Taharet By: ecenur Date: 05 Temmuz 2010, 02:14:20
Fetavay-i Hindiyye Taharet
FETEVAY-Ý HÝNDÝYYE
Önsöz.
Giriþ.
KÎTÂBU’T -TAHARET.
(Temizlik Kitabý)
1- ABDEST.
1- Abdestîn Farzlarý
1- Yüzü Yýkamak.
Yüzün Hududu.
2- Elleri Yýkamak.
3- Ayaklarý Yýkamak.
4- Baþý Meshetmek.
2- Abdestin Sünnetleri
1- Besmele Çekmek.
2- Önce Bileklere Kadar Elleri Yýkamak.
Eller Nasýl Yýkanýr
3- Aðzý Yýkamak.
4- Burnu Yýkamak.
5- Misvak.
6- Parmaklarýn Aralarýný Ovmak (Hilallemek)
7- Sakalý Hilallemek.
8- Yýkanmasý Gereken Uzuvlarý Üçer Defa Yýkamak:
9- Baþýn Tamamýný Bir Defa Defa Meshetmek.
10- Kulaklarý Meshetmek.
11- Niyet
12- Tertibe Riayet Etmek.
13- Müvâlât
Abdestin Müstehaplarý
1- Abdest Alýrken, Uzuvlarý Yýkamaya Saðdan Baþlamak.
2- Abdest Alýrken, Enseyi Meslýetmek.
Abbestin Âdabý
Abdestîn Çeþitleri :
1- Farz Olan Abdest:
2- Vacib Olan Abdest:
3- Mendub Olan Abdest:
Abdestin Mekruhlarý
Abdesti Bozan Þeyler
1- Sebîleynden Ýdrar, Dýþký, Yel, Vedi, Nýezi, Meni, Kurt Ve Taþcýklar
II- Sebileyden (Ön Ve Arkadan) Baþka Bir Yerden, Çýkipta, Etrafa Daðýlan Kan, Ýrin, San Su Ve Hastalýktan Dolayý Çýkan Su.
III- Kusmak.
IV- Uyku.
Uyuklama Hâli :
V- Baygýnlýk, Delirmek, Aklýn Gitmesi Ve Sarhoþluk.
VI- Kahkaha Ýle Gülmek.
Kahkaha Teyemmümü Bozar mý?.
VII- Mübâþeret
Erkeðin Kadýna, Kadýnýn Erkeðe Dokunmasý Abdesti Bozar mý?.
Abdest Alýrken Þübheye Düþmek.
2- GUSÜL.
Guslün Farzlarý
Týrnak Arasýndaki Hamurun Durumu :
Kadýnlarýn Örülü Saçlarýnýn Durumu:
Göbeðe Su Ulaþtýrmak:
Guslün Sünnetleri
Guslü Ýcab Ettiren Haller
1- Meninin, Dýfk Ýle (Atýlarak), Dokunma Sebebi Ýle Girme, Olmaksýzýn Þehvetle Birine Bakmaktan Dolayý Veya Ýhti-Lâmla Veyahut Da Ýstimna Ýle (Elle Meni Çýkarmak Sureti Ýle) Çýkmasý
Ýhtilâm Olan Kimsenin Durumu :
Bayýlan Kimsenin Durumu :
2- îlâc (Girmek)
Guslün Çeþitleri
Farz olan gusüller ;
Sünnet Olan Gusüller :
Müstehab Olan Gusül :
Mendub Olan Gusüller :
Gusülle Ýlgili Bazý Meseleler:
3- SULAR VE HÜKÜMLERÝ
Kendisi Ýle Abdest Caîz Olan Sular
1- Akarsular:
Ýçine Pislik Atýlan Suyun Durumu :
Hava- Saðýr = Küçük Havuzun Durumu :
Akar Suyun Vasýflarýndan Birinin Bozulmasý :
2- Durgun Sular :
Küçük Havuzun Ölçüsü :
Ark Ve Su Oluðu.
3- Kuyu Sularý :
Kuyuya Koyun ve Deve Kýðýsý Düþmesi :
Kuyuya Bir Canlý Düþerse :
Kaynayan Kuyunun Suyunu Boþaltmak:
Tavuk, Kedi, Güvercin ve Benzerlerinin Kuyuya Düþmesi :
Kuyudan çýkarýlmasý müstehab olan sularýn miktarý:
Kendisi Ýle Abdest Almanýn Caiz Olmadýðý Sular
Ma-Ý Müstamel (Kullanýlmýþ Su)
Bu Konu Ýle Ýlgili Diðer Bazý Meseleler
4- TEYEMMÜM..
