Hoca Ahmed Yesevi Hz. By: sumeyye Date: 17 Ekim 2010, 15:56:46
HOCA AHMET YESEVÝ HZ.
Ahmed Yesevî hazretleri, Türkistan bölgesinde, �Hoc'ahmed, Pir-i Türkistan, Hazret-i Türkistan, Hazret Sultan, Hace Ahmed, Kul Ahmed Hace� gibi unvanlarla tanýnýr. Kendi adýyla anýlan Yesevîyye tarikatýnýn esaslarýný belirlemiþtir.
�Divân-ý Hikmet� isimli eseriyle Arap ve Fars dilini bilmeyen sýradan Türkistanlýlara, çevrede yaþayan bütün Türk topluluklarýna Kur'an-ý Kerim ve Sünnet-i Seniyyeyi, Türkçe yazdýðý þiirleriyle aktardý ve öðretti. Ýslâmýn akýllara ve kalplere yerleþmesinde adetâ nurdan bir köprü oldu.
Telif ettiði kitaplarý, bütün Türkistan'da el yazmasý nüshalar þeklinde çoðaltýldý ve daðýtýldý. Son bir kaç yüzyýldýr da gerek Orta Asya'da, gerekse Türkiye'de taþ baskýdan modern matbaalara kadar, belki yüzlerce defa basýlarak çoðaltýldý.
Ahmed Yesevî, bugünkü Kazakistan Cumhuriyetinin güneyinde yer alan Çimkent þehri yakýnlarýnda bulunan Sayram kasabasýnda dünyaya geldi. Bu kasaba Ahmed Yesevî'nin küçük bir çocukken geldikten sonra, hayatýnýn önemli bir kýsmýný geçirdiði ve ünlü Türk destanýnýn kahramaný Oðuz Han'ýn idare merkezi olan Yesi (Türkistan) kentine 157 km. kadar bir mesafededir. Doðum yýlý kesin olarak bilinmemekle birlikte 73 yýl yaþadýðý ve 1166 yýlýnda vefat ettiðine dair bilgiler gözüne alýnarak, 1093 yýlýnda doðduðu kabul edilmektedir.
Babasý Sayram kasabasýnda yerleþmiþ ünlü bir alim olan Ýbrahim Þeyh, annesi ise Ayþe (Karasaç) Ana olarak bilinir. Kaynaklarda Ýbrahim Þeyh'in Hazret-i Ali'nin (r.a.) oðullarýndan Muhammed Hanefî'nin neslinden geldiði kaydedilir. Annesi ve babasýna ait türbeler Sayram Kasabasýnda olup, bu türbelerin Ahmed Yesevî tarafýndan yaptýrýldýðý rivayet edilir.Þeyh Ýbrahim'in Gevher Þehnaz adlý kýzýndan sonra ikinci çocuðu olarak dünyaya gelen Ahmet Yesevî, ilk eðitimini yedi yaþýnda itibaren babasýndan aldý ve bu eðitimi babasýnýn vefatýna kadar devam etti. Bu sýralarda, Arslan Baba adlý meþhur bir mutasavvýf vardý. Bu zât babasýnýn vefatýndan sonra onun eðitimini üstlendi ve ayný zamanda manevî babasý da oldu.
Kaynaklara göre Arslan Baba, Yesi'ye gelerek daha küçük bir çocuk olan Ahmed'i bulmuþ, yanýnda bulunan Hz. Muhammed'e (a.s.m.) ait bir emaneti ona vermiþ ve terbiyesiyle meþgul olup irþad etmiþti.
Baba Arslan hazretlerinin vefatýndan sonra, onun manevî iþaretiyle Buhara'ya giderek Ehl-i Sünnet alimlerinin en büyüklerinden olan Yusuf-u Hemedânî'den manevî ilimleri tahsil etti. Ýcazet alýp talebe yetiþtirmekle vazifelendirildi. Bu sýrada Ahmed Yesevî henüz 27 yaþýndaydý.
