Zina Yapana Rahmet By: neslinur Date: 14 Temmuz 2010, 13:23:46
3. Zina Yapana Rahmet
Ýslâm'ýn temel hedeflerinden biri de neslin korunmasýdýr. Bunun için neslin bozulmasýna sebep olacak zina yasaklanmýþ, hakkýnda hem dünyevî hem uhrevî cezalar verilerek, insanlarýn bu suçu iþlemelerinin önüne geçilmesi amacý güdülmüþtür.
Hz. Peygamber döneminde zina cezasý uygulanan þahýslardan birisi Eþlemi kabilesinden Mâiz b. Mâlik'tir. [476]
Olay þöyle olmuþtur: Bir gün Mâiz b. Mâlik, Rasûlul-lah(s.a.v.)'a gelerek: "Ey Allah'ýn Rasûlü, ben nefsime zulmettim, zina ettim, beni temizlemeni istiyorum." dedi. Peygamber (s.a.v.) onu geri gönderdi. Ancak Mâiz ertesi gün yine geldi: "Ey Allah'ýn Rasûlü, ben zina ettim" diye itirafta bulundu. Hz. Peygamber, adamý ikinci defa geri göndererek oradaki onu tanýyanlara: "Onun aklýndan herhangi bir noksanlýðý var mý? Anormal bir hareketine rastladýnýz m;?" diye sorular sorarak meseleyi araþtýrdý. Onlar da: "gördüðümüz kadarýyla,
normal kiþiler kadar akýl ve feraset sahibi birisidir." dediler. Mâiz üçüncü defa tekrar geldi Hz. Peygamber, onlara tekrar adam göndererek ayný soruyu sordu. Yine 'ne kendinde ne de aklýnda her hangi bir kusur olmadýðýný' söylediler. Adam dördüncü defa müracaat edince, ona gereken cezayý verdi. [477]
îbn Abbâs'm rivayetine göre [478] Hz. Peygamber "Sen zina etmemiþ belki öpmüþsündür yahut dokunmuþsundur veyahut sadece bakmýþsýndýr." diyerek onu zina itirafýndan vazgeçirmek istemiþtir. Mâiz bütün bunlara menfî cevap verir. Hatta Hz. Peygamber, açýk açýk "Yani sen þimdi zina mý ettin?" [479] diye sorunca, "evet" der. Bazý rivayetlerde "Sen onunla yattýn mý?"[480] "Belki sadece dokunmuþsundur.", "Peki kova kuyuda kaybolduðu gibi, yahut sürmenin kutusuna girip çýktýðý gibi oldu mu?" [481] gibi sorular da sorarak itirafýndan vazgeçirmek istemiþtir. Bazý anlatýmlara göre de: "Sen zinanýn ne olduðunu biliyor musun?" diye kendisine sorduðunda "Evet, ben bir kiþi eþine nasýl yaklaþýyorsa öyle yaklaþtým" diyerek zinayý tarif eder. [482]
Bazý rivayetlerde, Mâiz, Hz. Peygamber'e gelip "Beni temizle" dediði zaman, Rasûlullah "Dön ve tevbe ef" [483]diye onu gönderir, bu olay üç kere tekrarlanýr. Sonuncuda "Seni neden temizleyeyim?" dediði zaman, Mâiz cevap olarak "zinadan" der. Hz. Peygamber "Peki sen zina ettin mi?" "Evet ettim" cevabýný alýnca bu sefer arkadaþlarýna "O deli mi?" diye sorar. 'Hayýr O akýllý birisidir' cevabýný alýnca bu seferde "Ýçki içmiþ midir?" diye sorar "Hayýr içmemiþtir" derler. Bundan sonra Mâiz'e ceza uygulanýr. [484] Hz. Peygamber: "Mâiz'e dua erim. "dediðinde etrafýndakiler ona dua eder ve affedilmesini Allah'tan isterler."
Mâiz'in bu hareketi Öncelikle onu yetiþtiren Ýslâm'ýn, eðitim hususunda ne kadar baþarýlý olduðunun bir göstergesidir. O, isterse bu olayý gizler, günahý ile baþ baþa kalabilirdi. Kimse onu Ýtirafa zorlamamýþtý. O ise, böyle davranmamýþ adetâ kendi kendini cezalandýrmýþtýr. Kendisinin defalarca itirafýndan sonra peygamberimizin affetme yetkisi kalmamýþtýr.
