Peygamber efendimizin mucizeleri By: fakir Date: 16 Þubat 2009, 03:24:19
Çok mucizesi görülmüþtür. Bazýlarýný bildirelim.
Aþaðýdaki yazýlar (Mir’at-ý Kâinat) kitabýndan alýnmýþtýr.
Muhammed aleyhisselamýn hak Peygamber olduðunu bildiren þahitler pek çoktur. Ümmetinin Evliyasýnda hasýl olan kerametler, hep Onun mucizeleridir. Çünkü, kerametler, Ona tâbi olanlarda, Onun izinde gidenlerde hasýl olmaktadýr.
Muhammed aleyhisselamýn mucizeleri, zaman bakýmýndan üçe ayrýlmýþtýr:
Birincisi, mübarek ruhu yaratýldýðýndan baþlayarak, Peygamberliðinin bildirildiði (bi’set) zamanýna kadar olanlardýr.
Ýkincisi, bi’setten vefatýna kadar olan zaman içindekilerdir.
Üçüncüsü , vefatýndan kýyamete kadar olmuþ ve olacak þeylerdir.
Bunlardan birincilere, (Ýrhas) yani, baþlangýçlar denir. Her biri de ayrýca görerek veya görmeyip akýl ile anlaþýlan mucizeler olmak üzere ikiye ayrýlýrlar. Bütün bu mucizeler o kadar çoktur ki, saymak mümkün olmamýþtýr. Ýkinci kýsýmdaki mucizelerin üç bin kadar olduðu bildirilmiþtir. Bunlardan bazýlarýný aþaðýda bildireceðiz.
1- Muhammed aleyhisselamýn mucizelerinin en büyüðü Kur’an-ý kerimdir.
2- En büyük mucizelerinden birisi de Mirac mucizesidir.
3- Meþhur mucizelerinin en büyüklerinden birisi de, Ay’ý ikiye ayýrmasýdýr. Bu mucize, baþka hiçbir Peygambere nasip olmamýþtýr. Muhammed aleyhisselam elli iki yaþýnda iken, Mekke’de Kureyþ kâfirlerinin elebaþýlarý yanýna gelip, (Peygamber isen Ay’ý ikiye ayýr) dediler. Muhammed aleyhisselam, herkesin ve hele tanýdýklarýnýn, akrabasýnýn iman etmelerini çok istiyordu. Mübarek ellerini kaldýrýp dua etti. Allahü teâlâ, kabul edip, Ay’ý ikiye böldü. Yarýsý bir daðýn, diðer yarýsý baþka daðýn üzerinde göründü. Kâfirler, Muhammed bize sihir yaptý dediler. Ýman etmediler.
Bu mucize ile ilgili âyet-i kerimenin meali þöyle:
(Kýyamet yaklaþtý, Ay yarýldý. Onlar [müþrikler] bir mucize görünce hemen yüz çevirirler ve "Eskiden beri devam ede gelen bir sihir [büyü] derler.) [Kamer 1,2]
4- Muhammed aleyhisselam, bazý gazalarýnda, susuz kalýndýðý zaman, mübarek elini bir kaptaki suya sokmuþ, parmaklarý arasýndan su akarak, suyun bulunduðu kap devamlý taþmýþtýr. Bazen seksen, bazen üçyüz, bazen binbeþyüz, Tebük Gazasýnda ise, yetmiþ bin kimsenin hepsi ve hayvanlarý, bu sudan içmiþler ve kullanmýþlardýr. Mübarek elini sudan çýkarýnca akmasý durmuþtur.
5- Hayber gazasýnda, önüne zehirlenmiþ koyun kebabý koyduklarýnda, (Ya Resulallah, beni yeme, ben zehirliyim) sesi iþitildi.
6- Medine’de, mescid-i nebevide dikili bir hurma kütüðü vardý. Resulullah hutbe okurken, bu direðe dayanýrdý. Buna Hannane denirdi. Minber yapýlýnca, Hannane’nin yanýna gitmedi. Ondan aðlama seslerini, bütün cemaat iþittiler. Minberden inip, Hannane’ye sarýldý. Sesi kesildi. (Eðer sarýlmasaydým, benim ayrýlýðýmdan kýyamete kadar aðlardý) buyurdu.
