Mescidi Haremeynde Ramazan By: sumeyye Date: 06 Eylül 2010, 19:46:37
Mescid-i Haremeynde Ramazan
Kâbe-i Muazzama'nýn etrafýnda pervane olup cezbeye gelerek ve latifeleri yüce feyizlere gark olarak bu anýn hiç bitmesini istemez bir halde tavaflarýný edâ ediyorlar. Bir taraftan da günahlarýnýn aðýrlýðý ve utancýyla nedamet gözyaþlarý içinde titreyen, ezilen Müslümanlar Beytullah'ýn halkalarýna, duvarlarýna, kapýsýna tutunarak, merhameti gazabýný geçen Zât-ý Erhamurrahimin'e sýðýnmanýn, yalvarmanýn huzuru ve ümidi içerisinde duâ edip, kendilerinden geçiyorlar.
Bir baþkadýr Mescid-i Haremeyn'de Ramazan-ý Þerif. Mekânlarýn en kudsisi, nebiler diyarý, dünyanýn merkezi, hayatýn baþlangýç noktasý ve Resûl'ü Ekrem (sav)'in kâinatý nurlandýrdýðý þehir Mekke... Mekke, güzel þehir…
Baðrýnda Sýddýklar'ýn, Faruklar'ýn, Haticeler'in ve Fâtýmalar'ýn, her biri yol gösterici birer yýldýz olan güzide insanlarýn yaþadýðý ve Cenâb-ý Hakk'ýn Beyt’ini inþaya layýk gördüðü mukaddes topraklar. Bu kadar kutsal ve nezih güzelliklerin toplandýðý bu þehirde Ramazan-ý Þerifi ihya etmek ne büyük, ne yüce bir nimettir, ne doyumsuz bir lezzettir.
RAMAZAN UMRESÝ
Dünyanýn dört bir yanýndan akýn akýn gelen Müslümanlar, mübarek Ramazan günlerini bu kutsal topraklarda geçirmenin sevinciyle ve ayný zamanda eda edecekleri Ramazan umresi vesilesiyle büyük ecir kazanacaklarýnýn ümidiyle Beytullah’a koþuyorlar.
Çünkü Allah Resûlü (sav) “Ramazan-ý Þerifte yapýlan umre bir hacca denktir” buyurarak ümmet-i Muhammed'e böyle büyük bir ecri müjde verip teþvik ediyor. Orucun etkisiyle aç, susuz daimi ibâdet halindeki hacýlar bir nevî melekî bir hâlet-i rûhiyede Kâbe-i Muazzama'nýn etrafýnda pervane olup cezbeye gelerek ve latifeleri yüce feyizlere gark olarak bu anýn hiç bitmesini istemez bir halde tavaflarýný edâ ediyorlar. Bir taraftan da günahlarýnýn aðýrlýðý ve utancýyla nedamet gözyaþlarý içinde titreyen, ezilen Müslümanlar Beytullah'ýn halkalarýna, duvarlarýna, kapýsýna tutunarak, merhameti gazabýný geçen Zât-ý Erhamurrahimin'e sýðýnmanýn, yalvarmanýn huzuru ve ümidi içerisinde duâ edip, kendilerinden geçiyorlar.
Mübarek Beyt’e dokunan, sarýlan insanlar manevî bir akýma kapýlmýþ gibi ondan kopamýyorlar ve uhrevî hislerin en cazibedar, en doyumsuz anlarýný tadýyorlar burada. Tavaf hakkýnda Allah Resûlü'nün (sav) “Ýnsanlarýn mahþer gününde defterlerinde en az bulacaklarý fakat kýymeti en yüksek bir ibâdet” olarak bizlere haber verdiði bu yüce ibâdetten nasiplenebilmek için gece gündüz, sýcak soðuk demeden devamlý tavaf yapan hacýlar Beyt’in etrafýný bir an olsun boþ býrakmadan, her an her saniye tesbih, tazim, þükür ve istiðfarla yüce yaratýcýyý zikrediyorlar. Beytullah ise kendisine heyecan ve muhabbetle, ümitle koþan her hacýyla musafaha edip, celalli ve heybetli görüntüsüyle ürperen kalpleri bir anne þefkatiyle baðrýna basýp, baþlarýný okþayarak, teselli veriyor. Tekbir nidalarýyla selamlanan, meshedilen Hacer-ül Esved taþý ise her selam sahibine, mahþer günü þahitlik yapabilmek için kamera misali onlarý resmedip, kaydederek selamlarýna icâbet ediyor.
