Aile ve mutluluk By: Sevdacýk Date: 04 Eylül 2010, 12:22:30
Cenab-ý Hak bizleri baki olan sevgiyi bulmamýz için bu dünyaya gönderdi. Fani ile avunmamýz için deðil. Fani sevgi bizi kalýcý olana götürebilmelidir.
Allah’ýn kendisine her þeyi emanet olarak verdiðini, kendisindeki kendinin bile emanet olduðunu anlayan insan kendisine hukuku geçen bütün insanlarý velev ki dünyanýn en ücra köþesinde olsun, kendisiyle alakalý hisseder. Bu sevgiden mahrum olan kiþiler “biz” diyemez. Kiþi kendisindeki sevme ve hoþlanma duygusunun bile, Allah vergisi emanet olduðunu fark eder ve bu þekilde kalben Allah’a yaklaþmayý arzu ederse yaptýðý iþlerde ‘ben’ odaklý hareket edemez. Bu nevi insanlarýn ‘ben’ diye kabul ettikleri tek iþ yaptýklarý günahlarýdýr. Çünkü insan yaratýlmýþlara bakan yüzüyle de Cenab-ý Hakka bakan vechesiyle de hiçbir zaman yalnýz olamaz. Yalnýz olduðunu düþünürse yaptýðý þeyler onu günaha sevk eder. Yani kiþi biz’den ayrýldýðý zaman bu hatayý iþler. ‘Biz bizimle olduðumuzda böyle hatalar iþlemiyoruz. Ben ben’le beraber kaldým ki bu hatayý iþledim’ der. Bu nevi insanlar sadece ‘ben günah ettim’ der. Günümüz insaný kabahatleri baþkalarýna daðýtýr, güzelliði kendinde görür hale gelmesi ait olduðu yeri unutmasýndan kaynaklýdýr.
Kiþi zaten biz olmasý gereken aile, cemaat gibi ortamlarda ben odaklý hareket ediyorsa sevginin temeline zehri atmýþtýr. Ýþi kökünden bozmuþtur. Cenabý Hak Kadir-i Mutlak her þeyi tek baþýna yapmaya muktedir yegâne zat olmasýna raðmen Kur’an’da birçok yerde biz ifadesiyle (muhakkak ki biz yarattýk, biz eyledik, nasip eyledik, bahþeyledik.) kullarýna biz þuurunu en güzel þekliyle beyan etmiþtir. Zaten kelime-i tevhid baþlý baþýna bu þuuru bize vermez mi? La Ýlahe Ýllallah dediðimizde ‘kendimce edindiðim güzel gördüðüm, kendime ait zannettiðim þeylerin gayrýsýndan sana rücu ederim kendim de bütün benliðim de yoktur ancak sen varsýn ve ancak senin ile kaimim’ manasýný da ikrar etmiþ olmaz mýyýz? En kýsa ifadesiyle ‘ben yok yarabbi ancak sen varsýn’ demez miyiz? Tabii ki söyleriz ve gerçek tevhidin de bu olduðunu hakikat bize göstermiþtir. Ýnsan ancak bunu fikrederse ve böyle zikrederse kavgadan geçebilir. Ne nefsiyle ne diðerleriyle ne de Cenab-ý Hak’la kavgalý olmaz çekiþme içerisinde bulunmaz. Bu hal ise ancak sevgi ve aþkla meþk edilebilir. Ýþte saadete ermenin yani mesud olmanýn reçetesi budur. Zira aþk saadeti celbeder her ne kadar çileli gözükse de.
