Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Yol ve duraklar By: sumeyye Date: 19 Kasým 2010, 14:50:08
“Yol”  Ve  “Duraklar”


“Zihnin istidadý ekonomiktir; alýþkanlýklar edinmeyi sever ve kendisini her adýmýnda yeniden yeniye düþünme zahmetinden kurtaran alýþkanlýklarla hareket eder. Tembelleþen zihin, kazandýklarýný yeni gayretlerle riske atmaktan korkar hale gelir. Sahip olduklarýný alýþkanlýk kalesine kapayarak tam bir güvenlik saðlamaya çalýþýr. Oysa gerçekte, kiþinin kendisini mal ve mülkünün tam kullanýmýndan mahrum ederek hapsetmesidir bu. Cimriliktir.”

Hintli yazar ve þair Tagore’un bu tespitleri, bizlere yaklaþýk 13-14 asýrlýk bir gerçekliðin çok önemli izdüþümlerinden birini anýmsatýyor. Zihinlere tebelleþ edilen/ettirilen bu anlayýþ yüzünden yeni besinler alýnmayýp, aslýnda bu þekilde beslenenleri yiyip bitiren geçmiþ deposuyla yaþanýlagelindiðinden, uykusuzluðuyla alay edilesi bir duruma düþürülmüþ, içinden cömertçe alýnarak dýþýna eklemlenmiþ, daha çok, kýyýsýný tohumlayan, yeþerten bir ýrmaktan, çiçeðini açan ve meyvesini veren bir aðaçtan ziyade, suyu akar kendi bakar bir manzara ve kendisi için yanan bir kütük mesabesine indirgenmiþ din anlayýþýyla duygusal ve fikri baðlarý güçlü, barýþýk yaþanýlagelmiþ ve bu þekilde süregiden bir hali pür melal.

Gördüðü tahsil ve bunun sonucunda edindiði çevre ile sahip olduðu bilgiler sonucu geçmiþten beslenmeyi büyük oranda terk ederek yeni hâl çareleri ortaya koymaya çalýþýrken çekim alanýna girdiði batý ve batýnýn býraktýðý, moda tabirle bonusu olan modernizmle mücadelesinde yenilerek ya da yorularak taklitten kurtulamayan ve modernizmin etkileri sonucu ne yapsan çýkmaz modern(!) lekeler… Dahasý; bu lekeler altýnda adeta ezilen hatta kendi asýl rengini kaybeden bir portre…

Bunun tam karþýsýnda klasik yöntemlerle elde ettiði; birilerinden duyarak, veraset yoluyla, takvim yapraklarý ve ilmihal kitaplarýndan edindiði, bilinçten yoksun bilgilerin kuruluðu hayatýna düðüm atmýþ, batýya küs, geçmiþe sýký sýkýya sadýk, taklide açýk, peþin kabulcü, dokunsan aðlayacak duygusallýðýnda, çoðu kereler buharlaþabilme özelliðine sahip din anlayýþýna ait bir portre…

Ve yine; zihinlerine ve kalplerine muhkem kaleler inþa edip içerlerine fikri sabitler, postniþinler, bilgi muhafýzlarý yerleþtirmiþ ve üzerlerine saðlam parmaklýklar örmüþ  ya da ‘benim babam hacý’ savunusunu anýmsatan, ‘Müslümanlar þöyle þöyle yapmýþlardý!’, ‘Ýslam sayesinde bu insanlar yükselmiþlerdi!’ ‘ben/biz ……’ vs. türünden övgülerle maskelenmiþ utançlarýný bir anlamda seferber edenler, veya baþka bir þekilde; utançlarýný maskelemeyi bilmeyenler, belki de buna gerek bile kalmadan ‘görünen köy’ü adeta gölgelerinde býrakanlarýn teþekkül ettiði bir portre…

Bütün bunlarýn birçok nedeni olsa da farklý düþünüp ayrýþmanýn, bulunduklarý yeri bulunmaz, kýldýklarýný kýlýnmaz görenlerin/gösterenlerin alt yapýsýnda genelde þunu tespit etmek mümkün;   Kur’an ve Peygamber (a.s.)’ ýn gölgelerinden öðrenilip takip edilmesi, buna paralel olarak beslenilen kaynaklarýn çok çeþitlilik arz etmesi ve buralardan elde edilen bilgilerin baðlayýcý, tutucu daha ileri seviyede nass gibi deðerlendirilmesi fikir yapýlarýný farklýlaþtýrarak (düþünce çeþitliliði hikmete ve rahmete vesile iken) cemaatsel yapýlarýn oluþmasýna sebep olmuþ ve farklýlýk arzeden cemaat, parti, dernek vs.  sayýsý artmýþtýr. Bununla da kalmayarak ayrýlýklar, cedeller oluþmuþ daha ötede zor bir imtihan vesilesi olmayý gerekli kýlmýþtýr. Ýþte! muhakemesiz, tedkik ve eleþtirellikten yoksun zihinlerin anlam karþýsýnda uðradýðý hezimet sonucu nicelik ve þekle talimi.