7- Mübarek eline aldýðý çakýl taþlarýnýn ve tuttuðu yemek parçalarýnýn arý sesi gibi, Allahü teâlâyý tesbih ettikleri çok görülmüþtür.
8- Bir gün, bir köylüyü imana davet etti. Müslüman bir komþumun vefat etmiþ kýzýný diriltirsen, iman ederim dedi. Mezarýna gittiler. Ýsmini söyleyerek kýzý çaðýrdý. Kabir içinden ses iþitildi ve dýþarý çýktý. (Dünyaya gelmek ister misin?) buyurdu. (Ya Resulallah! Dünyaya gelmek istemem. Burada babamýn evindekinden daha rahatým. Müslümanýn ahir(Kýyamet yaklaþtý, Ay yarýldý. Onlar [müþrikler] bir mucize görünce hemen yüz çevirirler ve "Eskiden beri devam ede gelen bir sihir [büyü] derler.) [Kamer 1,2]
eti, dünyasýndan daha iyi) dedi. Köylü bunu görünce, hemen imana geldi.
9- Tirmizi ve Nesai’nin (Sünen) kitaplarýnda diyor ki, iki gözü a’ma bir kimse gelip, ya Resulallah, Allahü teâlâya dua et, gözlerim açýlsýn dedi. (Kusursuz bir abdest al! Sonra Ya Rabbi! Sana yalvarýyorum. Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamý araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiðim Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni vesile ederek, Rabbime yalvarýyorum. Senin hatýrýn için kabul etmesini istiyorum. Ya Rabbi! Bu yüce Peygamberi bana þefaatçi eyle! Onun hürmetine duamý kabul et!) duasýný okumasýný buyurdu. Adam, abdest alýp dua etti. Hemen gözleri açýldý. Bu duayý müslümanlar, her zaman okumuþlar ve maksatlarýna kavuþmuþlardýr.
10- Medine’de, minberde hutbe okurken, bir kimse, ya Resulallah! Susuzluktan çocuklarýmýz, hayvanlarýmýz, tarlalarýmýz helak oluyor. Ýmdadýmýza yetiþ dedi. Ellerini kaldýrýp, dua eyledi. Gökte hiç bulut yokken, mübarek ellerini yüzüne sürmeden, bulutlar toplandý. Hemen yaðmur baþladý. Birkaç gün devam etti. Yine minberde okurken, o kimse, ya Resulallah! Yaðmurdan helak olacaðýz deyince, Resul aleyhisselam, tebessüm etti ve (Ya Rabbi! Rahmetini baþka kullarýna da ihsan eyle!) buyurdu. Bulutlar açýlýp, güneþ göründü.
11- Cabir bin Abdullah diyor ki, çok borcum vardý. Resulullaha haber verdim. Bahçeme gelip, hurma yýðýnýnýn etrafýnda üç kere dolaþtý. (Alacaklýlarýný çaðýr, gelsinler!) buyurdu. Her birine haklarý verildi. Yýðýndan bir þey eksilmedi.
12- Bir kadýn, hediye olarak bal gönderdi. Balý kabul edip, boþ kabý geri gönderdi. Kap bal ile dolu olarak geri geldi. Kadýn gelerek, (ya Resulallah! Hediyemi niçin kabul etmediniz?Acaba günahým nedir?) dedi. (Senin hediyeni kabul ettik. Gördüðün bal, Allahü teâlânýn hediyene verdiði berekettir) buyurdu. Kadýn çocuklarý ile aylarca yediler. Hiç eksilmedi. Bir gün yanýlarak balý baþka bir kaba koydular. Oradan yiyerek bitirdiler. Bunu, Resulullaha haber verdiler. (Gönderdiðim kapta kalsaydý, dünya durdukça yerlerdi, hiç eksilmezdi) buyurdu.
