> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > İz Bırakanlar > Hoca Ahmed Yesevi Hz.
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hoca Ahmed Yesevi Hz.  (Okunma Sayısı 2725 defa)
17 Ekim 2010, 15:56:46
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 17 Ekim 2010, 15:56:46 »



HOCA AHMET YESEVİ HZ.


Ahmed Yesevî hazretleri, Türkistan bölgesinde, �Hoc'ahmed, Pir-i Türkistan, Hazret-i Türkistan, Hazret Sultan, Hace Ahmed, Kul Ahmed Hace� gibi unvanlarla tanınır. Kendi adıyla anılan Yesevîyye tarikatının esaslarını belirlemiştir.
�Divân-ı Hikmet� isimli eseriyle Arap ve Fars dilini bilmeyen sıradan Türkistanlılara, çevrede yaşayan bütün Türk topluluklarına Kur'an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyyeyi, Türkçe yazdığı şiirleriyle aktardı ve öğretti. İslâmın akıllara ve kalplere yerleşmesinde adetâ nurdan bir köprü oldu.
Telif ettiği kitapları, bütün Türkistan'da el yazması nüshalar şeklinde çoğaltıldı ve dağıtıldı. Son bir kaç yüzyıldır da gerek Orta Asya'da, gerekse Türkiye'de taş baskıdan modern matbaalara kadar, belki yüzlerce defa basılarak çoğaltıldı.
Ahmed Yesevî, bugünkü Kazakistan Cumhuriyetinin güneyinde yer alan Çimkent şehri yakınlarında bulunan Sayram kasabasında dünyaya geldi. Bu kasaba Ahmed Yesevî'nin küçük bir çocukken geldikten sonra, hayatının önemli bir kısmını geçirdiği ve ünlü Türk destanının kahramanı Oğuz Han'ın idare merkezi olan Yesi (Türkistan) kentine 157 km. kadar bir mesafededir. Doğum yılı kesin olarak bilinmemekle birlikte 73 yıl yaşadığı ve 1166 yılında vefat ettiğine dair bilgiler gözüne alınarak, 1093 yılında doğduğu kabul edilmektedir.
Babası Sayram kasabasında yerleşmiş ünlü bir alim olan İbrahim Şeyh, annesi ise Ayşe (Karasaç) Ana olarak bilinir. Kaynaklarda İbrahim Şeyh'in Hazret-i Ali'nin (r.a.) oğullarından Muhammed Hanefî'nin neslinden geldiği kaydedilir. Annesi ve babasına ait türbeler Sayram Kasabasında olup, bu türbelerin Ahmed Yesevî tarafından yaptırıldığı rivayet edilir.Şeyh İbrahim'in Gevher Şehnaz adlı kızından sonra ikinci çocuğu olarak dünyaya gelen Ahmet Yesevî, ilk eğitimini yedi yaşında itibaren babasından aldı ve bu eğitimi babasının vefatına kadar devam etti. Bu sıralarda, Arslan Baba adlı meşhur bir mutasavvıf vardı. Bu zât babasının vefatından sonra onun eğitimini üstlendi ve aynı zamanda manevî babası da oldu.
Kaynaklara göre Arslan Baba, Yesi'ye gelerek daha küçük bir çocuk olan Ahmed'i bulmuş, yanında bulunan Hz. Muhammed'e (a.s.m.) ait bir emaneti ona vermiş ve terbiyesiyle meşgul olup irşad etmişti.
Baba Arslan hazretlerinin vefatından sonra, onun manevî işaretiyle Buhara'ya giderek Ehl-i Sünnet alimlerinin en büyüklerinden olan Yusuf-u Hemedânî'den manevî ilimleri tahsil etti. İcazet alıp talebe yetiştirmekle vazifelendirildi. Bu sırada Ahmed Yesevî henüz 27 yaşındaydı.
Nakşibendiyye tarikatının silsilesinde yer alan Yusuf Hemedânî, Allah yolunda hizmet için Merv, Buhara, Herat, Semerkand gibi İslâm merkezlerini dolaşarak halkı irşada çalışmaktaydı. Tarihî kaynaklarda kaydedildiğine göre devrin Selçuklu Hanı Sultan Sencer, Yusuf Hemedânî'ye bağlılığını her vesileyle göstermişti.
Ahmed Yesevî, şeyhi Yusuf Hemedânî'nin vefatından sonra dergâhın sorumluluğunu üstlenen üçüncü halef olarak, bir süre Buharâ'da hizmete devam etti. Buhara sufîlerine rehberlik hizmetinin ardından, şeyhi Yusuf Hemedânî'nin verdiği bir işarete uyarak, irşad makamını Nakşibendiyye tarikatının yıldız isimlerinden Abdülhalık Gücdüvanî'ye bırakarak Yesi'ye döndü ve buraya yerleşti. İrşad ve manevî rehberlik faaliyetlerini Yesi merkezli olarak sürdürmeye başladı. İbadetle dolu hayatının boş kalan vakitlerinde ise tahtadan kaşık ve kepçe yontuyor, onları satarak geçimini sağlıyordu.