Nakþibendiyye tarikatýnýn silsilesinde yer alan Yusuf Hemedânî, Allah yolunda hizmet için Merv, Buhara, Herat, Semerkand gibi Ýslâm merkezlerini dolaþarak halký irþada çalýþmaktaydý. Tarihî kaynaklarda kaydedildiðine göre devrin Selçuklu Haný Sultan Sencer, Yusuf Hemedânî'ye baðlýlýðýný her vesileyle göstermiþti.
Ahmed Yesevî, þeyhi Yusuf Hemedânî'nin vefatýndan sonra dergâhýn sorumluluðunu üstlenen üçüncü halef olarak, bir süre Buharâ'da hizmete devam etti. Buhara sufîlerine rehberlik hizmetinin ardýndan, þeyhi Yusuf Hemedânî'nin verdiði bir iþarete uyarak, irþad makamýný Nakþibendiyye tarikatýnýn yýldýz isimlerinden Abdülhalýk Gücdüvanî'ye býrakarak Yesi'ye döndü ve buraya yerleþti. Ýrþad ve manevî rehberlik faaliyetlerini Yesi merkezli olarak sürdürmeye baþladý. Ýbadetle dolu hayatýnýn boþ kalan vakitlerinde ise tahtadan kaþýk ve kepçe yontuyor, onlarý satarak geçimini saðlýyordu.
AHMED YESEVÎ HAZRETLERÝ SÜNNET'E BAÐLILIÐI
Ahmed Yesevî, çocukluk yýllarý da dahil olmak üzere, tüm hayatý boyunca Sünnet-i Seniyyeye sýký sýkýya baðlý kaldý.
Sünnet-i Nebevîye olan baðlýlýðýnýn derecesini gözler önüne seren bir rivayete göre Ahmed Yesevî, Yesi de 63 yaþýna gelince, halvethâne olarak kullanacaðý bir yer altý mescidi yaptýrdý. Bu mescide dergâhýnýn avlusuna açýlan bir merdiven ve buna baðlý bir dehlizle ulaþýlabiliyordu. Bu mekânýn hazýrlýðý tamamlanýnca talebelerini dergâhýn avlusunda topladý ve onlara þöyle seslendi:
�Ey gönül dostlarý! Allah-u Teâlâ'nýn en sevgili kulu olan Peygamberimiz (a.s.m.) 63 yaþýnda bu dünyadan ayrýldý. Ben de þimdi 63 yaþýndayým. Artýk þu gördüðünüz çilehaneye çekilecek, ömrümün kalan günlerini bu hücrede tamamlayacaðým.�
Ahmed Yesevî'nin yeraltýnda uzun süren inziva hayatýný yaþadýðý hücresine ait kalýntýlar günümüzde de aynen muhafaza edilmektedir.
Ahmed Yesevî, hikmetlerinin çoðunda, uzlete çekilmesinin sebebi olarak Hz. Muhammed'in (a.s.m.) 63 yaþýnda vefat ederek yeraltýna giriþini ve bu yüzden kendisinin de yer üstünde Hz. Muhammed'den (a.s.m.) daha fazla gezmekten hayâ etmesini göstermiþtir.
Bu uzlet hayatýnýn ne kadar sürdüðü belli deðildir; Fakat vefat tarihi olarak kabul edilen 1166 (bazý kaynaklarda 1194 olarak zikredilir) yýlýna kadar yaklaþýk 10 yýl süreyle ahiret ehli biri gibi yeraltýndaki çilehanesinde uzletini sürdürdüðü ve 73 yaþýnda vefat ettiði sanýlmaktadýr.
