Minadan Arafata Gitmek By: neslinur Date: 14 Aðustos 2010, 09:55:14
Mina’dan Arafat’a Gitmek ve Arafat’ta Vakfý
Zilhicce'nin sekizinci günü Mekke'den Mina'ya gitmek sünnettir. Dokuzuncu günü ise vakfede bulunmak üzere Arafat'a gidilir. Arafat'ta bir süre durmaya "vakfe" denir ki, bu haccýn rükünlerinden biridir. Kaçýrýldýðý takdirde, bir yýl sonra o haccýn kazasý gerekir. Zira Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz: "Hac, Arafat'týr" buyurmuþtur. Vakfenin belirlenmiþ bir süresi vardýr. O da, Arefe günü zeval vaktinden baþlar ve bayramýn birinci günü fecir doðuncaya kadar devam eder. Bu süre içinde hacceden kimse az bir süre olsun Arafat'ta bulunursa, rükün yerine gelmiþ olur.
Þüphesiz Arafat kutsal yerlerden biridir. Melek Cebrail'in indiði, Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz'in Veda Hutbesi'ni irad ettiði bir alan olarak dinimizdeki yeri ve önemi çok büyüktür. Dualarýn en çok kabul olunduðu bir mahaldýr. [516]
Konuyla Ýlgili Hadisler
Muhammed b. Ebl Bekir b. Avften yapýlan rivayete göre, adý geçen þöyle demiþtir: "Bizler Mina'dan sabahleyin Arafat'a doðru hareket edeceðimiz sýrada Enes'e (r.a.), Arafat'a giderken Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz'le beraber ne yapýyordunuz? Tel-biye getirmemizde bir sakýnca var mýdýr?" diye sordum. O da bana þöyle dedi: 'Telbiye getiren getiriyordu, onun bu davranýþý inkar edilmiyordu. Tekbir getiren de getiriyordu, onun da bu hali inkar edilmiyordu." [517]
îbn Ömer (r.a,) dan yapýlan rivayete göre, adý geçen þöyle,
demiþtir:
"Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz Arafe günü sabah namazýný kýldýktan sonra hareket etti ve taki Arafat'a gelip Nemire denilen yere indi -ki bu yer, imamýn Arafat'ta inip konakladýðý yerdir- Öðle namazýna kadar orada kaldý, ýsý iyice artmýþ bir halde gön ortasý hareket edip öðle namazý ile ikindi namazýný cem'ederek kýldýrdý. Sonra insanlara hitab etti. Sonra da hareket ederek Arafat'taki vakfede durdu." [518]
Urve b. Mudarris b. Evs b. Harise b. Lam et-Tatden yapýlan rivayete göre, adý geçen þöyle demiþtir: "Müzdelife'de namaza çýktýðý bir sýrada Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz'e geldim ve dedim ki:
“Ya Resulallah! Doðrusu ben Tayy'ýn iki daðýndan geliyorum; hem bineðimi yordum, hem de kendim yoruldum. Ama Allah'a and olsun ki, hiç bir kum yýðýn uzantýsýný terketmeyip mûtlaka üzerinde vakfe yapýp durdum. Benim için (gerçekleþen) bir hac söz konusu olabilir mi?" Bunun üzerine Resulüllah (s.a.v.) þöyle buyurdu: "Kim bizim bu namazýmýza hazýr olur ve biz buradan ayrýlýncaya kadar bizimle birlikte durur ve bundan önce de Arafat'ta gece veya gündüz (bir süre) vakfe etmiþ olursa, gerçekten haccý tamamlanmýþ ve üzerine gereken menasiki (ibadetleri) yerine getirmiþ olur." [519]
Abdurrahman b. Ya'mur (r.a.) den yalýpan rivayete göre: Necd lalkmdan bir grup Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz'e geldi ki o sýrada Efendimiz Arafat'ta vakfe halinde idi. O'ndan sordular. Sunun üzerine Efendimiz bir çaðýrýcýya emretti» þöj .e duyuruda bulundu: Hac Arefe (gününe yetiþmek) dir. Kin toplanma gecesi (Müzdelife'de gecelemede) fecirden önce gelirse, gerçekten o, (Arafat'ta vakfeye) yetiþmiþ olur. Mina günleri üç gündür. Artýk kim acele eder de iki gün kalýrsa onun'üzerine bir günah yoktur, kim de (üçten fazla) gecýktirirse, onun üzerine de bir günah yoktur.." [520]
"Cabir (r.a.) den yapýlan rivayete göre, Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz þöyle buyurmuþtur: "Ben burada nahr yaptým (kurbanlýk hayvaný kestim); Mina'nýn her yaný bu kesime müsaittir. Artýk siz yük ve eþyanýzýn bulunduðu yerde kurbanýnýzý kesin.
