Sizden Gelenler( Aile Hayatý )
Pages: 1
Aile By: sumeyye Date: 10 Aðustos 2010, 13:17:07
Aile



“Ýnsanýn, hususan Müslümanýn tahassüngâhý ve bir nevi cenneti ve küçük bir dünyasý aile hayatýdýr” Lem’alar

“Bir ailenin saadet-i hayatiyesi, koca ve karý mâbeyninde bir emniyet-i mütekabile ve samimi bir hürmet ve muhabbetle devam eder” Lem’alar

“Hevesât-ý nefsaniye ile erkeklerin karýlaþmasý, karýlarýn hayasýzlýkla erkekleþmesine sebeptir” Sünuhat

Kâinat nizam ve hikmet beldesi Onda ne gayesiz tek bir element, ne de hikmetsiz, vazifesiz birtek terkib mevcut

Birbirine yardým ederek bir beden teþkil eden organlardan, güneþ sistemine ve yýldýz kümelerine kadar bütün kâinat bize þu hakikatý ders veriyor Âlemde gereksiz, hikmetsiz hiçbir ittifak mevcut deðil

Bu yardýmlaþma silsilesinin en kýymetli halkasý: Aile Elbette onun da çok kýymetli bir gayesi olmalý Nedir bu gaye? Bu sorunun cevabý, “taraflarýn þehvet tatminleri” olamaz Zira, böyle bir cevap ile akla hemen þöyle bir soru gelir: Aile hayatý bu gayeyi dar bir kalýba sýkýþtýrmýþ olmuyor mu? Bu noktada hayvanlar âlemi insanlardan çok daha ileri deðil mi?

Sorumuza bir baþka cevap arýyor ve þöyle diyoruz: Kadýn ve erkeðin ayrý ayrý kabiliyetleri, baþka baþka hususiyetleri, aile çatýsý altýnda müþtereken deðerlendiriliyor ve taraflar her hususta birbirini tamamlýyorlar Bu cevapta bir hakikat payý olmakla birlikte, mesele sadece dünya hayatýnýn rahat ve huzuru açýsýndan deðerlendirildiðinde, bu cevap da ruhu tatmin etmiyor Karþýmýzda, dününden kedersiz, yarýnýndan endiþesiz ve her türlü ihtiyacýný rahatlýkla gören, elbise, yakacak, mobilya derdinden uzak, gününü gün eden ve dünyanýn tadýný çýkaran bunca hayvan varken böyle bir cevapla nasýl tatmin olabiliriz Bir atoma beldeler sarsacak bir kudret ve hikmet yerleþtiren bu kâinat sahibinin, insandaki bu iki cinsi bir araya getirmesini sadece dünyevî bir gayeyle izah etmek kabil deðil

Bu düþünce bizi hakikatýn kapýsýna getiriyor Ýçeri giriyor ve görüyoruz ki, bu dünya hikmet dünyasý ve sebepler âlemi Ne gökten elma yaðýyor, ne yerden insan bitiyor Meyve için aðaca, çocuk için izdivaca ihtiyaç var Bu bir Ýlâhî kanun Taraflar bu kanuna riayet ettikleri takdirde, nasiplerinde de varsa, kendilerine çocuk ikram ediliyor Dünyaya imtihan için gönderilen ve yol iz tanýmayan bu minnacýk misafirin emrine Cenâb-ý Hak, onun ebeveynini veriyor; onlarý buna hizmet ettiriyor Bu hizmetçiler için bu küçük misafir, bir yönüyle lütuf, bir baþka yönüyle azap vesilesi Zaten, bebeklerle hayvan yavrularýnýn ve dolayýsýyla da evlenmeyle çiftleþmenin en büyük farký da bu noktada karþýmýza çýkýyor

Evet, çocuk, ebeveyni için bir lütuftur Çünkü, onlar Allah’ýn bu narin, nazlý ve Cennet namzedi bahtiyar mahlûkuna yaptýklarý hizmetler için sevap kazanýyorlar Ona yedirip içirdikleri, onlar için bir sadaka oluyor Hayatýnda bir tek muhtacýn dahi yüzünü güldürmemiþ en cimri bir insan bile, çocuklarýna yaptýðý masraflar dolayýsýyla sadaka sevabýna nail oluyor Yine lütuf, çünkü, ona nereden gelip nereye gittiðini, bu dünya hayatýnda vazifesinin ne olduðunu güzelce anlattýklarý takdirde, Ýlâhî emirleri teblið ve insanlarý irþad þerefinden, O ulvî Peygamberlik görevinden, küçük bir dairede de olsa hissedar olmuþ oluyorlar Ayrýca o çocuðun bir ömür boyu iþleyeceði bütün güzel amellerinden de hisse alýyorlar

“Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuðunuzu Cehennem ateþinden koruyun Onun yakýtý insanlar ve taþlardýr” (Tahrim Sûresi, 6)

“Hepiniz çobansýnýz, hepiniz raiyetinizden (idare ettiðiniz kimselerin hukukundan) mes’ulsünüz” Hadis-i Þerif

Çocuk diðer yönüyle bir azap vesilesi Zira, ebeveyni o Ýlâhî emanete, o Cennet yolcusuna Rabbini güzelce tanýtmadýklarý, terbiyesine lâyýkýnca dikkat etmedikleri takdirde, onun iþleyeceði günahlardan mes’ul tutuluyorlar Öte yandan, onun dünyevî saadeti n-----, bazan kendi âhiretlerini tehlikeye atýyor, meþru olmayan kazanç yollarýna teþebbüs ediyorlar

“Doðrusu, mallarýnýz ve evlâtlarýnýz bir fitnedir” (Tegabün Sûresi,15)


“Ane-babanýn çocuklarý üzerindeki hakký nedir?” diye soran bir adama, Resul-ü Ekrem (asm) þöyle buyurdu:
“Onlar senin ya cennetin, ya da cehennemindir”

Kýsacasý, “aile” ve dolayýsýyla “evlenme” denilince akla ilk olarak çocuk ve onun terbiyesi gelmelidir

Ruhu iman ile nurlanmýþ ve Ýslâm ile terakki etmiþ bir genç kýz, evlilikte en önemli faktör olarak çocuk terbiyesini görür Müstakbel yavrusunun ebedî saadetini daha þimdiden düþünür ve evliliðini bu þuurla gerçekleþtirir Bütün bir kâinattan süzülen gýdalarýn, anne bedeninde ayrý ve hususî bir ameliye daha geçirerek, o yavrunun boðazýna berrak bir süt olarak akmasýndaki rahmet tecellisini nazara alýr O zaman, Allah’ýn bu kadar lütufla beslediði o çocuðu, aile için bir yük addetmez Onun terbiyesini evinin mobilyasýndan, kendi süs eþyalarýndan daha önemsiz görmez Onu hizmetçi kýzlara, yahut kreþlere emanet etmez O bebeðin narin bedeni anne sütüne ne kadar muhtaç ise, o pýrýl pýrýl ruhunun da anne þefkatine en az o kadar muhtaç olduðunu bilir O gülü soldurmaz, arkasýndan teessüfle baktýrmaz; onun o günahsýz gözlerini yollarda komaz Gününün en verimli saatlerini þu veya bu iþe deðil, bizzat ona ayýrýr Onunla ilgilenmeyi, mesai yorgunluðunu olanca aðýrlýðýyla hissettiði ve artýk onun da uyumaya hazýrlandýðý en verimsiz saatlere býrakmaz

Bir erkek de bu þuura sahip olduðu takdirde, kadýný çocuklarý için en tesirli bir mürebbi görür ve evliliðinde bu noktayý birinci plânda tutarÝslâm’a göre çocuðun babasý üzerindeki þu üç büyük hakkýný dikkate alýr:
–Temiz ve ahlâklý bir annenin seçimi
–Güzel bir isim
–Dinî terbiye
Ýslâm, henüz dünyaya gelmenin çok ötelerinde bulunan bir çocuðun, babasý üzerindeki birinci hakkýný, “ona temiz ve ahlâklý bir anne seçmesi” olarak tespit etmekle, çocuk terbiyesini pedagoglarýn ve sosyologlarýn hayallerinin dahi varamayacaðý bir noktadan baþlatmýþ oluyor Bir erkek, müstakbel zevcesini seçerken bu birinci ölçüde hassasiyet gösterdiði takdirde, üçüncü görevi büyük ölçüde rahatlayacaktýr

