Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Andelip By: sumeyye Date: 06 Eylül 2010, 22:07:57
Andelip
Güzel bir bahar sabahýydý. Kýþýn beyaz sayfasý, baharýn yeþil sayfasýna; gecenin karanlýðý da gündüzün aydýnlýðýna inkýlâp etmiþti. Vakit, günün en güzel ve en bereketli vakti, seher vaktiydi. Her canlý kendine has þekliyle Rablerini zikir ve tesbih ediyordu. Andelip, bu güzel bahar sabahýnda biraz gezmek, melekleri ve ruhaniyatý semadan indirtip aþka ve cezbeye getiren bu þirin manzaralarý seyredip, Rabbinin sanatlarýný temaþa etmek istiyordu. Bu neþe ve heyecanla kanatlarýný hýzla çarparak havalandý.

Bir tepeciðin üzerine gelmiþti. Tepenin bir tarafý pembe ve mor, diðer tarafý ise sarý ve beyaz çiçeklerle kaplýydý. Tepenin alt tarafýnda, bir çýnar aðacýnýn yanýndaki taþlarýn arasýndan süzülerek aþaðý doðru akan bir su vardý. Suyu görünce sevinçle suya doðru uçtu. Küçük bir taþýn üzerine kondu. Ve birkaç yudum içti. Gökten rahmetini damlalar suretinde indirip muhtaç kullarýna ihsan eden rabbine hamd etti. Tam bu sýrada bir ses duydu.  Biri imdat diye baðýrýyordu. Dikkatlice dinledi. Evet, yanýlmýyordu, biri yardým istiyordu. Aþaðýya doðru baktý. Bu bir karýncaydý. Minik kollarýnýn arasýna sýkýþtýrdýðý buðday tanesiyle birlikte, var gücüyle içine düþtüðü sudan kurtulmaya çalýþýyordu. Andelip hemen kanatlarýný çýrptý, yerden bir çöp aldý ve karýncaya doðru uzatarak, “haydi!” dedi. Karýnca ise büyük bir hýrsla, buðday tanesini de býrakmadan çöpe tutundu. Andelip de hýzlýca çöpü çekti. Fakat tam o sýrada karýnca, uðruna hayatýný riske attýðý buðday tanesini elinden düþürdü.

Andelip, yorgun bedenini topraða býrakmýþ, nefes nefese yatan karýncaya baktý ve yumuþak sesiyle, “Elhamdülillah kurtuldun” dedi. Karýnca ise sanki onu duymuyor gibiydi. Uzandýðý yerden hýzlýca doðruldu. Ve suya bakarak “onu kaybettim, onu kaybettim, ben þimdi ne yapacaðým” diye aðlamaya baþladý. Andelip, “Üzülme kardeþim! Demek ki o buðday tanesi senin nasibin deðilmiþ. Hem Rabbimiz sana daha güzelini ihsan eder Ýnþallah.” dedi.

Karýnca baþýný kaldýrarak; “Haklýsýn, ama onu buraya kadar getirmek için çok çalýþtým. Baksana yuvamýza da az kalmýþtý. Hem, kendim ve arkadaþlarým için çok çalýþmam lazým. Depolarý doldurmalýyýz, aç kalmamak için kýþa hazýrlýk yapmalýyýz.” dedi.


Andelip:


Evet, çalýþmanýz çok güzel, ama sakýn Allah’ýn rahmetinden ümit kesmeyin. O hiç birimizi aç býrakmaz. Yeryüzünde yaþayan canlýlarýn rýzký ancak Allah’a aittir. Madem bize bu hayatý verdi, bizi beslemek ve rýzýk ile hayatýmýzý devam ettirmek onun vazifesidir. Hem baksana, hayatýmýzýn devamý için her birimize farklý kabiliyetler vermiþ. Ve hayatýmýzýn devamý için gerekli olan her þeyi daha dünyaya gelmeden bize öðretmiþ. Yoksa ben uçmayý, sen yuva yapmayý nereden bilecektik.

Andelip, tatlý tatlý konuþuyor ve karýncanýn hayatýnda hiç duymadýðý þeylerden bahsediyordu. Karýnca da hiç ses çýkartmadan, hayranlýkla bu bilge bülbülü dinliyordu. Tam bu sýrada bir výzýltý duyuldu. Ýkisi birden arkalarýna baktýlar. Bu, bir bal arýsýydý. Hemen yanlarýndaki sarýçiçeðe konuverdi ve: “Özür dilerim, istemeyerek kulak misafiri oldum. Acaba bu güzel sohbetinize ben de katýlabilir miyim.” dedi. Ýkisi birden, “tabii, hoþ geldin” dediler. Andelip sözlerine devamla, “Rabbimizin bizi nasýl terbiye ettiðini ve akýl ve irademizin fevkinde bize nasýl mükemmel vazifeler yaptýrdýðýný konuþuyorduk. Siz arýlar bu bahsimize güzel bir misal teþkil ediyorsunuz.  Bize kendinizden ve iþlerinizden biraz bahseder misin?” dedi.


Bal arýsý:


“Ben bir iþçi arýyým, þu ilerideki aðaçlarýn kovuklarýnda binlerce arkadaþlarým var. Yaptýðýmýz harika iþleri anlatmak çok uzun sürer. Ama þu kadarýný söyleyebilirim ki, biz büyük bir uyum içinde gece-gündüz çalýþýrýz. Sayýmýz binlerce olduðu halde hiçbir karýþýklýk olmaz. Herkes vazifesini aksatmadan yerine getirir. Bir mühendislik harikasý olan peteði, sayýsýz þifalarý olan rahmet þerbetini onun izni ve ilhamýyla yaparýz. Senin de söylediðin gibi bu sanatlarýn hiç birisi bize ait deðildir ve olamaz.”


Karýnca:


“Biz de büyük bir aileyiz ve mükemmel iþler yapýyoruz. Yani bize yaptýrýlýyor. Yuvamýzda tam bir iþ bölümü vardýr. Kimse zerre miktar haddinden tecavüz etmez. Her birimiz önce kardeþini düþünür. Aramýzda asla bir kýskançlýk ve rekabet olmaz. Bütün gün çalýþýr rýzkýmýzý ararýz. Rabbimizin bize verdiði özel yön tayin etme sistemiyle ne kadar uzaklaþsak da yolumuzu þaþýrmayýz.”


Andelip:



“Bütün bunlar hem çok hayret verici hem de çok güzel. Evet, bu gibi harika iþleri biz aciz kullarýna yaptýran zat, elbette bütün noksanlýklardan münezzehtir.” dedi.

Karýnca ve arý, andelibin sözlerini tasdik ettiler. Karýnca, andelibe dönerek: “Beni sudan kurtardýðýn için teþekkür ederim. Ayrýca bu güzel nasihatlerinizle beni büyük bir gafletten kurtardýðýnýz için Allah ikinizden de razý olsun. Sohbetimiz çok güzel ama artýk gitmeliyim” dedi.

Bu sözlerden sonra üçü de birbirleriyle helalleþip ayrýldýlar. Andelip tatlý bir rüzgârýn eþliðinde bulutlara doðru süzülüp giderken, “Yedi kat yer gök ve içindekiler Allah’ý tesbih ederler. Allah’ýn kusursuzluðunu ve mükemmelliðini bildirmeyen hiçbir þey yoktur.” âyetini okuyordu.


Afra Betül IÞIKLI

radyobeyan