Mutlu aile yuvasinin psikolojik temelleri By: sumeyye Date: 08 Aðustos 2010, 16:00:28
MUTLU AÝLE YUVASININ PSÝKOLOJÝK TEMELLERÝ
Bir kurum olarak aile yuvasý, baþta karý-koca olmak üzere o kurumun meyveleri olan çocuklarý ve nihayet bütün toplumu ilgilendirir Dolayýsýyla aile müessesesi kurulurken karý-koca, doðacak çocuklar ve toplum faktörleri bir bütün olarak ele alýnmalý, bu üç unsuru da yerli yerine oturtacak þekilde oluþturulmalýdýr Yani kurulacak ailenin, onu, eþler için huzur kaynaðý; çocuklar için ilgi uyandýran, eðiten ve güven duygusu veren bir yuva; toplum için de bacasýndan buram buram mutluluk tüten örnek bir kurum kýlacak özellikleri taþýmasýna özen gösterilmelidir
Bunu saðlamak için yüce dinimizin ortaya koymuþ olduðu bazý teklifler vardýr Bunlara biz, ‘ailenin ahlâkî (psikolojik) temelleri’ de diyebiliriz Bu çalýþmamýzda, onlarý sizlere aktarmaya gayret edeceðiz Ancak öncelikle þunu belirtelim ki, aile yuvasý kurulurken gözetilecek psikolojik (ahlâkî) temelleri incelememiz, ailenin dayanacaðý ekonomik ve sosyal temelleri ihmal etmemiz anl----- gelmemelidir Aksine ekonomik temel elbette çok önemlidir Evlenecek erkeðin elbette iyi bir sosyal statüsü ve bu statüye uygun bir ekonomik gelirinin olmasý, bu gününün olmazsa olmaz þartlarýndandýr Buna dikkat edilmelidir
Þüphesiz rýzký veren Allah’týr Fakat Allah Teâlâ’nýn o aile için takdir etmiþ olduðu geçim kaynaðýný bulup ailenin hizmetine sunma iþi, dinimize göre aile reisinin, yani erkeðin görevidir Zira Nisâ sûresi 34 âyette Allah Teâlâ, aile içinde erkeði, hem aile reisi, hem de ailenin makbul bir ölçüde geçimini temin etmekle görevli insan olarak bizlere takdim etmektedir Ailenin geçimine katkýda bulunmak maksadýyla gönüllü olarak kadýnýn herhangi bir iþte çalýþmasý, sadece erkeðine yardýmcý olmak içindir Yoksa dinimize göre kadýnýn böyle bir mecburiyeti yoktur Ýþte aile reisliði gibi önemli bir görevi üstlenen erkeðin bunu yerine getirebilmesi için ticarî, sanayi, hizmet vb gibi alanlarda iþ yapacak bir bilgi birikimine ve yetkiye (diplomaya) sahip olmasý þarttýr Bu hususu bugün tabi olarak insanlar inceleme ve araþtýrmaktadýrlar Bu sebeple ayrýca ele alýp geniþçe incelemeye gerek yoktur Biz konunun önemini vurgulayýp dinimizin, aile yuvasýnýn kuruluþunda dikkat edilmesini istediði ahlâkî (psikolojik) tekliflere geçelim
Söz konusu tekliflerin ilki, seçilecek eþin dindar olmasýna dikkat etmektir Ýslâm’a göre, insanýn dünyaya gönderiliþ gayesi Allah’a kulluk etmek, kendisiyle, evrenle ve Yaratýcý’yla barýþýk yaþamak, yani bir bütün olarak Ýslâm’ý yaþamaktýr Buna dindarlýk da denilebilir Dindar olan bir erkek veya kadýnýn yuva kurarken farklý inanç veya kanaatlere sahip olan insanla bu iþi yapmasý gerçekte büyük bir riskin altýna girmesi demektir Ýþte evlenecek kiþilerin böyle tehlikeli durumlara düþmemeleri için bu önlem alýnmýþtýr Esasen ömür boyu sürecek bir beraberliðe, herkesin kendi anlayýþ ve inancýna yakýn ya da onu kendisiyle paylaþan birisiyle girmesi insan psikolojisi açýsýndan da tabiî bir hareket tarzýdýr Bu konuda Sevgili Peygamberimiz þöyle buyurmuþtur:
“(Ýnsanlar) kadýnlarla dört þey için evlenirler: Ekonomik gücü, fizikî güzelliði, aile yapýsý (soyu-sopu) ve dinî yaþantýsý Siz dinî yaþantýsý olanýný, yani dindar olaný seçiniz, huzur bulursunuz”(1)