Ýþte ailenin bu temel görevi taraflar arasýnda yapýlan bir ahitleþme ile tespit edilir: Nikâh Bununla erkek, hanýmýnýn ve müstakbel çocuklarýnýn maiþetini üstlenirken, kadýn da kendisini sadece kocasýna ve yuvasýna hasredeceðini taahhüt etmiþ olur

Bir Hadis-i Þerif’te: “Kadýnýn kocasýna itaatinin ve onun hakkýný korumasýnýn, harp eden mücahidlerin sevabýna denk olduðu” zikredilir

Nikâh bir yönüyle de taraflarý günahlardan sakýndýrmak için büyük bir vesile

“Onlar (kadýnlarýnýz) sizin için bir libas, siz de onlar için bir libas mesabesindesiniz” (Bakara Sûresi, 187)

Kadýn ve erkeðin bu yardýmlaþmayý þuurla yerine getirmeleri gerekiyor Þu âyet-i kerime, her hususta olduðu gibi, bu vadide de büyük bir rehber:

“Ýyilikte ve takvada (günahlardan sakýnmada) yardýmlaþýn, günah iþlemek ve aþýrý gitmekte yardýmlaþmayýn Allah’dan korkun Çünkü Allah’ýn azabý çok þiddetlidir” (Maide Sûresi, 2)

Erkek olsun kadýn olsun, her insanýn dünyaya gönderiliþ hikmeti, Kur’an-ý Kerîm’de “ibadet” olarak tespit ediliyor Ýbadet, yâni Allah’ýn marifetinde mesafeler katetmek, onun emirleri dairesinde bir ömür geçirmek ve sonunda Cennete lâyýk bir kul olarak O’na rücu etmek Ýþte bu gayenin gerçekleþmesinde taraflar birbirine yardýmcý olacaklardýr Tâ ki beraberlikleri ölümle son bulmasýn; ebediyyen devam etsin


Ne mutlu o kocaya ki, kadýnýn diyanetine bakýp taklit eder; refikasýný hayat-ý ebediyyede kaybetmemek için mütedeyyin olur
Bahtiyardýr o kadýn ki, kocasýnýn diyanetine bakýp “ebedî arkadaþýmý kaybetmiyeyim”, diye takvaya girer Lemalar

Bu noktada aile hayatýnýn en büyük hikmetiyle karþý karþýya bulunuyoruz: Peygamberimizin (asm) ihbarýyla, bu dünya âhiretin tarlasý olduðuna göre, aile hayatýndan bu dünyada alýnan rahat ve lezzet, ancak bir çekirdek hükmünde O çekirdek lâyýkýnca beslenir, büyütülürse, âhirette bir saadet aðacý olacak ve en mükemmel neticesini o âlemde verecektir

Cennet bu dünyadan ne kadar ulvî ise, o âlemde mü’min kadýn ve erkeklerin bir arada bulunmaktan alacaklarý zevk ve saadet de bu dünyadakinden o kadar mükemmeldir

Bu vadide verilen bir Ýlâhî müjdeyi mealen kaydedelim:

“Ýman edip salih amel iþleyenleri ise müjdele Kendileri için altýndan ýrmaklar akan cennetler var Kendileri için orada pâk, çok pâk zevceler var Hem onlar orada ebedî kalacaklar” (Bakara Sûresi, 25)

Pâk zevceleri, müfessirlerimiz erkekler için tertemiz kadýnlar, kadýnlar için de tertemiz erkekler olarak izah buyuruyorlar Tertemiz, yâni onlar için ne maddî bir kir ve hayýz, ne de manevî bir ahlâksýzlýk, uygunsuzluk, geçimsizlik söz konusu deðil

Ýþte aile hayatýnýn asýl hikmeti, Âhirette vereceði bir ulvî ve ebedî netice

Kadýn-Erkek Eþitliði

Kadýn erkek eþitliði söz konusu mudur? þeklindeki bir soruya hemen “evet” veya “hayýr” demek çok zor Çünkü, soru bu hâliyle yeterince açýk deðil Onu bir baþka soru ile açmak gerekiyor “Nerede? Hangi konuda? Ne yönden?” gibi

Eðer, “hukukî açýdan” soruluyorsa cevap olarak “evet” diyebiliriz

Eðer, “her hususta” denilirse, o zaman, bu soruya cevap vermeye gerek kalmayacaktýr Zira, cevabý sorunun içindedir Madem ki, iki ayrý cinsten söz ediliyor Öyleyse mutlak eþitlik nasýl düþünülebilir?

