Din psikolojisinin ilkeleri By: hafýz_32 Date: 11 Kasým 2010, 12:51:49
5. Din Psikolojisinin Ýlkeleri
Baþlangýçtan itibaren din psikologlarý arasýnda farklý eðilimler ve yaklaþýmlar bulunmakla birlikte, araþtýrmacýlarýn çoðu þu temel ilkeler çerçevesinde çalýþmalarým yürütmektedirler: [39]
a) “Aþkýn” (Transcendant; müteâl) olaný araþtýrma dýþý tutma :
Ýnsan tecrübesinin sýnýrlarýný aþan, deneye konu olmayan varlýk ve bununla ilgili meselelerin tabiatý ya da hakikati, bilimsel psikolojinin üstesinden gelemiyeceði bir konudur. Bu yüzden din psikologunun “aþkýn” olaný, Yüce Tanrý'yý parantez içine almasý metodik bir zaruret olarak kendisini gösterir. Buna karþýlýk psikolog dikkatini kutsal, ilâhî ya da Mutlak Varlýk olduðuna inandýðý þeyle temas kuran insanýn kendine has tavýr ve davranýþlarýna yöneltir. Burada psikologun dinî inançlarý, sözlü, sembolik ve davranýþ ifadeleri seviyesinde, müþâhade edebildiði kadarýyla ele almasý ve sistemleþtirmesi, bilimsel bir araþtýrma için yeterli olacaktýr.
Bu noktada þöyle bir soru sorulabilir: Dinin, insan benliðinden baðýmsýz olan “aþkýn” kutbunun dýþta tutulmasý gerçekten mümkün müdür? Din, Allah'la insan arasýnda bir iliþki olduðuna göre, Allah'ý hesaba katmaksýzýn dinî olayý tasvir etmek nasýl mümkün olacaktýr? Bu mesele iki yönlü bir güçlüðü ortaya koymaktadýr. Bir yandan; dini bilimsel ölçüler içerisinde incelemek, diðer yandan ise; dinî deðerlerin kendi hakikatýna zarar vermeyecek bir sýnýrý göz önünde bulundurmak. Ne yazýk ki çoðu zaman psikologlar sýrf dýþ gözlemcilikle yetinmekte ve üstünkörü bir inceleme sonucunda dinî niyeti, sýrf insanî bir olaya indirgemektedirler. Bu tipik bir “psikolojist” tutumdur; her dinî olayý insanýn kendi dinamikleri ile açýklamakla yetinmeyip, son noktada dini, psikolojinin bir ürünü imiþ gibi ele almaktadýr. Böylece, insanda tabiatüstü bir boyutun varlýðýný bize göstermek yerine, bu manevî boyutu sýrf insanî ve tabii dinamizmlerin ikinci derecede bir olayý durumuna düþürmektedir.
Bütün bunlara raðmen, dini inanç ve davranýþý canlandýran niyeti, bu niyete varlýk kazandýran gerçek deðerinden soyutlayarak incelemek bir ölçüde mümkündür. Ancak, yukarýda sözü edilen iki yönlü güçlüðü uzlaþtýrmak gerekmektedir. Herþeyden önce psikolog, Allah'ý, müþahede edilebilir bir olay gibi ele almaktan sakýnacaktýr. Taným yoluyla bile Allah, psikologun alanýna ait bir konu deðildir. Gerçekte hiçbir tecrübî metod Allah'ý müþahede edilebilir bir olay olarak ele alabilecek durumda deðildir. Psikolog nazarýnda Allah, insanýn ancak tam anlamýyla insanî faaliyetleri içerisinde kendisine baþvurduðu yerde mevcuttur. Diðer taraftan psikolog, dinî hayatla psikolojik hayatý bir ve ayný tutamaz. Dinî þuur ve davranýþýn niyete baðlý (intentionnel) ve bir baþvuru ya da atýf sistemiyle ilgili (referentiel) özelliðini psikolog dikkate almak zorundadýr. Psikolojik inceleme dünyaya, baþkalarýna ve Allah'a açýk bir þuur olan insan þuurunun bu aslî özelliðine saygý göstermek zorundadýr. Dini, kendi kendisi üzerine kapalý bir insan anlayýþýna indirgemek, Din Psikolojisinin asýl konusunun tabiatýný deðiþtirmek olur.
Aþkýn Varlýðýn, metod gereði dýþta tutulmasý ilkesi ayný zamanda psikologun, açýklama faktörü olarak Aþkýn Varlýðýn müdahalesine baþvurmasýný engeller. Din psikologu dinî olaylarý açýklarken, bunlarý doðrudan doðruya Allah'ýn etkisine baðlamak yerine, insanýn kendi dinamikleri açýsýndan düþünmek durumundadýr. Çünkü, Allah'ýn etki ya da müdahalesi bilimsel müþahedeye olduðu gibi açýk deðildir. Objektif bakýþ açýsý, hiçbir yerde insan davranýþlarý ve tecrübesi içinde tabiatüstü bir gücün görünebilir belirtisini keþfedemez. Tabiatüstü sadece, insanýn içine koyduðu âyetleri çözmesini bilene kendisini gösterir. Fakat bunun için psikolojinin yorumlama metodu dýþýnda bir baþka yorumlama ilkesine baþvurmak gerekir. Tam anlamýyla yalnýz metafizik veya ilahiyat kaynaklarý, görünebilir insanýn içindeki görünmeyen tabiatüstünün belirtilerini tanýmaya imkân verir.