AHMED YESEVî VE TARIKATýNýN TEMEL öZELLIKLERI
Olgunluk döneminde Þeyh Yusuf Hemedânî gibi bir mürþidin yanýnda devrin bütün ilimlerinde yüksek mevkilere ulaþan Ahmed Yesevî, Ýslâmýn zahirî esaslarýna uygun hareket etmeyi ve tarikatýnýn esaslarýný belirlerken Ýslâmýn hükümlerine ters düþebilecek hususlardan azamî seviyede kaçýnmayý asla ihmal etmedi. Ahmed Yesevî'nin bu konuda ne kadar titizlik gösterdiði, dile getirdiði hikmetlerin incelenmesiyle kolayca anlaþýlabilir.
Ahmed Yesevî, tarikattaki sülûk adâbýný, Ýslâm'ýn zâhir ve batýn ilimlerini þeyhi Yusuf Hemedânî'den öðrenmiþti. Hattâ þeyhi ile beraber Türkistan'ýn çeþitli yerlerini dolaþmýþtý.
Ahmed Yesevî'nin zamanýnda Türkistan'a ilk TürkÝslâm devletlerinden Karahanlýlar hakimdi. Bu devlet zamanýnda Ýslâm dininin Seyhun Nehri boylarý ile ahalisi göçebe olan KazakKýrgýz, memleketlerinde kolayca yayýlmasýný saðladý.
Ahmed Yesevî, Yesi'ye yerleþtikten sonra Türkistan'ýn her yerinden gelen ve eðitimini tamamladýktan sonra bütün Türk yurtlarýnda Ýslâm'ý teblið ile görevlendireceði müridlerine Ýslâm'ýn zahirî ve batýnî ilimlerini öðretti. Rivayetlere göre Ahmed Yesevî dergâhýnda yetiþtirildikten sonra Hind Kýtasýndan Ýdil Boylarýna, Çin Seddinden Tuna kenarlarýna kadar uzanan geniþ bir coðrafyaya teblið ve irþad göreviyle gönderdiði derviþlerinin sayýsý yüz bine yakýndý.
Ahmed Yesevî'nin dünyanýn dört bir tarafýna gönderdiði müridleri, onun vefatýndan sora da her yerde Ahmed Yesevî'nin telkinleri doðrultusunda irþad faaliyetlerini sürdürdüler. Gittikleri her yerde, Ýslâm etrafýnda þekillenen ortak bir inanç ve ruh ikliminin hakim olmasýna vesile oldular.
Ünlü Osmanlý seyyahý Evliya Çelebi de, Hoca Ahmed Yesevî'nin soyundan geldiðini Seyahatname'sinde belirtir. Evliya Çelebi, ayrýca gezdiði yerlerde rastladýðý Yesevî derviþlerine ait makamlarý da eserinde kaydetmiþtir. Bu derviþgaziler arasýnda Deliorman'daki Demirci Baba, Niyazabad'daki Avþar Baba, Merzifon'daki Pir Dede, Karadeniz kenarýnda Batova'daki Akyazýlý, Bursa'daki Geyikli Baba, Abdal Musa, Ýstanbul Unkapaný'ndaki Horoz Dede, Bozok Sancaðý Yozgat'taki Emir Çin Osman ve Zile ilçesindeki Þeyh Nusret, Evliya Çelebi'nin tesbit edebildiði Yesevî derviþlerdendir. Ancak bunlardan hiçbirisi Nevþehir'de yerleþen Hacý Bektaþ-ý Veli kadar ün kazanmamýþtý.
Rumeli'nin fethinin manevî öncüsü olan Sarý Saltýk da asýl adý Muhammed Buhari olan bir Yesevî derviþiydi. Evliya Çelebi, Sarý Saltýk'ýn Karadeniz kýyýsýnda Romanya'nýn Silistre bölgesindeki türbesini ziyaret ettiðini belirtir. Sarý Saltýk için yapýlan bir makam ise Ýstanbul Boðazý'nýn Rumeli yakasýndaki Rumeli Feneri'nde yer alýr.
