Resimli Konular
Pages: 1
Kum tanesinden inci tanesine By: ezelinur Date: 09 Eylül 2010, 20:47:32


KENDÝ HALÝNDE, sade ama mutlu bir hayatý vardý istiridyenin. Denizin derinliklerinde bir kayaya tutunmuþ, yaþayýp gidiyordu. Tuzlu deniz suyundan yiyeceðini buluyor, sert kabuðu onu düþmanlarýna karþý koruyabiliyordu. O da zamanýnýn büyük kýsmýný saðýndan-solundan süzülerek geçen balýklarý seyrederek geçiyordu.
Derken, birgün, istiridyenin içine bir sýzý düþtü. Ýçinde hissettiði acý sakin hayatýný alýp götürmüþ, yerine sýkýntýlý ve sancýlý günler getirmiþti. Çok gecikmeden istiridye bu sancýlarýn nedenini öðrendi. Bir kum taneciði! Küçücük bir kum taneciði nasýlsa istiridyenin içine girmiþ ve þimdi onu acýlar içinde kývrandýrýyordu.

Ýstiridye kendi kendine bu kum taneciðini ne yapacaðýný düþünmeye baþladý. “Bu sýkýntý neden benim baþýma geldi? Nasýl oldu da oldu?” gibi sorular sormanýn faydasýzlýðýný ve anlamsýzlýðýný biliyordu. O kum taneciðinden kurtulmanýn mümkün olmadýðýnýn da farkýndaydý. O halde, yapmasý gereken, þimdi düþmaný gibi görünen bu davetsiz misafirle birlikte yaþamaya çalýþmaktý.

Bu kararýnýn ardýndan istiridyenin sancýlarý sona ermedi, ama azaldý. Þikayet etse kat kat artacak olan sýkýntýlarý dayanýlabilir ölçüde kaldý. Günler, aylar ve yýllar geldi geçti. Ýlginçtir,, istiridyenin aðrýlarý ve sýkýntýlarý da neredeyse sona ermiþ, ve ardýnda herkesin ziyaret etmekten büyük zevk duyduðu bir istiridye býrakmýþtý.

Çünkü hayatýnýn uzun süre acýlarla geçmesine neden olan o kum taneciði, onun sabrýyla bir inciye dönüþmüþtü!

Ýstiridyenin bulunduðu civarda yaþayan diðer deniz canlýlarý onu sýk sýk ziyaret etmeye, zaman zaman kabuðunu açtýðýnda ortaya çýkan muhteþem inciyi seyretmeye geldiler.

Ve bir þeye hiç karar veremediler: O harika inci mi istiridyeyi güzelleþtiriyordu, yoksa sabýr ve sükunet sembolü gibi duran istiridye mi inciyi öylesine güzel gösteriyordu?

***

Herbirimiz ilâhî bir sanat eseriyiz.

Beden elbisemiz ipekten daha pürüzsüz; gözümüz, kulaðýmýz, aðzýmýz, en paha biçilmez taþlardan daha deðerli. En sade bir insan yüzü, Mona Lisa’nýn yüzünden daha canlý ve deðerli.

Duygularýmýz elmas, yakut ve pýrlantadan daha gözalýcý. Içimizde karun’un hazinelerinden daha büyük bir hazine taþýyoruz. Belki farkýndayýz, belki deðiliz.

Birer model ve taþýyýcý gibi bu güzelliklerle güzelleþtirilmiþiz. Ama hiçbiri bize ait olmadýðý, ne yapýmlarýnda ne de devamlarýnda hiçbir katkýmýz olmadýðý halde bu sanat eserlerini sahiplenip, onlarýn baþýna gelen ve hoþumuza gitmeyen deðiþikliklerden ne de çabuk þikayet edebiliyoruz!

Varlýðýn, üzerimizde taþýdýklarýmýzýn bizden deðil, ama bize emanet edilmiþ þeyler olduðunu ne de çabuk unutabiliyoruz!

Bize biçilen, bize en çok da uyan ve daha fazlasýný taþýyamayacaðýmýz konumun birer sanat eseri olmak olduðunu niye hatýrlamýyoruz dersiniz?

Sevinçler kadar hüzünlerin de, rahatlýklar kadar sýkýntýlarýn da bize yakýþtýðýný ve hayatýn onlarla güzelleþtiðini ne kadar farkedebiliyoruz?

Ne dersiniz, Mona Lisa tablosu yapýlýrken tablodaki kadýn kendi ressamýný eleþtirse, þurasý düzgün olmadý, burasýný þöyle deðil böyle yap dese ne derdik? Ve usta ressam Vinci Mona Lisa’yý Mona Lisa’nýn istediði gibi resmetse böylesine güzel olur muydu?

Ya da, usta bir mücevhercinin elinde biçimlenen bir elmas dile gelip ustasýný þikayet etse, ne derece haklý olurdu?

Qa biz? Duygularýmýz iyi-kötü herbir olayla bir elmas gibi biçimlendirilirken, sabrettiðimiz takdirde kum tanesi gibi bir sýkýntýyý bir ince tanesine dönüþtürebilecekken, Sanatkârýmýzý þikayet etmeye ne derece hakkýmýz var?

Güzeli güzel yapan, sanatkârýnýn ustalýðý mýdýr, yoksa o þeyin kendini nasýl gördüðü müdür?

Sözün kýsasý, býrakalým, hayatýmýz Sanatkârýmýzýn elinde seyre ve tefekküre layýk bir eser olsun. Býrakalým, hüzünler ve sýkýntýlar duygularýmýzýn sivriliklerini gidersin ve onlarý daha da güzelleþtirsin…


Murat ÇÝFTKAYA


radyobeyan