Bir âyet-i kerîmede Allah Teâlâ þöyle buyurur: “Ýman etmedikçe müþrike kadýnlarla evlenmeyin, iman etmedikçe müþrik erkekleri de (kýzlarýnýzla) evlendirmeyin Onlar (müþrikler) cehenneme çaðýrýrlar Allah ise, izni ve (yardýmý) ile sizi cennete ve baðýþlanmaya çaðýrýr”(2) Bu âyette belirtildiði gibi ayrý inanç-inançsýzlýk ve kanaatlere sahip olan insanlar evlenseler dahi bir diðerini kendi düþünce ve kanaatini kabul etmeye çaðýracaktýr Bu çaðrýya olumlu cevap verilmediði zaman çeþitli yollarla kabul ettirmeye kalkýþma durumu olacaktýr Bu ise karý koca arasýnda ilk önce soðukluk, sonra kýrgýnlýk, daha sonra da sürtüþme meydana getirecektir
Ayný durum belki katlanarak çocuk eðitiminde de ortaya çýkacaktýr Karý-kocadan her biri, canlarý kadar sevdikleri yavrularýný kendi inanç ve kanaatleri doðrultusunda yetiþtirmek isteyecektir Fakat her ikisinin birbirine zýt inanç ve görüþlerinden dolayý çocuklarýn eðitiminde büyük sorunlar yaþanacaktýr Bu durumda fikirsel uyuþmazlýktan dolayý zaten zayýf olan aile baðlarý böylece daha büyük bir yara almýþ olacaktýr Bir inceleme yapýldýðý takdirde bugünkü boþanmalarýn pek çoðunda bu konu önemli bir etken olarak karþýmýza çýkacaktýr Bu konu fevkalade önemlidir Fakat bundan daha önemlisi anne-babadaki bu uyuþmazlýk yetiþmekte olan çocuðun kiþiliðine asýl büyük darbeyi vuracaktýr Bu darbeyle hem çocuk, hem aile, hem de toplum bu yanlýþ evliliðin zararýný çekmiþ olacaktýr Bundan dolayý evlenirken eþlerin ayný inanç ve kanaatlere sahip olmalarý, diðer bir ifadeyle dindar olanlarýn dindar olanlarý eþ olarak seçmeleri esas olmalýdýr
Eþlerde aranan bir diðer özellik de denklik ve eþitliktir Bununla eþlerin, fiziksel, kültürel, sosyoekonomik statü, yaþ vb gibi alanlardaki denklik ve eþitliðini kastediyoruz Ýslâm’a göre insanlar, renk, dil, ýrk, zenginlik, makam ve mevki gibi þeyler ölçü alýnarak deðerlendirilemez Ayrýca hiçbir insan bu ölçülerden dolayý þeref veya düþüklükle nitelendirilemez Kur’ân-ý Kerim’de de belirtildiði gibi Allah nazarýnda üstünlük ölçüsü takvadýr Yani pratik hayatta, gerçek belirleyici olarak Ýslâm’a en çok kim müracaat ederse o üstün insan olur
Ýslâm bu ölçüyü koymuþ ve herkesi buna uymaya çaðýrmýþtýr Ne var ki Ýslâm’ýn hayat veren bu ölçüsü çoðu zaman ihmal edilmekte, geri plana itilmekte ve bunun yerine yanlýþ bazý ölçüler konulmaktadýr Sonra da insanlar birbirlerini dünya nimetlerine sahip olup olmamalarýna göre sýnýflara ayýrmaktadýr Dahasý bu nimetleri kendinde bulunduranlara karþý farklý, bunlara sahip olamayanlara karþý ise daha farklý davranarak iliþkilerini geliþmektedirler Bu durum dün olduðu gibi bu gün de böyledir Bunun tezahürleri toplumsal hayatta görüldüðü gibi, zaman zaman çok çirkin bir þekilde ailevî iliþkilere de yansýmaktadýr
Ýþte Ýslâm kültürü toplum hayatýndan tamamen sökülüp atýlamayan bu ölçülere karþý koruyucu bir tedbir olarak, insanlarýn evlenirken sosyoekonomik ve kültürel yönden birbirlerinin dengi olmalarý hususuna bilhassa dikkat etmelerini ister Bununla þayet herkes kendi sosyal statü ve sosyokültürel çevresine uygun birisiyle evlenirse o evliliðin daha saðlýklý olacaðý düþünülmüþtür
Evlilikte dikkat edilecek hususlardan birisi de erkeðin kadýna ödeyeceði mehirdir Mehrin gerekliliði (farziyeti) Kitap, Sünnet ve Ýcmâ ile sabittir Kur’ân-ý Kerîm’de Nisâ sûresi 24 âyette bu konu ele alýnmýþ ve evliliðin bir ön þartý olarak takdim edilmiþtir Evlilikten önce belirlenen mehrin daha sonra karþýlýklý olarak anlaþmak suretiyle belirlenenden az veya çok verilmesinde bir sakýnca da olmadýðý belirtilmiþtir
