Ýmam-ý Malik
Pages: 1
4. delil icma By: sidretül münteha Date: 17 Eylül 2010, 16:13:23
4. Delil : ÝCMA

138- Mâlik Ýcma´ý En Çok Alandýr:


Dört mezhep imamý arasýnda Ýmam Mâlik {Allah ondan razý olsun) Ýcma´i en çok alan ve onu delil olarak en çok kullanan denebilir. Meselâ onun Muvatta´ kitabýný açýyorsun, bir çok yerde mes´ele hakkýndaki hükmü söylerken, bunda icma´ var, dediðini görüyorsun. Bunu fetva vermek için yeterli bir sened itibar ediyor. Bazý örnekler sunalým:

a) Muvatta´da baba bir kardeþlerin mirasý hakkýnda þöyle yazýyor: «Malik diyor ki, bizim indimizde icma´a göre baba bir kardeþlerin mirasý, ana baba bir kardeþler olmadýðý zaman, ana baba bir kardeþle­rin mertebesinin aynýdýr. Erkek, erkek payý, kýz, kýz payý alýr. Ana bir kardeþlerle pay alamazlar..[1]

b) Ana bir kardeþlerin mirasý da icma´la ilgilidir. Yine Muvatta´ yazýyor. Mâlik, dedi ki, bizim indimizde icma´a dayanan mes´ele þöyle­dir. Ana bir kardeþler, ölenin evlâdý, evlâdýnýn evlâdý varsa, kýz olsun , erkek olsun, mirasçý olamazlar. Baba ve dede ile de mirasçý olamazlar. Bunun dýþýnda mirasçý olurlar, her biri için 1 /6 pay vardýr. Ýkiden fazla iseler, 1/3 payý ortak olarak ikili birli bölüþürler.»

c) Yine Muvatta´ýn yazdýðý veçhile: Her türlü ayýptan, kusurdan âri olmak þartiyle yapýlan satýþ hakkýnda þöyle diyor: Bizim indimizde icma´ halinde olana göre: Bir kimse ayýptan âri olmak üzere bir köle, veya bir hayvan satsa... Sattýðý þey her ayýptan beri olmasý gerekir. Bir ayýbý sakladýysa ondan beri olmuþ sayýlmaz! Sattýðý þey bu ayýptan dolayý ona red olunur.[2]

d) Yine orada etle et sattýðýnda fazlanýn riba olacaðý belirtiliyor: Mâlik, dedi ki, bizim icma´ olarak kabul ettiðimize göre: Deve. sýðýr ve davar ve benzeri yabanî hayvan etleri ancak misli misline ve vezni veznine denk ve peþin olarak satýlýr. Misli misliyle olunca tartýlmasa da bir beis yoktur. Sýðýr, deve, davar ve benzerleri yabanî hayvanlarýn etleriyle balýk eti satýþýnda beis yoktur.[3]


139- Ýcma´in Tarifi:


Bunlarýn hepsinde görülüyor ki, Ýmam Mâlik Ýcma´ý delil olarak alýyor. Ve bizim indimizde icma´ olunduðuna göre diyor. Bu tabirin yorumuna bakalým. O Muvatta´ da bu tabiri kullanýrken þöyle diyor: Üzerinde icma´ olunmuþ emir ki, ilim ve fýkýh ehlinin kavlinin birleþtiði ve ihtilaf etmedikleri þeydir.[4]

Mâlik´e göre icma´ýn tarifi böyledir. Bu onun muradýný açýklayýcý ?nitelikte sayýlýr. Genellikle ulemanýn tarifiyle birleþir. Karâfl Tenkýhul-FusuPde icma´ý þöyle tarif eder: Ümmetten ehli hal ve akdin bir emirde ittifakýdýr. Ýttikfakla biz, kavil, fiil ve kaide de iþtiraki, ehli hal ve akid ile de dinî hükümlerde müctehidleri kasdediyoruz.[5] Ýcma´ýn tarifinde müctehidlerin yeri, Ýmam Mâlik´e göre bahis konusudur, Ýleride beyan olu­nacaktýr.