AHMED YESEVÎ HAZRETLERİ SÜNNET'E BAĞLILIĞI
Ahmed Yesevî, çocukluk yılları da dahil olmak üzere, tüm hayatı boyunca Sünnet-i Seniyyeye sıkı sıkıya bağlı kaldı.
Sünnet-i Nebevîye olan bağlılığının derecesini gözler önüne seren bir rivayete göre Ahmed Yesevî, Yesi de 63 yaşına gelince, halvethâne olarak kullanacağı bir yer altı mescidi yaptırdı. Bu mescide dergâhının avlusuna açılan bir merdiven ve buna bağlı bir dehlizle ulaşılabiliyordu. Bu mekânın hazırlığı tamamlanınca talebelerini dergâhın avlusunda topladı ve onlara şöyle seslendi:
�Ey gönül dostları! Allah-u Teâlâ'nın en sevgili kulu olan Peygamberimiz (a.s.m.) 63 yaşında bu dünyadan ayrıldı. Ben de şimdi 63 yaşındayım. Artık şu gördüğünüz çilehaneye çekilecek, ömrümün kalan günlerini bu hücrede tamamlayacağım.�
Ahmed Yesevî'nin yeraltında uzun süren inziva hayatını yaşadığı hücresine ait kalıntılar günümüzde de aynen muhafaza edilmektedir.
Ahmed Yesevî, hikmetlerinin çoğunda, uzlete çekilmesinin sebebi olarak Hz. Muhammed'in (a.s.m.) 63 yaşında vefat ederek yeraltına girişini ve bu yüzden kendisinin de yer üstünde Hz. Muhammed'den (a.s.m.) daha fazla gezmekten hayâ etmesini göstermiştir.
Bu uzlet hayatının ne kadar sürdüğü belli değildir; Fakat vefat tarihi olarak kabul edilen 1166 (bazı kaynaklarda 1194 olarak zikredilir) yılına kadar yaklaşık 10 yıl süreyle ahiret ehli biri gibi yeraltındaki çilehanesinde uzletini sürdürdüğü ve 73 yaşında vefat ettiği sanılmaktadır.
AHMED YESEVî VE TARIKATıNıN TEMEL öZELLIKLERI
Olgunluk döneminde Şeyh Yusuf Hemedânî gibi bir mürşidin yanında devrin bütün ilimlerinde yüksek mevkilere ulaşan Ahmed Yesevî, İslâmın zahirî esaslarına uygun hareket etmeyi ve tarikatının esaslarını belirlerken İslâmın hükümlerine ters düşebilecek hususlardan azamî seviyede kaçınmayı asla ihmal etmedi. Ahmed Yesevî'nin bu konuda ne kadar titizlik gösterdiği, dile getirdiği hikmetlerin incelenmesiyle kolayca anlaşılabilir.
Ahmed Yesevî, tarikattaki sülûk adâbını, İslâm'ın zâhir ve batın ilimlerini şeyhi Yusuf Hemedânî'den öğrenmişti. Hattâ şeyhi ile beraber Türkistan'ın çeşitli yerlerini dolaşmıştı.
Ahmed Yesevî'nin zamanında Türkistan'a ilk Türkİslâm devletlerinden Karahanlılar hakimdi. Bu devlet zamanında İslâm dininin Seyhun Nehri boyları ile ahalisi göçebe olan KazakKırgız, memleketlerinde kolayca yayılmasını sağladı.
Ahmed Yesevî, Yesi'ye yerleştikten sonra Türkistan'ın her yerinden gelen ve eğitimini tamamladıktan sonra bütün Türk yurtlarında İslâm'ı tebliğ ile görevlendireceği müridlerine İslâm'ın zahirî ve batınî ilimlerini öğretti. Rivayetlere göre Ahmed Yesevî dergâhında yetiştirildikten sonra Hind Kıtasından İdil Boylarına, Çin Seddinden Tuna kenarlarına kadar uzanan geniş bir coğrafyaya tebliğ ve irşad göreviyle gönderdiği dervişlerinin sayısı yüz bine yakındı.
Ahmed Yesevî'nin dünyanın dört bir tarafına gönderdiği müridleri, onun vefatından sora da her yerde Ahmed Yesevî'nin telkinleri doğrultusunda irşad faaliyetlerini sürdürdüler. Gittikleri her yerde, İslâm etrafında şekillenen ortak bir inanç ve ruh ikliminin hakim olmasına vesile oldular.