Mehir; evlilik akdinde erkeðin kadýna ödediði veya ödemeyi taahhüt ettiði para veya onun karþýlýðý bir þey demektir Bu kadýnýn ücreti veya parasal karþýlýðý olmayýp, erkeðin ömür boyu beraber yaþama arzusunun bir sembolü ve hediyesidir Bunun asgari ölçüsü dinimizce belirtilmiþ olup üst seviyesi hakkýnda belirli bir tahdit (sýnýrlama) bulunmamaktadýr Bununla beraber bu hususta karþý tarafa kolaylýk saðlanmasý, makul ölçülerde düþük tutulmasý, yapýlan tavsiyeler arasýndadýr
Mehir, evlenecek kadýnýn babasýnýn deðil, kendisinin özel mülküdür Onu istediði gibi kullanýr Þunu belirtelim ki bazý yerlerde hâlâ var olan ‘baþlýk parasý’ uygulamasýnýn hem bu mehir farziyetiyle ilgisi yoktur, hem de Ýslâm dinine aykýrý bir davranýþtýr
Evlenirken aile yuvasýna alýnacak eþya ve yapýlacak düðün masraflarýnýn makul bir ölçüde tutulmasý da Ýslâm’ýn önemli tavsiyelerinden birisidir Yeni bir aile yuvasý kurulurken herkes her þeyin en iyisinin alýnmasýný ister; fakat bu çoðu zaman mümkün olmayabilir Bir kýsým insanlar bunu makul görüp bazý isteklerini ertelemeyi becerebilirken, bazýlarý bu hususta çok katý davranýr, karþý tarafýn imkânlarýný aþacak isteklerde bulunur, hatta bunu diretirler Çoðu zaman da bu, çevreden etkilenilerek yapýlýr Bu durum dinimizin hoþ görmediði, kurulmakta olan aile müessesesine zarar veren sosyal bir hastalýktýr Ýnsanlarýn farklý farklý sosyoekonomik statülere sahip olmasýnýn doðal olduðu düþünülerek bu hastalýðýn önüne geçilmeye çalýþýlmalýdýr Geçim þartlarýnýn zorluðu göz önüne alýndýðýnda, bu hususa dikkat etmek, özellikle günümüzde daha büyük bir önem arz etmektedir
Günümüz þartlarýnda evlenmekte olan bir gencin altýndan kalkamayacaðý borç yükünü sýrtýna vurduktan sonra ondan aile saadeti beklemek fantezi olurEvliliðin tabi olarak fýrtýnalý geçen ilk yýllarýnda eþleri ekonomik sýkýntýya sokmak, onlarýn geçimsizliklerinin artmasýna, hatta istemeseler de boþanmalarýna sebep olabilir
Evlenmeden önce eþlerin birbirlerini görmeleri de yüce dinimizin tavsiye ettiði hususlar arasýndadýr Bu hususta Ýmam Gazâlî þöyle der: “Dinimiz yakýnlaþma ve ünsiyet sebeplerine uymayý gerekli görmüþ ve kiþinin alacaðý eþini (kadýn veya erkeðin birbirini) görmesini uygun bulmuþtur Peygamberimiz buyurur ki: “Allah Teâlâ sizden birinizin kalbine bir kadýnla evlenmeyi düþündüðü vakit o kadýna baksýn Zira bu sayede aralarýnda daha iyi bir ülfet (alýþma, iyi geçinme, aþinalýk) oluþur”(3) Tabiî ki bu bakma ve görüþmekten maksat haram bakýþlar ya da flört deðildir
Buraya kadar sýraladýðýmýz tavsiyeler, Ýslâm kültürünün bizlere verdiði ölçülerdir Bu ölçülere göre aile yuvasýný kurmak insaný huzur ve saadet ort----- götürür Aile yuvasý kendisinden beklenen fonksiyonlarýný ancak o vakit tam olarak yerine getirebilir
Ýslâmî prensiplerle kurulmaya çalýþýlan aile, bir kurum olarak ortaya çýktýktan yani kurulduktan sonra yine Ýslâmî kurallar esas alýnmalýdýr ki aile yuvasý saadet içerisinde devam edip arzu edilen hedefe ulaþabilsin Bu çerçevede Ýslâm erkek ve kadýna bazý yükümlülükler ve görevler yüklemektedir Eþler arasýndaki iliþkiler bu yükümlülüklere göre yürütülmelidir Esasen ailede özellikle eþler arasýnda var olan sevgi ve saygý baðlarý birçok sýkýntýyý aþmaya yardým edecektirSevgi ve saygý baðlarý esas olmak kaydýyla eþler arasý iliþkileri düzenleyen karþýlýklý hak ve görevler ilgili eserlerden öðrenilip aile hayatý onlara göre yaþanmalýdýr
Kaynakça
1 Müslim, Radâ’ 53
2 el-Bakara, 2/221
3 Gazâlî, Ýhyâ-u Ulumi’d-Dîn
4 ÖZYILMAZ Ömer, Çocukluk ve Ergenlik Çaðýnda Ýslâmî Eðitim ve Psikolojik Temelleri
5 Ana-Baba Okulu, Heyet
ALINTI