Zihinsel motivasyon By: hafýz_32 Date: 11 Kasým 2010, 12:19:30
5- Zihinsel Motivasyon
Dinin boyutlarýndan birisi, insanýn ve dünyanýn baþlangýcý ve kaynaðý hakkýndaki sorulara cevap olarak sunduðu teorik ya da metafizik açýklama çerçevelerinden ibarettir. Bununla birlikte, din hiçbir zaman kendisini, insanýn kendi kendisine sorduðu teorik sorulardan yola çýkan bir felsefe olarak takdim etmez ve ulûhiyet hakkýndaki kavramlarýný, bu sorularýn ispatý yapýlmýþ bir cevabý olarak ortaya koymaz. Kendisine göre kendi hakikatinin ne olduðunu beyan eder ve bunu, ilâhî bir kaynaða baðlý olmanýn gerektirdiði otorite ile yapar. Dinin insana sunduðu bilgiler yalnýzca onun entellektüel merakýný tatminle sýnýrlý da deðildir. Din insanýn ve hayatýn her yönünü kuþatýr. [198]
Fikrî Açýklýk ve Anlama Ýsteði
Ýnsanýn, hayatta karþýlaþtýðý her türlü hadiseye bir açýklama ve yorum getirme, içinde yaþadýðý âlemi “anlama” ihtiyacý içerisinde bulunduðu çeþitli þekillerde dile getirilmiþtir. Genel bir anlama sisteminin herhangi bir köþesini boþ býrakmamak, dünyada karþýlaþtýðý bütün olaylarý anlatabilecek zihinsel bir sisteme sahip olmak isteði, insanýn temel güdülerinden birisi olarak karþýmýza çýkar [199]. Normal hayat þartlarý içerisinde insanlar bu güdünün çok az farkýndadýrlar. Fakat klinik tecrübe insanýn kendisini, organize olmuþ ve sýnýrlarý belirlenmiþ bir dünya içine yerleþtirmenin zorlayýcý bir ihtiyacýný tecrübe ettiðini göstermektedir. Varlýklarý ve fonksiyonlarý açýkça ortaya koyan çizgilerden mahrum bir dünya, kiþiliðin orada varlýðýný sürdürmeye güç yetiremediði bir “deli” dünyasýdýr. Bu dünyada efsaneler ve semboller dünyayý düzenlemek ve orada insaný bir yere yerleþtirmek için görev alýrlar.
Kâinat ve toplum, kendini çok sýnýrlý bir görevle yükümlü gören insanýn zihninde, düzenli ve akla yatkýn bir bütün olarak gözükür. însan kendisini anlamlý bir bütün içerisinde hissettiði durumda, kendisi ile aynileþebilir, kiþiliðini ve asýl görevini tanýyabilir. Kendini bir yere yerleþtirmek þu iki hususu gerektirir: Düzenli bütünlükle bað ve görevin sýnýrýnýn belirlenmesi. Din insana, varoluþ içinde kendini bir yere yerleþtirmeye imkân veren baþvuru çerçeveleri hazýrlar. Bu açýdan dinin üç yönlü bir fonksiyonu yerine getirdiði ileri sürülmüþtür: a) Realiteyi yorumlamak, b) Kimliðin bir tanýmý vasýtasýyla insaný bu realite içine yerleþtirmek, c) neticede, hayat için bir rehber sunmak. Bu yönüyle din, insanýn hayatta karþýlaþtýðý her olay ve duruma hazýr ve bütün cevaplar sunan ve ona nasýl yaþamasý gerektiði hususunda yol gösteren bir zihnî muhtevalar sistemidir.
Geliþim psikologlarý -özellikle Piaget ve takipçileri- ergenlerde oluþan “soyut düþünme gücü” ne iþaret ederek, bu dönemdekilerin ayný zamanda herþeyin akýlcý bir açýklamasý için çok güçlü bir arzuya sahip olduklarýný ortaya koymuþlardýr. Bu bakýmdan, zihnî ve fikri sebeplerle dine en fazla ilgi duyanlarýn gençler olmalarý tabii bir sonuç olarak gözükmektedir. Din bu yaþtakilerin ferdi kimlik problemlerine ve hayatýn gayesine bir çözüm ve açýklama teinin etmeye yardým eder. Bu noktada gençlerin sýk sýk kendilerine sorduklarý “hayatýn gayesi nedir?”, “ne yapmamýz gereklidir?”, gibi genel motivasyon meseleleri, cevabýný ancak dinde bulabilmektedir.
Günümüzde müþahede edilen bunca bilimsel geliþmeye raðmen, bugün hâlâ açýklamasý yapýlamayan olaylar vardýr. Bazý din bilimcileri de dinin, bilim tarafýndan açýklanamayan hayatýn bu irrasyonel yönleri ile alakalý olduðunu ileri sürerler. Din tarafýndan karþýlanabilecek olan zihnî problemlerin daha çok þu konular çerçevesinde yer aldýðý söylenebilir:
1- Dünya nasýl baþladý? Hayatýn gayesi nedir? gibi bilim ve mantýk tarafýndan hiç cevap temin edilemeyen sorunlar.
2- Izdýrap ve ölüm gibi hayatýn kabul edilmesi çok zor olan yönleri.
3- Temel sosyal haklarýn pekçoðundan mahrum fertler ve gruplar gibi, engellenme ve maðdur olmanýn özel þekilleri
4- Bilim adamlarýnca henüz açýklamasý yapýlamayan þuur, yaratýcýlýk, estetik ve mistik tecrübe gibi tabii olaylar.
5- Zihnî meseleler olarak ifade edilen kimlik problemleri ve hayatýn gayeleri. [200]
radyobeyan