13- Resulullahýn gaybdan haber verdiði çok görüldü. Bu mucizesi üç kýsýmdýr:
Birinci kýsmý, kendi zamanýndan evvel olan ve kendisine sorulan þeylerdir ki, bunlara verdiði cevaplar, çok kâfirlerin, katý kalbli düþmanlarýnýn imana gelmelerine sebep olmuþtur.
Ýkinci kýsmý, kendi zamanýnda olmuþ ve olacak þeyleri haber vermesidir.
Üçüncü kýsmý, kendisinden sonra kýyamete kadar dünyada ve ahirette olacak þeyleri bildirmesidir.
Burada ikinci ve üçüncü kýsýmlardan birkaçý aþaðýda bildirilecektir.
[Ýslam’a davetin baþlangýcýnda, müþriklerin eziyetlerinden, sýkýntýlarýndan dolayý, Eshab-ý kiramýn bir kýsmý Habeþistan’a hicret etmiþlerdi. Resulullah, Mekke’de kalan Eshab-ý kiramla beraber, üç sene her türlü görüþme, alýþ-veriþ yapma, müslümanlardan baþka bir kimse ile konuþmama gibi, bütün içtimai muamelelerden men olundular. Kureyþ müþrikleri, bu karar ve ittifaklarýný bildiren bir ahdname yazarak, Kâbe-i muazzamaya asmýþlardý. Her þeye kâdir olan Allahü teâlâ (Arza) denilen bir çeþit kurdu [aðaç kurdu] o vesikaya musallat etti. Yazýlý bulunan (Bismikellahümme) [Allahü teâlânýn ismi ile] ibaresinden baþka, ne yazýlý ise, hepsini o kurtcuk yedi, bitirdi. Allahü teâlâ bu hâli Cibril-i emin vasýtasý ile Peygamber efendimize bildirdi. Peygamber efendimiz de bu hâli amcasý Ebu Talibe anlattý. Ertesi gün, Ebu Talib müþriklerin ileri gelenlerine gelerek, Muhammedin Rabbi Ona þöyle haber vermiþ. Eðer söylediði doðru ise, bu hâli kaldýrýp, eskiden olduðu gibi dolaþmalarýna, baþkalarý ile görüþmelerine mani olmayýnýz. Eðer söylediði doðru deðilse, ben de Onu artýk himaye etmeyeceðim, dedi. Kureyþin ileri gelenleri, bu teklifi kabul ettiler. Herkes toplanarak Kâbe’ye geldiler. Ahdnameyi Kâbe’den indirerek açtýlar ve Resulullahýn buyurduðu gibi, (Bismikellahümme) ibaresinden baþka, bütün yazýlarýn yenilmiþ olduðunu gördüler.]
Acem padiþahý Hüsrev’den Medine’ye elçiler geldi. Bir gün, bunlarý çaðýrýp, (Bu gece, Kisranýzý kendi oðlu öldürdü) buyurdu. Bir müddet sonra, oðlunun babasýný öldürdüðü haberi geldi. [Ýran þahlarýna Kisra denir.]
14- Bir gün, zevcesi Hafsa validemize, (Ebu Bekir ile baban, ümmetimin idaresini ellerine alacaklardýr) buyurdu. Bu sözle Hazret-i Ebu Bekir’in ve Hafsa validemizin babasý olan Hazret-i Ömer’in halife olacaklarýný müjdeledi.
