Tezkiye ve Tevbe By: reyyan Date: 01 Kasým 2010, 15:43:47
Tezkiye ve Tevbe
Doç. Dr. Fahreddin Yýldýz
Kur'an, Ýslâm çaðrýsýnýn tüm esaslarýný içeren, ilahi iradeyi insanýn anlayabileceði bir dille açýklayan Allah kelâmýdýr.(1) O, þifa ve ikna yüklü âyetleriyle bütün insanlara açýk bir kitaptýr.(2) Her insan, manasýný anlamak ve bildirdiði esaslara uymak için onu okumalýdýr.(3) Çünkü Ýslâm'ýn ilk ve en önemli farzý, insanýn Kur'an'ý anlayarak okumasý ve inanarak uygulamasýdýr.(4) Ýslâmî kiþiliðin ve yaþayýþýn evrensel karakteri, insanlýða Kur'an'la sunulmuþtur.
Allah'a Kulluk Ýdeali
Kur'an, insanýn Allah tarafýndan en güzel biçimde yaratýldýðýný ve deðerli kýlýndýðýný bildirir.(5) Ancak o, aklýný ve iradesini yanlýþ yönde kullanýp inancýnýn gereðini yerine getirmeyenlerin, tatminsiz bir karaktere sahip olduklarýna,(6) bu yüzden yaratýklarýn en aþaðý derecesine düþebileceklerine dikkat çeker.(7) Þu halde her þey, insanýn yeteneklerini iyi veya kötü yönde kullanmasýna baðlýdýr. Çünkü iyi ve kötünün, erdem ve kusurun yolu, insan tarafýndan daha önceden bilinmektedir.(8) Eðilim, insaný kötülüðe teþvik edebilir,(9) fakat insan eðilimlerine hakim olabilecek güç ve kabiliyete sahiptir.(10) Görüldüðü gibi, insani ve Ýslâmî yaþayýþýn evrensel karakteri Kur'an tarafýndan tesis edilmiþ, vazife de insana imkân ölçüsünde verilmiþtir.(11) Ýnsana, gücünün üstünde bir yükümlülük yüklenmemiþ, fakat ondan bütün gücüyle "Allah'a kulluk" etmesi istenmiþtir.(12) Öyleyse insan bütün gücünü, Allah'a kulluk idealinin hizmetine sunmalýdýr. Çünkü þerefli akýbetler, nefsini süfli heveslerden alýkoyup onu islah etmesini bilenlere tahsis edilmiþtir. Günahlardan arýnanýn ve sakýnanýn varacaðý yer, cennettir.(13)
Arýnmayý Baþaran Mutluluða Ulaþýr
Ýnsan, hayatýný devam ettirmek kadar Ýslâmî bir kiþiliðe sahip olmak, onu koruyup geliþtirmek için de mücadele etmelidir. Bu mücadelede, benliði arýndýrma (tezkiye) ve günahlarla yaralanmýþ kiþiliði onarma (tevbe), ayrý bir önem taþýmaktadýr. Ýnsan için hayati önem taþýyan bu mücadele, Kur'an'da "tezkiye" ve "tevbe" kavramlarýyla dile getirilmiþtir.
Tezkiye, Allah'tan gelen vahyin, insan hayatýnda aktif biçimde uygulanmasý sonucu elde edilen arýnmadýr. O, insanýn kendisini, hidayete ve sevaba mani olan faktörlerden; dünyevi istilâdan ve ekonomik esaretten kurtaran ihtiyari ve ibadi bir uygulamadýr. Ýman ve irade gücüyle, takvanýn elde edilmesi olayýdýr. Tezkiye'nin, Risalet programýnýn en önemli maddesi olduðu, Kur'an'da þu þekilde belirtilir: {REF O (Allah) Kitap ile ilgisiz bir topluma kendi içlerinden, kendilerine Allah'ýn mesajlarýný ileten, onlarý arýndýrýp tertemiz kýlan, ilahi kelâmý ve hikmeti öðreten bir elçi göndermiþtir.....}(14) Görüldüðü gibi tezkiye, kötülüklerden arýnmýþ bir kiþiliðe sahip olmak için, en önemli aþamadýr. Ýnsan her aný, nefsini arýndýrma, kendini yenileme ve kiþiliðini geliþtirme için bir fýrsat bilmelidir. Özellikle içinde bulunduðumuz mübarek günler ve aylar, arýnma için en uygun zamanlardýr. Oruç, namaz ve zekat gibi ibadetlerle iyice kökleþen iman, davranýþta bütünleþir. Ýman-amel bütünleþmesi, dinin hayata akýþýný saðlar. Bu akýþ, bir nevi manevi kan dolaþýmýdýr. Bu manevi dolaþýmda insan nefsi kötülüklerden arýnýr, Ýslâmî kiþilik bununla diri kalýr ve adeta yýkýlmaz bir kale halini alýr. Zaman insaný ölüme doðru götürürken, iman ve ibadetle ihya edilen günler, insan için kendine geliþ ve yeni bir diriliþ aný olur. Bu dünyada arýnmayý baþaran, ahirette mutluluða ulaþýr ve bütün yollar sonunda Allah'a varýr.(15)
Günahlardan Kurtulma ve Baðýþlanma Yolu