Red veya kabul hakkýmýzý saklý tutarak yaþananlara kenardan baktýðýmýzda bu manzaralarý görmekten kendimizi alamayacaðýz. Alýþkanlýklar edinmiþ zihin, dini alýþkanlýk olarak yaþayan kalabalýklar, okuduðuna, duyduðuna muhakemesiz ve kayýtsýz teslim, tarih ve menkýbeler karþýsýnda meltem rüzgarý yemiþçesine mayýþýklýk ve duygusallýk Müslüman için vurdumduymaz kalýnabilecek olgular olmasa gerek.  Ve yanan her yürek, akleden her kalp, derinlikli, analitik her akýl yaþanýlanlara bigane kalamayacaktýr. Bütün bunlar gerçeklikleriyle, ibretamiz vasýflarýyla, açtýklarý derin yaralarýyla birlikte zamanýmýzýn imtihanlarý olarak tarihe göz kýrpýyor, tarihin malzemesi olmaktan kurtulamayarak vitrindeki yerini anbean alýyor durumunu yaþamaktadýrlar.

 Aslolan da, özlemlerimizde  biz Müslümanlarýn bu ve bu tür durumlardan kaynaklanan imtihanlarýn üstesinden nasýl geleceðimiz, aleyhten lehe çevirirken izleyeceðimiz yol haritasýnýn nasýl olacaðý, rýza-i ilahiye nasýl ulaþacaðýmýz noktasýnda düðümleniyor gibi. Sorun toplumun, ümmet olmaya aday olanlarýn olduðuna göre, her þeyde olduðu gibi sözü yine  Kur’an söyleyecektir.(13/11)

Müslümanlarýn toplumsal ýslah formülleri, kendi Medinelerini oluþturma sürecindeki anahtar kavramlarý ‘deðiþim’ olmalýdýr.(Gündemde olduðu þekliyle uyanýþ deðil. Uyanýþ Cabiri’nin dediði gibi ‘tepki’dir. Bir etki sonucu oluþmuþtur. Müslümanlar uykuda deðillerdir. Ya da tepki sonucu oluþacak bir deðiþimin muhatabý olmadýlar ve olmamalýdýrlar.) Kur’an bu Medine’nin altýn anahtarýný; ‘eskimeyen yeni’ yi þöyle vurgular: “Gerçek þu ki insanlar kendilerini (nefislerindekini) deðiþtirmedikçe, Allah o toplumun durumunu deðiþtirmez.” (13/11) Toplumsal bir deðiþmenin, genele teþmil edilecek bir felah ve refahýn yolu bireysel deðiþmeden geçiyor. Bu deðiþimin birinci adýmýnda Allahu a’lem yine Kur’an’ýn ; ‘Ey iman edenler iman ediniz’ mealindeki ifadesi oluþturuyor olmalýdýr. Çünkü temel atýlmalýysa, hedefte ‘deðiþim’ ise ilk basamakta imaný yenisiyle deðiþtirmek, ahdi yenilemek, tazelemek, Allah’a güveni tesis etmek ve iman ile ayný kökten türeyen ‘emanet’i sahibine vereceðimizi tasdik ve ispat etmek gerekecektir. Bu temel üzerine bina edilecek diðer malzemeler; ahlak, vicdan, ilim, amel vs. ardý sýra geliverecektir Allah’ýn yardýmýyla da. Savunulan þudur ki; böyle birey/bireyler vücuda gelmeden nitelikli toplumun teþekkül ettirilmeyeceði… Çünkü bireyin imaný, dini, bireyin ahlaký, bireyin vicdaný oluþmadan, toplumun dini, ahlaký ve vicdaný oluþmaz/gerçekleþmez.

 Nicelik bakýmýndan hem toplum(nüfus) hem de topluluk zenginliðimizi bahis mevzuu yapmaya lüzum var mý? Bu zenginliðe raðmen þahsiyet oluþmadan/oluþturulmadan topluluk vücuda getirildiðinden, olan sadece topluluklarýn artýþý olmuþtur. Kur’an’ýn bize öðrettiði ise; rahmetin çoklukla deðil kaliteyle kazanýlacaðýdýr. Bedir ashabýný övgüye mazhar kýlan ve bu gün de aranýlýr olan, özlem duyulan o kalitedir.