15- Ebu Hüreyre’yi “radýyallahü teâlâ anh” Medine’de, zekat olarak gelmiþ olan hurmalarýn muhafazasýna memur etmiþti. Bir kimseyi hurma çalarken yakaladý. Seni Resulullaha götüreceðim dedi. Hýrsýz, fakirim, çoluðum çocuðum çoktur diyerek yalvarýnca, býraktý. Ertesi gün, Resulullah Ebu Hüreyre’yi çaðýrýp, (Dün gece býraktýðýn adam ne yapmýþtý?) buyurdu. Ebu Hüreyre anlatýnca, (Seni aldatmýþ. Yine gelecektir) buyurdu. Ertesi gece yine geldi ve yakalandý. Tekrar yalvarýp, Allah aþkýna býrak dedi ve kurtuldu. Üçüncü gece, tekrar gelip yakalanýnca, yalvarmalarý fayda vermedi. Beni býrakýrsan, birkaç þey öðretirim, sana çok faydasý olur, dedi. Ebu Hüreyre kabul etti. Gece yatarken, (Âyet-el kürsi)yi okursan Allahü teâlâ seni korur, yanýna þeytan yaklaþmaz dedi ve gitti. Ertesi gün, Resulullah efendimiz, Ebu Hüreyre’ye tekrar sorup cevap alýnca, (Þimdi doðru söylemiþ. Halbuki kendisi çok yalancýdýr. Üç gecedir kiminle konuþtuðunu biliyor musun?) buyurdu. Hayýr bilmiyorum deyince, (O kimse þeytan idi) buyurdu.
16- Rum Ýmparatorunun ordularý ile harp için (Mute) denilen yere asker gönderdiðinde, sahabeden üç emirin arka arkaya þehid olduklarýný, kendisi, Medine’de minber üzerinde iken, Allahü teâlânýn göstermesi ile görerek yanýndakilere haber verdi.
17- Muaz bin Cebeli vali olarak Yemen’e gönderirken, Medine’nin dýþýna kadar uðurlayýp ona çok nasihatler verdi. (Seninle dünyada artýk buluþamayýz) buyurdu. Hazret-i Muaz Yemen’de iken Resulullah efendimiz Medine’de vefat etti.
18- Vefat ederken, mübarek kýzý Fatýma’ya, (Akrabam arasýnda bana evvela kavuþan sen olacaksýn) buyurdu. Altý ay sonra Hazret-i Fatýma vefat etti. Akrabasýndan ondan evvel kimse vefat etmedi.
19- Kays bin Þemmasa, (Güzel olarak yaþarsýn ve þehid olarak ölürsün) buyurdu. Hazret-i Ebu Bekir halife iken Yemamede Müseylemet-ül-Kezzab ile yapýlan muharebede þehid oldu.
Hazret-i Ömer’in ve Hazret-i Osman’ýn ve Hazret-i Ali’nin þehid olacaklarýný dahi haber verdi.
20- Acem padiþahý Kisranýn ve Rum padiþahý Kayserin memleketlerinin müslümanlarýn eline geçeceðini ve hazinelerinin Allah yolunda daðýtýlacaðýný müjdeledi.
21- Ümmetinden çok kimsenin denizden gazaya gideceklerini ve sahabeden olan Ümmi Hiram’ýn o gazada bulunacaðýný haber verdi. Hazret-i Osman halife iken müslümanlar, gemiler ile Kýbrýs adasýna gidip harp ettiler. Bu haným da beraber idi. Orada þehid oldu.
22- Mübarek kýzý Fatýma’nýn oðlu Hasan “radýyallahü teâlâ anhüma” için, (Bu oðlum çok hayýrlýdýr. Allahü teâlâ, müslümanlardan iki büyük ordunun sulh etmesine bunu sebep yapacaktýr) buyurdu. Büyük bir ordu ile Muaviye’ye “radýyallahü anh” karþý harp edeceði zaman, fitneyi önlemek, müslümanlarýn kanýnýn dökülmemesi için hakký olan halifeliði Muaviye’ye “radýyallahü anh” teslim etti.
23- Abdullah ibni Abbas’ýn annesine bakýp, (Senin bir oðlun olacak. Doðduðu zaman bana getir!) buyurdu. Çocuðu getirdiklerinde, kulaðýna ezan ve ikamet okuyup, mübarek aðzýnýn suyundan aðzýna sürdü. Ýsmini Abdullah koyup annesinin kucaðýna verdi. (Halifelerin babasýný al, götür!) buyurdu. Hazret-i Abbas, bunu iþitip, gelip sorunca, (Evet, böyle söyledim. Bu çocuk halifelerin babasýdýr. Onlar arasýnda seffah, Mehdi ve Ýsa aleyhisselamla namaz kýlan bir kimse bulunacaktýr) buyurdu. Abbasiyye devletinin baþýna çok halifeler geldi. Bunlarýn hepsi, Abdullah bin Abbas’ýn soyundan oldu.