140- Burasý Mâlik ile Ýlgili Konularýn Yeri:



Ýmam Mâlik´in delil aldýðý icma´ budur. Bunu Muvatta´da çok görü­yorsun, nassa dayanmayan veya ona göre nassin tefsire ihtiyacý ol­duðu mes´elelerde veya ayetin delâleti zahir kabilinden olup tahsise ihtimal olan yerde bunu delil olarak kullanýr.

Ýcma´ hakkýnda usul ulemasýnýn sözü çoktur ve uzundur. Biz burada onlarýn tafsilatýna dalýp nakledecek deðiliz. Bunun yeri usul ilmidir. Ancak burada Mâlik´in fikhiyle ilgili olan kýsmý, muhtelif icma´lar-tlan hangisini aldýðýný, icma´ýn ona göre delil olmasýný ve mertebesini ele alacaðýz. Kýsa da olsa mevzuumuzla yani Mâliki fýkhýyla münasebeti olan icma´ mes´elelerinden bahsedeceðiz. Onun mesleðini aydýnlatýcý veyatevcihlerindeki görüþleri belirtici, fer´i mes´elelerde onun analizini, illetleri gösterici yönlere ýþýk tutucu noktalarý yakalamaða çalýþacaðýz. Böylece mevzuumuzla yakýndan ilgili olan þeylere deðineceðiz. Aydýn­latýcý þeyleri ele alacaðýz. Biz Ebû Hanife ve Þafii hakkýnda yazdýðýmýz kitaplarda icma´ýn umumî hükümlerini arzetmiþ bulunuyoruz. Burada onlarý tekrarlayacak deðiliz. Okuyucu onlara bakmasýný tavsiye ederiz. Burada Mâlik ile ilgili olan hususlara geçeceðiz.


141- Hangi Ýcma, Nassa Tamdým Olunabilir?



Ýmam Mâlik´in icma´ hakkýndaki görüþüne geçmeden önce, bazý - usul kitaplarýnýn kaydettiði bir mes´eleyi zikretmek isityöruz ki, o da: Ýcma´ýn Kitap ve sünnete takdim olunmasýdýr. Bu mes´eleyi bazý usul kitaplarý ortaya atmýþtýr. Bunun batýl olduðunu beyandan önce, bunun onlarca yorumunu da söyleyelim ki, insanlar onu yanlýþ anlama­sýnlar. Ancak biz onlarýn hiç bir yorumunu beðenmiþ de deðiliz. Bundan onlarýn muradý þöyleymiþ: Kitap veya sünnetten bir senede dayanan icma´ ite o sened kuvvet kazanacaðýndan, bu itibarla diðer nasslara tercih olunur. Kafi Çünkü icma´ o senedi yaný nassý tezkiye etmiþ, temize çýkarmýþ sayýlýr. O nass artýk çok kafi olmuþtur, onun getirdiði hükmün inkân caiz olmaz. Hattâ bazýlarý senedi nassa dayalý bir icma´la sabit olan hükmü inkâr eden kâfir olur, kanýsýndadýrlar. Çünkü böyle nassa dayalý icma´ýn hükme delâleti, onu dinde zaruri hükümler merte­besinde kýlar. Dinde zarurî anlaþýlan þeyler, nasslarý takyid ye tahsis eder. Usulcülerin sözlerini bu tarzda yorumlamalarý onu bu yolda biraz yumuþatýr. Fakat bunda mücerred icma´ý nassa takdim etmek yok. Belki de hakkýnda ve hükme delaletinde icma1 olan nassý, hâli ve vasfý böyle olmýyan baþka bir nassa takdim etmek var.