Ve umrenin diðer bir rüknü ise say kýsmýdýr: Allah (cc)’ýn emrine itaat ve iman, tevhid, teslim , tevekkül hakikatlerine en güzel bir misal olarak asýrlardýr bizlere dersini tazelemekte olan Hz.Ýbrahim ve Hz. Hacer'in büyük hikmetlerle dolu kýssasýnýn hatýrasýný yaþatmak için. Ayný zamanda Hz. Hacer'in teslimiyeti ve yavrusunun masumiyet ve mübarekliði hürmetine ihsan edilen zemzem suyunun bulunmasý hadisesini tekrar canlandýrarak, ehemmiyetini göstermek adýna Sâfâ ve Merve arasýnda say yapmak hac ve umre ibâdetinin en mühim bir rüknü olarak bizlere emredilmiþ. Orucun etkisiyle kuruyan dudaklarla duâ ve niyaz içinde Sâfâ ve Merve arasýnda Hacer misali koþan hacýlar manevî ab-ý hayat hükmündeki Rablerinin rýzasýný kazanmanýn ümidiyle gayrete gelip iki tepe arasýnda say yaparak yürüyüp, koþuyorlar.
Ve iftar vakti... Maddî manevî þifa vesilesi olan zemzem suyu ile açýlan oruçlar ve bir kaç hurma ile tamamlanan iftarýn ardýndan eda edilen akþam namazýyla maddî ve manevî doyuma ulaþan yüz binlerce hacý bu kadar nimete þükrün acziyetiyle sonsuz hamd ü senalar sunuyorlar yüce Rablerine… Çünkü O'nun nimetleri o kadar çok ki saymakla bitmez.
BEYTULLAH’TA NAMAZ
Namaz da bir baþkadýr Beytullah'ta! Her namaz vakti yöneldiðimiz, hayalen olsun görmeye çalýþtýðýmýz genellikle de gafletin kalýn perdesiyle görmeye muvaffak olamadýðýmýz Kâbe-i Muazzama karþýmýzdadýr artýk. Gözler onu perdesiz görmekte, yakýnlýðýnýn ve heybetinin cazibesiyle gönüllere tatlý bir huþu vermektedir. Bütün dünya Müslümanlarýný temsilen Beyt’in etrafýnda halkalanarak saf tutan hacýlar ýrký, rengi, mezhebi ne olursa olsun tüm mü’minler kardeþtir sözünü tasdik edercesine omuz omuza, gönül gönüle verip Kâbe imamý'nýn rehberliðinde hep beraber saf tutarak melekleri bile imrendirecek bir manzara sergiliyorlar. Ýslâm'ýn tevhid çizgisi üzerinde, en kutsal mekânda, en ulvi ubudiyet içerisinde kýyama durup, secdeye kapanarak külli ibâdetin en güzel misalini gözler önüne seriyorlar.
Umre'nin, tavaf'ýn, namaz'ýn, orucun, duânýn, tesbih ve her türlü ibâdetin içinde toplandýðý bu mübarek ayý bu kutsal mekânda geçirmek ne büyük kazanç ve ne büyük bir nimettir. Ve kullarýna her türlü ikram ve ihsan da bulunup ayný zamanda kurtuluþa ermelerini saðlamak için önlerine her imkâný koyan yüce Rabbimizin þefkat, merhamet ve maðfireti ne kadar geniþ, ne kadar büyük! Elhamdulillahi Rabbil Âlemîn.