Ýþlenmiþ günahlardan kurtulma ve baðýþlanma yolu olan "tevbe", "insanýn günah ve hatasýný terk edip Allah'a dönmesini; Allah'ýn da kendisinden af dileyen kuluna baðýþla yönelmesini" ifade eder. Tevbe etmek, günahý tamamen terk edip Allah'a yönelmektir. Tevbe, baþlý baþýna bir ibadet þeklidir. Ýnsan, dünya hayatýnda varolduðu sürece, her an tevbe edebilir. Ancak insan için ömrün süresi meçhul olduðundan, o hiç beklenmedik bir anda sona erebilir. Öyleyse insan, ölümünün eþiðinde olduðunu unutmadan, iþlediði günahlardan bir an önce tevbe etmelidir.(16) Aksi halde, dünyadaki tüm lezzetlerden yararlanýp son nefesle birlikte tevbeyi beyan etmek suretiyle her þeyin silinivereceðini sanmak, tam bir aldanýþ olur. Çünkü, þartlarý yerine getirilmeden yapýlan ve yanlýþý düzeltme özelliðinden yoksun olan tevbe, makbul deðildir.(17)
Þartlarý yerine getirilerek yapýlan tevbenin, silemeyeceði bir günah yoktur.(18) Kesin bir yasak ve en büyük günah olan "þirk" bile, tevbeden sonra affedilir. Ýnkar ve þirk, tevbesiz affedilmeyen büyük günahlardýr,(19) fakat tevbe söz konusu olduðu zaman inkar ve þirk de dahil affedilmeyecek günah yoktur.(20)
Görüldüðü gibi tevbe, yýkýlan yapýnýn yeniden inþasý, geçmiþi imkan nisbetinde onarýp daha iyi bir gelecek kurma çabasýdýr. O, olumsuz iþlere basiretli bir gayretle müdahale etmeyi gerektiren ahlaki bir yaptýrýmdýr. Kiþi ve toplum hayatýnda gerçekleþtirilmesi gereken bir "islah faaliyeti"dir.(21) Ýnsan için asýl felaket, kendine tanýnmýþ olan imkanlardan yararlanamamaktýr. Tevbe, insana Allah tarafýndan sunulan bir umut oluðu, kurtulma ve baðýþlanma yoludur. Bunun için insan, ümitsizliðe düþmeden kiþiliðini onarma ve kendini yenileme faaliyetini sürdürmelidir.
Allah Bize Kafidir O Ne Güzel Vekildir
Günümüzde insanlýðýn büyük bir bölümü, günaha dalmýþ; sadece islami kiþilik deðil insani kiþilik de büyük ölçüde yara almýþ durumdadýr. Ne var ki çok sayýda insan, bu vahim durumun ve kimlik kaybýnýn farkýnda deðildir. Bunun temel nedeni, insanla Ýslâm arasýndaki baðýn büyük ölçüde koparýlmýþ olmasýdýr.
Eðer insanlýk, kendi kimliðini kaybetmeden temiz, doðru ve mutlu bir hayat yaþamak istiyorsa ihtiyaçlarýna cevap vermekten oldukça uzak olan beþeri sistemlerin ve köhne ideolojilerin peþinde koþmaktan kendini kurtarmalýdýr. Ýslâm dýþý oluþumlarýn ve yapay kazanýmlarýn, insanlara mutluluk getirmeye; toplumlarýn da geleceðini kurtarmaya yetmediði artýk açýkça görülmüþtür. Her tarafta olumsuzluklar ve uyumsuzluklar hüküm sürüp dururken, insanlarý birbirine düþüren sistem ve kavramlara baðlý kalmak gerektiðini, kimse savunmamalýdýr. Ayrýca hiçbir beþeri sistemin, insandaki kimlik kaybýný ve toplumdaki kirliliði önleme þansý da yoktur.
Hal böyleyken, Ýslâm aleyhine bazý odaklar tarafýndan yürütülen korkunç kampanya bugün bile devam etmektedir. Anýlan kampanyanýn mimarlarý, insanlýðý Ýslâm'ýn doðruluk ve deðer ölçülerine karþý çýkmaya; esaret rejimlerine teslim olmaya çaðýrýyorlar.
Bize göre bütün bunlar, sonuçsuz kalmaya mahkûm çabalardýr. Müslüman milletin inanmýþ evlatlarýný, dinlerinden, medeniyetlerinden ve kimliklerinden vazgeçirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Yeryüzünün bütün güçleri, onlarý davalarýndan vazgeçirmek amacýyla bir araya gelseler bile onlar, cesaret kaybý ve iman zaafý göstermeden: "Allah bize kafidir; O, ne güzel vekildir."(22) diyerek daha yeni ve dinamik bir kimlikle, 21'nci yüzyýlý Kur'an ýþýðýyla aydýnlatacaklardýr. Çünkü, Kur'an nurunu söndürmek isteyenler olmasýna raðmen Allah nurunu bütün parlaklýðýyla yaymaya devam edecek; böylece Kur'an daha nice asýrlara ýþýk tutan bir kitap olarak varlýðýný sürdürecektir.
Dipnotlar:1. Vakýa 56/80 2. Hicr 15/1; Neml 27/1 vb. 3. Zümer 39/27-28 4. Alak 96/1; Kasas 28/85 5. Bkz. Rahman 55/3; Tin 95/4; Ýsra 17/70 6. Bkz. Mearic 70/19-21 7. Bkz. Tin 95/5; Araf 7/179 8. Bkz. Beled 90/8-10; Þems 91/8 9. Bkz. Yusuf 12/53 10. Bkz. Naziat 79/40 11. Bkz. Bakara 2/286 12. Bkz. Teðabun 64/16 13. Bkz. Naziat 79/40-41 14. Cuma 62/2 15. Bkz. A'la 87/14; Fatýr 35/18 16. Bkz. Nisa 4/17 17. Bkz. Nisa 4/18; Furkan 25/70-71 18. Bkz. Zümer 39/59 19. Bkz. Nisa 4/48, 116, 167, 168 20. Bkz. Zümer 39/53; Enfal 8/38 21. Bkz. Bakara 2/160; En'am 6/54 vb. 22. Al-i Ýmran 3/173
radyobeyan