz sorular uzayýp gidebilir. Biz, burada toplumun bu iþi en güzel bir þekilde yerine getirmesi için bazý temel prensiplerden bahsetmek istiyoruz.
Toplum, kendisini temsil eden ve kendisinden maaþ alan bütün kuruluþlarýyla belediyesiyle, kaymakamlýðýyla, valiliðiyle, meclisiyle ve hükümetiyle bu iþe eðilmek zorundadýr. Bununla ilgilenmek, toplumun geleceði açýsýndan kaçýnýlmaz bir zorunluluktur.
Meclis, yasalar çýkararak evlenmeyi kolaylaþtýrmalý, evlenmenin önündeki engelleri kaldýrmalý, evlenme yaþýný 16’ya indirmelidir. Bu ülke halkýnýn % 99’unun Müslüman olduðu göz önüne alýnarak, evlilikle ilgili Müslümanlarýn hukukuna uygun düzenlemeler getirilmelidir. Müslümanlarýn hukukunu zedeleyen, onlarý hiçe sayan yasa, tüzük, genelge ve yönetmelikleri yürürlükten kaldýrmalýdýr.
Hükümet, eðitim ve öðretim programlarýyla, ailelere yardýmlarýyla yasalarda öngörülen esaslarý uygulamalý, kolaylaþtýrýcý tedbirleri yürürlüðe sokmalý, gençleri evlenmeye hazýr hale getirecek ve onlarý buna motive edecek tedbirleri almalý, bunun için iyileþtirici programlarýn basýn yayýn yoluyla topluma aktarýlmasý saðlanmalýdýr. Eðitim politikalarýnda buna yönelik çalýþmalarý artýrmalý, gerek erkek ve gerek kýz çocuklarýmýzýn evliliðe hazýr olabilecek bir konuma gelmesi yönündeki eðitim çalýþmalarýna hýz verilmelidir.
Evliliði zorlaþtýran ve geciktiren kötü adetler, gelenek ve görenekler tekrar gözden geçirilmeli, bunlarý ortadan kaldýrýp yerine iyi olan adet ve davranýþlarýn yerleþmesi için çalýþýlmalýdýr. Bu konuda kadýn erkek, yaþlý genç, fakir zengin herkese görev düþmektedir.
Evlenecek gençlerin, bazý belediyelerin yaptýðý gibi “toplu evlilik” veya “toplu nikâh” merasimleriyle yapýlmasýný ve yaptýrýlmasýný doðru bulmuyoruz. Bir insana iyilik yapýlacaðý zaman, onun onur ve þerefini koruyacak þekilde iyilikler yapýlmalýdýr. Örneðin evlenecek erkeðe veya kadýna, doðrudan para yardýmý yapýlabilir. Bunu da basýn ve yayýn yoluyla elaleme duyurmamak gerekir. Ýslâm dini, sadaka verirken bile onun gizli verilmesini daha faziletli bir davranýþ olarak deðerlendirmiþtir.
Maliye, evlenecek gençler için özellikle bütçede tahsisat ayýrmalýdýr. Sadece bu gençlerin kullanabileceði, onlara mahsus bir bütçe olmalýdýr.
Modernitenin, batý tipi hayat tarzýnýn getirdiði olumsuzluklarý bertaraf edecek yatýrýmlar yapýlmalý, aile çalýþmalarý örgütlenmeli, aileyi destekleyecek sivil kuruluþlara destek verilmeli ve bu konuda fertlere birinci derecede yardýmcý olunmalýdýr.
Mesela batý tipi hayat tarzý, evlenmeye sýcak bakmamaktadýr. Ýstatistikler þunu göstermektedir ki, Avrupa'da evlenenlerin hemen hemen yarýsý boþanmaktadýr. Nikâh altýna girmeksizin "beraber yaþama" arzusu ve uygulamasý, gün geçtikçe artmaktadýr. Evlilik ve nikâhlanma sorumluluðunu almayan ve almak istemeyen kadýnlarýn ve erkeklerin sayýsý da sürekli çoðalmaktadýr. Ýngiltere'de evlenme yaþý kanunen 16 yaþ olmasýna raðmen, genelde evlenme yaþ ortalamasý sürekli yükselmekte, 30–40 yaþlarýna týrmanmaktadýr.