MEDÎNE-Ý MÜNEVVERE
Ve Medîne... Medîne anlatýlmaz yaþanýr, hissedilir. Nurlu þehir, temiz þehir, tayyib þehir. Resûlullah (sav)’ý zor anýnda kucaklayýp, baðýrlarýna basarak misafir ettikleri, mü’minlerin de hicrete layýk bulduklarý ve îsâr hasletiyle Kur’ân’ýn methine mazhar olanlarýn diyarý...
Vefatýnda bile Rahmet Peygamberini sinesinde misafir etmeye devam eden ve “Medîne'nin tozu topraðý þifadýr” hadisince methedilen mübarek belde...
Damarlarýnýza kadar Allah Resûlü (sav)’in merhamet, þefkat, sükûnet, güzellik ve muhabbetini derinden hissettiðiniz, ayrýlýk acýsýný daha ilk günden duymaya baþladýðýnýz yüce nebi’nin pak istirahatgâhý... Medîne-i Munevvere…
Dünya gözüyle Âlemlerin Sultaný’na maddî yakýnlýðýn son duraðý ise Ravza-i Mutahhara! Muhabbetullahtan sonra muhabbet ve feyzin ayyuka çýktýðý, tarifsiz hislerle coþan sinelerin mekân-ý tayyibi... Öylesine ümmetinin necat ve ebedî saadetiyle alakadar ki, vefatýndan sonra dahi kendisini ziyaret edenlere þu müjdeyi veriyor: “Kabrimi ziyaret eden hayattayken beni ziyaret etmiþ gibidir. Ve beni ziyaret edene þefaatim vacip olur.” Onun sünnetine ittiba ve çokça salavat-ý þerife getirmekle beraber ziyaret edenlerin de eriþeceði yüce ihsan, büyük kurtuluþ çaresi... Þefaat... Þefaat yâ Resûlallah!
Ravza-i Mutahhara'nýn diðer sakinleri ise o Gönüller Sultaný'nýn en yakýn, en sevgili, en muhterem ve tevhid yolunun sarsýlmaz dava arkadaþlarýndan ikisi Sýddýk-ý Ekber (ra) ve Ömer-ü’l-Faruk (ra). O nûrânî yolun ilk reisleri o vazifeyi bihakkýn eda ile birlikte ebedî âleme yolculuklarý dahi Resûlullah (sav)’ýn vefat yaþý olan altmýþ üçle tamam olup layýk olduklarý makama yaraþýr tarzda O’nun yanýnda yerlerini alarak her ziyaretçinin selam ve duâlarýna onlar da hissedar olmaktadýrlar.
Ravza-i Mutahhara'nýn karþýsýnda ise binlerce sahâbeye, ehli beyt ve mübarek ezvâc-ý tâhirata ve mü’minlere ev sahipliði yapan Cennet-ü’l-Bâkî Kabristaný bulunmaktadýr. Siyer kitaplarýnda okuduðumuz ve hayran kaldýðýmýz yüce insanlarý ziyaret edip, onlarýn da þefaatlerini yüce Rabbimizden niyaz edeceðimiz kutsal mekânlardan birisi daha. Oruç vesilesiyle safileþen kalpler, sineler, zihinler bu melekî hâlet-i ruhiye içerisinde daha da bir muhabbet ve hayretle dolmamýza, iman ve Ýslâm davasýnýn bu mümtaz þahsiyetleri karþýsýnda bugünkü âlem-i Ýslâm’ýn ve Müslümanlarýn bulunduðu durumdan utanarak boynumuzu eðmemize sebep oluyor. Onlarýn çektiði eziyet ve yaptýklarý mücadelenin kýymetini daha fazla anlayýp, kendi iman ve ihlâsýmýzý tekrar kontrol edip toparlanarak o nurani yoldaki mücadele için taze kan ve kuvvet almamýza vesile oluyorlar. Ve vefatlarýndan sonra bile bize ders vermeye devam ediyorlar...