Ayný cins, renk, þekil ve olgunlukta iki elmayý yan yana koyup “Bunlar birbirine eþit mi? diye sorabiliriz Ama, ayný mantýk içerisinde, “Kadýn, erkeðe eþit midir?” diyemeyiz Kadýnla erkeðin eþit olduklarý sahalar bulunduðu gibi, erkeðin kadýný çok gerilerde býraktýðý, yahut onun çok gerisinde kaldýðý sahalar da mevcut Onun için, meseleyi sadece bir tek kelimeyle çözümlemek mümkün deðil

Eðer, “Aile içindeki hâkimiyet yönünden kadýnla erkek eþit midir?” deniliyorsa, bu konuyu yazýmýn sonuna býrakacaðým

Þayet, “kadýnla erkek arasýnda insanlýk itibariyle, yâni, iyi insan, üstün insan olma noktasýnda bir fark var mýdýr?” diye sorulursa o zaman þunu hemen belirtmek isterim:
Hâkimiyet baþka, üstünlük ve fazilet daha baþkadýr Bu ikincisinde hemen çalakalem þu yahut bu üstündür, demek çok zordur Çünkü, ister kadýn ister erkek olsun, her insan Allah’ýn kuludur O, hangi kulunu üstün tutuyor, daha çok seviyorsa ve hangi kulundan razý ise üstünlük ancak onundur Ýlâhî ferman olan Kur’an’a baktýðýmýzda, üstünlük ölçüsü olarak, karþýmýza “cinsiyet”in deðil “takva”nýn çýktýðýný görüyoruz Evet, Allah indinde üstünlüðün ölçüsü takvadýr

Nedir takva?
En kýsa ifadesiyle Allah’tan korkmak, günahlardan sakýnmak, O’nun razý olmadýðý hareket, tavýr, hal ve sözlerden uzak durmak Rýzasýna ermeyi en büyük maksat bilip, bunu kaybetmekten son derece korkmak

Ýþte, kim böyle yaparsa üstün insan, faziletli insan odur Bu noktada cinsiyete itibar edilmemiþtir

Takva dendi mi hemen “salih amel”i de hatýrlýyoruz Salih amel, yâni, hayýrlý, güzel iþler görmek Onda da cinsiyete itibar edilmiyor Meselâ okunan her Kur’an harfine karþýlýk on sevap verilmiþse, bu bütün insanlar için böyledir Kadýna daha az, erkeðe daha çok sevap söz konusu deðil

Soruyu bir de psikolojik yönden ele alabilir ve þöyle sorabiliriz:
Kadýnla erkek arasýnda psikolojik yönünden farklýlýk var mýdýr?
Bu soruya hiç tereddüt etmeden “elbette” diye cevap verebiliriz Kadýnla erkek arasýndaki psikolojik farklýlýk kendini çocukluk çaðýndan itibaren göstermeye baþlar Erkek ve kýz çocuklarýn oyuncaklarý farklýdýr Bir kýz çocuðu en çok “oyuncak bebekler”i sever Henüz evlilik nedir bilmediði o yaþlarda, bebeklerini baðrýna basar, öper, elbiselerini deðiþtirir, beþikte sallar ve uyutur Günün büyük bir kýsmýný onlarla geçirir Erkek çocuk ise, taksi, uçak, tabanca gibi oyuncaklara daha fazla raðbet gösterir

Bu çocuklar büyüdüklerinde bu defa, sohbetleri deðiþir Erkeklerin toplantýlarýnda daha çok, iþ hayatý yahut politika konuþulurken, kadýnlarda ön sýrayý ev eþyalarý ve örgüler alýr

Kabiliyet yönünden de iki cins arasýnda bariz bir fark var Erkek, terkip ve tahlilde, kadýn ise taklit ve ezberde daha ileri Bir misal ile anlatmak gerekirse; erkek bir mimarî eseri ortaya koymakta, onun bütün bölümlerini güzelce yerleþtirmekte, kadýndan daha ileri Kadýn ise, o eserin herhangi bir bölmesini ince nakýþlarla süslemekte erkekten çok daha hassas