Þimdi bu diyalogu deðerlendirelim:
Rasûlullah(s.a.v.)'ýn Mâiz'in itirafýný cezalandýrmayý hiç içine sindiremediði her halinden anlaþýlmaktadýr. Birinci aþamada suçun toplumsal bir nitelik kazanmamasý, herkesçe öðrenilmemesi için, çok çaba sarf etmiþ, böylece onu Rabbi ile baþ baþa býrakarak tevbe yolu ile temizlenmesini temin etmek istemiþ ve her seferinde MâÝz'i geri göndermiþtir.
Ýkinci aþamada davranýþýn suç haline dönüþmesi için gerekli þartlarýn oluþmadýðýný gerekçe göstererek affetmek istemiþ, ona bakma, dokunma veya öpme aþamasýnda kaldýðýný söyletmek istemiþ, fakat Mâiz itirafýyla bu yoluda týkamýþtýr.
Üçüncü aþamada Ýse organlar arasý münasebetin þekil þartlarýna tam uymadýðýný söyletmek istemiþ, Mâiz bunlarýn da tam olarak oluþtuðunu kesinleþtirecek Ýfadelerde bulunmuþtur.
Israrla cezalandýrýlmasýný istemesine raðmen, onu gene cezalandýrmamýþ, peþ peþe iki kere arkadaþlarýna hareketlerinde bir dengesizlik tespit edip etmediklerini sormuþtur. Böylece Mâiz'in itirafýnýn karþýsýna, toplumun þehadetini koyarak onu bu sefer baþka bir sebeple affetmek istemiþtir.
Bu hususta da istediði neticeyi alamayan Rahmet Peygamberi, artýk hukuka baþvurmaktan baþka çare bulamamýþtýr. Çünkü bütün bu aþamalar sonucunda suç bireysel boyutlarýn ötesine taþýnmýþ, toplumsal bir nitelik kazanmýþtýr. Hatta bundan sonra bile Mâiz'e bir imkân tanýmýþ, ona kaçabilecek bir fýrsat oluþturmuþtur. Bazý rivayetlere göre Mâiz "Harre" mevkiine götürüldüðü anda kaçar, ancak yakalanýr ve cezalandýrýlýr. Bu hadise Hz. Peygamber'e anlatýlýnca "Keþke býraksayâýmz-!" diye sitem eder ve ekler "Belki tevbe eder, Allah da onu affederdi." [485] Bazý rivayetlere göre, ayrýca Hz. Peygamber, Mâiz'e ergin olup olmadýðýný sormuþtur. Belki de "Ergin deðilim" cevabýný alsaydý, ona ceza uygulamayacaktý.
Nuaym b. Hezzal'in rivayetine göre ise; Mâiz, Nuaym'ýn babasýnýn evinde yetim olarak büyütülmüþ ve mahalleden bir cariye ile temas kurmuþtur. Hezzal de kendisine; 'Git Rasûlullah(s.a.v.)'a itiraf et, belki Allah'a senin için dua eder, affedilmeni talep eder ve senin için bir çýkýþ yolu bulur' dedikten sonra Mâiz'in Rasûlullah(s.a.v.)'a geldiði belirtilmiþtir.
Hz. I eygamber (s.a.v.) Hezzal'e: "Keþke elbisenle bunu örtseydin senin için daha hayýrlý olurdu" diyerek, bu iþi açýða çýkarmasý sebebiyle ona sitem etmiþtir. Mübarekfûri, 'Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ifade ettiði bu sözden, bu gibi þeylerin gizli kalmasýna dair bir kinaye, ortaya çýkarýlmasý konusunda da bir ta'rizin varlýðý anlaþýlýyor' [486] der.
Hz. Peygamber, öldükten sonra da Mâiz'e sahip çýkmýþ, onun hakkýnda dedikodu yapan iki kiþiye ölmüþ eþek eti yemekten daha kötü bir iþ yaptýklarýný söylemiþ ve "Mâiz þu anda cennetin nehirlerinde yüzmektedir" diyerek ona hüsnü þehadette bulunmuþtur.
Zina ile ilgili diðer bir olayda Allah Rasulü'nün uygulamasý bu uygulama ile örtüþmektedir.