Bu deðiþim sonucunda oluþacak bir birey kalabalýklarýn, atalarýnýn daha ileri merhalede þeytanýn gör dediði yerden bakmadýðý için, Allah’ýn gör dediði yerden bakýp sahih islamý yaþamaya çalýþacaðý için akleden mümeyyiz bir akla, canlý bir ruha,  kalbe sahip olanlardan olacaktýr. Aksi halde kendini deðiþtirmeye iradesi olmayan bir bireyin baþkalarýný deðiþtirmeye kalkmasý ve samimi ifadelerle toplumun ýslahý ve deðiþimini saðlayacaðýný vurgulamasý ve bunun için bazý oluþumlar kurarak ya da içine girerek yola baþlamasý, artý bu yolda ciddi çabalarýnýn da görülmesi sonuçta kendisini ham hayalle buluþturacak ya da uzaklara taþý atmaya çalýþýp yetiþtiremeyen ve böylece koluyla birlikte tüm bir vücudu yorulan dahasý islamlýðýný tüketen, vaktini israf eden biri haline geliverecektir.

Buradan hareketle cem’i oluþumlarýn ve kendilerini cemaat, parti, dernek vs. olarak takdim edenlerin yapmalarý gereken daha hayýrlý iþ þu olamaz mý? ; insanlarý, fertleri niceliðine göre deðerlendirmek, savunucu ya da avukat yetiþtirmek, yargýç ve hakim vücuda getirmek deðil fertlerin ve buna baðlý olarak toplumun deðiþimine saf bir katkýda bulunacak olan Rad-11’i anlamalarýna ve uygulamalarýna yardýmcý olmak, mesailerini bireyler için ferdi bazda öz yeterlilik, özgüven kazanmalarýný saðlayacak eðitsel, sosyal ve kültürel çalýþmalara harcamak, onlarý alýkoymak deðil, bilakis onlara yedek yakýt saðlamak, ‘yol’ da birbirini yýkayan eller gibi olmak, ‘hakký ve sabrý tavsiye’ noktasýnda iþteþlik yapmak olabilmelidir. Ya da amaca binaen Allah’ýn kullarýný Allah’a yöneltmek olmalýdýr geniþ anlamda.

Ýslam sýrat-ý müstakimdir, menzil veya durak deðil. Duraklar deðiþti diye yolun da deðiþmesi gerekir, demek doðru deðildir. Bu sebeple ‘YOL’ üstünde, basmakalýp insan duraklarý, hanlarý, sevap reaktörleri, akýl yontucu torna atölyeleri kurmak yola revan olanlarý/olacaklarý ya da olmak isteyenleri ‘yol’dan alýkoyacak veya yolu unutturarak buralardaki misafirliði uzattýracak ve en azýndan zamandan ziyan ettirecektir.

Hayatýn ‘Öznesi’, ‘etken’i olmak ‘yol’a koyulmak, ‘yol’da olduðunu bilmektir. Yolu Allah’a has kýlarak ilerlerken yolun belirli yerlerindeki muhtelif duraklardan etkilenmeden, duraklarda durakalan deðil, duraklardan yolcu alan kervan misali, kýnayýcýnýn kýnamasýna da aldýrmadan, onlara ‘selam’ diyerek geçen olmaktýr.

Eleþtirel, canlý, mümeyyiz bir akýl ve akleden bir kalbe ihtiyaç Kaf Daðýnda Zümrüd-ü Anka olmamalýdýr. Nefistekini deðiþtiren rahmet rüzgârlarý ‘Kaf’tan deðil ‘Tur’dan , ‘Uhud’dan, ‘Cebel-i Nur’dan esmelidir. Bedeni ýskalayan yada yalayýp geçen deðil, içe iþleyen, ruha tesir eden olmalýdýr.

Allah rahmet etsin bir aðabeyim þöyle derdi: ‘A þahsý, B hocasý, þu kitap, bu bilgi vs. beyinlerde oturan kutsal tibet öküzü olmamalýdýr.’ Ne dersiniz! Tagore’un tespitleri çerçevesinde yaþanýlanlarý tekrar düþünürsek yazýlanlarýn ana tema cümlelerinden birinin bu olabileceðini söyleyemez miyiz?       

Bunlarý söylerken elbette ki kasýt yalnýz, tek baþýna davranmak, düþünmek deðildir. Ýslam’ýn kolektif yaþanýlacaðýna kimse gölge düþüremez. Bütün mesele çýkýþ noktasýný, fertle baþlatarak emaneti doðrulayýcý, sorumluluk ve vicdan sahibi, imaný içselleþtirmiþ bir þahsiyet olmak ve buradan da Allah’ýn rahmetiyle toplumsal deðiþime, dönüþüme yardýmcý, vesile olmaktýr. Katrelerle derya oluþacak ve derya katre olduðunu, katre derya olduðunu bilmiþ olup bunu haykýracaktýr. Buraya kadar yazýlanlar kuru eleþtiri ve sýzlanmak amacýna deðil hali hazýr durum deðerlendirmesine yönelik tespit ve yorumlardýr. Bu tespitlerle çýkýþ yolu aramak, düþünceye katkýda bulunmak, zihnin konforuna eleþtiri oklarýný doðrultup onu harekete geçirmek, bedendeki muhkem kalelerin kapýlarýný zorlamak amacýna dairdir.


 

 Yunus Polat


radyobeyan