AÞK SAADETÝ CELBEDER
Bir kiþi ‘ben seviyorum’ dediði halde mesut olamýyorsa sorun var demektir. Aþk saadeti beraberinde celp eder. Sevgiliyle beraber saadeti yakalayamýyorsanýz sevgide hata ediyorsunuz veya sevgiyi verdiðiniz yerde hata ediyorsunuzdur. Ya niyette ya fiilde, anlayýþta, idrakte veya idrak ettiðinizi tatbikte hata vardýr. Cenabý Hak, saadet noktasýnda aþký en iyi tatbik etmiþ olan Rasulullah Efendimiz’e (sas) ‘Görmüþ olduklarýna deðil sonradan görmüþ olacaklarýna da seni temin ederim ki razý olacaksýn’ buyurur. Razý olmak saadeti tâm’dýr. Sevgiye niyetteki ve idrakteki tamlýk ve bunu tatbikteki mükemmellik insana saadet getirir. Saadet de bir kiþin Allah ile beraber olduðu halde kalbinin tamamen tatmin olmasý, hiçbir boþluðun kalmamasýdýr.
Gerçek sevgiye ulaþmak ve mutlu olmak isteyen kiþi önce bunu niyetine almalýdýr. Yani bu niyette olmalýdýr. Mü’minin niyeti amelinden efdaldir. Ýnsan eriþemese bile kendisine bir hedef koymalý o hedefi idrak etmeye çalýþmalýdýr. Mesela ‘Ailemizde, yaþadýðýmýz ortamda bu sevgiyi kuramadýk.’ diyen insanlar en azýndan þöyle düþünebilirler: “Þu anda yaþadýðýn bu sevginin ötesinde bir sevgi var. Bu baþlangýç noktasý olabilir. Zira neyi seversen sev þu andaki idrakinin ötesinde bir sevgi var. Dünya hayatýndaki saadetlerin kýsýtlý oluþu “dünya” kavramý ile zaten netlik kazanýyor. Bir manasýyla dünya düþüklük, alçalma demektir. Ayný zamanda dünya sana ait olduðunu zannettiðin þeylerdir. Saadeti bununla sýnýrlý kýlarsan mesud olamayacaðýn muhakkaktýr. Bu hayatýn ötesinde bir sevgi için yaþamak insaný hür ve mesud kýlar. Bu açýdan bakarsak burada mesud olamayan ahirette de mesud olamaz. Ancak bu sevgiyle idrak edilen helal duygusu örnek olarak verilebilir. Helalinden evine ekmek götüren bir hamal mesuttur. Ama binlerce kiþinin âh’ýný almýþ bir insan kaþanelerde, villalarda, meyhanelerde de otursa asla mesud olamaz. Bu sahte gönlü eðlendiren þeylerden birazcýk uzaklaþtýðýnda madde baðýmlýsý olduðu için kasvet ve sýkýntýyla baþ baþa kalýr. Saadet Allah Teala’nýn hayatýný bu dünya ile sýnýrlý görmeyip bunun ötesinde bir hayat için hizmet edenlere bahþettiði en büyük hazinedir. Ýþte böylece bunlarý sorgulamaya baþlayan kiþi nerede boþluk olduðunu hemen fark eder.
--------------------------------------------------------------------------------
Mânâsýz herþey pörsümeye mahkumdur
Madde baðýmlýsý… Bu tabiri duyduðumuzda hemen aklýmýza uyuþturucuya veya alkole baðýmlý olan insanlar gelir. Fakat bendenize göre madde baðýmlýsý sözü fani sevgilerle avunan kiþiler için söylenmiþ bir söz gibidir. Onlarýn halini çok güzel özetler. Belki de bizlerin demek gerekiyor. Fahri Âlem (sas) günahlarýn baþý dünya sevgisidir buyurdu. Madde baðýmlýsý tabiri bilerek veya bilmeyerek bu nevi müptelalarý çok güzel ifade ediyor. Mesela kapitalist sistem istekleri ve hýrslarý sanki ihtiyaçmýþ gibi bizlere lanse ederek sonrada ona ulaþmamýz için bizi peþinden koþturacak senaryolar üretir. Bu filimlere aldananlar hakikatte de zaten sanal olan bu dünyanýn sanal sistemlerin de ömürlerini duygularýný ve sevgilerini harc ederler. Hiç kimse kazanamaz. Çünkü neticede o sistemler de çökmeye mahkumdur. Mânâsýz olan her þey kokmaya çürümeye ve pörsümeye mahkumdur. Ýþte böyle olduðu için bu sanal dünyaya ait duygularýmýzý tatmin etsek de asla huzur ve saadet bulamayýz. Aþk çilelidir dedik fakat aþk çilesiyle insaný bu uykudan uyandýrýr. Agah kýlar. Sevgiyle aþkla yaradýlan bu âlem, baki olan aþka hizmet eden akýlla ve fikirle saadet yuvasý oluverir. Herkesin dilinde çok yoðunum sözünü hep duyarýz. Biz de çok yoðunuzdur o kadar yoðunum ki þuraya gidemedim yoðunluktan okuyamadým, ziyaret edemedim ve buna benzer bir sürü þey. Halbuki kültürümüzde sukunet esastýr. Sukunet atalet deðildir. Sükûnet, kendi yaptýðýn iþle senin üzerinde iþlenenin farkýna varacak noktada durmaktýr. Yani kiþi bu maddi hayatýn keþmekeþinde sükunetle “Ben ne yapýyorum?” sorusunu günde en az bir kere kendisine sormalý ve sevginin temelini hala atmadýysa yeri ve zamanýný tespit ederek bir yerden baþlamalýdýr.