Yesevîyye tarikatý, önce Seyhun Nehri havzasýnda, Taþkent ve çevresinde yerleþtikten sonra, Aral Gölünün güneyindeki Harezm bölgesinde; ayný zamanda Seyhun ile Ceyhun Nehrinin sýnýrlarýný çizdiði Mâveraünnehr'de geniþ bir kitleye yayýldý. Diðer taraftan Türkistan'ýn kuzeybatý bozkýrlarýndan Kýpçak lehçesinin hakim olduðu ÝdilUral bölgesine uzanan Yesevîyye tarikatý, Pir-i Türkistan'ýn iþareti ile yola çýkan derviþleri tarafýndan Horasan, Azerbaycan ve Anadolu ya kadar ulaþtý. Tarihi geliþim sonucu Nakþbendiyye tarikatýnýn daha yaygýn hale geldiði 15-16. yüzyýllara kadar Türkistan ve Horasan'ýn hemen her yerinde, hattâ Keþmir'de, Kâbil'de, Ýstanbul'da, Temeþvar'da, Hicaz'da Yesevî derviþlerine rastlanmaktaydý.
Ahmed Yesevî'in esaslarýný belirlediði Yesevîyye tarikatý, daha sonra Türkistan ve Anadolu'da geliþecek olan baþta Nakþýbendiyye olmak üzere Kübreviyye ve Çiþtiyye gibi diðer büyük tasavvuf ekollerini de derinden etkiledi.
Nakþibendiyye tarikatýnýn, Hoca Ahmed Yesevî ile irtibatý Muhammed Bahaüddin Buhari veya kýsaca �Þah-ý Nakþbend� namý ile tanýnan tarikatýn Pirinin Yesevî þeyhlerinden �Kasem Þeyh� ve Halil Ata ile bir süre birlikte olarak feyz almasýna dayanýr. Þah-ý Nakþibend'in devrin hükümdarý olan Halil Ata'nýn yanýnda zahiren hükümdarýn hizmetinde geçen altý yýl boyunca feyz ve sülûk yolunda büyük mesafeler kat'ettiði, bizzat kendilerinden rivayet edilmiþtir.
Þah-ý Nakþibend'den sonra Nakþibendiyye Tarikatý, Türkistan Türkleri arasýnda çok yayýldý. Bu geliþmelere paralel olarak da, daha önce geliþen Yesevîyye tarikatýnýn nüfuz sahasý bir nevi daralmýþ oldu. Ancak genel çizgileriyle aralarýnda büyük farklýlýklar bulunmayan bu tarikatlardan Nakþibendiyye'nin bütün Orta Asya ve daha sonra Afganistan, Hindistan, Kazan, Orta Doðu ve nihayet Anadolu'da çok geniþ bir coðrafyada yayýlýp benimsenmesi, Yesevî derviþlerinin daha önceden bu iklimlerde yaptýklarý faaliyete baðlý olarak kolaylaþmýþtý.
DÝVâN-I HÝKMET
Ahmed Yesevî, tarikatýný sülûk adabýný talebe ve müridlerine anlatmak için, Türklerin halk edebiyatýndan alýnmýþ þekillerle hikmetler söyledi; bu þiirler daha sonra özgün bir isim olarak �Hikmet� adý ile tanýnýp �Divân-ý Hikmet� adý verilen eserde bir araya getirildi.
Divan-ý Hikmet'i meydana getiren ve Ahmed Yesevî'nin yeraltýndaki uzlet hayatý esnasýnda yaþadýðý manevî halleri anlatan hikmetler önemli bir yere sahiptir. Divan-ý Hikmet'ten anlaþýldýðýna göre, hikmetlerinin büyük bir kýsmý, Ýlahî ilham ile bu mekânda Ahmed Yesevî'nin dilinden dökülmüþ ve yanýndaki derviþler tarafýndan kaðýda geçirilmiþti.
Hoca Ahmed Yesevî'nin eserlerinde halký þüphelere düþürecek, itikadlarý sarsacak en küçük iþaret ve imalara rastlanmaz. Þeriat hükümlerine karþý bazen dikkatsizce hareket eden, cezbesi galip büyük bir kýsým sufîlerden sadrolan ve zahir alimleri tarafýndan suçlanmalarýna yol açan fikir ve ibareler bu eserlerde hemen hemen yok gibidir.