Kadýnlar, çocuk sahibi olmak ve böylesi bir yükümlülüðe girmek istememektedirler. Aile, sýcak yuva ve çocuklar yerine evcil kedi, kaplumbaða, kuþlar gibi hayvanlar ve daha çok envai çeþit köpek türleri tercih edilmektedir.
Evlenen çiftlere de, çekirdek aile yapýsý önerilmekte, ana-baba, bunlarla birlikte bir veya en fazla iki çocuktan oluþan dar aile teþvik edilmektedir.
Batýlýlaþmýþ düþünce, Ýngiltere'de evlenme yaþý kanunen 16 yaþ olmasýna raðmen, bizim toplumlarda o yaþlarda evlenmeyi erken görmekte, sürekli çirkin propagandalar yaparak sanki kadýnlar ve erkekler aldatýlýyormuþ imajýný uyandýrmaya çalýþmaktadýr. "Bu yaþta evlilik mi olur, daha çocuk yaþtalar", "Vah vah yazýk olmuþ, bu yaþta evlenmiþler", "Hayatýna yazýk etmiþler", "çocuk hayatýný yaþamadan evlendirmiþler" gibi sözler söyleyerek zihinleri bulandýrmakta ve evliliði hoþ göstermemektedirler. Öyleki bu propagandalarýn etkisiyle, 22–25 yaþlarýna gelmiþ kýzlarýmýz, bu yaþta dahi evlenmeyi çok erken görmekte, kendisini evliliðe hazýr hissetmemektedir. 25–30 Yaþlarýndaki erkeklerde, bu yaþý erken görüp evlenmek istememektedirler. Þu anda binlerce gencimiz, kýzýyla erkeðiyle 30 yaþýn üzerinde olduðu halde bekâr bekâr dolaþýp durmaktadýrlar. Bekârlar oranýndaki bu artýþ ve evlenme yaþýnýn geciktirilmesi, sadece þer ve kötülük odaklarýnýn iþini kolaylaþtýrmaktadýr.
Ama batý da ise, evlilik sürekli teþvik edilmekte ve bu konuda evlilik lehine sürekli kanuni düzenlemeler yapýlmaktadýr. Hatta son zamanlarda, evlilik kurumunu canlandýrmak için yeni atýlýmlar ve oluþumlar kurmaktadýrlar.
Batý tipi hayat tarzýnýn gereklerinden biri de flörttür. Öyle ki gençlerimizin hayatýnda flört etmek, nerdeyse normal bir hal aldý. Hatta flört etmeyenler kýnanmakta, küçük düþürülmeye çalýþýlmakta, daha da ileri gidilerek çirkin hakaretlerde bulunulmaktadýr. Bugün bu durum öyle seviyelere düþürüldü ki, ilkokul ve ortaokul öðrencileri arasýnda dahi bu tarz iliþkiler normal karþýlanmaya, çorap deðiþtirir gibi kýz veya erkek arkadaþ deðiþtirilmeye baþlandý. Lise ve üniversitede ise, ölçüsüz, sýnýr tanýmaz ve çirkin bir þekilde bu tarz flörtler devam etmektedir. Bunlar evlenmek, yuva kurmak, çoluk çocuk sahibi olmak gibi ulvi maksatlarla yapýlmýyor. Sadece gönül eðlendirmek, hoþ zaman geçirmek, birbirlerinden yararlanmak amacýyla gerçekleþtirilmektedir. Böylece ahlâkî seviye gün geçtikçe daha düþmekte, sorumsuz, hayatý oyun ve eðlenceden ibaret sanan gençlerin sayýsý daha da artmaktadýr. Sonuçta her alanda dejenerasyon, toplumu bir ahtapot gibi sarmaktadýr.