142- Ýcma´ý Nassa Takdimin Sakýncalarý:



O sözü bu yolda açýklamayý ulemânýn çoðu geçerli bulmamaktadýr­lar. Çünkü bu tarzdaki icma´, ancak dinde asýl olan farzlarda olur: Namazýn beþ vakit olmasý, namaz vakitleri, Ramazan orucu, zekâtýn farz olmasý ve benzeri þeyler. Bu farzlar nassla sabittir. Bunlar hakkýnda

icma´ da olmuþtur. Bu nasslar hiç bir türlü ihtimali kabul etmez. Þafii icma´ Ýddiasýný yalnýz mes´elelerin usulünde kabul eder.[6] Ahmed b. Hanbel sahabeden baþkalarýnýn icma´ýný mümkün görmez, ancak sa­habe icma´ýný alýr. Bu meseleyi, onlarýn iddiasý gibi genel olarak almak, bazý kimselere meselede icma´ iddiasýyla, bazý nasslara karþt çýkma kapýsýný açar. Bunu umumileþtirmek ile ise nasslara karþý bir zorlama baþlar, bunu mezheb taassubunu te´yjd için kullananlar olmuþtur. Bunu umumi kabul etmek suretiyle Ýslâm fýkhýný anlamayan, usulünü bilme­yen, yazanlarýn ibarelerini bile kavrayamayan bazý kimselere meydan verilmiþ oiur. Onlar sanýrla? ki, insanlar bir emir hususunda anlaþýp icma´ edince, bu, uyulmasý gereken bir din oluverir. Ýsterse nasslara muhalif olsun ve isterse mukarrer ahkâmý yýksýn![7]

Bunu Ýbni Kayyým Ý´lâmul-Muvakkiin´de þöyle reddeder: «Mukallidlerden ilim hilafý bilmeyen birine Kur´an ve sünnetten delil getirildiði zaman: Bu icma´a muhalif, der.» Ýslam ulemasý bunu inkâr eder, kabul etmez. Böyle birþey diyeni her yönden ayýplarlar. Onun bu iddiasýný yalanlarlar. Oðlu Abdullah´ýn rivayetine göre Ýmam Ahmet þöyle demiþtir: Ýcma´ iddia eden kimse, yaian söylemiþ olur. Çünkü insanlar belki ihtilâf etmiþtir. Bu Biþr-i Merisi ile Essam´ýn iddiasýdýr. Olabilir ki, insanlar ihtilâf etmiþtir, bize ulaþmamýþtýr. Mervezi´in rivaye­tine göre de þöyle demiþtir: Bir adam: Ýcma´ ettiler nasýl, der? Eðer Ýcma1 ettiler derken onlarý iþitirsen, onlarý itham edebilirsin, ancak: Ben muhalif bilmiyorum, diyebilir: Ebû Talib´in rivayetine göre þöyle dedi; Bu yalandýr, ben insanlarýn icma´ ettiklerini bilmiyorum. Öyle diyeceðine: ý Bunda ihtilâfý bilmiyorum, demeli, bu söz, insanlarýn icma´ý var demek­ten daha güzeldir. Ebû Hâris´in rivayetine göre ise, þöyle der: Bir kimsenin icma´ iddiasý yakýþýksýz olur. Olabilir ki inþalar ihtilâf etmiþtir. . Ýslâm imamlarý, kitabý sünnete, sünneti icma´a takdim etmekte ve icma´ý üçüncü mertebede bir delil saymakta devam etmektedir.[8]

Doðrusu biz hiçbir suretle hiçbir halde: Ýcma´ kitap ve sünnete takdim olunur, denilmesine müsaade edemeyiz. Her ne kadar bazý icma´ mes´eleleri dinde zaruri olan umur mertebesine çýksa da, bu icmafa tezkiye olunan nass sayesindedir. Yoksa yalnýz icma´la deðildir., Bilhassa bazý imamlar, icma´m emare ve kýyasa istinadýna cevaz ver-! inektedirler. Eðer senedi kýyas oian icma´ý nassa takdim edecek olursak, kýyasý nassa takdim etmiþ oluruz ki, bu ma´kul olmýyan bir þeydir: ancak yukarýda çizdiðimiz dairede olursa, o baþka.