O halde Din Psikolojisi, sebepler ve olaylar zincirinin içine bir tabiatüstü açýklama faktörünü dahil edemez. Din Psikolojisi dini, kiþiliði ve toplumu etkilediði nisbette inceler. Prensip itibariyle Din Psikolojisi, Allah'ýn varlýðý meselesiyle uðraþmaz; bu anlamda o tarafsýzdýr [40].
b) Aþkýn olduðuna inanýlan gerçeklik ve kiþiler arasýnda canlý bir þekilde kurulmuþ olan, þekil olarak dinî iliþkiye deðer biçmenin imkânsýzlýðý :
Her kiþinin, kiþiliðinin bütünü nisbetinde baðlandýðý (muhtemelen serbest) vaziyet alýþý, rakamlarla ifade edilebilir bir gözlem konusu deðildir. Veliliðin psikolojik testi yoktur.
c) Asýl bilimsel araþtýrmanýn alaný heyecanlar, motivasyonlar, sözler, bilgiler, inançlar, tutumlar, davranýþlar vb. genelleþtirmeye elveriþli ve müþahedeye açýk çeþitli ruhî hallerdir :
Ruhî haller, eðilimler veya þuurlu ya da þuuru etkisi altýna alan insanî tepkiler toplamý olarak yorumlanýr. Bunlarýn faktörleri, mekanizmleri ve kanunlarý bilimsel determinizm anlayýþýna uygun olarak araþtýrma konusu olabilirler.
d) Ruhî haller bizatihi dinî veya ahlâkî deðildirler; fakat hiç olmazsa sübjektif olarak bunlara dinî anlam veren bir baðlanma içinde benimsenmiþ olabilirler :
Ruhî bir olayýn “dinî” bir mahiyet kazanmasý ancak kurulu bir dine, bir din olaylarý ilmi (din fenomenolojisi) ne veya belirli bir kültüre mahsus adlandýrmalara baþvuruyla olur. (Böylece, ilkel kültür içinde bir tabiat olayý karþýsýnda “büyüsel” bir davranýþ dinî davranýþ olarak sýnýflandýrýlabilir; fakat bir Müslüman ya da Hýristiyan kültüründe dinî davranýþýn anlamý daha baþka olacaktýr).
e) Ruhî olgunluk ve manevî olgunluk iç içe baðlantý halinde deðildirler; biri diðerine göredir :
Fakat manevi olgunluk, bizzat kendiliðinden onlarý harekete geçirmeksizin veya geçici olarak onlarýn yerini almaya koþmaksýzýn (mucize hariç), normal olarak kendini ifade etmek için, ruhî olgunluða uygun düþen þekilleri davet eder. Bu iki grup “kuvvet alanlarý” birbirlerinden hiç ayrýlmazlar, fakat farklý kalýrlar.
f) Yaþanmýþ, hayat tecrübesine katýlmýþ gerçek din ve ruhî hallerin bazý çizgileri arasýndaki baðlantý, bu ruhî çizgiler üzerindeki bazý faktörlerin etkisi gibi, ancak bu incelemeye göre ayarlanmýþ deðerlendirme vasýtalarý düzenlenirse açýkça anlaþýlacaktýr. Böylesi araçlarý meydana getirme, onlarýn ayarlanmasý ve geçerli hale getirilmesi, günümüzde pozitif bilim olarak Din Psikolojisinin en büyük görevini oluþturur [41].
Ynt: Din psikolojisinin ilkeleri By: SevD@_GüLü Date: 11 Kasým 2010, 13:23:25
Allah razý olsun abla emeðine saðlýk
Din psikolojisi, mantýk, ahlak, hukuk ve estetik gibi kendi alanlarýna birtakým ilkeler getiren, kural (norm) koyan normatif bir bilim dalý da deðildir. Kesinlikle deðer yargýlarýyla uðraþmaz, sadece olaylarý olduðu gibi tüm ayrýntýlarýyla tanýtmak ve betimlemek (tasvir etmek) ister. Bunun sonucu olarak, insan ruhunun derinliklerine, dinsel bilince nüfuz etmek ister. Böylece, onun deðiþme ve geliþmelerini gözlemek ve bunlarý sýnýflara ayýrarak genel sonuçlara varmakla, bilim düzeyinde geçerli bilgilere eriþmiþ olur.
radyobeyan