Sýrf maddeye dayalý bir medeniyet, insanlarý maddenin kulu ve kölesi yapmaktadýr. Böylece para, güç, makam ve mevki putlaþtýrýlmakta, artýk insanlar bu ilâhlara secde eder konuma düþürülmektedir. Amaç sadece para kazanmak ve hayattan zevk almak olunca, hayatýn gayesi de deðiþmektedir. Kadýn erkek herkes çalýþmakta, aile hayatý tam anlamýyla yaþanmamakta, evler otel ve lokanta olarak kullanýlmaktadýr. Neticede deðerli bir yazarýmýz Cihan Aktaþ’ýn yazdýðý “Modernizmin Evsizliði” kitabýnda belirttiði gibi, evsiz barksýz bir toplum oluþmaktadýr. Çalýþan kadýn, ‘yuvayý yapan diþi kuþ’ olma rolünden hýzla uzaklaþmaktadýr. Böylece aile kurumunu ayakta tutacak dinamikler yok olmaktadýr.
Ýþte bu tarz olumsuz tutumlara karþý, toplumu ayakta ve canlý tutacak, bu tür eðilimlerin etkisine girmeyi önleyecek tedbirler almak gerekir.
Görüldüðü üzere, yukarýdaki ayette geçen emir ile aile ve toplum, bekâr çocuklarýný evlendirmekle yükümlü tutulmaktadýr. Bu ayný zamanda bir ibadet, bununla ilgili harcamalar da sadaka ve infak olmaktadýr. Böylece toplumda evlenme çaðýna gelmiþ fertlerin, bekâr kalmalarý önlenmiþ olmaktadýr.
Yüce Allah þöyle buyurmuþtur: "Size helâl olan kadýnlardan ikiþer, üçer, dörder adet nikâh edin."(2)
Resûlullah (s.a.v.), gençler hitaben þöyle buyurmaktadýr: “Ey gençler topluluðu! Gücünüz yetiyorsa evleniniz. Þayet gücünüz yetmezse oruç tutunuz. Çünkü o kalkandýr, þehveti kýrar.”(3) Beyhakî ve Taberanî'nin rivâyet ettikleri bir hadiste ise, Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: "Evlenmeye gücü yetip de evlenmeyen benden deðildir.''
Baþka bir hadiste de: “Evleniniz çoðalýnýz. Kýyamet gününde ümmetimin çokluðuyla iftihar edeceðim.” diye buyurmuþtur.
Yine Resûlullah (s.a.v.), evliliðin kolaylaþtýrýlmasý amacýyla da þöyle buyurmuþlardýr: “Nikâhýn en hayýrlýsý, en kolay olanýdýr.”
Evlenme Ýbadetinin Ýnsanlýða Faydalarý:
1-Neslin Devamýný Saðlar
Nesil emniyeti, Ýslâm’ýn en önem verdiði dinin maksatlarýndan ve temel farzlarýndan birisidir. Nesil emniyetini en etkin ve kalýcý bir þekilde saðlayacak olan yapý da ailedir. Aile kurularak, doðan çocuklarýn nesepsiz olmasý önlenmekte, herkesin soyu ve boyu belli olmaktadýr. Çocuk, anasý babasý belli, dedesi ve ninesi, amcalarý, dayýlarý, halalarý ve teyzeleri, akrabalarý ve aþireti bilinen bir ortamda yetiþmekte, kendine özgüven duymakta ve psikolojik sorunlardan uzaklaþmaktadýr. Ýþte ayet-i kerimede þöyle ifade edilmektedir: "Allah size kendi nefislerinizden eþler yarattý, eþlerinizden de sizin için oðullar ve torunlar yarattý..." (4)
Neslin güven ve temiz bir ortamda bulunmasý, neslin birbirine karýþmasýný da önler. Böylece neslin birbirine karýþarak kimin ne yaptýðý bilinmeyen, çarpýk iliþkilerin ve gayr-i meþru çocuklarýn cirit attýðý bir toplum deðil, herkesin nesebinin ve sülalesinin nezih bir þekilde devam ettiði temiz bir toplum yapýsý elde edilir.