Ben þurada vakfe yaptým. Arafat'ýn her yaný vakfeye uy- ( gundur. Burada da vakfe yaptým; toplanma yeri olan' (Müzdelife'nin) hepsi vakfeye uygundur.." [521]
Üsame b. Zeyd (r.a.) dan yapýlan rivayete göre, adý geçen þöyle haber vermiþir:
"Arafat'ta Resulüllah'm terkisinde (veya yedeðindeki binek üzerinde) bulunuyordum. Ellerini kaldýrýp dua edi-yordu; derken devesi bir yana meyletti ve bu sebeple devenin yularý
düþtü, Resulüllah (s.a.v.) bir eliyle düþen yularý eðilip alýrken bir elini de yukarýya kaldýrmýþ halde (duasýna devam ediyordu)." [522]
Amr b. Þuayb'den, o da babasýndan, a da dedesinden rivayet etmiþtir:
"Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz'in Arafat'ta yaptýðý en çok duasý þu idi: Allah'tan baþka ilah yoktur. O birdir, ortaðý yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur. Hayýr O'nun elindedir; O'nun gücü herþeye yeter." [523]
Tirmizî ise bunu þu lafýzla rivayet etmiþtir:
"Duanýn hayýrlýsý, Arefe günündeki duadýr. Ben ve benden Önceki peygamberlerin söylediði en hayýrlý dua þudur: Allah'tan baþka ilah yoktur. O birdir, ortaðý yoktur. Mülk O'nundur. hamd O'na mahsustur. O'nun kudreti her þeye yeter."
Salim b. Abdillah'dan yapýlan rivayete göre: Abdullah b. Ömer (r.a.) Arafe günü Haccac b. Yusuf un (Haccac-ý Zalim) yanýna geldi ki güneþ gök kubbesinin ortasýndan batýya meyletmiþ bulunuyordu. Ben de onun yanýnda idim. Abdullah b. Ömer, Haccac'a seslenerek: "Eðer Sünnet'e uymayý arzu ediyorsan, hakreket vakti geldi" dedi. Haccac ona: "Bu saatte mi?" diye so-[ýncaj o da: "Evet.." diye cevap verdi.