Teyemmüm Hakkýnda Bilinmesi Zorunlu Olan Ýþler
Teyemmümde Ellerî Ýki Defa Vurmak.
Teyemmüm Edilen Azalarýn Tamamýný Meshetmek.
Kendisi Île Teyemmüm Yapýlan Temiz Toprakla Ýlgili Meseleler
Toz Ýle Teyemmüm Nasýl Yapýlýr:
Topraðýn Bir Baþka Þeyle Karýþýk Halde Bulunmasý:
Teyemmüm Ederken Üç Parmakla Meshetmek.
Suyu Kullanmaya Gücü Yetmeme, Teyemmümün Sebeplerindendir
Mil, Nasýl Bir Uzunluk Ölçüsüdür :
Teyemmümün Sýhhati Ýçin, Talep De Gereklidir
Teyemmümü Bozan Þeyler
Teyemmümle Ýlgili Çeþitli Meseleler
Teyemmümün Yapýlýþý :
5- MESTLER ÜZERÝNE MESHETMEK..
Meshin Caiz Olmasý Ýçin Gereken Þeyler :
Meshin Yapýlacaðý Yer:
Mesh Nasýl Yapýlýr :
Hangi Halde Mestler Üzerine Meshedîlir :
Meshin Müddeti :
Mestlerin Delik, Yýrtýk Veya Sökük Olmasý:
Meshi Bozan Þeyler :
Sargýlar Üzerime Meshetmek :
6- KADINLARA MAHSUS BAZI HALLER..
Hayýz.
Hayzýn Müddeti :
Nifas.
Ýstihâze.
Hayýz, Nifas Ve-Ýstýhâze Hakkýndaki Hükümler :
Hayýz Ve Nifas Hakkýnda Müþterek Olan Sekiz Hüküm:
1- Namaz.
2- Oruç Tutmak.
3- Mescide Girmek.
4- Ka’beyi Tavaf
5- Kur’an Okumak.
6- Kur’an’a Dokunmak.
7- Cima.
8- Kan Kesilince Gusul
Hayza Mahsus Hükümler :
Ýstihâza Kaný :
Özürlü Ýle Ýlgili Bazý Hükümler :
7- NECASET VE HÜKÜMLERÝ
Necasetleri (Pislikleri) Temizlemek.
1- Yýkamak:
2- Silmek:
3- Ovalamak:
4 - Sürtmek:
5- Kurumak :
6- Yakmak:
7- Bir Þeyim Mahiyetini Deðiþtirerek, Temizlemek:
Temizleme Ýle Ýlgili Diðer Bazý Mes´eleler :
Görünen Necaset (Pislikler)
1- Necaset-iGalîza :
2- Necaset-i Hafîfe (Hafif Pislikler)
Bu Konu Ýle Ýlgili Diðer Bazý Meseleler :
Ýstincâ.
Ýstinca Çeþitleri
Tuvalete Girileceði Zaman :
Heladan, Çýkýldýðý Zaman.
FETEVAY-Ý HÝNDÝYYE
(Fetâvâyi Alemgiriyye)
Sunar...
Ýslâm fýkýh tarihinde Fetâvâyî Hîndîyye ismi ile meþhur olan bu eser, gerek muhtevasý ve gerekse hazýrlanýþý bakýmýndan eþine ender rastlanan bir þaheserdir.
Eser hakkýndaki açýklayýcý bilgi, kitabýn ön sözünde verilmiþtir.
Fetâvâyi Hindiyye´nin elinizdeki bu tercümesi aslýna tamamen sadýk kalnarak, Emekli Müftü Mustafa Efe tarafýndan yapýlmýþ ve Ankara Merkez Vaizi Ýsmail Karakaya tarafýndan tamamen gözden geçirilerek yayýna hazýrlanmýþtýr.
Bu muhteþem eser 16 ciltde tamamlanacaktýr.
Eserde geçen ýstýlahlarýn açýklamalarý, kitablarýn ve þahýslarýn tanýtýlmasý, mevzulara göre umumî fihrist gibi hususlar son ciltte verilecektir.
Akçað, böyle þerefli bir hizmeti yapmakla gurur duymaktadýr.