143- Ýcma´ýn Senedi Kýyas Olunca:



Ýcma´ýn senedi, ulemanýn ittifaken beyanýna göre: Kitap, mütevâtür sünnet, kitabýn zahiri, haber-i yâhid olur. Delâlet veya sübutundazanni olan sened, onun iktizasýnca hükümde icma1 mün´akid olursa, bu hüküm artýk kafi oiur. Bu kesinlik nassýn kendisinden deðil, nassdan alýnan hüküm üzerine icma´ hasýl olmasýndandýr. Güya nass mücerred hüküm ifade etmiþ, icma´da kat´ilik ifade etmiþ oluyor. Mâlik´e göre icma´ýn senedi kýyas da olabilir.[9] Ona göre kýyasýn senedi, kitap ve sünnetten bir nass olmaya münhasýr deðildir. Ýcma´ýn senedi kýyas olduðu zaman, kýyasla verilen hüküm zannl olmaktan çýkar, kesinlik mertebesi kazanýr. Bunu icma´dan almaktadýr. Artýk kýyasa dayandýðý halde kesinlik ifade eder. Haber-i vahide dayandýðý zaman da böyle kesinlik kazanýr.


144- Ýcma´ Kimlerin Ýttifakýyla Oluþur:



Burada diðer birmeselevarjki, onu beyan ve Mâlik´in bu hususta görüþünü bilmek gerekir ki, o da icma´ kimlerin icma´ ile mün´akid olur meselesidir. Bunu iki noktadan açýklamak lâzýmdýr.

1- Ýmam Mâlik´in usulünü yazanlarýn nakil ettikleri üzere o, avamý icma´ý teþkil edenler arasýnda saymamaktadýr. Çünkü icma´ýn delil ol­masý avamdan baþkasýnýn iþidir, avamýn sözü senedsizdir. Yanlýþ olabi­lir. Yanlýþ olan bir þeye nasýl itibar olunur. Avamdan olan biri delil ile te´yid edilmiþ bir söz söyleyemez, halbuki icma´ýn itimad olunur. Senedi lazýmýdýr. Avamdan ise böyle birþey istenemez, beklenemez. Þu da varki, Ashab-ý Kiram (Allah onlardan razý olsun) avamýn sözüne itibar etmediler, onlarý ulemaya uymaya mecbur tuttular. Bazý ulemaya göre o, umumi mes´eleierde âamýn icma´ýna itibar eder. Meselâ üç talakla boþananýn nikahý, zina, riba ve þarabýn haram olmasý bundandýr. Bun­larý avam da bilir. Fakat avamýn bilgisi istenmeyen, hususi bilgiye muhtaç olan mes´eleierde avamýn icma´ýna itibar yoktur. O aranmaz. Çünkü bu bir kültür iþidir. Onlar bunu anlayamaz. Bunda bir görüþ .sahibi olmak gerekir, þer´i istidlali bilmelidir.

2- Ýcma´ýn oluþmasý için kimlerin, hangi müctehidlerin îcma´ý ve ittifaký,lâzýmdýr. Her asýrda Ýslâm ülkelerinin her yerinde bulunan ule­manýn bir mes´ele hakkýnda ittifaký mýdýr? Bid´at sahibi müctehidler de buna dahil midir, yoksa deðil midir? Acaba sadece Medine ehlinin icma´ý yeterli midir? Usul ulemasýnýn bu konudaki ihtilafýna burada girecek deðiliz. Bunun yeri usul ilmidir, burada bizi ilgilendiren Ýmam Mâlik m görüþüdür. Ulema onun görüþü hakkýnda ihtilafa düþmüþler­dir. Acaba ona göre yalnýz Medine ulemasýnýn icma kâfi midir? Yoksa bütün ulemanýn icma´ý lâzým mýdýr? Burada icma´ bahsinde bizi ilgilen­diren budur. Onun için bunu´biraz açmamýz gerekir. .


