Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Yine mi sonra? By: sumeyye Date: 31 Aðustos 2010, 14:01:22
Yine Mi Sonra?

Gece ve gündüz… Asýrlardýr zýt kutuplarda seyrettikleri halde, zýtlýklarýn içinde muhtaciyetin, sahibiyetin, sýrt sýrta verilmiþ bir dayanýþmanýn sembolü. Ayný ortamý ayný anda paylaþmasalar da, ayný göreve soyunmasalar da, kadirþinaslýðý kimseye kaptýrmayan, birbirlerine karþý duyarlý iki zýt gerçek. Birbirlerine destek olduklarý zaman ayakta durabileceklerinden haberdar halleri, her þeyin zýttýyla kaim olduðu doðrusunu haykýrýyor bizlere.

Karþý taraf olmadan deðerlerinin bilinmeyeceðinin þuuruyla, kardeþ kardeþ yaþýyorlar. Hem kardeþ hem karþýt, farklý yönlere bakan ama sýrt sýrta verilmiþ bir pozisyon. Biri yükselirken öteki alçalmasý gerektiðinin, öteki, içeri girince diðeri ayaða kalkmasý gerektiðinin bilincinde.

Ýþte, bir gün daha bitti. Gündüz seve seve, zorbalýðýn kucaðýna düþmeden, görevi teslim etti geceye. Kendisini sevenlere, tezahüratlara, serenatlara aldýrmadan, hýyanetliði aklýnýn ucuna bile getirmeden, yerini býrakýyor içtenlikle. Akþam gecenin önünü açarken, biraz utangaç, biraz sýkýlgan hali kýzýllýðýna düþüyor. Ve çok geçmeden gece selama duruyor. O zifiri siyah örtüsünü büyük bir titizlikle sererken üstümüze, sevincin, hüznün, huzurun niþaneleri beliriyor yine gökyüzünde birer birer. Görevi teslim almanýn o büyük onuruyla, gökyüzü ýþýklý senfonisine baþlýyor ayýn þefliðinde. Her þey doðallaþtýðý için senfoniye set çekmiþ kulaklarýmýz. Ay ise, küçük olunsa da büyük iþlerin de baþarýlabileceðini anlatýyor bizlere. Dünyanýn peþini býrakmadýðý için, doðru yörüngede olduðu için, dev gibi güneþin onu desteklemesi de kaçýnýlmaz oluyor tabii. Doðru izden hiç þaþmayan bir gidiþat neticesinde, ýþýksýz da olsan, yýldýzlar kadar enerjin olmasa da en büyükten alýyorsun enerjini. Dev gibi bir dost, arka çýkýyor sana. Yani saflaþtýkça ve dünya gibi bir büyüðünün elini býrakmadýkça, yansýmasan da, yansýtan oluyorsun. Basit bir piyon olsa da, sadece doðru konumlanmasý ve bize yakýn olmasý sebebiyle gözlerimizin en iyi seçtiði, gizlendiði anlarda aranan vefalý dost. Ýbret için bu bile yeter bizlere.

Güneþ gibi deðil, dünya gibi deðil kendin gibi olabildiðin anda yansýmalarýn da kapýsý aralanýyor çünkü. Güneþ gibi olamasan da, gecenin karanlýðýnda yol gösterebilecek kadar olgunlaþabiliyorsun. Yani herkes yerinde güzel. Taþ yerinde aðýr derler ya. Yani herkes konumunu biliyor, deðerlerinin farkýnda. Kimse kimsenin yerine göz dikmiyor. Mücadelelerini verseler de, tabiatlarýna uygun bir þekilde davranýyorlar. Hayata uygun bir baþlýk atmak, ya da baþlýða uygun bir hayat yaþamak ne güzel…