Gayret bizden, tevfikse sadece Allahu Teâlâ´dandýr.[1]
Önsöz
Bu kýymetli kitap, hüküm verme durumunda olan kâdîler ve hâkimler, fetva verme makamýnda olan müftîler, ilim öðrenmek isteyen talebeler ve bütün insanlar için, kolay istifâde edilebilecek bir me´haz, kaynak kitap olarak hazýrlanmýþtýr.
Bu kýymetli eserin meydana getirilmesine, bütün bilgilerin bir araya toplanýp, bir kitap halini almasýna, insanlarýn bir emsalini görmediði ve bu gibi hizmet sahasýnda bir benzeri bulunmayan, Hindistan´ýn büyük sultaný yüce halîfe Muhammed Evrengzîb Âlemgir sebep olmuþtur. Her þeyden haberdar bulunan, lütfü ve keremi bol olan Allahu Teâlâ´nm rahmeti onun üzerine olsun.
Þüphesiz ki o, bütün þer´î hükümlerin âlimler arasýnda yayýlmasýný arzu ediyordu. Ve o, insanlarýn amellerinin, Ebû Hami? (R.AJ´nin mezhebi dahilinde, müftâbih (kendisi ile fetva verilen) oian kavle uygun düþmesini istiyordu.
Âlemgii" Þah, zamanýndaki kitaplarýn ekserisinin zayýf rivayetlerle dolu olduðunu ve bunlara hilâfiyât (üzerinde görüþ ayrýlýðý bulunan mes´eîelerj m da karýþmýþ bulunduðunu görmüþ ve bu kitaplardan istifâde etmenin pek zor olduðunu anlamýþtý. Bu durum ise, ilmî mes´eleleri zaöt-u rabt altýna alma imkânýnýn azalmasýna sebep oluyordu. Bu boþluktan istifâde eden bazý liyakatsiz kimseler, yanlýþ ve hatalý þeyleri doðru imiþ gibi ortaya atýyorlardý.
Âiemgir Þah, fer´i mes´elelerin hepsinin mu´teber brr kitapta, toplanmasýný ve bu kitaptan her isteyen kimsenin kolayca, istediðini alabilmesinin, aradýðýný bulabilmesinin temin edilmesini arzu etti.
Hindistan´ýn yüksek bilginlerinden en meþhurlarým bir araya top´ayarak, bu kitabý telif etmelerini emretti. Bu âlimlere baþkan olarak da Mevle´l-Hümâm Þeyh Nizâm´ý tensib etti. Ve bu âlimler topluluðu büyük bir gayretle iþe baþladýlar. Niyyetleri temizdi ve Cenâb-ý Hakk´a güvenleri tamdý.
Âlemgir Þah, kütüphanesinde mahfuz bulunan, geniþ lafsî-lath olan veya tahsüatsýz bulunan, bu konu ile ilgili bütün kitaplarý okudular. Ve hükümdarýn, bu kitap hakkýndaki arzusunun, yerine gelmesine gayret ettiler. Cenab- Hak, bu çalýþma ve gayretlerinin sonucu olarak, eserin vech-i mahsus üzere tamamlanmasýný onlara nasip eyledi. Böylece de, kendisinden baþka hiç bir fýkhî kitaba ihtiyaç hissettirmeyen ve bütün mes´elelerî içinde toplayan bu nadide kitap meydana geldi.
Bu kitap, hakikatleri en son noktasýna kadar tamamen açýklayan, fer´î mes´elelerin en doðrusunu içinde toplayan bir kitaptýr.
Bu kitabýn meydana getirilmesi ile, ilim talep edenlerin fýkhî mes´elelerde doðruyu öðrenmek isteyenlerin, takip edecekleri yol müracaat edecek^ri kaynak da ortaya çýkmýþ oldu. Fikhî bilgiler, âlimler için bu kitapla açýklýk kazandý.
Alimler, bu kitabýn adýný, Âlemgir Þah´a nisbet olsun diye Fetevâ-î Âlemgîrîyye koydular.
Bu, büyük hayrýn, bu muhteþem eserin meydana gelmesine sebepolduðu için, AUahu Teâlâ onu, en yüce makamlarla mükâfatlandýrsýn. Sebep olduðu bu hayýr sayesinde, fýkýh Ýlminden talep edilen büyük menfâatlerin tamamý hâsýl olmuþtur.