24- Eshabýndan çok kimseye hayýr dualar etmiþ, hepsi kabul olunarak faydalarýný görmüþlerdir.
Hazret-i Ali buyuruyor ki:
Resulullah beni Yemen’e kadý [Hakim] olarak göndermek istedi. Ya Resulallah! Ben kadýlýk yapmasýný bilmiyorum dedim. Mübarek elini göðsüme koyup, (Ya Rabbi! Bunun kalbine doðru þeyleri bildir. Hep doðru söylemek nasip eyle!) buyurdu. Bundan sonra bana gelen þikayetçilerden doðru olaný hemen anlar, hak üzere hükmederdim.
25- Nabiga ismindeki meþhur þair þiirlerinden birkaçýný okuyunca, Araplar arasýnda meþhur olan (Allahü teâlâ diþlerini dökmesin) duasýný buyurdu. Nabiga yüz yaþýna gelmiþti. Diþleri ak ve berrak, inci gibi dizilmiþ dururdu.
26- Amcasý Ebu Leheb’in oðlu Uteybe, Resulullahý çok üzdü. Çirkin þeyler söyledi. Buna çok üzülüp, (Ya Rabbi! Buna köpeklerinden birini musallat eyle!) buyurdu. Uteybe, Þam’a ticaret için giderken bir gece arkadaþlarýnýn arasýnda yatýyordu. Bir aslan gelip arkadaþlarýný koklayýp býraktý. Sýra Uteybe’ye gelince, kaptý parçaladý.
27- Acem padiþahý Hüsrev Pervize iman etmesi için mektup gönderdi. Alçak Hüsrev, mektubu parçaladý ve getiren elçiyi þehid eyledi. Peygamber efendimiz bunu iþitince, çok üzüldü ve (Ya Rabbi! onun mülkünü parçala!) buyurdu. Resulullah hayatta iken Hüsrevi oðlu Þireveyh hançerle parçaladý. Hazret-i Ömer halife iken, acem memleketinin tamamýný müslümanlar feth edip, Hüsrev’in nesli de, mülkü de kalmadý.
28- Allahü teâlâ, Habibini belalardan korurdu. Ebu Cehil, Resulullahýn en büyük düþmaný idi. Kâbe-i muazzama yanýnda namaz kýlarken, alçak Ebu Cehil, tam zamanýdýr diyerek, býçakla üzerine yürümek isterken, hemen geri dönüp kaçtý. Arkadaþlarý, niçin korktun dediklerinde, Muhammed ile aramýzda ateþ dolu bir hendek gördüm. Birçok kimse beni bekliyorlardý. Bir adým atsaydým, yakalayýp ateþe atacaklardý. Bunu müslümanlar iþitip, Resulullah efendimize sorduklarýnda, (Allahü teâlânýn melekleri, onu yakalayýp parçalayacaklardý) buyurdu.
29- Resulullah efendimiz bir gün abdest alýp, mestlerinden birini giyip, ikincisine mübarek elini uzatýrken, bir kuþ geldi. Bu mesti kapýp havada silkti. Ýçinden bir yýlan düþtü. Sonra kuþ mesti yere býraktý. Bugünden sonra, ayakkabý giyerken, önce silkelemek sünnet oldu.