Kim bilir nelere þahitlik etti, ay ve güneþ asýrlardýr. Gün biterken neleri sakladý içine yine, þu duvarlar, çatýlar. Gökyüzü, bütün arsýz günahlarýn yerine de utanarak kýzýllýðýný düþürürken üzerimize, tövbeden alýndý yine nefesler. Kim bilir kaç kiþi tövbeyle tazelendi, yenilendi, yýkandý. Ya da piþmanlýða gölge düþürenlerce, yanlýþlara bile bile lades denildi. Yine defalarca yerin kulaðý çýnlatýldý piþkin edalarla. Yýrtýcý sözler menzile ulaþtýðý zaman, kaç masum o sözlerin altýnda kaldý kimbilir. Belki de o cümleler, pek çok evde daha yankýlandý. Kaç kiþi gününü faydalý iþlerle dolu dolu geçirdi. Kimler ‘iyi ki varsýn’ duygusunu hissettirdi sevdiklerine. Kim bilir kimler, yapmamak için söz verdiði kirli iþlerin kucaðýna düþtü tekrar. Tövbesini bir kez daha uzaklara atarak, yenilgiyi kabul etti. Belki de çoðu yürek, güzel bir gün geçireceði yarýnýn hayaliyle uykuya daldý. Bu kabiliyetli, þuurlu insanlarýn iþi. Bir de, kokarcalarýn içinde geze geze, pis kokuya duyarsýz kalmýþlar var. Belki yapýlan hayýrlý bir iþ, ya da güzel bir ahlak; belki de samimi bir dua, misk kokusu gönderecek onlara ýlýk meltemlerle. Zararýn neresinden dönersek kârdýr, düþüncesiyle gecikmiþlik daha büyük gayretlerle telafi edilecek.

Peki, hatalarýmýzý telafi edecek kadar zamanýmýz kalmadýysa. Evet; güneþ, belki asýrlarca tekrar tekrar doðacak ama bizim üzerimize hemen, yarýn doðmazsa .’Yapacak daha çok iþim vardý, tövbe edecektim, namaz kýlacaktým, Kur’ân okumasýný öðrenecektim’ sözleri bütün ertelenmiþlerle birlikte mezara gömülürse? Mezar taþý okunulduðunda, genç vefat etmiþ denilenlerden biri de sen olursan? Emanetten ve sorumluluktan gafil halin hiç son bulmazsa?

Hepimiz bu fani dünyada bizlere verilmiþ o sonsuz nimetlerin, ve muhatabý olduðumuz görevlerin emanetçisi deðil miyiz? Kimisi ha bugün ha yarýn bakarým, su veririm diyerek, gülleri heba eden bir bahçývan. Öteki kendi gülleri dururken, baþka baþka baðlarýn güzelliðine takýlmýþ bir ahmak. Kurtuluþ kapýsýna varanlar ise, emanetçisi olduðu güllere pür dikkat kesilmiþ durumda. Baþkalarýnýn baðýyla, baðbanýyla iþi yok. Aklý da kalbi de güllerinin güzelliðiyle, kokusuyla mest olmuþ bir halde. Bu mest olmuþ hal onu, baþkalarýnýn deðerlerine takýlarak zillete düþmekten alýkoyuyor. Beceriksiz, emre muhalif yaþayan bahçývana gelince… Ýnsanýn bindiði dalý kýrmasý bu olsa gerek. Baki olan evine, bir deli gibi kibrit çakmasý bu olsa gerek. Ahirete yönelik her þeyi telafi edilecekler listesine ekleyerek , eften püften meselelerde aciliyet niye? Dünyevi lezzetlerin büyüsüne kapýlarak, ebedi âlem için hazýrlýk yapmamak ne büyük bir gaflet?

Ýþte en büyük çýbanbaþý da bu gaflet. Gaflete düþmek… Ýnsanýn nefsani arzulara iþtiyakýnýn þiddetiyle sarsýlarak, aklýnýn üstünün örtülmesi. Aslýnda beden ve ruh saðlýðýmýz için mecbur olduðumuz bir duygu. Çünkü her an ölüm ve ötesi düþünülse, korkunun galebe çalmasýyla ruhsal ve bedensel faaliyetlerde kayýp yaþanýlarak, ahiretin tarlasý niteliðinde olan dünya hayatý da olmasý gerektiði gibi rayýnda gidemez. Hayatýn ne tadý olur ne de tuzu olur. Bu sebeple, unutmanýn benliðimize vermiþ olduðu rahatlýða iþaretle büyükler, gaflette rahmet vardýr demiþtir.