Erkek dýþ âleme daha açýk Þefkatte kadýndan geri, ama teþebbüs kabiliyetinde ileri Kadýn ise erkeðe nispeten daha içe dönük Bunun en büyük faydasý, yavrusuna ve yuvasýna göstereceði ihtimam

Bu iki cinsin zaafiyetleri de farklýlýk gösteriyor: Erkekte, tahakküm ve baský hastalýðý mevcut Kadýnda ise, gösteriþ ve desinler belâsý

Kadýnýn en bariz bir özelliði de hassasiyeti Buna “teessürîlik” deniliyor Kadýn, çevre tesirlerinden etkilenmekte erkekten daha hassasDolayýsýyla, telkine kapýlmaya, aldatýlmaya ondan daha müsait Yaldýzlý sözlere kanmakta daha zavallý

Kadýnda sezgi gücü, erkekten çok kuvvetli

Deðiþikliðe ondan daha çok ihtiyaç duymakta Yenilik ve heyecana daha açýk
Vücut büyüklüðü itibariyle ve güç-kuvvet yönünden, kadýn erkekten genellikle daha geri Bunun neticesi olarak, sýðýnma ihtiyacý kadýnda kendini daha fazla hissetiriyor Ama bazýlarýnda bu ihtiyaç, aþaðýlýk kompleksine dönüþüyor; bu da erkeklik kompleksi olarak kendini gösteriyor

Kadýn, hayat arkadaþýna -ona nispetle- daha çok baðlý Ondan daha vefalý

Dünya sevgisinde ve þehvette erkekten çok ileri Dolayýsiyle, þeytana âlet olmaya daha müsait

Kadýný bu psikolojisi içinde deðerlendirmeli ve onun erkekleþmesine deðil, ideal bir kadýn olmasýna çalýþmalýyýz

Etrafýmýza þöyle bir göz atalým Bütün canlýlarda bedenler ve ruhlar arasýnda mükemmel bir uygunluk var Ceylan ruhunu arslan bedenine sokmak ve onu arslanca davranmaya zorlamak, en baþta o sevimli ruha zarar verir Her kükreyiþte ruhundaki letafetten birazýný kaybeder; her hamlede kendi öz güzelliðinden bir parçayý harap eder

Bunun bir baþka türlüsü, erkekle kadýn arasýnda geçerli Bu iki cinsin bedenlerindeki farklýlýk ruh yapýlarýnda da görülüyor

Bunu bilmezlikten gelip, kadýn-erkek eþitliði diyerek kadýný erkekçe davranýþlara itmek en baþta kadýna zarar verir

Aslýnda, bu vadide gösterilen kasýtlý ve yoðun faaliyetler, bir bakýma hiçbir þeyi deðiþtirememiþtir “Hüküm çoðunluða göre verilir” kaidesinden hareketle þöyle diyebiliriz: Kadýnlar yine fabrikatör olmaktan çok iþçi, hâkim olmaktan çok kâtip, amir olmaktan çok sekreter, pilot olmaktan çok hostes, patron olmaktan çok tezgâhtardýrlar Zira, yaratýlýþý deðiþtirmek mümkün deðildir
Maalesef, kadýna lâyýk olduðu yeri bir türlü veremedik Ya zaifliðini bir suçmuþ gibi deðerlendirdik; onun rýzký bize baðlýymýþçasýna, kendisine aþýrý derecede hükmetmeye kalktýk, ona haksýz muamelelerde bulunduk Yahut, kendisine çok fazla fýrsat verdik, onu erkekliðe heveslendirdik ve mahvettik

Þimdi biraz da aile içerisindeki hâkimiyet meselesi üzerinde durmak istiyorum

Her iki cinsin de yaratýcýsý, sahibi, maliki olan Allah, Kur’an-ý Kerîm’inde þöyle buyuruyor:

“Erkekler kadýnlar üzerine hâkimdir (idarecidir) Çünkü Allah Teâlâ onlarýn bazýsýný bazýsý üzerine tafdil buyurmuþtur (üstün yaratmýþtýr) Ve (erkekler) mallarýndan infak etmektedirler (kadýnlara harcamaktadýrlar) Saliha kadýnlar itaatlidirler Allah u Teâlâ’nýn hýfzý sayesinde gaybý (kocalarýnýn gýyabýnda, ýrz ve mallarýný) muhafaza ederler”
(Nisa Sûresi, 34)

Bu âyet-i kerime hakkýnda yapýlan özlü bir tefsiri takdim ediyorum:

“Erkekler kadýnlar üzerine hâkimdir Aile içerisinde hâkimiyet, yâni aile fertlerini koruyup gözetme vazifesi, erkeðe verilmiþtirÂyetten, erkeðin bu vazifeyi yapmak üzere kadýndan daha üstün kýlýndýðý anlaþýlmakla beraber, açýkça ‘erkekleri kadýnlardan üstün kýlmýþtýr’ yerine ‘bazýsýný bazýsýndan üstün kýlmýþtýr’ buyurulmasýnýn da, daha baþka mânâlarý vardýr Þöyle ki, bu tarz ifadeden anlaþýldýðýna göre, gerek kadýnýn gerek erkeðin birbirinden üstün taraflarý vardýr Aile çatýsý altýnda, her iki tarafýn üstün meziyetleri birleþtirilir ve ailenin ihtiyaçlarý yanýnda, saadeti de temin edilmiþ olur
Yine bu tarz ifadeden þu mânâ anlaþýlmaktadýr:

‘Her erkek her kadýndan üstündür’, diye bir hüküm vermek doðru olmaz Bazý kadýnlarýn müstesna bir yaratýlýþa sahip olduklarý, yine bazý erkeklerin de, erkeðe ait hususiyetleri taþýmada, bazý kadýnlardan daha kifayetsiz olduklarý ayrý bir gerçektir

Bununla beraber, aile en küçük bir cemaat olmasý itibariyle, onun her halükârda bir hâkimi olacaktýr Bu hâkim, her zaman ve her þart altýnda, yine erkektir Bunu da âyetin devamýndan anlýyoruz
Erkekler için ‘Ve mallarýndan infak etmektedirler’ yâni çoluk çocuðun ve hanýmýn nafakalarýný temin etmektedirler, buyuruluyor ve âyet-i kerime:
‘Onun için, iyi kadýnlar itaatkârdýrlar’ diye son buluyor” Hak Dini, Kur’an Dili

Demek ki, aile içerisinde, hâkimiyet hakký erkeðe verilmiþ; kadýnýn da, ancak, kocasýna itaat etmekle “iyi kadýn” olabileceði ifade buyrulmuþ

Bu hâkimiyet meselesiyle ilgili olarak, Peygamberlik, imamet gibi birçok vazifelerin de, erkeklere verilmiþ olduðuna ayrýca dikkat çekmek isterim Ama bu demek deðildir ki, her erkek, her kadýndan mutlaka üstündür Âyetin tefsirinde de ifade edildiði gibi, fazilet ve meziyette, erkekleri çok gerilerde býrakan nice müstesna kadýnlar yaratýlmýþtýr Haziret-i Fatýma (ra) gibi


ProfDr Alaaddin Baþar


 
Ynt: Aile By: halim Date: 14 Eylül 2015, 15:27:47
Esselamu aleykum ; Ýnþaallah hayýrlý aile kuranlardan olur hayýrlý nesiller yetiþtirenlerden olmak duasýyla...

Allah razý olsun
Ynt: Aile By: ceren Date: 01 Kasým 2015, 19:09:13
Aleykümselam.Rabbim bizlere Ýslam yolunda,Allahýn rýzasý dairesinde,Allahýn istediði gibi bir evlilik kurup,aile olmayý nasip etsin inþallah.Rabbim razý olsun paylaþýmdan Sümeyye abla....
Ynt: Aile By: Edanur 8/D Date: 01 Kasým 2015, 19:14:49
Aleykümüsselam.
Allah c.c bizlere hayýrlý eþler ve hayýrlý evlatlar nasip etsin.Allah bizlere Efendimiz in aile sýcaklýðýndan nasip etsin onun aile bireylerinin ahlakýyla ahlaklandýrsýn bizleri..Amin .. Allah c.c razý olsun

radyobeyan