Bunun üzerine ben de Haccac'a dedim ki: "Sünnet'e uy-layý arzuluyorsan, hutbeni kýsa kes ve namazý acele et." Bunun üzerine Abdullah b. Ömer: "Salim doðru söyledi" dedi." [524]
Cabir (r.a.) den yapýlan rivayete göre, adý geçen þöyle demiþtir:
"Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz Arafat'taki vakfe yerine fitti ve insanlara birinci hutbeyi irad etti. Sonra Bilal ezan »kudu. Sonra Resulüllah (s.a.v.) ikinci hutbeye baþladý; O kinci hutbeyi tamamlarken Bilal da ezaný tamamlamýþ bululuyordu. Sonra Bilal ikamette bulundu, Resulüllah (s.a.v.) »ðle namazým kýldýrdý; arkasýndan ikindi namazý için (Bilal) kamette bulundu ve Efendimiz ikindi namazýný kýldýrdý." [525]
Hadislerin Iþýðýnda Müctehidlerin Ýstidlal ve Îhticaclarý
a) Hanefîlere göre: Terviye günü (Zilhiccenin sekizinci günü) sabah namazýndan sonra Mina'ya gidilir. Daha çok güneþ doðduktan sonra gitmekte yarar vardýr. Sahih olan da budur. Bütün bu gitme ve bulunma hallerinde telbiye terkedilmez.Mekke'den çýkarken de hem telbiye, hem de tehlil ve tekbir getirilir. O gece Mina'da kalýnýr. Bütün bunlar sünnettir, Arefe günü, yani Zilhicce1 nin dokuzuncu giiniý Mina'da sabah namazý kýlýnýr ve Arafat'a hareket edilir. Bununla beraber Terviye günü Mekke'de öðle namazýný kýldýktan sonra Mina'ya giden kimse için de bir sakýnca söz konusu deðildir. Ayný zamanda Terviye günü Mekke'de kalýp sabah namazýný kýldýktan sonra dokuzuncu günü Mina'ya uðrayarak Arafat'a gitmek de yeterli sayýlýrsa da sünnete aykýrý olduðundan isâet (kötü bir iþ) iþlemiþ olur.
Terviye günü cumaya rastlarsa, zevaldan önce Mina'ya harekette bir sakýnca yoktur. Ama zevalden sonra çýkmasý doðru olmaz. Çünkü kendisine vacip olan cumayý kýlmasý gerekir.
Arafat'a gidilince, herhangi bir yerinde konaklayabilir. Ancak Cebel-i Rahmet'e yakýn olmasý efdaldýr. Güneþ batýya doðru meyledince, mümkünse gusledilir ve îmam minbere çýkar, bu esnada-müezzin ezan okur. Sonra Ýmam ayaða kalkýp iki hutbe okur ve bu iki hutbe arasýnda oturur. Oturarak hutbe okumasý da yeterli sayýlýr. Hutbeyi okumayýp terkeder veya- onu zevalden önce okursa bir sakýnca yoktur. Sadece sünnete uymamýþ olur ve o yüzden isâet (kötü bir iþ) iþlemiþ sayýlýr. Îmam bu hutbede Arafat'ta, Müzdelife'de ve Mina'da neler yapýlacaðým anlatýr. Ayný zamanda kurban, týraþ, ziyaret tavafý ve veda tavafý hakkýnda yeterli bilgi verir.
Hutbeden sonra imam bir ezan, iki ikametle öðle ve ikindi farzlarým kýldýrýr. Kýraati aþikar okumaz ve bu iki farz arasýnda sünnet, nafile namaz kýlýnmaz. Ayný zamanda bu iki farz arasýnda dünya iþlerinden bir iþle de meþgul olunmaz.
Ýmam Ebu Hanife'ye göre, öðle ile ikindi farzlarýný bir arada kýlabilmek için cemaat ile kýlýnmasý þarttýr. Aksi halde her namaz kendi vaktinde kýlýnýr. Ýmameyne göre, münferiden de kýlýnca yine cem-i takdim yapýlýr, yani ikindi farzý öðle vaktine alýnýp, ikisi birara-da kýlýnýr. Ayný zamanda Ýmam Ebu Hanife'ye göre, sözü edilen iki namazý bir arada kýldýracak olan imamýn, büyük imam olmasý söz konusudur. Diðer mezheplere göre, bu konuda herhangi bir baðlayýcý þart yoktur.
Arafat'ta farz olan vakfenin sýhhati için iki þey þarttýr: Biri, Arafat denilen arazide, ikincisi belirlenen vakit içinde gerçekleþmesidir.
