Marifet ufku By: reyyan Date: 09 Ekim 2010, 17:07:31
Ma’rifet ufku
‘‘Katiyyen bil ki, hilkatin en yüksek gayesi ve fýtratýn en yüce neticesi, iman-ý billahtýr.
Ve insaniyetin en âli mertebesi ve beþeriyetin en büyük makamý, iman-ý billah içindeki mârifetullahtýr. Ve ruh-u beþer için en hâlis sürur ve kalb-i insan için en sâfi sevinç, o muhabbetullah içindeki lezzet-i ruhaniyedir. Evet bütün hakiki saadet ve hâlis sürur ve þirin nimet ve sâfi lezzet, elbette mârifetullah ve muhabbetullahtadýr. Onlar, onsuz olamaz. Cenab-ý Hakký tanýyan ve seven, nihayetsiz saadete, nimete, envâra, esrara, ya bilkuvve veya bilfiil mahzardýr. Onu hakiki tanýmayan, sevmeyen, nihayetsiz þekavete, âlâma (elem ve üzüntülere ) ve evhama ( vehim ve korkulara ) manen ve maddeten müptelâ olur. ’’(1)
Burada bahsi geçen Hilkat; doðuþtan gelen vasýflarýmýz, bize verilen yetenekler ve cihazlar, Fýtrat ise; yaratýlýþ, huy, tabiat olup, gaye ve vazifemize uygun mahiyette yaratýlmýþ olduðumuzu ifade eder.
Sair mevcudatla kýyaslandýðýnda, insan hilkati ve fýtratýnýn, Ýman-ý Billah, mârifetullah ve Muhabbetullah’la ancak tatmin ve netice vereceðini anlayabiliriz.
Asýl yazýmýzýn konusunu teþkil eden mârifet ise ; Herkeste ve her yerde görülmeyen hüner, herkesin elinden gelmeyen ustalýk manalarýna geldiði gibi, tefekkür ve sezi ile ulaþýlan ilim, daha hususi ve özel bir ‘bilme’dir. Ýlim; okuma, öðrenme, araþtýrma yoluyla elde edilen bir müktesabat iken; Mârifet tefekkür yoluyla iç müþahede ve kalbin gözüyle ulaþýlan ilmin özüdür. Evet yaradýlýþýmýzýn hedefi ve fýtratýmýzýn gayesi Cenab-ý Hakk'ýn bilinmesidir. Her þeyden önce O'nun yolunda olmak, ancak O'nun tam bilinmesiyle devamlýlýk kazanabilir.
Ýþte Nur Risaleleri günümüzde insanlýða bu marifet ufkunu açmakta olup, Ýman esaslarýný çürütülmesi imkânsýz bir þekilde ispat ederek, Kur’ân hakikatlerini modern insana bütün hayatýný kuþatan bir mantýk içerisinde sunmaktadýr. Ýleri derecede ilimlerin tahsiliyle elde edilmesi ancak mümkün olacak bilgileri sade ve anlaþýlýr bir dille ders vermektedir. Anlayarak okuyan ve okuduðuyla amel edenler marifet ufkuna yükselebilirler.
“Ýþte bütün âlemdeki âsâr-ý san’at (sanatlý eserler) ve bütün mahlukat, her biri birer eser-i mükemmel (mükemmel eserler) olduðundan, herbiri bir fiile ve fiil ise isme, isim ise vasfa ve vasýf ise þe’ne ( o’nun þanýndan olduðuna ) ve þe’n ise zâta þehadet ettikleri için; masnuat ( yaratýlmýþ eserler ) adedince birtek sâni’-i Zülcelal’in vücub-u vücuduna þehadet ve ahadiyetine (bir ve tek oluþuna ) iþaret ettikleri gibi; heyet-i mecmuasý ile (bütünüyle) , silsile-i mahlukat kadar kuvvetli bir tarzda bir mi’rac-ý marifettir ( marifet asansörü ). Hiçbir cihette içine þüphe girmeyen müteselsil bir bürhan-ý hakikattýr (hakikat delili’dir).” (2)
Allah’ýn zatý hakkýnda tefekküre mezun deðiliz. Cenab-ý Hakkýn isim ve sýfatlarýný tefekkür edebiliriz. Esma ve sýfatlarýnýn hakikatlerine de yetiþilemez. Ancak bütün kâinattaki tecellilerini görerek idrak etmeye çalýþmalýyýz. Bu hazine kapýlarýnýn anahtarlarý da Risale-i Nurlarý mütefekkirane ve çok tekrarla ibadet kasdýyla mütalaa etmekle elde edilebilir.
Kâinatta ve insanda yapýlan bütün iþler, tasarruflar, deðiþimler ve dönüþümler hepsi Allah’ýn halk ve icadý ile tedbir ve tasarrufu iledir. Hiçbir iþte hiçbir mahlûkun icat ve yaratmada müdahalesi söz konusu deðildir. Ancak insan gibi þuurlu, akýllý ve irade sahibi ise o zaman iradesi ile tercih hakkýna sahiptir. Ýþ yapan kudret-i ilâhiyedir.
Bunun için yüce Allah Kur’an-ý Kerimde “Allah her þeyin yaratýcýsýdýr. Her þeyin vekili, görüp gözeteni de O’dur. Her þeyin hazinesi ve anahtarlarý O’nun elindedir. Göklerin ve yerin ve içindeki her þeyin tedbir ve tasarrufu O’na aittir” buyurur.
Marifet’in ilk mertebesi, dört bir yanýmýzda çakýp duran isimlerin tecellilerini
(yansýmasýný) görüp sezmek ve bu tecellîlerle aralanan sýr kapýsýnýn arkasýnda, sýfâtlarýn hayret verici iklimini temâþâ etmektir. Kudsî hadis diye rivayet edilen þu mübarek sözler, Marifetullah hakkýnda bize oldukça ciddi ipuçlarý vermektedir. ‘‘ Ey insanoðlu, nefsini bilen Beni bilir; beni bilen beni arar, Beni arayan mutlaka Beni bulur ve Beni bulan bütün arzularýna ve dahasýna nail olur ve Benden baþkasýný Bana tercih etmez. Ey Ýnsanoðlu, Ben Rabbim; nefsini bilen Beni de bilir… nefsini terk eden Beni bulur… Beni bilmek için nefsini terk et; Benim mârifetimle mamur olmayan bir kalb kördür!’’ (3)
Sonuç olarak ; insana düþen vazife; teþri’î ve tekvînî emirleri ( Kur’an ayetlerini ve kâinattaki ayet ve kanunlarý ) iyi okuyarak, imanýmýzý sürekli yenilememiz, Ýman-ý Billah içindeki marifetullaha ulaþýp, muhabbetullah atmosferinde nefes alýp vermektir. Ancak o zaman lezzet-i ruhaniye’yi derinden duyup tadabiliriz.
Dipnotlar:
1.B. Said Nursî, Mektubat / 20.Mektup
2.A. g. y, Sözler
3.Kalbin Zümrüt Tepeleri, 2/142
Yakup Özsoy
Ynt: Marifet ufku By: mevlüdekalýnsaz Date: 10 Nisan 2014, 15:58:07
Esselamü aleyküm;marifetullaha,muhabbetullaha,lezzet-i ruhaniyyeye ulaþmanýn yolu yukarýýda da belirtildiði gibi tefekkürdür....Bizler tefekkürü ALLAH'ý bilmek,tanýmak için yaparýz ..Bu nedenledir ki bu hall içinde bulunan bir kmse ALLAH'a kulluðunu layýkýyla yerine getirir,emirlerini hakkýyla uuygular..bunlarýn getireceði manevi tat,lezzet ve üstün ahlak ile de inþALLAH o üst mertebelere ulaþabilir...
Marifet göz ile görmek deðil,kalp ile görmektir....Gül bahçesinde Gülün kokusuna doyasýya varabilmektir....
düþünüp Bir aðaçtaki dalýn yapraðýndan bile ALLAH'ýn varlýðýna dair deliller çýkarabilmektir....
Rabbim yüzümüzdeki gaflet perdesini kaldýrsýn...Tefekkürümüzü,tevekkülümüzü ziyadeleþtirsin..bizlere o sonsuz merhameti ile tecelliyi ihsanda bulunsun inþALLAH....
Paylaþým için teþekkürler.Rabbim razý olsun....
Ynt: Marifet ufku By: yagmur_7-c Date: 20 Haziran 2015, 01:21:31
Ve aleykum selam
Tefekkur imanla olur ..Ýman da guclu, diri, aydin ve hilmli olmalidir...Rabbim aydin ve diri imanla sahip olup gercek tefekkure ulasanlardan etsin inþallah....
radyobeyan