Medîne ziyaretgâhlarýndan birisi de Uhud Savaþý’nýn yapýldýðý ve Uhud Daðý eteklerine Hz. Hamzalarý, Mus'ablarý ve Abdullah b. Cahþ’la beraber yetmiþ Uhud þehidini sarýp sinesinde saklayan bir baþka nurlu mekân olan Uhud þehitliðidir.
Her birinin imaný, cesareti, fedakârlýðý birer destan olan ve zaferle yenilginin, sevinçle hüznün, korkuyla ümidin beraber yaþandýðý ve iliklerinize kadar Hz. Hamza'nýn haþmetli tasarrufunu hissettiðiniz, gözyaþlarýnýzýn sel olup çaðladýðý asla ayrýlmak istemediðiniz topraklar. Hz. Resûlullah (sav)’ýn "Uhud bizi sever, biz de Uhudu severiz" ve "Uhud cennet daðlarýndan bir daðdýr" buyurmasýyla kendinizi cennetten bir köþede hissettiðiniz mübarek mekânlar. kelimelerin kifayetsiz kaldýðý anlar, hisler, güzellikler...
MESCÝD-Ý NEBEVÎ’DE ÝFTAR VAKTÝ
Ve Mescid-i Nebevî'de iftar vakti. Medîne'nin coðrafi yapýsýnýn da etkisiyle çok daha geniþ ve rahat olan mescid avlusunda açýlan, sýralanan uzun iftar sofralarýna herkes cömertçe davet ediliyor. Bir oruçluya iftar ettirip bu haseneden istifade için birbiriyle yarýþan insanlar Ýslâm'ýn hayýr, ikram ve tasadduk emrinin güzelliðinin misallerini veriyorlar. Sofralarýn baþýnda ise ezan-ý Muhammedîyi beklerken yapýlan son duâlar, cevþenler, zikirler, okunan Kur’ânlar vasýtasýyla her dakikanýn ibâdet ve taatle geçirildiði dünyevi iþ, tasa ve meselelerin unutulduðu kýymetli anlar. Asla geçmesini, bitmesini istemediðimiz, manevî hislerin tamamen uyanýp, inkiþafa geçtiði bereketli günler.
Mekke'nin âb-ý hayat zemzemine bedel Medîne'nin bahçelerinden sofralara inen þifa ve lezzet deposu hurmalar, iftar sofralarýnýn vazgeçilmez ikilisi zemzem ve hurma bize nebevî sofralarý hatýrlatýp, evlerimizde hazýrladýðýmýz çeþit çeþit yemeklerin utancýyla boynumuzu bükmemize sebeb oluyor. Nebevî sofra adabý üzerine bir kaç hurmayla iftar yapan hacýlar akþam namazý için taze bir kuvvet alarak bu madde asrýnýn doyumsuz insanlarýna güzel bir ders veriyorlar.
Mekke gibi Medîne-i Münevverede de teravih namazlarý hatmi þerif ile edâ ediliyor. Vitir namazlarýnda geniþ ve külli duâlar yapýlýyor. Namazlarýmýz kýyamýn ve duânýn daha da uzun olmasýyla belki biraz daha kýymetleniyor. Herkes ihlâsý ve imaný derecesinde bu bereketli ve feyizli, maðfiretin en yüksek olduðu Ramazan ayýndan istifade ediyor. Bir tek Ramazan ayý bir ömür ibâdet sevabý verebiliyor. Þefkat ve merhameti, maðfireti sonsuz olan ve her fýrsatta biz kullarýnýn ebedî saadeti için türlü imkânlar sunan Yüce Rabbimize sonsuz hamd ü senalar olsun ve O'nun rýzasý için bu mübarek mekânlara gelen misafirlerinin elini boþ çevirmesin, cümlemizi rýzasýna nail eylesin. Hem dar-ý saadet de Resûlüne (sav) ve O'nun al ve ashâbýna komþu eylesin.Halenur SERHAD