Vakfede mutlaka ayakta durup dua etmek þart deðildir. Oturularak da vakfe yerine getirilir, [526]
b) Þafiîlere göre: Zilhiccenin yedinci günü Ýmamýn Mekke'de öðle namazýndan sonra, kýsa bir hutbe irad etmesi ve sabahleyin Mina'ya gidileceðini bildirmesi sünnettir. Sabahleyin namaz kýldýrdýktan sonra hacýlarla birlikte Mina'ya gider ve o geceyi orada geçirirler Bu da sünnettir. Güneþ doðduktan sonra (Zilhicce'nin dokuzuncu günü) Arafat'a hareket edilir. Nemire'de zeval vaktine kadar durulur, sonra Mescid-i Ýbrahim'e gidilir ve Ýmam orada iki hutbe irad eder ve arkasýndan öðle ile ikindi namazýný bir arada,- yani öðle vaktinde kýldýrýr. Sonra da Arafat'ta güneþ batmcaya kadar vakfe yapýlýp dua, zikirle meþgul olunur ve gurubu müteakip Müzdelife'ye hareket edilir.. [527]
c) Hanbelîlere göre: Zilhiccenin sekizinci günü olan "yevm-i tevriye" de temettü' hacca niyet edenler yeniden niyet edip ihrama gi-rler; kýran ve ifrad hacca niyet edenler zaten ihramlý bulunuyorlar i Mina'ya hareket ederler. Mekke'nin yerlilerinden de haccetmek is-jyenler yine bugün niyet edip ihrama girerler. Mina'ya gidilir ve ne namazý orada kýlýnýr. Hatta Resulüllah'm (s.a.v.) orada beþ vakit amaz kýldýðý bilinmektedir.
Zilhiccenin dokuzuncu günü güneþ doðunca Mina'dan Arafat'a âreket edilir. Arafat'ta öðle ile ikindi namazý öðle vaktinde bir arada ýlýnýr. Cemaate katýlma imkaný olmayan kimse kendi eþyasýnýn anýnda bu iki namazý bir arada kýlar. Her namaz için bir ikamet edi-r. Ezan da okunursa, bunda bir sakýnca yoktur.
Arafat'taki hutbeler namazdan önce irad edilir ve kýsa tutulur.
Arafat'ýn her yaný vakfe yeridir. Cebel-i Rahmet yanýnda dur-aanýn fazileti daha çoktur. Ancak Batn-ý Urune denilen kýsým bunun [ýþýnda tutulmuþtur, orada vakfe yapýlmaz, yapýlsa da sahih olmaz.
Arafat'ta vakfe yapmak rükündür, onsuz hac tamam olmaz. Sunda icma' vardýr.
Böylece Arafat'ta güneþ batmcaya kadar dua, tehlîl, tekbir ve lenzeri zikirlere devam edilir. Çünkü bugünde yapýlan dua ve niyaz-arýn kabul edileceði umulur.
Bu mezhebe göre, Arafat'ta vakfenin zamaný, Arafe günü fecir loðunca baþlar ve bayramýn birinci günü fecir doðuncaya kadar de-ram eder; bu süre içinde orada az bir zaman dahi bulunulsa, vakfe rüknü yerine gelmiþ olur. îmam Þafiî ile Ýmam Malik'e göre, vakfenin ilk vakti Arafe günü zevalden sonra baþlar ve fecir doðuncaya kadar devam eder. Hanefîlerin de içtihadý bu doðrultudadýr; yani üç mezhebin içtihadýna göre, vakfenin vakti, dokuzuncu günü zevaldan sonra baþlar. Ýmam Ahmed'e göre, fecirden sonra baþlar..
Vakfe için taharet, kýbleye yönelme ve niyete gerek yoktur. Bu husuta farklý bir ictihad göstereni bilmiyoruz. [528]
d) Malikilere göre: Bu mezhebe göre de, belirlenen zaman içinde Arafat'ta vakfe yapmak rükündür. Bu, oradan geçmekle de gerçekleþebilir. Uyku halinde bulunmak bile yeterli sayýlýr. Ancak Arafat'ta durmayýp belirlenen sýnýrýn bir ucundan bir ucuna geçmek isteyen kimsenin, o yerin Arafat olduðunu bilmesi ve niyet etmesi gerekir. Ama geçmeyîp belli bir yerde bulunan kimsenin niyet etmesine gerek yoktur.