30- Selman-ý Farisi, hak din aramak için, Ýran’dan çýkýp çeþitli memleketleri dolaþmaya baþladý. Beni Kelb kabilesinden bir kervan ile Arabistan’a gelirken Vadi’-ul kura denilen mevkide hainlik edip bir yahudiye köle diye sattýlar. Bu da, akrabasý, Medineli bir yahudiye köle olarak sattý. Hicrette Resulullahýn Medine’ye teþriflerini iþitince, çok sevindi. Çünkü, kendisi nasrani âlimi idi. En son rehberi büyük bir âlimin tavsiyesi ile, ahir zaman Peygamberine iman etmek için Arabistan’a gelmiþti. O âlim, Resulullahýn vasýflarýný öðretmiþ, Onun hediye kabul edip, sadaka kabul etmediðini, iki omuzu arasýnda mühr-ü nübüvvet olduðunu ve pek çok mucizeleri olduðunu Selman’a bildirmiþti. Selman-ý Farisi, Resulullaha sadakadýr diyerek hurma getirdi. Resulullah onlardan hiç yemedi. Hediyedir diye bir tabakta yirmibeþ kadar hurma getirdi. Resulullah efendimiz ondan yedi. Bütün Eshab-ý kiram da yediler. Yenilen hurma çekirdekleri bin kadardý. Resulullahýn bu mucizesini de gördü. Ertesi gün bir cenaze defninde mühr-ü nübüvveti görmek arzu etti. Resulullah, bunu anlayýp mübarek gömleðini sýyýrarak mühr-ü nübüvveti gösterdi. Selman hemen imana geldi. Birkaç sene sonra 300 hurma aðacý ile binaltýyüz dirhem altýn ödemek þartý ile azat edilmesine söz kesildi. Resulullah bunu iþitti. Mübarek elleri ile ikiyüzdoksandokuz hurma aðacý dikti. Aðaçlar o sene meyve vermeye baþladý. Birini Ömer “radýyallahü teâlâ anh” dikmiþti. Bu aðaç meyve vermedi. Resulullah efendimiz, bunu çýkarýp mübarek elleri ile tekrar dikti. Bu da hemen meyve verdi. Bir gazada, ganimet alýnan, yumurta kadar altýný Selman’a “radýyallahü teâlâ anh” verdiler. Resulullaha gelip, bu gayet azdýr. Binaltýyüz gram çekmez dedi. Mübarek ellerine alýp tekrar Selman’a verdi. (Bunu sahibine götür) buyurdu. Yarýsý ile efendisine olan borcunu ödedi. Yarýsý da, Hazret-i Selman’a kaldý.
31- Kureyþ kâfirlerinden Velid bin Mugire, As bin Vail, Haris bin Kays, Esved bin Yagus ve Esved bin Muttalib, Resulullaha cefa ve eziyet etmekte baþkalarýndan aþýrý gidiyorlardý. Cebrail aleyhisselam gelip, (Seninle alay edenlere cezalarýný veririz...) mealindeki Hicr suresinin 95. âyetini getirip, Velidin ayaðýna, ikincisinin ökçesine, üçüncüsünün burnuna, dördüncüsünün baþýna, beþincisinin gözlerine iþaret etti. Velid’in ayaðýna bir ok battý. Çok kibirli olduðundan, eðilerek oku çýkarýp atmak, kendine aðýr geldi. Demiri topuk damarýna batýp, siyatik hastalýðýna yakalandý. As’ýn ökçesine diken battý. Tulum gibi þiþti. Harisin burnundan devamlý kan geldi. Esved bir aðaç altýnda neþeli otururken, kafasýný aðaca vurup, diðer Esved de, a’ma olup, hepsi helak oldular.
32- Devs kabilesinin reisi Tufeyl, hicretten önce, Mekke’de imana gelmiþti. Kavmini imana davet için Resulullahtan bir alamet istedi. (Ya Rabbi! Buna bir âyet (delil) ihsan eyle) buyurdu. Tufeyl, kabilesine gidince, iki kaþý arasýnda bir nur parladý. Tufeyl, ya Rabbi! Bu alameti yüzümden giderip baþka yerime koy. Bunu yüzümde görenlerden bazýsý, kendi dinlerinden çýktýðým için cezalandýrýldýðýmý zannederler dedi. Duasý kabul olup, nur yüzünden gitti. Elindeki kamçýnýn ucunda kandil gibi parladý. Kabilesindekiler zamanla imana geldiler.