Ahmed Yesevî'nin etrafýnda Ýslâm ile yeni tanýþmýþ, ancak ona çok güçlü ve sarsýlmaz bir þekilde baðlanmýþ olan Türk talebelerine, onlarýn kolayca anlayabilecekleri þekilde, Türkçe olarak hitap etmiþti. Arapça ve Farsçayý çok iyi bildiði halde, uzlete çekildiði çilehanesinde çevresinde halkalananlara hep bu dille irþadlarda bulundu.
Konunun uzmanlarýna göre Divan-ý Hikmet'in önemi, Ýslâmiyet'ten sonraki Türk Edebiyatýnýn Kutadgu Bilig'den sonra bilinen en eski örneklerinden birisi ve tasavvufî Türk edebiyatýnýn ilk eseri oluþundan kaynaklanýr. Ancak bu iki özelliðinden daha ileride olan yönü, bu eserin Türk dünyasýnda meydana getirdiði tesirlerdi.
Divan-ý Hikmet, önceleri yazma nüshalar þeklinde, daha sonralarý ise basma tekniði ile çoðaltýldý. Bilindiði kadarýyla geçen iki yüz yýl içinde Taþkent'te 17, Ýstanbul'da 9, Kazan'da 5 ve Buhara ve Kagan'da birer kez matbu olarak yayýnlandý. Yakýn tarihlerde Türkiye'de �Divan-ý Hikmet'ten Seçmeler� adý ile yetmiþ adet hikmetten müteþekkil ve Prof. Dr. Kemal Eraslan tarafýndan hazýrlanan eser T.C. Kültür Bakanlýðý tarafýndan iki kez basýldý. Dr. Hayati Bice tarafýndan hazýrlanan ve Türkiye Diyanet Vakfý tarafýndan yayýnlanan Divan-ý Hikmet'te ise 144 adet hikmet yer almaktadýr.
GüNüMüZDE AHMED YESEVî
Sovyet Rus yönetiminin hakim olduðu yýllarda Müslüman Türk Cumhuriyetlerinde diðer Ýslâm büyükleri gibi Ahmed Yesevî de unutturulmaða çalýþýldý ve eserlerindeki bazý tasavvufî tavsiyelerinden yola çýkýlmak suretiyle karalama faaliyetleri gerçekleþtirildi. Ahmed Yesevî'nin 1917 Bolþevik ihtilaline kadar gerek Kazan'da gerekse Taþkent'te defalarca basýlan �Divan-ý Hikmet�in yayýnlanmasý ve neþredilmesi yasaklandý. Ancak bütün bu gayretler ve icraatlar Ahmed Yesevî'nin manevî itibarýný yok etme gayesine ulaþamadý.
Anadolu'da ve hattâ Rumeli'de Ýslâm'ýn yayýlmasýnda çok önemli bir yeri olan Hoca Ahmed Yesevî'nin, Türkistan'da olduðu kadar Türkiye'de bilinmemesi acý bir gerçektir. 1993 yýlýnýn Türkiye Cumhuriyeti Baþbakanlýðý tarafýndan Ahmed Yesevî yýlý olarak ilan edilmesi ve bu yýl içinde yapýlmasý planlanan tanýtým programlarýyla, bir nebze de olsa tanýnmasý ve anlaþýlmasý saðlanmýþtýr.
Diðer yandan Fuad Köprülü'nün, Ahmet Yesevî hakkýnda bugüne kadar yapýlmýþ en kapsamlý çalýþma olarak kabul edilen �Türk Edebiyatýnda Ýlk Mutasavvýflar� adlý eseri ülkemiz adýna övünç kaynaðý olarak gösterilebilir. Ayrýca Kemal Eraslan tarafýndan yapýlan �Divan-ý Hikmetten Seçmeler� (1983) adlý çalýþma, bu eserin tanýnmasýnda önemli bir oynamýþtýr.