Arafat'ta dokuzuncu günü güneþ battýktan ta onuncu günü fecir doðuncaya kadar olan süre içinde bir süre eyleþmekte rükün yerine gelmiþ olur. Ama hiç eyleþmeden gelip geçecek olursa, vacibi terket-tiðinden bir kan akýtmasý gerekir. Bunun gibi, Zilhicce'nin dokuzuncu günü zevaldan sonra Arafat'ta bulunmak da vaciptir. Bu vakitten sonra gelen kimeseye de bir kan akýtmak gerekir.
Arafat'ta öðle ile ikindi namazýný öðle vaktinde bir arada kýlmak sünnettir. Ayný zamanda imamýn orada iki hutbe okumasý da sünnettir. Hutbeler namazdan önce güneþ zevale yönelince o-kunur. Öðle namazý için bin ezan, ikindi namazý için de bir ezan okunur.
Güneþ batmcaya kadar vakfe devam eder. Sonra Müzdelife'ye hareket edilir. [529]
Tahliller ve Diðer Rivayetler
534 nolu Muhammed hadisi sahihtir. O bakýmdan tavaf dýþýnda her yerde telbiye ve tekbir getirilebilir; bunda bir sakýnca yoktur. Müctehidlerin çoðunun da görüþ ve içtihadý bu anlamdadýr.
535 nolu Ýbn Ömer hadisinin isnadýnda Muhammed b. Ýshak bulunuyor ki, bu zat hakkýnda çok þeyler söylenmiþtir. Onun dýþýndaki ricali sahihtir, ayný zamanda hepsi de güvenilirdir. O bakýmdan bununla istidlal edenler olmuþtur.
536 nolu Urve hadisini ayný zamanda Ýbn Hibban, Hakim ve Darekutnî tahric etmiþlerdir. Hakim de onu sahihlemiþtir. Müctehidlerin çoðu bu hadisle istidlal ve ihticacda bulunmuþlardýr.
Hadiste "gece ve gündüz.." sözü kullanýlmýþtýr ki, îmam Ahmed bu cümleden vakfe süresinin dokuzuncu günü fecirden sonra baþlayýp bayramýn birinci günü fecir doðuncaya kadar devam ettiðini istidlal etmiþtir. Cumhur ise, gündüzden maksat, zevalden sonraki süredir diyerek farklý bir yorum getirmiþtir.
537 nolu Abdurrahman hadisini ayný zamanda îbn Hibban, Hakim, Darekutnî ve Beyhaki tahric etmiþlerdir.
Böylece hadis, onuncu giýniý fecirden önce Arafat'ta bulunup Müzdelife'ye gelen kimsenin haccmýn tamam olduðuna delalet etmektedir. O bakýmdan fecirden sonra gelen kimsenin vakfesi sahih deðildir ve hac tamamlanmamýþ olur, önündeki yýl kazasý gerekir.
"Mina günleri üçtür" cümlesinden, bayramýn birinci günü dýþýnda kalan teþrik günleri kasdediliyor. O bakýmdan kim bayramýn birinci gününden sonra iki gün kalýp ayrýlmak isterse ayrýlabilir; çünkü üç gün içinde cemreleri taþlama vücubunu yerine getirmiþ ýlur.. Kim de acele etmeyip üç gün kalýrsa, o takdirde kalabilir ve nüctehidlerin çoðuna göre üçüncü gün de cemrelere taþ atmasý gerekir.
538 nolu Cabir hadisi de sahih kabul edilmiþtir. Bu, Mina'nm ýer yanýnýn kurban kesmeye müsait olduðuna delalet ettiði gibi, Ara-iat'm da Batn-ý Urune dýþýnda her yanýnýn vakfeye uygun olduðuna re Müzdelife'nin de her yanýnýn vakfeye elveriþli bulunduðuna dela-et etmektedir.