33- Hicretin yedinci senesinde Resulullah efendimiz, Habeþ padiþahý Necaþi’ye ve Rum imparatoru Herakliyus’a ve Acem padiþahý Husrev’e ve Bizansýn Mýsýr’daki valisi Mukavkas’e ve Þam’daki valisi Haris’e ve Umman Sultaný Semame’ye mektuplar göndererek, hepsini imana davet etti. Mektuplarý götüren elçiler, gittikleri yerin dillerini bilmiyorlardý. Ertesi sabah, o dilleri söylemeye baþladýlar.
Molla Abdurrahman Caminin (Þevahid-ün-nübüvve) kitabýnda ve Yusuf-i Nebhani’nin (Huccetullahi alel-âlemin) kitabýnda, Resulullah efendimizin daha nice mucizeleri yazýlýdýr.
LÜTFEN OKUYUP ANLADIKTAN SONRA YORUMLARINIZI YAZINIZ....TEÞEKKÜR EDERÝM
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: tuana-ayþe-7-ý Date: 27 Mart 2011, 13:28:49
ALLAH RAZI OLSUN :) :) :) :) :)ELLERÝNÝZE SAÐLIK :D :D :D
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: Gizem-7J Date: 27 Mart 2011, 18:24:36
Ellerinize saðlýk hocam :)
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: melih-7/A Date: 21 Nisan 2011, 14:59:56
SAÐOLUN Çok Teþekkür Ederimmmm :D :D :D :D :D :D :D :D :D
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: yagmur_7-c Date: 06 Ocak 2014, 18:44:07
Bu mucize ile ilgili âyet-i kerimenin meali þöyle:
(Kýyamet yaklaþtý, Ay yarýldý. Onlar [müþrikler] bir mucize görünce hemen yüz çevirirler ve "Eskiden beri devam ede gelen bir sihir [büyü] derler.) [Kamer 1,2]
Bu ayette peygamber efendimize büyücü dediler ama Allah buna karþýlýk verdi.
PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN EN ÖNEMLÝ MUCÝSÝZESÝ KURAN DIR
;)
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: Yazgül_8-A Date: 24 Mayýs 2014, 12:31:38
Peygamberimiz'in Kuran-ý Kerimde Bahsedilen Mucizeleri
Bu eser, “Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hiçbir mucizesi olmadýðý ve hiçbir mucize göstermediði” fikriyle yaralanan gönüllere bir merhem olarak hazýrlanmýþtýr. Ve Allah’ýn izniyle onlar için tam bir þifa olacaktýr. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hiçbir mucizesi olmadýðý fikrini savunanlar hadisleri inkâr ettiði ve “Kur’ân’da mucize yoktur” dedikleri için bu eserde sadece Kur’an’ý kaynak olarak kullanacaðýz. Zaten Kur’an her derde kâfi ve her hastalýða þafidir.
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: Rabia nur kaplan 8.D Date: 24 Mayýs 2014, 12:46:46
Esselamu aleyküm ve rahmetullahi;
Çok güzel bir konu olmuþ elinize saðlýk...
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: Hanife 8.D Date: 24 Mayýs 2014, 12:49:48
Ve aleykümüsselam ve rahmetullahü ve berakatühü; Hazreti Muhammed (asm), Cenab-ý ALLAH’ýn biz kullarý için seçtiði örnek þahsiyet ve muallimdir. Peygamberlik vazifesini yüklenen tüm peygamberler gibi, O da Ýlahi davayý yaymaya baþladýðý zaman insanlarýn inkârlarýyla karþýlaþmýþtýr. ALLAH’ýn âdeti üzere, her peygamber (as) davasýný ispat için bazý mucizeler göstermiþtir.