Ünlü Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi de, Hoca Ahmed Yesevî'nin soyundan geldiğini Seyahatname'sinde belirtir. Evliya Çelebi, ayrıca gezdiği yerlerde rastladığı Yesevî dervişlerine ait makamları da eserinde kaydetmiştir. Bu dervişgaziler arasında Deliorman'daki Demirci Baba, Niyazabad'daki Avşar Baba, Merzifon'daki Pir Dede, Karadeniz kenarında Batova'daki Akyazılı, Bursa'daki Geyikli Baba, Abdal Musa, İstanbul Unkapanı'ndaki Horoz Dede, Bozok Sancağı Yozgat'taki Emir Çin Osman ve Zile ilçesindeki Şeyh Nusret, Evliya Çelebi'nin tesbit edebildiği Yesevî dervişlerdendir. Ancak bunlardan hiçbirisi Nevşehir'de yerleşen Hacı Bektaş-ı Veli kadar ün kazanmamıştı.
Rumeli'nin fethinin manevî öncüsü olan Sarı Saltık da asıl adı Muhammed Buhari olan bir Yesevî dervişiydi. Evliya Çelebi, Sarı Saltık'ın Karadeniz kıyısında Romanya'nın Silistre bölgesindeki türbesini ziyaret ettiğini belirtir. Sarı Saltık için yapılan bir makam ise İstanbul Boğazı'nın Rumeli yakasındaki Rumeli Feneri'nde yer alır.
Yesevîyye tarikatı, önce Seyhun Nehri havzasında, Taşkent ve çevresinde yerleştikten sonra, Aral Gölünün güneyindeki Harezm bölgesinde; aynı zamanda Seyhun ile Ceyhun Nehrinin sınırlarını çizdiği Mâveraünnehr'de geniş bir kitleye yayıldı. Diğer taraftan Türkistan'ın kuzeybatı bozkırlarından Kıpçak lehçesinin hakim olduğu İdilUral bölgesine uzanan Yesevîyye tarikatı, Pir-i Türkistan'ın işareti ile yola çıkan dervişleri tarafından Horasan, Azerbaycan ve Anadolu ya kadar ulaştı. Tarihi gelişim sonucu Nakşbendiyye tarikatının daha yaygın hale geldiği 15-16. yüzyıllara kadar Türkistan ve Horasan'ın hemen her yerinde, hattâ Keşmir'de, Kâbil'de, İstanbul'da, Temeşvar'da, Hicaz'da Yesevî dervişlerine rastlanmaktaydı.
Ahmed Yesevî'in esaslarını belirlediği Yesevîyye tarikatı, daha sonra Türkistan ve Anadolu'da gelişecek olan başta Nakşıbendiyye olmak üzere Kübreviyye ve Çiştiyye gibi diğer büyük tasavvuf ekollerini de derinden etkiledi.
Nakşibendiyye tarikatının, Hoca Ahmed Yesevî ile irtibatı Muhammed Bahaüddin Buhari veya kısaca �Şah-ı Nakşbend� namı ile tanınan tarikatın Pirinin Yesevî şeyhlerinden �Kasem Şeyh� ve Halil Ata ile bir süre birlikte olarak feyz almasına dayanır. Şah-ı Nakşibend'in devrin hükümdarı olan Halil Ata'nın yanında zahiren hükümdarın hizmetinde geçen altı yıl boyunca feyz ve sülûk yolunda büyük mesafeler kat'ettiği, bizzat kendilerinden rivayet edilmiştir.
Şah-ı Nakşibend'den sonra Nakşibendiyye Tarikatı, Türkistan Türkleri arasında çok yayıldı. Bu gelişmelere paralel olarak da, daha önce gelişen Yesevîyye tarikatının nüfuz sahası bir nevi daralmış oldu. Ancak genel çizgileriyle aralarında büyük farklılıklar bulunmayan bu tarikatlardan Nakşibendiyye'nin bütün Orta Asya ve daha sonra Afganistan, Hindistan, Kazan, Orta Doğu ve nihayet Anadolu'da çok geniş bir coğrafyada yayılıp benimsenmesi, Yesevî dervişlerinin daha önceden bu iklimlerde yaptıkları faaliyete bağlı olarak kolaylaşmıştı.
DİVâN-I HİKMET
Ahmed Yesevî, tarikatını sülûk adabını talebe ve müridlerine anlatmak için, Türklerin halk edebiyatından alınmış şekillerle hikmetler söyledi; bu şiirler daha sonra özgün bir isim olarak �Hikmet� adı ile tanınıp �Divân-ı Hikmet� ad...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hoca Ahmed Yesevi Hz.
« Posted on: 25 Nisan 2024, 22:58:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hoca Ahmed Yesevi Hz. rüya tabiri,Hoca Ahmed Yesevi Hz. mekke canlı, Hoca Ahmed Yesevi Hz. kabe canlı yayın, Hoca Ahmed Yesevi Hz. Üç boyutlu kuran oku Hoca Ahmed Yesevi Hz. kuran ı kerim, Hoca Ahmed Yesevi Hz. peygamber kıssaları,Hoca Ahmed Yesevi Hz. ilitam ders soruları, Hoca Ahmed Yesevi Hz.önlisans arapça,
Logged
21 Ocak 2015, 13:38:39
Gözdenur 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 469