145- Ýmam Gazali Mustesfa´da Þöyle Der:



Mâlik´e göre hüccet ve delil olan icma´, Medine ehlinin icma´ýdýr. Bir kýsým ulemada demiþtir ki, Haremeyn yani Mekke ve Medine ehlinin, icma´ý muteberdi. Küfe ve Basra þehirlerinin icma´ý muteberdir. Bunu söyleyenlerin görüþü þöyledir: Çünkü bu yerler, sahabe zamanýnda Ehl-i Hall´ü akdî baðrýnda toplamýþtýr. Eðer Ýmam Mâlik de Medine de bunlarýn toplanmýþ olmasýný murad ediyorsa da, bu teslim olunur, yerin­dedir... Þu da var ki, Medine ne hicretten önce, ne de hicretten sonra bütün ulemanýn hepsini toplamýþ deðildir. Çünkü onlar seferlerde, gaza­larda daðýldýlar, diðer þehirlere gidip yerleþtiler. O takdirde Mâlik´in sözünün bir vechi yoktur. Ancak þöyle derse yerinde olur: Medine ehlinin ameli hüccettir, çünkü onlar ekseriyettedir. Ýtibar ekseriyetin kavlinedir, kavil ve amelde ittifaka delâlet eden halleri onlarýn bu ko­nuda kesin bir duyduklarý olduðunu gösterir. Onlar vahyin iniþine þahid oldular, dinin incelikleri onlarýn gözünden kaçmaz; denebilir. Fakat bu da zorlamadýr. Çünkü gözden uzak tutulmamalýdýr ki, onlardan baþka­larý seferde veya Medine de Hz. Peygamber Aleyhisselam´dan bir Hadis iþitmiþ olabilir, fakat onu nakil ve rivayet etmeden önce Medi­ne´den çýkmýþtýr, bu da imkân dahilindedir. Onlar Hz. Peygamber Aley-hisselâm´ýn Medine´yi ve Medine halkýný öven Hadislerini de delil olarak gösteriyor. Evet, bu Hadis Þerifler onlarýn fazilet ve þereflerini, Medine de oturmakla sevaplarýnýn çoðaldýðýný gösterir, fakat icma´ýn onlara mahsus olduðuna delâlet etmez.[10]


146- Ýcma?Ýle Medine Ýcmaý Bir mi?


Gazali?nin sözleri böyle:Bunlar gösteriyor ki ,Ýmam Malike göre Ýcma´, Medine ehlinin fukahasýnin icma´üyle oluþur, onlardan baþ­kasý icma´a dahil deðildir. Bunun böylü olduðunu Mâlik´in Muvatta´daki . sözleri de doðrulamaktadýr: Orada bir mes´ele hakkýnda ulemanýn ic-ma´ýný delil olarak gösterdiði her yerde: Bu iþde bizim indimizde icma´ vardýr, der. baþtan sonra araþtýr, icma kelimesinden sonra mutlaka (bizim indimizde) sözünü bulursun. Buradaki bizim indimizde den murad, þüphesiz yerdir. Yani bu, Medinede demektir. Yine bunu doðrulayan diðer bir hususta þudur: Mâlik bütün mektuplarýnda, fýk­hýnda Medine ehlinden baþkalarýný fýkýhta Medinelilere tâbi saymakta­dýr. Sözün mantýk icafciý, onlarýn ittifakýný icma´ saymýþ olmasýdýr. Buna oöre, icma´ ile Medine ehlinin icma´ý deTýl olmakta, bir nev´i olmak gerekir. Yani Medine ehlinin ittifaký icma´dýr, icma´da Medine fukahasýnýn ittifakýdýr, baþkalarý deðil.