2-Fuhþu Önler
Nikâh, meþru iliþkilerin temel taþýdýr. Ýnsanlar, evlenerek zinadan ve çirkin yollardan uzaklaþmaktadýr. Yüce Rabbimiz de þöyle buyurmaktadýr: “Zinaya yaklaþmayýnýz. Çünkü o, pek çirkin bir yoldur.” Fuhþa, kötülüðe, namus düþmanlýðýna giden yollarý kapayan, insanlarýn onurlu yaþamalarýný temin eden, ahlâken düþük insanlarýn toplumda neþvu nema bulmasýný önleyen, iffet ve namusu koruyan evliliktir.
Nikâh, Müslüman’a hem bir ibadet iþletip sevap kazandýrmakta, hem de zina gibi büyük bir haramdan korumaktadýr. Ayrýca toplumda oluþabilecek gayr-i meþru iliþkileri de ortadan kaldýrmaktadýr.
3-Dinin Yarýsýný Korur
Evlilik, kiþinin dininin yarýsýný korur. Bu konuda Allah’ýn Resûlü (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur: “Kiþi evlenerek dininin yarýsýný koruma altýna alýr. Diðer yarýsýndan da Allah’tan sakýnsýn.” Bir insanýn dini yaþamýnýn yarýsýný muhafaza altýna alan evlilik, elbette bir ferdin hayatýnda çok önemli bir yere sahip olacaktýr. Ýbadetlerinde, taatlarýnda, namazýnda, orucunda, kýyamýnda, secdesinde, duasýnda sükûn bulmuþ bir nefis, kuþkusuz Rabbine yönelirken huþu ve derin bir saygýyla yönelecektir. Ýþte bu güveni, bu huzuru ve mutmainliði, kiþiye evlilik kazandýrmaktadýr.
4-Sýcak Bir Yuva ve Aile
Fýtrat olarak sosyal yaratýlan insanoðlunun, tek baþýna hayat sürmesi mümkün olmamýþtýr. Mutlaka evlenmeye ve sýcak bir yuvaya muhtaç olmuþtur. Evliliði, sadece þehevî arzularýn tatmini olarak düþünmemek gerekir. Onun, her zaman insan hayatýna kattýðý çok önemli kazanýmlarý ve deðerleri var olagelmiþtir.
Sýcak bir yuva, akþam eve gittiðinde rahatlayacaðý ve dinleneceði bir ev, her insanýn tabiî olarak arzuladýðý güzel bir ortamdýr.
Evinde, oyun oynayacaðý, sevip okþayacaðý çocuklarýn olmasý ve kendisini rahatlatan, uyumlu, huzur ve güven veren, yüzüne gülen sâliha bir hanýmýn bulunmasý bir erkek için dünyadaki en büyük mutluluktur. Kadýn ve çocuklar için de böyledir. Tabii ki böylesine mutlu, huzurlu ve güvenli bir aile ortamýnda yetiþen çocuklar da, saðlýklý, psikolojisi yerinde, ölçülü ve geleceði kuþatan nesiller olacaklardýr.
Bu Ýbadet Terk Edilir mi?
Gerçekten böylesine önemli, deðerli ve yüce bir görev yapan bir ibadeti terk edebilir miyiz? Böyle bir þey yapmak hakkýmýz mýdýr? Hem Müslüman’ým deyip hem evlenmeyebilir miyiz?
Bu sorulara, Asr-ý Saadette yaþanmýþ bir olaydan bahsederek cevap vermek istiyoruz. Bazý sahabiler, kendi aralarýnda þu tarz konuþmalar yaparlar.
Birisi, “Ben, geceleri uyumuyorum, sabaha kadar kýyamdayým, namaz kýlýyorum” der.
Diðeri, “Ben her gün oruç tutuyorum” der.
Baþka biri de, “Ben hiçbir kadýnla evlenmeyeceðim.” der. Bu üç sahabi de masum bir niyetle, bu fiillerini Allah’a daha çok yaklaþmak, ibadet ve taatlarýnýn artmasý için yapmaktadýrlar.