--------------------------------------------------------------------------------
Niyet ile sonsuz sevgiye ulaþýlabilir
Müminin niyeti amelinin baþýdýr ama çoðu zaman niyet ameli geçer. Hem hedef olarak geçer hem mevlânýn rýzasýna vasýl olma cihetinden geçebilir. Cenabý Hak ekseriya böyle tecelli edegelmiþtir. Çok küçük meyillerimizle dahi, yani birazcýk ona doðru yaklaþmaya meyilli olduðumuzda bile bizlere sonsuz rahmetini ve güzelliklerini bahþeylediðini hangimiz görmemiþtir. Kulluðumuzda çok küçük yaptýðýmýz iþlere Rabbani hazinelerini sonsuz olarak ikram etmemiþ midir? Bilakis hep rahmetiyle tecelli etmiþtir. Yani insanýn niyeti kendini aþar. Alken dahi düþünülse insanýn hayatta ortaya getirdiði sözler ve fiiller düþündüklerinin milyonda biri dahi deðildir.
Þu an bile bu satýrlarý okurken binlerce þeyi düþünür, kabul eder veya etmez halde deðil miyiz? Cenab-ý Hak lehimize olacak niyetlerimizi kayýtlandýrýr, aleyhimize olacak niyetlerimizi ise Erhamur Rahimin olduðundan siliverir, tabiri caizse görmezden gelir. Hele insan o sonsuz aþk da, aþkla vuslat halini yaþarsa meleklerin gýpta ettiði Saitler (saadete erenler, mesut olanlar) zümresine dâhil olur. Bu da gösterir ki insan sonsuz aþký sonlu olan dünyada meþk edebilir ve etmelidir de. Bu yolun yolcusu olanlar ve bu dersi tahsil etmek üzere bu dünyada kayýtlý olanlar her zaman günahlarýný çok hizmetlerini de az hatta yok mesabesinde görmelidir.
Hülasa, kâinatýn mayasýnda sevgi ve muhabbet olduðunu fehmedenler Tevhid ile bu sevgide yer edinmeli niyet ederek ortaya koyduklarý her fiili sevgi ve muhabbetle rýzaya uygun olarak iþlemeli bu sevginin gerektirdiði fedakârlýðý da cümle mahlûkata hizmet ederek göstermelidir. Cenab-ý Hakkýn Kuran-ý Kerim’inde buyurduðu gibi ölümün ve hayatýn en güzel iþleri yapmamýz için bir imtihan sahasý olduðunu unutmamak ve bu imtihan neticesinde alacaðýmýz nottan ziyade bize bu deðerlendirmeyi yapan zata karþý mahçup olmama duygusu sevginin ta kendisidir. Ailesinde, iþinde, dünyasýnda, ahiretinde mesut olan insanlar bu sevgiye özen gösteren insanlardýr. Bu yolun rehberleri hakikat erleri ne güzel söylemiþler. Tutabilene de tutamayana da aþk olsun. Vesselam.
radyobeyan