Þöyle ki:
Bir gün Cüheyne kabilesinden bir kadýn Rasûlul-lah(s.a.v.)'a gelerek:
"Ey Allah'ýn Rasûlü! Ben zina ettim, beni temizle!" dedi. Rasûlullah (s.a.v.) onu geri çevirdi. Ertesi gün tekrar gelerek: "Ey Allah'ýn Rasûlü, görüyorum ki, beni de Mâiz gibi geri çevirmek istiyorsun. Allah'a yemin olsun ki, ben hamileyim." dedi. Peygamber (s.a.v.): "Öyle ise sen git, çocuðu doðurunca
gel." dedi. Kadýn çocuðu doðurunca, bir beze sarýlmýþ olarak çocukla beraber geldi: "Ýþte çocuk, doðurdum!" dedi. Rasûlullah: "Git sütten kesilinceye kadar emzir, sonra gel." buyurdu. Kadýnýn velîsine de ona Ýyi davranmasýný tembih etti. Çocuk sütten kesilince kadýn çocukla birlikte tekrar geldi. Çocuðun elinde bir ekmek parçasý vardý. "Ey Allah'ýn Rasûlü! Ýþte çocuðu sütten kestim, yemek de yedi" dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz çocuða bakacak kimse olmadýðýný Ýleri sürerek onu göndermek istedi. Ensar'dan birisi çocuðun bakýmýný üstlenince kadýna gerekli ceza uygulandý. Uygulama esnasýnda kadýna aðýr sözler söyleyen Haîid b. Velid'in dikkatini çeken Peygamberimiz, onu "Allah'a yemin ederim ki, bu kadýn öyle bir tevbe etti ki, þayet alýþveriþte sahtekârlýk yapanlar, ayný tevbeyi etselerdi, onlarýn bile affedilmelerine yeterdi"430 diyerek kýnamýþtýr.
Bu olayda da Peygamberimiz önce kadýný geri çevirmiþ, kadýn iþlediði suçu ileri sürerek cezalandýrýlmasý için ýsrar e-dince, bu sefer çocuðu doðurup öyle gelmesini istemiþ ve kadýný geri göndermiþtir. Bu tutumu ile öncelikle onu cezalandýrmayý istemediðini belli etmiþ ve onu geri göndererek doðumu yapmasýný istemiþtir. Büyük ihtimal, doðum yapýnca annelik içgüdüsü ile bu itiraftan vazgeçeceðini düþünmüþtür.
Fakat doðumdan sonra da tutumundan vazgeçmeyen kadýn, çocukla gelip gene cezalandýrýlmasýný isteyince, bu sefer çocuðun anne sütüne olan ihtiyacýný Öne sürerek, doðumla ortaya çýkan annelik içgüdüsünün emzirme esnasýnda ana-çocuk iliþkileri ile geliþeceðini ve bu suretle itiraftan vazgeçeceðini düþünmüþtür.
Daha ilginç olaný þudur ki, kadýnýn durduðu evde ve çevrede dýþlanacaðýný, hakarete uðrayacaðýný, eziyet edileceðini de hesaba kattýðý için, velisini uyarmýþ, ona iyi davranýlmasý-ný istemiþtir.
Çocuk sütten kesilince kadýn tekrar gelip cezalandýrýlmasýný isteyince, bu sefer de çocuða bakacak kimsenin olmadýðýný ileri sürerek cezayý ertelemek istemiþtir.
Onun bu tavrmdaki incelik ve amacý, belki de, fark edememiþ olan bir Sahâbî'nin, çocuða bakmayý üstlendiðini söylemesiyle artýk sýðýnacak mazeret kalmamýþ ve cezanýn tatbiki kaçýnýlmaz olmuþtur. Peygamberimiz zina suçunu iki boyutlu bir olay olarak görmektedir. Eðer suç sadece þahsý ilgilendirecek boyutlarda kalýp, aleniyet kazanmamýþsa, bunun açýða çýkarýlmasýný istemediði ortadadýr. Her iki olayda da bu tutumu sarihtir. Fakat olay bireysel sýnýrlarý aþýp, aleniyete dökülmüþ ve toplumu ilgilendiren boyuta ulaþmýþsa, o zaman gerekli tedbiri almakta ve suçu cezalandýrmaktadýr. Ýkinci halde de, suçlu lehine de bazý sýnýrlar koymaktadýr. Bu sýnýrlar aþýlýnca da müdahale ederek, iþi tabiî haline döndürmektedir.