Fakat bu rahatlýk, olmamasý gerektiði kadar ileri boyuta ulaþýrsa, insan gaflet sarhoþluðuyla acilen yapmasý gereken þeylerle,erteleyebileceði iþlerin yerini deðiþtiriyor. Hal böyle olunca kulluðun sorumluluklarý, birinci, ikinci hatta üçüncü sýrada yer almadýðý gibi yýllar sonra yerine getirilecek vecibeler olarak kala kalýyor. Yaþ ilerleyip, ruhi manada daha da körelme meydana gelince, ibadetler kulun nazarýnda gerçekleþemeyecek ütopik bir þey gibi görülmeye baþlanýyor. Çünkü þeytan, ‘senden adam olmaz’ sözüne inandýrýyor insaný yýllar sonra. Ýþte kiþi bu ertelemeler sebebiyle, manevi yollarýný kendi elleriyle týkýyor. Ahiret adýna her þeyi sonraya býrakmak sebebiyle. Þeytan insanýn karþýsýna mantýklý delillerle çýkamayacaðý için, ‘sonra’ dedirterek kendi avýna düþürür. Nefsin tembel yapýsýný kullanarak bütün güzellikleri ertelettirir. Yani biz, her Allah’ýn rýzasýna yöneltecek bir amel için ‘sonra’ dediðimiz zaman, þeytan bir kilit daha atar, tedavi için gideceðimiz nazargahýn kapýsýna. Peki, nedir bu kilitleri kýrmanýn yolu? Çok basit. Tembellik yapmak çok kolay olduðu gibi, harekete geçmek de çok kolay, yeter ki aklýmýzý ve irademizi nasýl kullanacaðýmýzý bilelim. Çözüm, sonralarýn üstünü çizip hemen, þimdi diyebilmek. Hemen denildiðinde bütün yollar açýlýr insana. Bir daha ki hafta namaza baþlayacaðým deðil de, hemen þimdi vaktin namazýný kýlacaðým deyince ancak þeytanýn bacaðý kýrýlýr. ‘þu anda boþ boþ oturuyorum, boþ konuþuyorum hemen kalkýp faydalý bir þeyler yapayým ‘deyince þeytanýn suratý asýlarak defolup gider yanýnýzdan. Melekten gelen ilhamýn sesi coþkusunu yitirmeden, hemen kalkýp sizi yýllarca arayýp sormayan arkadaþýnýzý, akrabanýzý aradýðýnýz zaman, nur-u ilahinin kapýsý da aralanacaktýr.

Sonralarla gönül kuþunu, kafese hapsettik. Ve hep anahtarý elimize alýp açacakken, o küskün gönlü, yýllardýr özlemini çektiði sonsuz maviyle buluþturacakken, ‘sonra’ dedik. Randevu verdik ileriki tarihe, tarihlere. Yarýnlarýn üstüne yýðýldý, bütün yapýlacaklar. Yýðýnak oldu, meçhul tarihlerde. Bezdirdik, býktýrdýk, gönül kuþunu.

Yine bir gün daha doðuyor. Bulutlarýn arasýndan sýzan ýþýk buseler gönderiyor topraða, havaya ve sana. Güneþ solmamaya yeminli haliyle, ve ilk günkü güzelliðiyle yine, yeniden derken bir þeyler fýsýldýyor sana. Cemrenin gönlüne düþme vakti gelmedi mi? Ýþte bir þans daha dayandý kapýna, kendini deðiþtirmen, kulluðun hakkýný vermen için. Bu günü ölümünün tehir edildiði en kutlu gün say. Rabbin bir gün daha yazmýþ Levh’e senin adýna. Unuttuðun þeylerin yüküyle bu dünyayý terk etmemen için. Bu gününü dönüm noktasýna çevirebilirsin. Gafletine bir tokat atabilirsin. Bacaklarýn seni çekmese de gücü ve o bacaklarý veren Rabbine hamdederek, bedenine hükmetme zamaný gelmedi mi? Haydi, hemen..!


Þeyda DAL

radyobeyan