Sonuç olarak Ahmed Yesevî, bir manevî kutup olarak, çevresine toplananlara ömrü boyunca nur ve feyiz saçmýþtýr. Kur'an ve Sünnet çizgisinden, Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat ekolünün istikametinden zerre kadar da sapmama gayretinde olmuþtur. Yetiþtirdiði ve irþad ettiði talebelerine de ayný anlayýþý, inanç ve gayreti aþýlamýþtýr.Arapça ve Farsça dillerine çok hakim olmasýna raðmen hem sözlü, hem yazýlý tebliðlerinde Türkçeyi kullanmýþtýr. Bu yönüyle, gerek yaþadýðý süre zarfýnda, gerekse talebeleri aracýlýðýyla özellikle Orta Asya'da yaþayan Türk toplumlarýnýn Ýslâm'ý en doðru ve müstakim çizgide öðrenmelerine, Müslüman olmalarýna vesile olmuþtur. ALINTIDIR
Ynt: Hoca Ahmed Yesevi Hz. By: gözdenur:) Date: 21 Ocak 2015, 13:38:39
Yesevilik hoca ahmet Yesevinin düþünceleri etrafýnda oluþmuþ tasavvuf yorumdur
Ynt: Hoca Ahmed Yesevi Hz. By: ceren Date: 07 Þubat 2015, 22:32:13
Esselamu aleykum.Rabbim razý olsun paylaþýmdan Sümeyye abla.
Ynt: Hoca Ahmed Yesevi Hz. By: sultan aktay Date: 06 Mart 2015, 15:35:33
Sünnet imiþ kafir de olsa incitme sen
Huda bizardýr katý yürekli gönül incitenden
AHMET YESEVÝ
Ynt: Hoca Ahmed Yesevi Hz. By: Hatice Akdað 7/B Date: 30 Mart 2015, 22:42:46
Esselamü Aleyküm:
Allah bu bilgileri bizim için en doðru þekilde yazanlardan razý olsun...
Çok çok teþekkürler :-) :-)
Ynt: Hoca Ahmed Yesevi Hz. By: selinay 7b Date: 03 Nisan 2015, 15:43:19
Yesevilik , Hoca Ahmet Yesevi'nin düþünceleri etrafýnda olmuþtur. Hoca Ahmet Yesevi , bütün çalýþmalarýnda Kur'an ve sünneti esas almýþtýr. Yesevilik düþüncesinde insaný sevmek önemli bir özelliktir. Yesevilik düþüncesi , hak ve hukuka riayet etmeye ve rýzký helal yollardan kazanmaya da büyük önem vermiþtir.
Allah sizden razý olsun...
Ynt: Hoca Ahmed Yesevi Hz. By: RAMAZAN 7/D Date: 01 Kasým 2015, 22:02:22
Ve Aleyküm Selam . Hoca Ahmet Yesevi Orta Asya Türklerinin Ýslamý Kabul etmesinde büyük öneme sahiptir .
Benim dedelerim de orta Asyadan gelen Türk Beyliklerinden . Yani Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri dedelerimin Ýslamý kabul etmesine vesile olmuþ olabilir .
ÝnþALLAH þefaat eder bizlere .
Ynt: Hoca Ahmed Yesevi Hz. By: Sevim Altunkaya 7/A Date: 01 Kasým 2015, 22:29:39
Bu yazýya emek veren kardeþimizden Allah`ým razý olsun inþAllah.
Ynt: Hoca Ahmed Yesevi Hz. By: Sevgi. Date: 18 Þubat 2018, 15:50:25
Aleykümüsselam Ahmet Yesevi büyük Ýslam alimidir o sünnetten hiç ayrýlmamýþ hep Ýslam dinini yüceltmek için çalýþmýþtýr inþaAllah