Onlarýn bu konuþmalarý Resûlullah (s.a.v.)’a iletilince çok kýzar ve þu mealde tarihi sözünü söyler:
“Ben Allah’ýn Resûlü’yüm, sizden daha çok Allah’a yakýným. Geceleyin hem uyur, hem de namaz kýlarým. Gündüzleri hem oruç tutar, hem de yemek yerim. Kadýnlarla da evlenirim. Kim benin sünnetimden yüz çevirirse, benden deðildir.”(5)
Böylece son peygamber, açýk bir þekilde ve kesin hatlarla yolunu çiziyor. Peygamber yolu… Peygamberin sünneti… Allah’ýn yarattýðý kanun… Bu yoldan ayrýlanlar, Ýslâm yolundan ayrýlýyor, peygamberin yolunu terk ediyor. Fýtratý, kendini terk ediyor.. Sorumluluktan kaçýyor.. Nesil emniyetini tehdit ediyor..
Belki de, bu sünneti terk ediþ, fuhþiyatýn yaygýnlaþmasýný saðlayacak ve nesillerin birbirine karýþmasýna sebep olacaktýr. Aile yuvasýný yýkarak, toplumu fitne ve fesada sürükleyecektir. Ýþte ortaya konulan bu nizamý bozacak davranýþlar, þiddetli bir þekilde reddediliyor. Ölçülü, dengeli bir hayat nizamý koyuyor ve ona uyulmasýný da istiyor.
Hatta evlenmek, harama düþme tehlikesi olan bir fert için farz konumuna çýkýyor. Bu farzý, gücü yettiði halde yapmayan kimse günahkâr oluyor. Bir günah, diðerini çaðýrýyor, böylece peþpeþe felaketler birbirini izliyor.
Evet, netice itibariyle son peygamberin ümmeti olarak onun yolunu izlememiz gerekmez midir? Onun sünneti, bizim yolumuz deðil midir? Ondan ayrýlmamýz, elbette bizim, fert ve toplum olarak felaketimiz olacaktýr.
Evlenirken de dindar olaný tercih etmek gerekir. Bir kadýn ile, güzelliði, soyu, malý mülkü ve dindarlýðý için evlenilir. Ama Resûlullah (s.a.v.) dindar olaný tercih etmeyi bize nasihat etmiþtir: "Sen kadýnýn dindar olanýný al." buyurmuþtur.(6)
Yüce Allah (c.c.)’da bir Müslüman’ýn hangi kadýný tercih etmesi gerektiðini þu ayette açýkça belirtmiþtir:
"Ýman etmedikçe müþrik kadýnlarla evlenmeyin. Mümin bir cariye, hoþunuza gitse bile müþrik bir kadýndan daha hayýrlýdýr. Ýman etmedikçe müþrik erkeklerle evlendirmeyin. Mümin bir köle, hoþunuza gitse bile (hür) bir müþrikten daha hayýrlýdýr. Bunlar (sizi) cehenneme çaðýrýrlar; Allah ise, izniyle, cennete ve maðfirete dâvet ediyor. Ýþte, Allah, düþünüp ibret alsýnlar diye, ayetlerini insanlara böyle açýklar."(7)
Rabbimiz bizleri son Resûlün yolundan ayýrmasýn. Sahih sünneti üzere hareket eden kullarýndan eylesin. Müslüman bir aile yuvasý kurmamýzý, bu aileyi kuranlarýn Müslüman’ca yaþatmasýný nasip etsin. Cümlemize salih ve hayýrlý çocuklar nasip etsin. Âmin 1- Nur, 24, 32.
2- Nisa, 4, 12.
3- Buhâri, Savm, 1, Nikâh, 2 3; Müslim, Nikâh,1, 3; Ebû Dâvûd, Nikâh, 1, Ýbn Mâce, Nikâh, 1.
4- Nahl, 16, 72.
5- Buhâri, Nikâh, 1; Müslim, Sýyâm 74, 79.
6- Buhâri, Sahih, VI, 123; Müslim, Sahih, II. 1086.
7- Bakara, 2, 221.
Mehmet Çelen