Fakat bakýyoruz ki, Mâliki âlimi Karâfî,. usulünde delilleri birbir sayarken, icma´ý bir deli! sayýyor, sonra arkasýndan Medine ehlinin ittifak ye amelini baþka bir delil olarak sayýyor. Bunlar birbirinden ayrý birer delil olarak gösteriliyor. Karâfî þöyle diyor: Deliller þunlardýr: Kitap, Sünnet, icma´-ý ümmet, Medine ehlinin icma´ý, kýyas, sahabe kavli, Mesâiih-i Mürsele, istishâb. Sonra Ýcma´dan bahsediyor. Mâlik´in bu konudaki görüþlerini söylüyor. Onlardan anlýyoruz ki, Mâlik Medine ehlinin amelinden ve icma´ýhdan baþka olan diðer icma´i da dinin kay­naklarýndan bir nev´Ý itibar etmektedir.


147-Uleyþin Dedikleri:



Bize kalýrsa, Mâliküerin hepsi deKarâfi´nin bu görüþüne katýlmýyor­lar. Yine Mâlik´in usulü banisinin baþýnda Raþid´in Tuhfe´den nakletti-ðini paylaþtýklarýný söyleyemeyiz. Meselâ bakýyoruz, Þeyh UBeyþ fet­valarýnda Malikilerden naklederek Medine ehlinin icma´ý, Malik´e göre icma´ budur, diyor ve þöyle devam ediyor. «Medinede, baþka yerde bulunmayan Tabiin imamlarýndan yedi fukahâ, Zührî, RebÝa, Nâfi" ve diðerleri vardý. Bunun için Mâlik onlara müracaat atti. Onlarýn ittifaký ona; göre icma´dýr. Ýcma´ Ýçin onlara müracaatý onlarý taklid için deðildir. Bu onun içtihadýdýr. Bu bedihi bir þeydir. Ýbni Hacib de bunu söyler.

Haber-i Vâhidle Medine ehlinin ameli arasýnda mukayese .ederek þöyle diyor: Bilirsinki, Medine ehli yücedir, çoktur. Diðerlerinden iyi bilirler. Ýhtilâf halinde onlara müracaat olunur. Hadis sahih olup da Medine ehlini ameli ona muhalif ise, o zaman bu þu hallerden hâli olmaz: Ya onlarýn hepsinin bilgisizliðine hüküm olunur ki, aklý baþýnda bir kimse bunu söylemekten utanýr, çünkü onlarýn hepsi ümmetin en âlimleridir. Onlara kötü zan beslemek fýsýktýr. Veyahut da onlarýn kas-den sünnete muhalefet çýkardýklarý ileri sürülebilir .ki, bu ise £ok daha kötü ve daha acýdýr. Veyahut çýkar yol olarak: Onlarýn hem ilim ve hem amel yönünden tutumlarý yerindedir, onlar Hadisi, bildikleri çok daha kuvvetli bir þeyden dolayý birakmýþlardýr, biz de bunu iddia ediyoruz. Bilindiði üzere icma´ýn bir senedi mutlaka vardýr, bu ya bilinir, ya bilin­mez. Eðer imamýn dediði gibi ittifaklarý icma´ ise, iþ tamamdýr. Eðer ittifak yoksa, muhaliflerinin mutlaka bir dayanaðý vardýr, onlarý techile, delalete, nisbet etmeðe gerek yok. Kabul edersen, hak açýkça mey­dana çýktý. Ýmamýn amellerini deli! tuttuðu kimseler yetiþip görüþtüðü Tabiîlerdir, onlar sahabilerin mesleðinden dýþarý çýkmazlar.»[11]