« Yanıtla #1 : 21 Ocak 2015, 13:38:39 »

Yesevilik hoca ahmet Yesevinin düşünceleri etrafında oluşmuş tasavvuf yorumdur
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

gözdenur:)
07 Şubat 2015, 22:32:13
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 07 Şubat 2015, 22:32:13 »

Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan Sümeyye abla.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

06 Mart 2015, 15:35:33
sultan aktay
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 417


« Yanıtla #3 : 06 Mart 2015, 15:35:33 »

Sünnet imiş kafir de olsa incitme sen
Huda bizardır katı yürekli gönül incitenden
                   AHMET YESEVİ
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
30 Mart 2015, 22:42:46
Hatice Akdağ 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 818



« Yanıtla #4 : 30 Mart 2015, 22:42:46 »

Esselamü Aleyküm:
Allah bu bilgileri bizim için en doğru şekilde yazanlardan razı olsun...
Çok çok teşekkürler :-) :-)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

"EY KARANLIKLARIN GÖLGESİNDE TUTSAK EDİLMİŞ İNSAN
KALBİNİN İÇİNDE SENİ BEKLEYEN IŞIĞIN FARKINA VAR ARTIK
O IŞIK CENNET'TE EMANET EDİLDİ SANA
O EMANETLE İNDİRİLDİN DÜNYAYA
ATEŞLER İÇİNDE BİR NURLA
BEDEN ÇARMIĞINA GERİLDİN SONRA
KALBİNDE AÇAN BİR GÜLLE"
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes