El-luluu Vel Mercan
Pages: 1
Hac By: YBNGL Date: 13 Eylül 2010, 12:52:58
HAC

Ýbn Ömer (r.a.) þöyle haber vermiþtir:

Bir kimse Resulüllah´a, (a.s.) ihrama giren kiþi ne gibi elbise giyebilir? diye sordu. Hz. Peygamber (a.s.) "Gömlek, sarýk, kilot, bornoz, mest giymeyin. Ancak biriniz ayakkabý bulamazsa o zaman mest giysin. Ama mestleri topuktan aþaðýsýndan kessin. Zaðferan yahut vers (alaçehri) ile boyanmýþ olan bir þey giymeyiniz" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2012

Ýbn Abbas (r.a.)

Resulüllah´tan (a.s.) þöyle iþittiðini haber vermiþtir: Allah Resulü hutbe irat ederken ihrama gireni kastederek: "Þalvarlar (donlar), izar bulamayanlar için, mestler de ayakkabý bulamayanlar içindir" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2015

Yaala b. Umeyye (r.a.) þöyle anlatýr:

Hz. Peygamber (a.s.) Ciranede iken huzuruna bir kimse çýkageldi. Üstünde bir cübbe vardý. Cübbenin üzerinde de zaðferanlý güzel bir koku mevcuttu Peygamber´e hitaben: "Bana umremde ne þekilde hareket etmemi emredersin?" diye sordu. Bu sýrada Peygamber´e vahiy indirilmiþti. Hemen üzeri bir örtü ile örtüldü. Ebu Yaala devamla: Ben Peygamber´i kendisine vahiy geldiði sýrada görmeyi çok arzu ederdim. Bu sýrada Ömer b. Hattab (r.a.) "Peygamber´i vahiy indirildiði zaman görmek mi arzu ediyorsun?" diyerek elbisenin kenarýný kaldýrdý. Ben de Resulüllah´a baktým. Peygamber´de, uyuyan kimsenin horultusu gibi bir horultu vardý (ravi, deve yavrusu iniltisi gibidir demiþtir). Kendisinden vahiy hâli kalkýnca Resulüllah (a.s.): "Hani! umre hakkýnda soru soran kiþi nerede?" diye sordu. Ve o adama hitaben: "Elbisenden bu koku eserini gider. Üzerindeki cübbeyi çýkar.(Bu ihramý giy) ve haccýnda ne yaptýnsa umrende de onu yap" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2017


Ýbn Abbas (r.a.) þöyle haber vermiþtir:

Hz. Peygamber (a.s.) Medine halký için Zul Huleyfe´yi, Þamlýlar (Mýsýr, Maðrib) için Cuhfeyi, Necd halký için Karnu´l-Menazil mevkiini, Yemenli´ler için Yelemlem´i (ihrama girmek için) mîkat yerleri olarak belirledi. Bunlar, hac ve umre yapmak isteyen bu memleketler halký ile diðer memleketlerden yollarý bu mevkilere uðrayan kimselerin mîkatlarýdýr. Bunlardan baþka, bu mîkatlarla, Mekke arasýndaki yerlerde yaþayanlar da bulunduklarý yerden ihrama girerler. Hatta Mekke halký, Mekke´den ihrama girerler.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2022

Ýbn Ömer´in (r.a.) bildirdiðine göre:

Resulüllah (a.s.): "Medine halký Zu´l-Huleyfe, Þam´dan gelenler Cuhfe, Necd´den gelenler Karn´dan (itibaren) ihrama girer ve telbiye ederler" buyurmuþtur. Abdullah Resulüllah´ýn: "Ve Yemen ahalisi de, Yelemlem´de ihrama girsinler" buyurduðu bana ulaþtý, demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2024

Abdullah b. Ömer (r.a.) Resulüllah´ýn (a.s.) telbiyesinin þöyle olduðunu haber vermiþtir:
"Lebbeyk Allahümme! Lebbeyk! Lebbeyke la þerike leke lebbeyk! Ýnnel-hamde ven-nýmete leke, vel-mulke la þerike leke."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2029

Ýbn Ömer (r.a.) þöyle haber vermiþtir:

"Allah Resulü´nün (a.s.) telbiyeye nereden baþladýðý tartýþmasýnýn cevabý iþte bu (Zu´l-Huleyfe´nin yakýnýndaki) Beyda tepesidir: Allah Resulü telbiyeye sadece Mescidin (Zu´l-Huleyfe´nin) bulunduðu yerden baþlamýþtýr."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2033

Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle haber vermiþtir:

"Ben Resulüllah´ý (a.s.) ihrama girerken, ihramý için, bir de ihramý çýkarýp Kâbe´yi tavaf etmesinden önce, güzel koku ile kokulandýrýrdým."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2040

Saab b. Cessame Leysî (r.a.)

Ebva´da veya Veddan´da bulunan Resulüllah´a (a.s.) bir yaban eþeði hediye ettiðini, Resulüllah´ýn ise bunu kabul etmediðini anlatýr. Saab sözlerine devamla; Resulüllah yüzümdeki üzüntü alâmetini görünce, gönlümü hoþnut etmek için: "Biz ihramlý olmasaydýk hediyeni geri çevirmezdik" buyurmuþtur demektedir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2059

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle haber vermiþtir:

Saab b. Cessame (r.a.), Peygamber´e (a.s.) ihramlý iken bir yaban eþeði hediye etti. Fakat Allah Resulü (a.s.) bunu kabul etmeyip geri çevirerek: "Ýhramlý olmasaydýk, mutlaka bu hediyeni kabul ederdik" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2060

Ebu Katâde (r.a.) þöyle haber vermiþtir:

Resulüllah (a.s.) ile beraber yola çýktýk. Nihayet Kâha denilen yere vardýðýmýzda bizden bir kýsmý ihramlý, bir kýsmý ihramsýzdý. Bu arada arkadaþlarýmýn birbirlerine bir þey göstermeye çalýþtýklarýný gördüm ve hemen ben de o tarafa baktým. Birde ne göreyim bir yaban eþeði! Süratle atýmý eðerleyip mýzraðýmla birlikte atýma bindim. Tam bu sýrada kamçým yere düþtü. Ýhramlý olan arkadaþlarýma: "Kýrbacýmý bana uzatýverin" dedim. Onlar cevaben: "Yemin olsun ki, bu av hususunda sana hiçbir þekilde yardýmcý olamayýz" dediler. Bunun üzerine kendim hayvandan inip kamçýmý aldým ve tekrar bindim. Nihayet arkasýndan koþturarak yaban eþeðine bir tepe ardýnda yetiþtim ve mýzraðýmý saplayýp onu öldürdüm. Daha sonra onu, arkadaþlarýmýn yanýna getirdim. Bir kýsmý onu yiyiniz, bir kýsmý da onu yemeyiniz dediler. Peygamber (a.s.) ise önümüzde idi. Hemen atýmý harekete geçirerek Peygamber´e yetiþtim "O helaldýr, onu yeyiniz" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2062


Hz. Aiþe (r.ah.) Hz. Peygamber´den (a.s.)

þöyle iþittiðini haber vermiþtir: "Dört çeþit hayvan vardýr ki, bunlarýn her biri fasýktýr. Bunlar hem mîkat dýþýnda (hýll) ve hem de, harem bölgesinde öldürülürler: Karga, çaylak, fare, saldýrýp yaralayan köpek."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2068

Abdullah b. Ömer´in (r.a.) naklettiðine göre:

Hz. Peygamber: "Beþ çeþit hayvan vardýr ki, ihramda olanýn Harem´de iken onlarý öldürmesinde günah yoktur: (Bunlar) fare, akrep, karga, çaylak ve kuduz köpektir buyurmaktadýr."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2073

Kaab b. Ucre (r.a.) þöyle anlatýr:

Hudeybiye gününde (Ravi Kavariri´ye göre) tenceremin (Ravi Abu Rabi´ye göre) taþ kabýn altýna ateþ yakarken Resulüllah (a.s.) yanýma geldi. Yüzümden bitler saçýlýyordu.(Bunu görünce) Resulüllah (a.s.) bana: "Baþýndaki haþereler sana eziyet veriyor mu?" diye sordu. Ben: "Evet" cevabýný verince, Allah Resulü (a.s.): "Öyle ise týraþ ol. Buna karþýlýk, üç gün oruç tut. Veya altý fakiri doyur. Yahutta bir kurban kes" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2080

Ýbn Abbas (r.a.)

"Hz. Peygamber (a.s.) ihramlý iken kan aldýrdý" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2087

Ýbn Buhayne (r.a.)

"Peygamber (a.s.) Mekke yolunda, ihramlý iken baþýnýn ortasýndan kan aldýrdý" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2088

Ebu Eyyûb Ensari´nin (r.a.) þöyle dediðini

Abdullah b. Huneyn nakletmiþtir: Ýbn Abbas beni bir mesele sormam için Ebu Eyyûb Ensari´ye gönderdi. Kendisini kuyunun iki direði arasýnda yýkanýrken buldum. Ebu Eyyûb bir elbise ile vücüdunu perdeliyordu. Ona selam verdim. Sen kimsin? diye sordu. Ben, Abdullah b. Huneyn´im beni Abdullah b. Abbas gönderdi. Senden, Resulüllah (a.s.) ihramlý iken baþýný nasýl yýkardý? diye soruyor dedim. Ebu Eyyûb elini kendisini perdeleyen bez üzerine koydu ve bezi (baþýndan göðsüne kadar) indirdi. Baþý tamamýyla görünüyordu Sonra kendisine su döken kimseye: Dök! dedi. O, da baþýna su döktü. Ebu Eyyûb baþýný elleriyle ovarak, ellerini öne ve arkaya götürdü. Sonra da Resulüllah´ý (a.s.) iþte böyle yýkarken gördüm, dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2091

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle haber vermiþtir:

Bir adam devesinden düþerek boynu kýrýlmýþ ve ölmüþtü. Bunun üzerine Peygamber (a.s.) þöyle buyurdu: "Onu su ve sidr ile yýkayýn da, iki ihramý içinde kefenleyiniz. Fakat baþýný örtmeyin. Çünkü Allah onu, Kýyamet gününde "Lebbeyk Allahümme lebbeyk..." diye telbiye eder halde diriltecektir."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2092

Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle anlatýr:

Resulüllah (a.s.) Dubaa bt. Zübeyr´in yanýna vardý ve ona: "Hacca gitmek mi istedin?" diye sordu. Dubaa: " (Evet öyle) ama kendimi kesinlikle hasta hissediyorum" dedi. Resulüllah ona: "Sen haccet ve (ihrama girerken) Ey Allahým! Ýhramdan çýkacaðým yer, beni haccetmekten aciz kýlacaðýn yer olsun diye þart koþ" buyurdu. Dubaa (o sýrada) Mikdad b. Esved´in zevcesiydi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2101

Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle haber vermiþtir:

Biz Veda Haccý senesi Resulüllah (a.s.) ile beraber (hac için) yola çýktýk; ve umre niyetiyle ihrama girdik. Sonra Resulüllah (a.s.): "Kimin yanýnda hedy kurbaný varsa umre ile hacca (Kýran haccýna) niyet etsin; sonra ihramda devam ederek neticede her ikisinin ihramýndan beraber çýksýn" buyurdu. Aiþe sözlerine devamla: Ben, Mekke´ye hayýzlý olarak vardým. Bu yüzden ne Kâbe´yi tavaf ettim, ne de Safa ile Merve arasýnda sa´y yaptým. Bu hâlimi Resulüllah´a arzettim de, bana: "Saçlarýný çöz, taran ve hacca niyet et! Umreyi býrak" buyurdu. Ben de öyle yaptým. Hac görevlerini yerine getirdiðimiz zaman Resulüllah (a.s.) beni öz erkek kardeþim Abdurrahman ile birlikte Tenim´e gönderdi de ben oradan niyetlenip umre yaptým. Resulüllah: "Bu, (hayzýndan dolayý terk ettiðin) umrenin yerinedir" buyurdu. Artýk umre niyetiyle ihrama girenler Beyt´i tavaf edip Safa ile Merve arasýnda sa´y yaptýlar. Sonra ihramdan çýktýlar. Nihayet Mina´dan döndükten sonra haclarý için son bir tavaf daha yaptýlar. Hac ile umreyi beraber yapanlar ise, bir tek tavaf yaptýlar.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2108

Abdurrahman b. Ebu Bekr´in (r.a.) haber verdiðine göre:

Hz. Peygamber (a.s.) ona (kýz kardeþi) Aiþe´yi devesinin arkasýna bindirip Tenim´den umre yaptýrmasýný emir buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2126

Cabir (r.a.) þöyle anlatýr:
Resulüllah (a.s.) ile beraber biz, ifrad haccýna; Aiþe (r.ah.) ise umreye niyet ederek (Mekke´ye) yöneldik. Serif mevkiine geldiðimizde Aiþe hayýz gördü. Nihayet Mekke´ye gelince Kâbe´yi tavaf ve Safa ile Merve arasýnda da sa´y ettik. Resulüllah (a.s.) beraberinde kurbanlýk hayvaný bulunmayanlarýn ihramdan çýkmalarýný emretti. Bize hangi þeyler helal olacak? diye sorduk. Resulüllah (a.s.): "Ýhramlýyken size haram olan her þey" buyurdu. Bunun üzerine biz, hanýmlarýmýzla beraber olduk, güzel kokular süründük ve elbisemizi giydik. Halbuki Arefe gününe dört gece kalmýþtý. Sonra terviye günü tekrar hacca niyet ettik. Bundan sonra Resulüllah Aiþe´nin yanýna girdiðinde o aðlýyordu: "Niçin aðlýyorsun" diye sordu. Aiþe: "Þu anda hayýz görmem beni üzmektedir. Ýnsanlar ihramdan çýktýklarý halde, ben çýkamadým; üstelik Kâbe´yi de tavaf edemedim. Þimdi ise insanlar hacca gidiyorlar" dedi. Bunun üzerine Resulüllah: "Þüphesiz ki bu, Allah´ýn Adem (a.s.) Kýzlarý için takdir etmiþ olduðu bir husustur. Binaenaleyh yýkan ve sonra hacca niyet et!" buyurdu. Aiþe de böyle yaptý ve bütün vakfe yerlerinde durdu. Nihayet temizlenince Kâbe´yi tavaf ve Safa ile Merve´yi de sa´y etti. Sonra Resulüllah: "Sen hac ve umrenden birlikte çýkmýþ oldun" buyurdu. Aiþe (r.ah.): Ey Allah´ýn Resulü! Ben, içimden hacca gidip Beyti tavaf etmediðimi bilip dururken nasýl hac etmiþ olurum? dedi. Resulüllah: "Öyle ise Ey Abdurrahman! Bunu götür de Tenim´den umre yaptýr" buyurdu. Bu hadise, Mina´dan Muhassab mevkiine indikleri gece olmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2127

Cabir b. Abdullah (r.a.) Atâ´nýn (r.a.) þöyle dediðini haber vermiþtir:
Cabir b. Abdullah´ýn (r.a.), yanýmda bazý insanlar bulunduðu bir sýrada þöyle dediðini iþittim: Biz, Hz. Muhammed´in (a.s.) ashabý, sadece hac niyetiyle ihrama girdik. Atâ, Cabir´in sözlerine þöyle devam ettiðini belirterek: Peygamber (a.s.) Zil-hicce´nin dördüncü sabahý gelerek, bize ihramdan çýkmamýzý emir buyurdu. Atâ, Hz. Peygamber´in: "Ýhramdan çýkýnýz ve kadýnlarla bir araya geliniz" buyurduðunu nakletmiþtir. Devamla Atâ "Peygamber ashabýna, kadýnlarla cima etmeyi kesin olarak emretmedi. Fakat kadýnlarý, onlara helal kýldý" demiþtir. Cabir (r.a.) sözlerine devamla: "Biz Arefe gününe sadece beþ gece kala Resulüllah (a.s.), kadýnlarýmýzla cima etmeyi, sonra zekerlerimizden meni damlayarak Arafat´a çýkmamýzý emrediyor" diye söylendik. Cabir, eliyle iþaret ederek, (Peygamber´in elini hareket ettirerek iþaret ediþi hâlâ gözümün önündedir). Peygamber ayaða kalkýp þöyle buyurmuþtur: "Kesinlikle biliyorsunuz ki; ben sizin Allah´tan en çok korkanýnýz, en doðru söyleyeniniz ve en iyinizim. Eðer yanýmda kurbaným olmasaydý sizin gibi ben de ihramdan çýkardým. Þu durum benim için bir daha gerçekleþseydi, yanýma (hedy) kurban almazdým. Artýk ihramdan çýkýnýz." Bunun üzerine bizler ihramdan çýkýp Peygamber´i dinledik ve itaat ettik. Daha sonra, Atâ´nýn belirttiðine göre Cabir þöyle demiþtir: Birazdan Ali, vergi toplamaktan geldi. Resulüllah ona: "Neye niyet ettin?" diye sordu. Ali: "Peygamber neye niyetlendiyse ben de ona niyet ettim" diye cevap verdi. Resulüllah ona: "Öyleyse hedy gönder ve ihramlý olarak bekle" buyurmuþtur. Ali de, ona bir hedy kurbaný verdi. Suraka b. Malik b. Cuþum Ey Allah´ýn Resulü! (Hac aylarýnda umrenin cevazý) bu yýlýmýza mý mahsustur, yoksa devamlý mýdýr? diye sordu. Resulüllah da: "Ebediyen devam edecek!" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2131

Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle haber vermiþtir:
Kureyþ ile onlarýn dinine mensup olanlar, Müzdelife´de vakfe yaparlar ve bunlar Hums diye anýlýrlardý. Diðer, Arap kabileleri ise Arafat´ta vakfe yaparlardý. Ýslâm gelince Yüce Allah Hz. Peygamber´e (a.s.) Arafat´a gitmesini ve orada vakfe yapýp sonra oradan dönmesini emir buyurdu. Bu da Kur´an-ý Kerim´de þöyle ifade edilmektedir: Sonra insanlarýn aktýðý yerden sizde akýn...
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2140

Cübeyr b. Mut´im (r.a.) þöyle anlatýr:
Bir devemi kaybetmiþtim de, Arefe günü onu aramaya gittim. Bu sýrada Resulüllah´ý (a.s.) Arafat´ta insanlarla vakfe yaparken gördüm ve (kendi kendime): "Yemin olsun bu Peygamber, Hums´tandýr; onun burada ne iþi var?" dedim. Zira Kureyþ Hums´tan sayýlýrdý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2142

Ebu Musa (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) Batha mevkiinde mola vermiþ olduðu bir sýrada, onun yanýna vardým. Hz. Peygamber (a.s.), bana: "Hacca niyet ettin mi?" diye sordu. Ben de: "Evet" dedim. Bu sefer de: "Hangi çeþit hacca niyet edip ihrama girdin?" dedi. Ben: "Peygamber´in ihrama giriþi gibi ihrama girip Lebbeyk dedim." diye cevap verdim. Resulüllah (a.s.): "Güzel yaptýn. Þimdi git Beyt´i tavaf et, Safa ile Merve arasýnda sa´y yap, ardýndan da ihramdan çýk" buyurdu. Bunun üzerine ben, Beyt´i tavaf ve Safa ile Merve arasýný sa´y ettim. Sonra Kays oðullarýndan (mahremlerimden) bir kadýnýn yanýna geldim. O kadýn saçlarýmý tarayýp ayýkladý. Sonra ben hacca niyet edip ihrama girdim. Ravi sözlerine devamla: Ben Ömer´in hilafetine kadar bu þekilde fetva verirdim. Bir hac mevsiminde birisi Ebu Musa´ya "Ey Ebu Musa! veya: Ey Abdullah b. Kays! Bazý fetvalarýn konusunda yavaþ ol! Kendini tut. Çünkü sen, Emîru´l-Müminin´in hac fiilleri hususunda senden sonra nasýl bir uygulama ortaya koyduðunu bilmiyorsun" dedi. Bunun üzerine ben, umuma hitaben: "Ey insanlar! Kime hac hakkýnda fetva verdiysek, o acele etmesin teenni ile hareket etsin. Çünkü Müminlerin Emîri yanýnýza gelmektedir. Siz ancak ona uyun!" dedim. Yine Ebu Musa: "Müteâkiben Ömer (r.a.) geldi ve bu durumu kendisine arzettim." Bunun üzerine Ömer: "Eðer Allah´ýn kitabý ile amel edecek olursak, o bize (baþlanmýþ olan umre ile haccý) tamamlamayý emrediyor. Resulüllah´ýn sünnetini göz önünde bulundurursak, Hz. Peygamber, kurban kesileceði yere ulaþýp kesilinceye kadar, ihramdan çýkmamýþtýr" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2143

Hz. Ömer´den (r.a.)
Ebu Musa´nýn naklettiðine göre: O (Ebu Musa) temettu haccýna fetva verirdi. Bir kimse ona: "Bir kýsým fetvalarýnda yavaþ ol! Zira Emîru´l-Mümin´in hac fiilleri hususunda ne gibi bir uygulama yapacaðýný bilmiyorsun" dedi. Daha sonra Ebu Musa, Ömer´le bir araya geldiðinde, bu meseleyi ona sormuþtur. Bunun üzerine Ömer (r.a.): "Kesin olarak biliyorum ki, Peygamber (a.s.) ve arkadaþlarý temettu haccý yapmýþlardýr. Fakat, ben hacýlarýn Erak mevkiine geldiklerinde kadýnlarý ile bir araya gelip, sonra baþlarý su damlar bir halde hacca devam etmelerini uygun görmedim" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2145

Hz. Ali´nin (r.a.) hadisinde
Abdullah b. Þakik þöyle dedi: Osman (r.a.) temettu haccý yapýlmasýný yasaklardý. Ali (r.a.) ise temettu haccý yapýlmasýný emrediyordu. Hz. Osman, Hz. Ali ile konuþtu. Sonra Hz. Ali, Hz. Osman´a: "Bizim Resulüllah ile temettu haccý eda ettiðimizi iyi bilirsin" dedi. Hz. Osman: "Evet ama, biz o zaman korkuyorduk" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2146

Ýmran b. Huseyn´ýn (r.a.) þöyle söylediðini
Mutarrýf b. Abdullah anlatýyor: Ýmran b. Huseyn ona þunlarý söylemiþtir: Bugün sana öyle bir hadis rivayet edeceðim ki, Allah, seni bu günden sonra onunla faydalandýracaktýr. Þunu iyi bil ki; Resulüllah yakýnlarýndan bir guruba Zilhicce´nin son on günü içinde umre yapmayý mubah kýlmýþ ve bunuda nesh eden bir ayet inmemiþtir. Ayrýca kendiside Ahirete irtihal edinceye kadar bundan nehyetmemiþtir. Bundan sonra herkes istediði kadar kendi reyi ile söz söyledi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2153

Abdullah b. Ömer (r.a.) þöyle nakletmiþtir:
Resulüllah (a.s.) Veda haccýný, umreyi eda edip ihramdan çýktýktan sonra tekrar hac için ihrama girmek suretiyle temettu haccý olarak eda etmiþtir. Resulüllah (a.s.) Zu´l-Huleyfe´den itibaren beraberinde getirdiði kurbanlýklarý (Kâbe´ye hediye etti) kesti. Nitekim, Resulüllah umre niyetiyle ihrama girerken telbiye getirmeye baþladý. Umre bittikten sonra hac niyetiyle telbiye getirmeye baþladý. Sahabeler de, Resulüllah ile birlikte temettu haccý yaptýlar. Ashaptan bazýlarý kurban getirmiþ, bazýlarý getirmemiþti. Resulüllah Mekke´ye gelince, hacýlara hitaben: "Ýçinizden kurban getirenler için ihramlýya haram olan herþey, haclarýný eda edinceye kadar haramdýr. Kurban getirmeyenler ise Beyt´i tavaf ve Safa ile Merve arasýnda sa´y etsin, saçýný kýsaltarak ihramdan çýksýn! Sonra (Arafat´a çýkýlacaðý sýrada) hac için ihrama girip telbiye etsin. Nihayet Mina´da kesecek kurbaný bulunmayan, üçü hac esnasýnda, yedisi de memleketine döndükten sonra olmak üzere, tam on gün oruç tutsun" buyurmuþtur. Resulüllah Mekke´ye geldiðinde ilk önce Hacer-i Esved rüknünü selamlayýp tavafa baþladý. Yedi dolaným olan tavafýn ilk üçünde remel yaparak, kalan dördünde ise normal yürüdü. Beyt´i tavaf etmeyi bitirince Makam-ý Ýbrahim´de iki rekât namaz kýldý. Sonra selam verip namazdan çýktý. Bunun ardýndan Safa´ya geldi. Safa ile Merve arasýnda yedi defa sa´y yaptý. Bütün hac menasikini bitirip, Kurban kesme günü kurbanýný kesinceye kadar ihramlýya haram olan hiç bir þey yapmadý. Nihayet Bayram günü kurbanýný kesti ve Kâbe´yi tavaf etti. Sonra ihramdan çýkmasýyla ihramlý iken haram olan þeyler helal oldu. Sahabelerden kurban getirip kesenler de, Resulüllah gibi yaptýlar.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2159

Peygamberin zevcesi Aiþe (r.ah.)
Resulüllah´ýn (a.s.) haccý umreye katmak suretiyle temettu ve yanýnda bulunan diðer insanlarýnda temettu yaptýklarýný haber vermiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2160

Hz. Hafsa (r.ah.) þöyle anlatýr:
"Ey Allah´ýn Resulü! sen umrede olduðun için ihramdan çýkmadýðýn halde ihramlarýndan çýkan insanlarýn durumu ne olacaktýr," diye sordum. Bunun üzerine Resulüllah (a.s.): "Ben, saçýmý kestirmek için yumuþattýðýmdan, kurbanýma niþan taktýðýmdan kurbanýmý kesmedikçe ihramdan çýkamam" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2161

Abdullah b. Ömer´in (r.a.) rivayetinde Nafi þöyle haber vermiþtir:
Abdullah b. Ömer (r.a.) fitne senesinde umre niyetiyle yola çýkarak: "Eðer Kâbe´yi ziyaretten menedilirsem, Resulüllah (a.s.) ile beraber olduðumuzda yaptýðýmýz gibi yaparým" dedi. Sonra hareket etti ve (Zu´l-Huleyfe´de) telbiye ederek umre niyetiyle ihrama girdi ve yoluna devam etti. Nihayet (Ýbn Ömer) Beyda düzüne çýktýðý vakit yol arkadaþlarýna dönüp: "Hac ile umre´nin (mani olunduðunda ihramdan çýkma hususunda) hükmü birdir, aralarýnda fark yoktur. Sizleri þahit kýlýyorum ki, ben hacca, umre ile birlikte niyet ettim" demiþtir. Yoluna devam eden (Ýbn Ömer) Kâbe´ye ulaþtýðýnda, onu yedi defa tavaf ve Safa ile Merve´yi de yedi kere sa´y etti. Buna baþka bir þey ilâve etmeyen Ýbn Ömer, bu birer tavaf ve sayin kendine yeterli olduðunu düþünerek kurban sevk etmiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2164

Enes b. Malik (r.a.)
"Peygamber´i (a.s.) hac ile umre için her ikisine birden telbiye getirirken iþittim" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2168

Ýbn Ömer (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) (umre için) Mekke´ye geldiðinde, Beyt´i yedi kere tavaf etti, Makam-ý Ýbrahim´in arkasýnda iki rekât namaz kýldý ve Safa ile Merve arasýnda sa´y etti. Muhakkak ki, Allah Resulü´nde sizin için pek iyi bir örnek vardýr.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2172

Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle haber vermiþtir:
"Hz. Peygamber Mekke´ye geldiðinde yaptýðý ilk iþ, abdest alarak Kâbe´yi tavaf etmek olmuþtur."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2173

Esma bt. Ebu Bekr´in (r.ah.) azatlýsý Abdullah b. Keysan´ýn haber verdiðine göre:
Esma (r.ah.) Hacun mevkiinden her geçtiðinde þöyle dermiþ: "Allah, Resulüne salat ve selam buyursun! Biz, onunla beraber (hac esnasýnda) buraya inmiþtik. O günlerde heybelerimiz hafif, binek hayvanlarýmýz ve yiyeceklerimiz azdý. Ben, kýz kardeþim Aiþe, Zübeyr, filan ve filan umre yapmýþtýk. Biz Beyt´i tavaf edince (sa´y ve saç kýsaltmasýndan sonra) ihramdan çýktýk. Sonra akþamleyin, hac niyetiyle yeniden ihrama girdik."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2175

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle nakletmiþtir:
Hz. Peygamber (a.s.), umre niyetiyle telbiye yaptý, sahabeleri ise hac niyetiyle telbiye ettiler. (Mekke´de tavaf ve sa´ydan sonra) Peygamber ve yanlarýnda kurbaný bulunan sahabeler ihramdan çýkmadýlar. Diðer sahabeler ise ihramdan çýktýlar. Talha b. Ubeydullah da kurbaný bulunanlar arasýnda olduðundan ihramdan çýkmamýþtý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2177

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle nakletmiþtir:
Cahiliye devrinde Araplar, hac aylarýnda umre yapmayý, yeryüzünde en büyük günahlardan sayarlardý. Bunlar, Muharrem ayýndaki hürmeti de Safer ayýna nakleder ve; devenin arkasýndaki yara iyi olur, hacýlarýn ayak izleri silinir, Safer ayý da çýkarsa artýk umre yapmak iþte o zaman helal olur, derlerdi. Peygamber (a.s.), sahabelerle beraber (Zil-hicce´nin) dördüncü gecesi sabahýnda hac niyetiyle telbiye ederek (Mekke´ye) gelmiþlerdi. Resulüllah, sahabelere haclarýný umreye çevirmelerini ve (tavaf, say, týraþla) ihramdan çýkmalarýný emretti. Hac aylarýnda umre ile emredilmeleri (bu aylarda umre yapmayý büyük günah zannettikleri için) sahabelere aðýr geldi. Bunun üzerine: Ey Allah´ýn Resulü! Bununla ihramýn bütün yasaklarýndan kurtulduk mu? diye sordular. Hz. Peygamber cevaben: "Evet, ihramýn bütün yasaklarýndan" buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2178

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) öðle namazýný Zu´l-Huleyfe´de kýldýrdý. Sonra kurbanlýk diþi devesini istedi ve onu hörgücünün sað tarafýndan niþanladý da kan aktý. Ayrýca boynuna iki nalýn taktý. Sonra binek devesine bindi. Deve, kendisini Beyda düzüne çýkarýnca hac niyetiyle telbiye getirdi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2184

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Muaviye bana, Merve´de Resulüllah´ýn (a.s.) saçýný makasla kýsalttýðýmý biliyor musun? diye sordu. Ben de ona: "Ben bunu, ancak senin aleyhinde bir huccet olarak biliyorum" diye cevap verdim.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2188

Enes (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Ali (r.a.) Yemen´den (Mekke´ye) geldiðinde, Peygamber (a.s.) ona: "Hangi niyetle ihrama girdin?" diye sordu. Ali (r.a.) cevaben: "Peygamber´in ihramlandýðý niyetle ihrama girdim" dedi. Resulüllah (a.s.): "Beraberimde hedy kurbaný olmasaydý, hiç þüphesiz ben de ihramdan çýkardým" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2193

Enes (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
"Ben, Resulüllah´ýn (a.s.) umre ile hacca birlikte niyetle; Lebbeyke umreten ve haccen, Lebbeyke umreten ve haccen diyerek yüksek sesle telbiye okuduðunu iþittim."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2194

Enes (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) dört defa umre yapmýþtýr. Veda haccý ile birlikte yaptýðý umre hariç, bunlarýn hepsini de Zu´l-Kade ayýnda yerine getirmiþtir. Bunlardan birisi; Zu´l-Kade ayýnda Hudeybiye´de veya Hudeybiye zamanýnda yaptýðý umre, diðeri ertesi yýl Zül-Kade ayýnda yaptýðý (kaza) umresi, bir diðeri de (Sekizinci hicret yýlýnda) Zu´l-Kade ayýnda Huneyn ganimetlerini taksim ettiði sýrada Cirane´den, yaptýðý umredir. Sonuncusu ise, Veda haccý ile olanýdýr.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2197

Ebu Ýshak, Zeyd b. Erkam´a (r.a.)
"Resulüllah (a.s.) ile beraber kaç gazvede bulundun?" diye sordu Zeyd b. Erkam "On yedi gazve" cevabýný verdi. Yine Ebu Ýshak sözlerine devamla; Zeyd b. Erkam bana: "Resulüllah on dokuz defa gazve yapmýþtýr. Medine´ye hicret ettikten sonra da, bir defa haccetmiþtir. O da Veda haccýdýr" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2198

Hz. Aiþe´den (r.ah.) Urve b. Zübeyr (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Ben ve Ýbn Ömer, Aiþe´nin (r.ah.) hücresine dayanmýþ oturuyorduk. Biz, bu sýrada, Aiþe´nin içerde diþlerini misvaklarken, misvaðýn diþler üzerinde çýkardýðý sesi iþitiyorduk. Ben, Ýbn Ömer´e: "Ey Ebu Abdurrahman! Peygamber (a.s.) Recep ayýnda umre yaptý mý?" dedim. O: "Evet" cevabýný verdi. Bunun üzerine ben Aiþe´ye: Ey anneciðim! Ebu Abdurrahman´ýn ne söylediðini iþitmiyor musun? dedim. Hz. Aiþe: "Ne söylüyor?" dedi. O, Peygamber´in Recep ayýnda umre yaptýðýndan söz ediyor, dedim. Bunun üzerine Aiþe: "Allah, Ebu Abdurrahman´a maðfiret buyursun! Hayatýma yemin ederim ki, Resulüllah, (a.s.) Recep ayýnda umre yapmadýðý gibi, Peygamber´in ifa ettiði bütün umrelerde, Ýbn Ömer de hazýr bulunmuþtur" dedi. Urve b. Zübeyr (r.a.):" Ýbn Ömer, Aiþe´nin bu sözlerini duyduðu halde olumlu veya olumsuz herhangi bir cevap vermeyip sükut etti" dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2199

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Hz. Peygamber (a.s.) Ensar´dan bir kadýna (Ýbn Abbas bu kadýnýn ismini söylemiþti fakat ben onun ismini unuttum): "Bizimle beraber hac etmekten seni alýkoyan nedir?" diye sordu. Kadýn: "Bizim su taþýyan iki devemizden baþka devemiz yoktur. Kocam ile oðlum bu develerden birisine binip hacca gittiler. Birisini de bahçe sulamamýz için bize býraktýlar" dedi. Resulüllah (a.s.): "Öyleyse Ramazan geldiði zaman bir umre yap. Çünkü Ramazan ayýnda yapýlan umre, bir hacca denk sayýlýr" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2201

Ýbn Ömer (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) Medine´den çýkarken (Zu´l-Huleyfe Mescidi yanýndaki) Þecere yolunu takip ederek çýkar; Medine´ye girerken de Muarres yolunu takip ederdi. Resulüllah (a.s.) Mekke´ye gireceði zaman ise "Seniyye-i Ulya´dan girer, Seniyye-i Süfla´dan" çýkardý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2203

Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle bildirmiþtir:
Hz. Peygamber (a.s.) Mekke´ye geldiði zaman þehre üst tarafýndan girer, aþaðý tarafýndan çýkardý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2204

Ýbn Ömer (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) Zu Tava mevkiinde geceleyip, sabah olunca Mekke´ye girmiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2206

Abdullah b. Ömer (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) namaz kýlarken kendisi ile Kâbe cihetine gelen yüksek dað arasýndaki iki tepeyi karþýsýna aldý. (O iki tepeyi karþýsýna almakla) o yerde bina olunan Mescidi, taþ tepenin kenarýndaki Mescidin sol tarafýna almýþ olurdu. Resulüllah´ýn namazgâhý (taþ tepe kenarýndaki) bu Mescidin alt baþýnda kara taþ üstündedir. (Taþ) tepe kenarýndaki Mescitten on arþýn yahut ona yakýn ayrýlýr, sonra seninle Kâbe arasýna düþen uzun daðýn o iki tepesini karþýsýna alarak namaz kýlardý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2209

Ýbn Ömer (r.a.) þöyle nakletmiþtir:
Resulüllah (a.s.) Beyte gelip ilk tavafý (Kudüm tavafýný) eda ederken üç defa remel ile, dört defa da mutad yürüyüþü ile yürürdü. Safa ile Merve arasýnda tavaf ederken de Batnu´l-Mesil´de (remelden de süratli) sa´y ederdi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2210

Ýbn Abbas´ýn (r.a.) rivayetinde anlatýldýðýna göre:
Ýbn Tufeyl Ýbn Abbas´a þöyle dedi: Beyt´i üç tavaf da remel yapmak ve dört tavafta da yürümek sünnet midir? Zira insanlar, bunun sünnet olduðunu söylüyorlar. Bu husustakidaki görüþün nedir? dedi. Ýbn Abbas (r.a.): "Hem doðru söylemiþler, hem de yanlýþ" dedi. Ben: "Bu, hem doðru söylemiþler ve hem de yanlýþ, sözünle ne demek istiyorsun?" dedim. Ýbn Abbas: "Resulüllah (a.s.) Mekke´ye (kaza umresi için) gelince, müþrikler; Muhammed ve arkadaþlarý zayýflýktan dolayý Beyti tavaf etmeye güçleri yetmiyor dediler. Böylece Peygamber´e haset ediyorlardý. Bunun üzerine Resulüllah (a.s.), sahabelerine tavafýn üç þavtýnda koþmalarýný, dördünde de yürümelerini emretti" dedi. Ebu Tufeyl sözlerine devamla: "Ben, Ýbn Abbas´a Safa ile Merve arasýnda vasýtaya binerek tavaf etmenin mahiyetinden haber verir misin? Bu da sünnet midir? Zira kavmin bunun sünnet olduðunu söylüyor" dedim. Ýbn Abbas yine: "Hem doðru söylediler ve hemde yanlýþ" dedi. Ben de: "Hem doðru söylediler ve hem de yanlýþ" sözünün manasý nedir? dedim. Ýbn Abbas: "Resulüllah, tavaf yaparken insanlar etrafýna yýðýldýlar. Ýþte Muhammed! Ýþte Muhammed! diyorlardý. Hatta evlerden genç kýzlar bile dýþarý çýkmýþlardý. Resulüllah´ýn huzurunda insanlar dövülemezdi. Baþýna bir çok kimse toplanýnca, Hz. Peygamber devesine bindi. Ancak yürüyerek sa´y yapmak daha faziletlidir" dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2217

Abdullah b. Ömer (r.a.)
Resulüllah´ý (a.s.) Yemen tarafýndaki iki rükünden baþka Beyt´ten hiçbir rükne el sürerken görmedim demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2222

Ömer Ýbn Hattab (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Ömer Ýbn Hattab (r.a.) Hacer-i Esved´i öptü ve sonra þöyle dedi: "Yemin olsun ki, çok iyi biliyorum sen ancak bir taþsýn. Eðer Resulüllah´ý (a.s.) seni öperken görmüþ olmasaydým seni asla öpmezdim."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2228

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle bildirmiþtir:
Resulüllah (a.s.) Veda haccýnda mihcen (ucu eðri bir deðnek) ile Hacer-i Esved rüknünü istilâm ederek bir deve üzerinde tavaf etmiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2233

Müminlerin annesi Ümmü Seleme (r.ah.) þöyle haber vermiþtir:
Hac esnasýnda hasta olduðumu Resulüllah´a (a.s.) arzettim. Bana "Halkýn arkasýndan (deveye) binerek tavaf et" buyurdu. Ben de böylece tavaf ettim. Resulüllah ise bu esnada Beyt´in yaný baþýnda namaza durmuþ ve "Tur" suresini okuyordu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2238

Hz. Aiþe´den (r.ah.) rivayetle Urve þöyle haber vermiþtir:
Ben, Aiþe´ye (r.ah.); öyle zannediyorum ki, bir kimse Safa ile Merve arasýnda tavaf etmese ona zarar vermez dedim. Aiþe: "Niçin?" diye sordu. Ben de: Yüce Allah: Þüphesiz" Safa "ile" Merve "Allah´ýn niþanelerindendir.buyuruyor dedim. Bunun üzerine Aiþe (r.ah.): Allah Safa ile Merve arasýnda tavaf etmeyen kimsenin haccýný ve umresini tamam kýlmamýþtýr. Eðer bu ayetin hükmü senin dediðin gibi (yani sa´y mubah) olsaydý ayet" Safa ile Merve arasýnda sa´y etmemekte günah yoktur" þeklinde olurdu. Bu ayetin hangi mesele üzerine nazil olduðunu biliyor musun? Bunun iniþ sebebi þudur: "Ensar cahiliye devrinde deniz tarafýnda bulunan Ýsaf ve Naile diye anýlan iki put için telbiye getirirler. Sonra da gelip Safa ile Merve arasýnda sa´y eder, daha sonra da týraþ olurlardý. Ýslâmiyet gelince Ensar, cahiliye devrinde yaptýklarýna bakarak Safa ile Merve arasýnda sa´y etmekten çekindiler. Ýþte bu sebeple Yüce Allah, söz konusu Þüphesiz Safa ile Merve Allah´ýn niþanelerindendir.(Bakara, 158) ayetini indirdi ve böylece onlar da (tavaf ve) sa´ylarýný yaptýlar" dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2239

Enes (r.a.) þöyle bildirmiþtir:
Ensar, Safa ile Merve arasýnda sa´y etmeyi Þüphesiz" Safa "ile" Merve "Allah´ýn niþanelerindendir. Kim Kâbe ´yi hacceder veya umre yaparsa, bu ikisini de tavaf etmesinde bir beis yokturayet-i kerimesi indirilene kadar hoþ karþýlamazlardý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2243

Üsame b. Zeyd (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Ben Arafat´tan itibaren Resulüllah´ýn (a.s.) terkisine bindim. Resulüllah Müzdelife´nin yakýnýndaki sola giden dað yoluna varýnca devesini çöktürdü. Sonra inip küçük abdest bozdu. Sonra geldi. Ben kendisine abdest suyu döktüm. Resulüllah hafif bir surette abdest aldý. Sonra ben: Ey Allah´ýn Resulü! Namaz mý kýlacaksýnýz? dedim. Resulüllah: "Namaz, ileride (Müzdelife) kýlýnacaktýr" buyurdu. Akabinde devesine binip Müzdelife´ye geldi ve namazý orada kýldý. Sonra Bayram sabahý, Resulüllah´ýn terkisine "Fadl" bindi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2245

Abdullah Ýbn Abbas´ýn (r.a.) naklettiðine göre:
Resulüllah (a.s.) Akabe cemresine taþ atýncaya kadar telbiye okumaya devam etmiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2246

Muhammed b. Ebu Bekr Sakafi´nin (r.a.) bildirdiðine göre:
kendisi Enes b. Malik ile birlikte Mina´dan Arafat´a çýkarlarken Enes b. Malik´e "Sizler Resulüllah (a.s.) ile beraber bulunduðunuz sýrada, bu günde ne yapardýnýz?" diye sormuþ. Bunun üzerine Enes b. Malik (r.a.): "Telbiye getirenlerimiz telbiye getirir, kendisine bir þey denilmez; tekbir alanlarýmýz da tekbir getirir, ona da bir þey denilmezdi" diye cevap vermiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2254

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) Arafat´tan, beraberinde Üsame olduðu halde hareket etmiþtir. Bu hususta Üsame "Resulüllah (a.s.) Müzdelife´ye gelinceye kadar âdeti olduðu üzere sükunet ve rýfk ile yoluna devam etti" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2262

Usame b. Zeyd (r.a.) Urve b. Züber´den þöyle haber vermiþtir:
Ben, yanýnda bulunduðum bir sýrada Üsame´ye soruldu veya Urve: Ben Üsame b. Zeyd´den sordum. Zira Resulüllah (a.s.) Arafat dönüþünde onu devesinin arkasýna bindirmiþ ve böyle yola çýkmýþtý. Ben, Üsame´ye: "Resulüllah Arafat´tan döndüðü vakit nasýl yürüyordu?" dedim. Üsame: "Resulüllah orta bir yürüyüþle yoluna devam ederdi. Fakat bir geniþlik bulduðunda süratlice hareket ederdi" diye cevap verdi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2263

Ebu Eyyûb (r.a.)
Veda haccýnda, Resulüllah (a.s.) ile birlikte akþam ve yatsý namazlarýný Müzdelife´de kýldýðýný haber vermiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2264

Abdullah b. Mesûd (r.a.) þöyle nakletmiþtir:
Ben, Resulüllah´ý (a.s.) iki namaz müstesna, vaktinin dýþýnda namaz kýldýðýný görmedim. Müzdelife´de akþam ile yatsý namazlarýný cem etmiþ; bir de o gün (Müzdelife´de) sabah namazýný (mutad) vaktinden daha erken kýldýrmýþtýr.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2270

Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle nakletmiþtir:
Sevde (bt. Zemaa), Müzdelife gecesi Peygamber´den (a.s.) halk iyice kalabalýk oluþturmadan önce kendisinin Mina´ya gönderilmesi hususunda izin istedi. Sevde aðýr hareketli (Kasým´ýn rivayetinde; iri yapýlý) bir kadýndý. Resulüllah, Sevde´ye izin verdi. O, Peygamber´den önce yola çýktý. Fakat, Resulüllah bizleri yanýnda alýkoydu. Nihayet sabah olunca, onunla beraber Mina´ya hareket ettik. Sevde´nin Resulüllah´tan izin istediði gibi, izin isteyip önden hareket etseydim, hiç þüphesiz benim için her þeyden daha sevimli olacaktý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2271

Esma (r.ah.) kölesi Abdullah´tan naklettiðine göre, Abdullah þöyle anlatýr:
Esma "Müzdelife yurdunda gecelerken ay battý mý diye sordu. Ben hayýr batmadý dedim. Kendisi bir saat daha namaz kýldýktan sonra tekrar: "Ey yavrucuðum! Ay battý mý" dedi. Ben de: Evet dedim. Beni yola çýkar dedi. Bunun üzerine hareket ettik. Nihayet cemreyi attýktan sora Mina´da konakladýðý yerde namazýný kýldý. Ben ona: Ey muhterem haným biz gecenin sonundaki karanlýk içinde geldik dedim. Bana: "Hayýr öyle deðil" ey oðlum! Peygamber (a.s.) kadýnlar için (erken cemre etmelerine) izin vermiþtir" dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2274

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle rivayet etmiþtir:
(a.s.) beni Müzdelife´den geceleyin aðýrlýklarý ile beraber (veya kadýn ve çocuklarla birlikte) gönderdi."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2277

Abdullah b. Ömer (r.a.) þöyle anlattý:
b. Ömer kendi aile fertlerinden zayýf olanlarý (ailesinin kadýn ve çocuklarýný) önden gönderirdi. Onlar da geceleyin Müzdelife´de "Meþari´l-Haram" yanýnda vakfe yaparlar, istedikleri þekilde Allah´ý zikr ederlerdi. Sonra imam vakfe yapmadan ve kendisinden önce (Mina´ya) dönerlerdi. Bu suretle onlardan kimi Mina´ya sabah namazý vaktinde gelir, kimi de namazdan sonra gelirdi. Mina´ya geldikleri zaman Cemrelere taþ atarlardý" dedi. Ýbn Ömer (r.a.) "Resulüllah böyleleri hakkýnda erken gelip cemreleri taþlamak hususunda ruhsat vermiþtir" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2281

Abdullah b. Mesûd´un (r.a.) naklettiðine göre Abdurrahman b. Yezid þöyle haber vermiþtir:
Abdullah b. Mesûd Akabe cemresini vadinin ortasýndan (yukarýya doðru) yedi çakýl ile ve her bir atýþta Allah´ü ekber diyerek taþladý. Kendisine: "Ey Ebu Abdurrahman! Bazý kimseler cemreyi vadinin üstünden aþaðýya doðru taþlýyorlar" denildi. Abdullah b. Mesûd cevaben: "Kendisinden baþka ilah olmayan Allah´a yemin ederim ki, benim bulunduðum þu mevkii, kendisine Bakara suresi indirilmiþ bulunan zatýn durduðu makamdýr" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2282

Abdullah b. Ömer (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) ve sahabelerinden bir grup týraþ oldular. Ashaptan bazýlarýda saçlarýný kýsalttýlar. Abdullah sözlerine devamla, Resulüllah bir veya iki defa: "Allah saçlarýný kestirenlere rahmet eylesin" dedikten sonra "saçlarýný kýsaltanlara da" buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2292

Ebu Hureyre´nin (r.a.) kendisnden naklettiðine göre:
Resulüllah (a.s.): "Ey Allahým! Baþlarýný týraþ edenlere maðfiret buyur" diye dua etti. Sahabeler: "Ey Allah´ýn Resulü! Saçlarýný kýsaltanlara da" dediler. Resulüllah yine: "Ey Allahým! Baþlarýný týraþ edenlere maðfiret buyur" diye dua etti. Sahabeler tekrar: "Ey Allah´ýn Resulü! Saçlarýný kýsaltanlara da" dediler. Resulüllah yine: "Ey Allahým! Baþlarýný týraþ edenlere maðfiret buyur" diye dua etti. Sahabeler: "Ey Allah´ýn Resulü! Saçlarýný kýsaltanlara da" dediler. Resulüllah en sonunda: "Saçlarýný kýsaltanlara da maðfiret eylesin!" buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2295

Ýbn Ömer (r.a.)
"Resulüllah (a.s.) Veda haccýnda baþýný týraþ etti" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2297

Enes b. Malik (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) Mina´ya geldi. Sonra Akabe cemresine gelip onu taþladý. Sonra Mina´daki menziline geldi ve kurbanýný kesti. Sonra berbere baþýnýn sað tarafýna iþaret ederek "burayý al" buyurdu. Daha sonra da, sol tarafýndan týraþ edilmesini istedi. Arkasýndan bu saçlarý insanlara vermeye baþladý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2298

Abdullah b. Amr b. As (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) Veda haccýnda insanlar bilmediklerini sorsunlar diye Mina´da durdu. Yanýna birisi gelerek: "Ey Allah´ýn Resulü! Kurban kesmeden önce bilmeyerek týraþ oldum" dedi. Resulüllah (a.s.): "Kurbanýný kes, günahý yok" buyurdu. Sonra diðer bir kimse gelip: "Ey Allah´ýn Resulü! Bilmeden taþ atmadan önce kurban kestim" dedi. Hz. Peygamber ona da: "Taþlarý at, zararý yok" buyurdu. Resulüllah´a (o gün taþ atmak, kurban kesmek, týraþ olmak, tavaf etmek gibi hususlarda) önce yapýlmýþ veya sonraya býrakýlmýþ meselelerde her ne sorulmuþ ise, cevaben: "yap, günah yok!" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2301

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle bildirmiþtir:
Hz. Peygamber´e (a.s.) kurban kesme, týraþ olma ve taþ atmadan herhangi birinin öne geçirilmesi veya geriye býrakýlmasý sorulduðunda "zorluk yoktur" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2306

Enes b. Malik´in (r.a.) Abdulaziz b. Rufeya´dan rivayetinde, Abdulaziz:
Enes b. Malik´e, Resulüllah´tan (a.s.) hatýrladýðýn bir þeyi (yani) terviye günü öðlen namazýný nerede kýldýðýný bana haber ver dedi. Enes: Mina´da kýldý dedi. Ben tekrar: Nefr günü (Mina´dan dönüþ günü) ikindi namazýný nerede kýldý? diye sordum. Enes: Ebtah (yani Muhassab) da kýldý diye cevap verdi. Sonra Enes: "Amirlerin ne yapýyorsa sen de onu yap" dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2308

Ýbn Ömer (r.a.)
"Hz. Peygamber (a.s.) ile Ebu Bekr ve Ömer (r.a.) Ebtah mevkiine iniyorlardý" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2309

Hz. Aiþe (r.ah.)
"Ebtah´a inip orada konaklamak bir sünnet deðildir. Zira Resulüllah (a.s.) oraya ancak Medine´ye dönüþte çýkýþý kolay olduðu için inmiþtir" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2311

Ýbn Abbas (r.a.)
"Muhassab´da kalmak bir þey deðildir. Orasý sadece Resulüllah´ýn (a.s.) (zevalden sonra istirahat için) inip konaklamýþ olduðu bir yerdir" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2313

Ebu Hureyre´nin (r.a.) haber verdiðine göre:
Resulüllah (a.s.): "Yarýn inþaallah Kinane oðullarý yurduna ineceðiz. Burasý Kureyþ ile Kinane oðullarýnýn, küfür üzerine ahitleþtikleri yerdir" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2315

Ýbn Ömer´in (r.a.) bildirdiðine göre:
Abbas b. Abdu´l-Muttalip (r.a.), hacýlara su daðýtmakla görevli olduðundan Mina gecelerinde Mekke´de ikamet etmek üzere Resulüllah´tan (a.s.) izin istedi. O´da kendisine izin vermiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2318

Hz. Ali (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
"Resulüllah (a.s.) bana kurban develerine nezaret etmemi, etleriyle, derilerini ve çullarýný tasadduk etmemi, ayrýca kasaba kurbanlardan (ücret adýyle) hiçbir þey vermememi emretti" ve: "Biz ona yanýmýzdan (bir þeyler) veririz" buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2320

Cabir b. Abdullah (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
"Biz Hudeybiye senesinde Resulüllah (a.s.) ile beraber deve ve sýðýrý yedi kiþi adýna kurban edip boðazladýk."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2322

Ýbn Ömer´in (r.a.) rivayetinde Ziyad b. Cübeyr þöyle anlatýr:
Ýbn Ömer kurbanlýk devesini yatýrarak boðazlayan bir kimsenin yanýna geldiðinde ona: "Deveyi kaldýr, onu ayaðý baðlý ve ayakta olarak kes. Devenin bu þekilde boðazlanmasý Peygamber´in (a.s.) sünnetidir" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2330

Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) Medine´den (Mekke´ye) kurbanlýk gönderirdi. Ben de kurbanýn niþan iplerini örerdim. Kurbanlýklarý gönderdikten sonra Resulüllah, ihramlýnýn sakýnacaðý þeylerin hiç birisinden sakýnmazdý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2331

Ebu Hureyre (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.), kurbanlýk deve sevk etmekte olan bir kimse gördü ve ona: "Deveye bin" buyurdu O kimse: "Ey Allah´ýn Resulü! Bu deve kurbanlýktýr" dedi. Bunun üzerine Resulüllah ikinci veya üçüncü defasýnda da: "Yazýklar olsun sana! Bin þu deveye" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2342

Enes (r.a.) þöyle bildirmiþtir:
Resulüllah (a.s.), kurbanlýk deve sevk eden bir insanýn yanýndan geçti ve ona: "Deveye bin" buyurdu. O kimse: "Bu deve kurbanlýktýr" dedi. Resulüllah iki veya üç defa: "O deveye bin" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2344

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle bildirmiþtir:
Ýnsanlar hac sonunda her bir tarafa daðýlýyorlardý. Resulüllah (a.s.): "Sakýn ha! Sizden hiç bir kimse Beyt´e olan son vazifesini (Veda tavafýný) yapmadýkça daðýlmasýn" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2350

Bilâl (r.a.) Abdullah Ýbn Ömer´den þöyle nakletmiþtir:
Resulüllah, (a.s.) Mekke´nin fethi günü, beraberinde Üsame, Bilâl, Osman b. Talha Hacabi olduðu halde Kâbe´ye girerek kapýsýný kapatmýþtý. Sonra bir müddet içerde kalmýþlardý. Abdullah b. Ömer dýþarý çýktýðý zaman Bilâl´e: "Resulüllah içerde ne yaptý?" diye sordum. Bunun üzerine Bilâl "Allah Resulü iki direk soluna, bir direk saðýna ve üç direði de arkasýna aldý ve sonra namaz kýldý. O zaman Beyt altý direk üzerinde idi" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2358

Üsame b. Zeyd´den (r.a.) Ýbn Cüreyc þöyle nakletmiþtir:
Ben Atâ´ya "Ýbn Abbas´ýn sizler ancak tavaf etmekle emrolundunuz, Kâbe´nin içine girmekle emir olunmadýnýz dediðini iþittin mi?" diye sordum. Atâ þöyle dedi: Ýbn Abbas Kâbe´ye girmekten nehy etmezdi. Ancak ben onun þöyle dediðini iþittim: Bana Üsame b. Zeyd þöyle haber verdi: Peygamber (a.s.) Beyt´e girdiði zaman onun bütün bölümlerinde dua etmiþtir. Ancak Kâbe´den çýkýnca Beyt´in önünde iki rekât namaz kýlmýþ ve "Ýþte kýble budur" demiþtir. Atâ, Ýbn Abbas´a: "Kâbe´nin nahiyelerinden maksat nedir? Onun köþeleri mi?" diye sordum Ýbn Abbas: "Hayýr, Beyt-i Þerif´in karþýsýna gelen her yerdir!" cevabýný vermiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2364

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle nakletmiþtir:
"Peygamber (a.s.) Kâbe´ye girdi. Kâbe´nin içinde altý direk bulunmakta idi. Resulüllah bir direðin yanýnda durup dua etti, namaz kýlmadý."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2365

Abdullah b. Ebu Evfa´nýn (r.a.) þöyle söylediðini Ýsmail b. Ebu Halid anlatýyor:
Ben sahabeden Abdullah b. Ebu Evfa´ya (r.a.) "Peygamber (a.s.) umre yaptýðý zaman Beyt´in içine girdi mi?" diye sordum. O: "Hayýr girmedi" diye cevap vermiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2366

Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle bildirmiþtir.
Resulüllah (a.s.) bana: "Eðer kavmin küfürden yeni kurtulmuþ olmasaydý, ben Kâbe´yi yýkar da onu tekrar Ýbrahim´in (a.s.) kurduðu temel üzerine yeniden inþa ederdim. Çünkü Kureyþ Kâbe´yi bina ederken iþi kýsadan tutmuþtur. Ben, Kâbe´ye bir de arka kapý yapardým" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2367

Ýbn Abbas (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Fadl b. Abbas, Resulüllah (a.s.) ile ayný binekte yolculuk ediyorlardý. Bu sýrada Hasam kabilesinden bir kadýn fetva sormak için Resulüllah´a gelmiþti. Bu sýrada Fadl kadýna, kadýn da Fadl´a bakmaða baþladý. Resulüllah hemen Fadl´ýn yüzünü eliyle baþka tarafa çevirmeðe baþladý. Kadýn: "Ey Allah´ýn Resulü! Hac farizasý babama oldukça ihtiyarladýðý bir yaþta eriþti. Deve üzerinde durmaða muktedir olamýyor. Ben kendisinden (vekaleten) hac edebilir miyim?" diye sordu. Resulüllah (a.s.): "Evet! Onun adýna hac edebilirsin" diye cevap vermiþtir. Bu hadise Veda haccý sýrasýnda gerçekleþmiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2375

Fadl b. Abbas (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Hasam kabilesinden bir kadýn: "Ey Allah´ýn Resulü! Babam çok yaþlý bir ihtiyardýr. Üzerinede hac farzdýr. Halbuki kendisinin deve üzerinde durmasý mümkün deðildir." Bunun üzerine Peygamber (a.s.): "Sen, onun adýna haccet" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2376

Ebu Hureyre (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) bir gün bize hitap ederek: "Ey Ýnsanlar! Yüce Allah üzerinize haccý farz kýlmýþtýr. Hac ediniz" buyurdu. Bir kimse: "Ey Allah´ýn Resulü! Her sene mi?" diye sordu. Resulüllah cevap vermedi. O zat sorusunu üç defa tekrarladý. Bunun üzerine Resulüllah: "Eðer evet deseydim, her sene hac etmek muhakkak vacip olurdu ve siz hiç þüphesiz buna güç yetiremezdiniz. Ben sizi kendi hâlinize býraktýðým müddetçe sizde beni kendi hâlime býrakýn. Hiç þüphesiz sizden evvelki milletler çok soru sormalarý ve Peygamberleri hakkýnda ihtilafa düþmeleri sebebiyle helak olmuþlardýr. Binaenaleyh ben size bir þey emrettiðimde, siz bunu gücünüz yettiði kadar yapýnýz. Bir þeyden de sizi nehyettiðimde, artýk onu terkediniz" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2380

Ýbn Ömer´in (r.a.) naklettiðine göre:
Resulüllah (a.s.): "Kadýn kendisi ile beraber bir mahremi bulunmadýkça, üç gecelik mesafeye sefer etmesin" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2381

Ebu Saîd Hudrî´nin (r.a.) naklettiðine göre:
Resulüllah (a.s.): "Üç Mescidin dýþýnda, baþka mescitlere sefer etmeyiniz. Bunlar; benim þu Mescidim, Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa "buyurmuþtur. Ve yine Resulüllah: "Kadýn, yanýnda mahreminden biri yahut kocasý bulunmaksýzýn, iki günlük mesafeye yolculuk etmesin" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2383

Ebu Hureyre (r.a.)
Resulüllah´ýn (a.s.): "Müslüman bir kadýna beraberinde mahreminden bir erkek bulunmaksýzýn bir gecelik mesafeye yolculuk etmesi helal olmaz" buyurduðunu haber vermiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2386

Ebu Saîd Hudrî´nin (r.a.) naklettiðine göre:
Resulüllah (a.s.): "Allah´a ve Ahiret gününe iman eden bir kadýna, beraberinde babasý, oðlu, kocasý, kardeþi, veya diðer bir mahremi bulunmaksýzýn üç gün ve daha fazla süren bir yolculuða çýkmasý helal olmaz" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2390

Ýbn Abbas (r.a.)
Hz. Peygamber´den (a.s.) bir hutbe esnasýnda þöyle iþittiðini bildirmiþtir. Allah Resulü: "Hiç bir erkek mahremi olmayan bir kadýnla sakýn yalnýz kalmasýn! Kadýn da kendisi ile beraber bir mahremi bulunmaksýzýn sakýn yola çýkmasýn!" buyurdu. Resulüllah´ýn (a.s.) bu nehyi üzerine (sahabelerden) bir kiþi ayaða kalkarak: "Ey Allah´ýn Resulü! Hanýmým hac etmek üzere yola çýkmýþtýr. Ben ise filan gazveye gitmek üzere yazýldým?" dedi. Resulüllah: "Haydi git de zevcenle birlikte haccet" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2391

Ýbn Ömer (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) ordu veya seriyelerden veyahut hac ve umreden döndüðü sýrada her bir tepeye ve her bir yokuþa çýktýðýnda üç defa "Allah´ü ekber, Allah´ü ekber, Allah´ü ekber" diye tekbir getirir sonra þu duayý okurdu: "Allah´tan baþka hiçbir ilah yoktur. Onun ortaðý yoktur. Mülk Onundur. Hamd de ancak Ona mahsustur. O, herþeye hakkýyla kadirdir. Artýk bizler seferden selametle dönüyoruz, günahlarýmýzdan tevbe ediyoruz. Bizler ancak Rabbimize ibadet, Rabbimize secde, Rabbimize hamd edicileriz. Allah vaadinde sadýktýr. Kuluna yardým etmiþ ve ancak O tek baþýna ordularý periþan etmiþtir."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2394

Enes b. Malik (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Ben ve Ebu Talha Peygamber (a.s.) ile bir seferden dönüyorduk. Safiye de Resulüllah ile beraberdi. Nihayet Medine´yi görebilecek yere gelince Resulüllah (a.s.): " (Bizler seferden) dönüyoruz, (günahlardan) tevbe ediyoruz. Biz ancak Rabbimize ibadet ve hamd edicileriz" duasýný okudu ve Medine´ye gelinceye kadar bu sözleri tekrar etti.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2395

Abdullah b. Ömer (r.a.)
"Resulüllah (a.s.) Zu´l-Huleyfe´de Betha denilen yerde devesini çökertti, sonra inip orada namaz kýldý."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2396

Ýbn Ömer (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Resulüllah (a.s.) Zü´l-Huleyfe´deki konaklama yerinde iken (Allah tarafýndan bir melek gönderildi) kendisine: "Sen mübarek Batha (vadisinde) dasýn" denildi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2399

Ebu Hureyre (r.a.) þöyle haber vermiþtir:
Ebu Bekr Sýddýk Resulüllah´ýn kendisini hac emîri tayin ettiði, Veda haccýndan bir sene önceki haccda, kurban bayramýn birinci gününde, insanlar arasýnda: " (Artýk) bu yýldan sonra hiçbir müþrik hac etmesin ve hiçbir çýplak da Beyt´i tavaf etmesin" diye ilan eden bir çok münadi ile birlikte beni de göndermiþti.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2401

HAC
Ebu Hureyre´nin (r.a.) rivayet ettiðine göre:
Hz. Peygamber (a.s.): "Umre, ikinci bir umreye kadar yapýlan (küçük) günahlar için kefarettir. Kabul olan bir hac ise, onun Cennetten baþka bir karþýlýðý yoktur" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2403

Ebu Hureyre´nin (r.a.) naklettiðine göre:
Allah Resulü (a.s.): "Her kim þu Beyt´e gelip de (hac sýrasýnda) kötü sözler söylemez ve günah iþlemezse, o kimse annesinden doðduðu gün gibi tertemiz ve günahlardan arýnmýþ olarak geri döner" buyurmuþtur.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2404

Üsame b. Zeyd b. Harise (r.a.)
"Ey Allah´ýn Resulü! Yarýn Mekke´de kendi evinde mi konaklayacaksýn?" diye sormuþ; Resulüllah da (a.s.): "Akîl bizim için ev, yer býraktý mý ki?" cevabýný vermiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2405


Alâ b. Hadrami (r.a.)
Hz. Peygamber´den þöyle iþittiðini nakletmiþtir:" Muhacir için dönüþ tavafýný yaptýktan sonra Mekke´de ancak üç gün ikamet hakký vardýr."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 2408

Ýbn Abbas´ýn (r.a.) rivayet ettiðine göre:
Hz. Peygamber (a.s.) Mekke´nin fethedildiði gün: "Bundan böyle artýk hicret yoktur. Ancak cihat ve niyet vardýr. Toptan savaþa çaðrýldýðýnýzda hemen gidin" buyurmuþtur. Yine Allah Resulü Mekke´nin fetih günü sözlerine devamla: "Hiç þüphe yok ki, Allah gökleri ve yeri yarattýðý vakit bu beldeyi haram kýlmýþtýr. Yüce Allah´ýn haram kýlmasý sebebiyle burasý Kýyamete kadar haramdýr. Benden önce bu beldede hiç kimseye muharebe helal kýlýnmamýþtýr. Bana da sadece gündüzün bir vaktinde helal olmuþtur. O, Allah´ýn haram kýlmasýyla Kýyamete kadar haramdýr. Onun dikeni koparýlmaz; avý ürkütülmez, ilan edenden baþkasý, onda bulduðu eþyayý alamaz; yaþ otu da kesilemez." buyurmuþtur. Abbas "Ey Allah´ýn R

Ynt: Hac By: ceren Date: 21 Mart 2016, 19:26:04
Esselamu aleykum.Rabbim razý olsun bilgilerden kardesim.Uzerimize farz olan hac vazifesini hakkiyla yerine getiren ve Rabbimin merhametine sefaatine kavusan kullardan olalim inþallah....
Ynt: Hac By: Sevgi. Date: 23 Nisan 2021, 09:00:15
Esselamü Aleyküm. Rabb'im bizlere de üzerimize farz olan hac ibadetini yerine getirebilmeyi nasip etsin inþaAllah

radyobeyan