Bu sözler açýkça gösteriyor ki, Ýmam Mâlik, Medine ehlinin ittifakýný icmar olarak kabul etmekte ve delil saymaktadýr. Gazali´den nakil ettik­lerimiz de buna ilâve olunmalýdýr. Onun Muvatta´daki icmâ´ý delil itibar eden ibaresi «bizim indimizde kabul olunan» sözü, Mâlikinin delil olarak aldýðý icma´ýn , Medine ehlinin icma´ý olduðunu neticesini gösterir. Me­dine ehlinin ittifakýný delil almasýnýn1 mantýki neticesi budur. O onunla haber-i vahidi reddediyor. Medine ehlinin icma´ý tek baþýna hüccet ve delil olunca, baþkalarýnýn muvafakatýna gerek yok. Baþkalarý muvafakat etmese de, onlarýn icma´ýný delil sayan kimse, diðer Müslüman ulemasý da onlara muvafakat ettikleri zaman, onu yani umumi icma´ý delil say­masý evleviyette kalýr.


148- Medine Scma´ý Hakkýnda Þafiî Ne Diyor?



Ýmam Þafiî, Ýhtilâfý Mâlik kitabýnda der kî, bir iþ Medinetilerle diðer þehirler fukahasý arasýnda ittifak mevzu olmadýkça, Medine halký­nýn o hükümde icma´rmümkün deðildir. Ve þöyle açýklar: Ýcma1, hilafýn ztddýdýr, Medine de hýlâf yoksa ancak o zaman icma´ olur derseniz, ben

290) 322

de þöyle derim: Evet bu çok doðrudur, biz ondan ayrýlmayýz, ancak ihtilâf bulunmayan þeylerde icma´ iddia ederiz. Bütün ülkelerdeki ilim ehli müttefik oldukça Medine de ihtilâf bulunmaz. Medine ehli arala­rýnda ihtilâfa düþmedikçe, diðer memleketler halký Medine ehline muha­lif olmaz.»

Þafii´nin bu sözlerinden anlýyorsun ki, o araþtýrma sonu þu neticeye varmýþtýr: Hak ve sýddýk üzere ittifak olunan mes´eieler hepsine göre icma´ mevzuudur ve bu farzlarýn usulündedir. Medine ehlinin icma´ iddia ettikleri mes´elede Mâiikilere aykýrýdýr.

Ýmam Mâlik´e göre muteber olan icma´ madem ki, Medine ehlinin icma´ýdýr. Öyleyse Medine Ehli amelinden bahsedelim:

[1] Zürkânl, Muvatta´ þerhi, C. Ýl, S. 367 Mesele-i müþtereke denen mesele bunun benzeridir. Ana-baba bir kardeþler, asabe yoluyla mirasçý olunca birþey alamýyorlar Halbuki ana bir kardeþler alýrlar. Þöyle ki kadýn Ölür, anasý 1 /6, kocasý 1 /2, ana bir kardeþleri 1/3 pay alýnca, ana-baba bir kardeþlerden biz daha yakýnýz, babamýzý yok, hatta bir hýmar farzetsek bile ayný ananýn evladlarýyýz, derler. Hz. Ömer onlara da pay verir. Buna mesele-i müþtereke veya mesele-i hýmariye denir, istihsan bahsinde gelecek.

[2] Zürkani , Muvatta´ þerhi, C. III, S. 8

[3] Ayný Kaynak C. IH, S. 138

[4] Kadý Ýyad, Medârik, S? 138

[5] Karâfi, Þerhi Tenkîhul-füsûl, S. 140

[6] Þafiî´nin Ümmü Kitabýna bak. (Þafii) adlý kitabýmýzda icma´t yazdýk.

[7] Ebû Hanife adlý kitabýmýzda tema´ hakkýnda yazdýklarýmýza bak.

[8] ibni Kayyým I´lamül-Muvakkiîn, Ç. II, S. 179

[9] Karan, Tenkih, S. 147

[10] Gazali, Müstesfâ, C. 1, S. 187 320

[11] Þeyh Uleyþ, Fetâvfi, C. 1, S. 43


radyobeyan