539 nolu Üsame hadisinin Nesâî'de belirtilen ricalinin hepsi sika ve sahihtir. O bakýmdan müctehidlerin hemen hepsi bu rivayetle istidlal etmiþlerdir.
540 nolu Amr hadisinin ise, isnadýnda Hammad b. Ebî Hamîd bulunuyor ki, bu zat zayýftýr. Nitekim Buharý onun hakkýnda: "Münkerü'l-hadistir" demiþ; tbn Main "Onun hadisi bir þey deðildir" diyerek dikkat çekmiþtir. Nesâî de onun sika olmadýðým belirtmiþtir. [530]
541 nolu Salim hadisi de sahihtir ve Arafat'ta hutbenin namazdan önce kýlýnacaðýna delalet etmektedir. Her ne kadar 535 nolu Ýbn Ömer hadisinin son kýsmýnda bunun hilafýna bir anlatým varsa da sahih olan bu ikinci tesbit ve rivayettir. Nitekim 542 nolu Cabir hadisi de bunu kuvvetlendirmektedir[531]
Çýkarýlan Hükümler
1- Teryiye günü sabah namazýndan sonra Mina'ya gitmek ve o geceyi orada geçirmek sünnettir.
2- Bu sýrada telbiyeye yer yer devam edilmesi müstahabdýr. Ayrýca tehlil ve tekbir getirmek, zikirde bulunmak da müstehab sayýlmýþtýr.
3- Dokuzuncu günü sabah namazý kýlýndýktan sonra Arafat'a hareket edilir.
4- Hiç Mina'ya uðramadan dokuzuncu günü doðrudan da Arafat'a gidilebilir; bunda bir sakýnca olmamakla bebaber isâet (usulsüzlük) vardýr; sünnet terkedildið için. Ancak zorlayýcý hallerde bu isâet kalkar.
5- Terviye günü cumaya rastlarsa, zevaldan önce Mina'ya hareket edilmemiþse, artýk cuma kýlýnýp öylece hareket edilir.
6- Arafat'ýn her yaný vakfe için elveriþlidir. Ancak Batn-ý Urune denilen kesim müstesna, yani orada vakfe yapmak sahih olmaz.
7- Cebel-i Rahmet'e yakýn bir yerde vakfe yapmanýn fazileti büyüktür.
8- Öðle vakti olunca Arafat'ta imam minbere çýkar ve iki hutbe irad eder. Müezzin Öðle namazý için ezan okumaya baþlayýnca imam hutbesini keser.
9- Böylece Arafat'ta önce hutbeler okunur, sonra öðle namazý kýlýnýr.
10- Arafat'ta imam öðle ile ikindi namazým bir arada kildýrýr; önce öðlenin farzýný, arkasýndan ikindinin farzýný kýldýrýr.
11- Imameyne ve diðer müctehidlere göre, münferiden de namaz kýlan kimse bu iki namazý birleþtirir. îmam Ebû Hanife'ye göre, o her namazý vaktinde kýlar.
12- Her farz için bir ikamet getirilir. îkisi için bir ezan yeterli sayýlýr.
13- Vakfenin süresi, Hanefîlere göre, dokuzuncu günü zevaldan sonra baþlar, onuncu günü fecir doðuncaya kadar devam eder. Ma-likîlere göre, dokuzuncu günü güneþ battýktan sonra baþlar, fecir doðuncaya kadar devam eder.
14- Arafat'ta bol bol dua, tehlil, tekbir ve zikir yapýlarak bütün gün ibadet havasýnda tutulur.
15- Arafat'ta daha çok Peygamberimiz'in ve diðer peygamberlerin yaptýðý duayý yapmakta büyük fayda vardýr,
16- Arafat'ta vakfe, haccýn rükünlerinden biridir; onsuz hac olmaz. Bunda ittifak vardýr. [532]
radyobeyan