Kadýna ceza tatbik edilirken Halid b. Velid'i uyarmasý ise ayrý bir inceliktir. Ayrýca onun cenaze namazýný kýlmýþ "Bir de onun cenaze namazýný mý kýlýyorsun?" diyen Hz. Ömer'in tepkisine aldýrmamýþtýr. Týpký Mâiz olayýnda olduðu gibi Cüheyneli kadýn olayýnda da Peygamberimiz zina eden kiþiye sahip çýkmýþ, onu ne dýþlamýþ ne hakaret etmiþ hatta suçu kapatýp cezalandýrmamak için elinden gelen çabayý da göstermiþtir. Zina gibi çirkin bir suçu iþleyenlere karþý Hz. Peygaberin rahmet dolu tavrý çok açýktýr. Böyle olumsuzluklar karþýsýnda bile Rahmet Peygamberi olma vasfýný hiç elden býrakmayan ve çevresine de bu konuda hakim olan Rasûlul-lah(s.a.v.)'m bu tutumu, bütün Müslümanlara örnektir. Dünya durdukça günah ve suç olacaktýr. Önemli olan suçlunun veya günahkârýn kendi haline terk edilmesi deðil, onlarýn kazanýlmasýdýr. Günümüzde belki en çok ihtiyacý hissedilen eksiklik budur.
Gerek kadýnýn velisine tesliminde, onlardan kadýna iyi davranmalarýný istemesi, gerek Halid b. Velid'in öfkesi ve gerekse Hz. Ömer'in Rasûlullah(s.a.v.)'a cenaze namazým kýlmasýna gösterdiði tepkinin, o toplumun zina edene karþý tutumunu gösterdiði düþünülürse, olayda Rasûlullah(s.a.v.)'m tutumunun toplumun beklentilerinin aksine olduðu da görülecektir. Bütün bunlar bir yandan da bu tutumun hazmedilmediðini göstermektedir. O gün toplumun anlayýþýna ters gelen bu tutum, belki bugün bile Müslümanlar tarafýndan yeterince anlaþýlamamakta ve takdir edilmemektedir.
Anlattýðýmýz bu iki olay bir film haline getirilip, Müslümanlara gösterilse, Peygamberimizin tutumunu insanlar kafasýndaki Ýslâm'la acaba ne kadar baðdaþtýrabilecektir? Doðrusu, bu araþtýrýlmaya deðer bir konudur.
Büyük günahlardan olduðu kabul edilen zina fiili, Rahmet Peygamberi tarafýndan, hem de o günkü olumsuz þartlarda bile son derece eðitici bir tutumla karþýlanmýþtýr. Bu tutumda dini, hayatlarýnýn temel ölçüsü olarak kabul eden kiþiler için, alýnmasý gerekli çok ders olduðunu düþünüyorum. [487]
Ynt: Zina Yapana Rahmet By: yunus emre 7/B Date: 28 Ocak 2015, 07:02:23
zina dinimizin büyük günahlarýndanýr o yüzden dikkat edilmesi gerekir allahim sen bizi iki ayakli þeytanlarin þerrinden sapkýnlardan uzak eyle bizi yolumuzdan çikaracaklarla muhattap ettirme.
Ynt: Zina Yapana Rahmet By: yagmur_7-c Date: 28 Mayýs 2016, 23:31:54
Esselamu aleykum;
Zina yapmak gerçekten de insaný ceheneme götürecek büyük günahlardan...Rabbim bu günahý iþleyenlerden etmesin inþallah....Rabbim bizlere günahlarýmýzdan ötürü af eylesin inþallah...Rabbim zinadan korusun inþallah bizleri...
Ynt: Zina Yapana Rahmet By: Lal-i Hal Date: 29 Mayýs 2016, 14:54:15
Ve aleykumusselam ve rahmetullah.Islamýn insanlara kazandirdigi ahlaka bakin.yaptigi zinayi kimse onu soylemeye zorlamadigi halde gidip itiraf ediyor ve cezasini istuyor hem de Efendimiz defalarca emin misin?zina ettin mi gercekten?gibi caydýrýcý sozler soylemeesine ragmen.Rabbim bizleri Islamin ahlaki ile ahlaklandirsin insallah.
Ynt: Zina Yapana Rahmet By: Hande 8 /D Date: 29 Mayýs 2016, 15:37:19
selamün aleyküm
allah insanlarý bu vb. kötü davranýþlardan korusun. allah razý olsun
Ynt: Zina Yapana Rahmet By: ceren Date: 29 Mayýs 2016, 16:59:50
Aleykumselam.Zina allahin insana haram kilfigi en buyuk gunahlardandir.Zina goz ile olusabilecek kadar tehlikeli ve gunahtir.Rabbim bizleri zina gibi büyük bir gunahdan haramdan uzak eylesin....
radyobeyan