Evet Yaðmur kardeþimizin de dediði gibi; Peygamber Efendimizin (asm) en büyük, ebedî mucizesi Kur’an’dýr. Kur’an yüzlerce ayetiyle Hazreti Peygamber’in (asm) davasýný ispat eder. Ayný zamanda Kur’an’ýn kendisi Peygamberimizin (asm) en büyük mucizesidir. Öyle bir mucizedir ki, kýrk yönden mucize olduðunu, ihtisas sahibi olan binlerce Kur’an alimi tarafýndan ispat edilmiþtir.
Kur’an’da, “Kýyamet yaklaþtý, ay yarýldý. Onlar ise, ne zaman bir mu’cize görseler yüz çevirir ve ‘Bu daimî bir sihirdir.’ derler.” ayetinde de peygamberimizin (asm) bir mucizesi bildirilmiþtir.
Peygamber Efendimiz (a.s.m), ALLAH’ýn bildirmesiyle gelecekle ilgili pek çok konuda haberler vermiþtir. Verdiði haberler ise aynen bildirdiði gibi vücuda gelmiþtir.
Nasýl ki taþlar, aðaçlar, ay, güneþ Resulullah’ý (asm) tanýyorlar, birer mu’cizesini göstermekle O’nun (asm) peygamberliðini tasdik ediyorlar, öyle de hayvanlar taifesi de Resulullah (asm) ile alakadardýr ve mazhar olduklarý çeþitli mucizelerle O’nun (asm) davasýný tasdik etmiþlerdir. Bu konuda sahih kaynaklardan bize ulaþan pek çok mucize vardýr.
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: Rabia nur kaplan 8.D Date: 24 Mayýs 2014, 12:50:31
paylaþým için teþekkürler..Tüm ilim dünyasý ailesine..Sizler bizlere böyle öðretici konular yazdýkça bizler daha çok bilgi edniyoruz...
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: cerendemir Date: 09 Ekim 2014, 22:45:35
Ve aleykümselam.Paylaþým için Allah razý olsun inþallah.Peygamber efendimizin doðumundan ölümüne kadar bir çok mucize gerçekleþmiþtir.
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: bahriþan 8/b Date: 11 Ekim 2014, 19:12:19
Esselamu aleyküm güzel anlatýlmýþ allah razý olsun paylaþýmdan
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: Derya 7/B Date: 18 Ocak 2015, 22:17:18
Ve aleykümüsselam ve rahmetullahü ve berakatühü; Hazreti Muhammed (asm), Cenab-ý Allah’ýn biz kullarý için seçtiði örnek þahsiyet ve muallimdir. Peygamberlik vazifesini yüklenen tüm peygamberler gibi, O da Ýlahi davayý yaymaya baþladýðý zaman insanlarýn inkârlarýyla karþýlaþmýþtýr. Allah’ýn âdeti üzere, her peygamber (as) davasýný ispat için bazý mucizeler göstermiþtir.
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: Tuðçe 7/D Date: 02 Mart 2015, 19:33:16
Peygamber Efendimizin daha birçok mucizesi vardýr. Bu mucizelerinden ötürü birçok tepki almýþtýr. Tabi kide Kur'an en þüphesiz en büyük mucizedir. Paylaþým için teþekkürler.
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: [Muhammed] Date: 02 Mart 2015, 19:51:50
Ve Alleykümselam Ve Rahmetullah...Beygamber efendimizin hayatýyla ilgili bir çok kitap okudum.Efendimizin doðduðunda bile mucizeler getirmiþtir.Putlar kendiliðinden devrilmiþ.Bu olaydan daha büyük mucizeler gerçekleþmiþtir.Fakat o dönemde insanlar efendiler efendisine bir türlü inanmamýþtýr.Rabbim efendimize layýk ümetler olmayý nasip etsin ÝnþaAllah...Rabbim (celle celaluhu) razý olsun paylaþýmdan dolayý ÝnþaAllah...
Ynt: Peygamber efendimizin mucizeleri By: 8c nazlý Date: 02 Mart 2015, 21:14:14
peygamber efendimizin bir çok mucizesi vardýr. bunlardan biride mübarek ruhu yaratýldýðýndan baþlayarak peygamberliðinin bildirildiði zamana kadar.
radyobeyan