Kendilerine verilen vazifeyi yerine getirerek, bu eserin meydana gelmesini te´min eden bu âlimler topluluðundan her bir müellife AUahu Teâlâ bol bol rahmet eylemiþtir. Inþaallah.
Nakledildiðine göre, bu kitabýn maliyeti yaklaþýk olarak— 200000 gümüþ ruble´ye balið olmuþtur.
AÜah-u Teâlâ, o sultam, Cennet´inde dilediði her þeye eriþtirsin.
Peygamberlerin Efendisi Hz. Muhammed (S.A.V.)´in yüzüsuyu hürmetine, bizi bu sonuca ulaþtýran AUahu Teâîa´ya hamdolsun.
Selâmýn tamamý, salâtm en üstünü, Peygamber C3.A.V.) Efendimizin ve âl-i ashabýnýn üzerine olsun/ Âmîn...
Günahlarýnýn baðýþlanmasýný dileyen Abddurahman el - Hanefî el - Berâvî[2]
Giriþ
Her türlü hamd, tek baþýna þer´î hükümleri koyan Allah-u Teâlâ´ya mahsustur.
Allah-u Teâlâ, haram ve helâl bilgilerim kaldýrma hakkýný kimseye vermemiþtir.
Allah-u Tâlâ, ilmin ve Üim güneþinin serdiðini âlimler topluluðu için yumuþattý. îlmi, âlimlerin emrine amade kýldý.
Bu sayede alimler, ilim güneþinden rivayet aylarýný aydýnlattýlar; insanlarý cahilliðin genel belasýndan korudular ve fetvâ´mn doðru yolunda gitmeleri için onlara rehberlik ettiler.
Salât ve selâm, zaman ve gönderilme yönünden Peygamberlik makamýnýn musallasý ( namezgâhý), mekân ve rütbe cihetinden delâlet meydanýnýn mücellâsý, yollarýn bütün baðlý kapýlarýný açan, peygamberlerin ve var olan her þeyin var olma, sebebi olan Peygamberimiz Efendimiz Hz, Muhammed Mustafâ (SJV.V.) üzerine olsun.
O ki, Allah-u Teâlâ´nýn inkarcýlara karþý hüccet olarak gönderdiði muazzam Peygamberdir.
O ki, bütün peygamberler içinde, Rabbýmýzin nübüvvet kapýsýný kendi ile mühürîediði en büyüt en son Peygamberdir.
Salât ve selâm... O´nun kerametli, âl´inin ve þerefli ashabýnýn cümlesinin üzerine de olsun...
Gerçekten fýkýh ilmi, hidâyetle delâletin (doðrulukla sapýklýðýn) arasýný hakkiyle ayýran ve belirten tek ilimdir.
Fýkýh ilmi, amellerin deðer ve kýymetlerini belirtmek için en doðru terazidir.
Fýkýh ilmi, derin denizler gibidir ve derinliðinin sonu yoktur-
Fýkýh ilmi, yüce daðlardan meydana gelmiþ bir sýra daðlar silsilesi gibidir ki, bu daðlarýn küçüklerinin zirvesine bile gözler eriþmez.
Fýkýh sahasýnda, gerçekten tasnif edilmiþ olan kitablar elden ele dolaþmakta, te´lif edilmiþ bulunan sâhifeler su gibi içilmekte-dir. Lâkin bu ilimde, hastaya tam þifa vereni yoktur. Âlimlerden bir kýsmý, mes´elelerin yansýný ele almýþlar, çoðu da, delillerinde görüþ ayrýlýðý bulunan rivayetlere yönelmiþlerdir.
Hakikati arayan kimselerse, karanlýk bir gecede susuz bir yerde, çok susayan kimseler ile çok karanlýk bir gecede devesini kaybede kimseler gibi, hakikâti, arayýp bulmakta ve ona sarýlmakta nice güçlüklerle karþý karþýya geldiler.
Bu yol, o kadar zahmetli bir hâle gelmiþti ki, takvaya en yakýn olaný bulmak ve almak için, gayret sarfeden kimsenin çektiði zahmetten dolayý gönlü daraldý.
Hatta, sünnetin aydýnlýðýndan çok kimsenin gözleri görmez oldu. Ve kiþiler, bidatlerin ve bozuk inançlarýn kötü yollarýna doðru yürümeye meylettiler.
Artýk, doðru eðriden ayýrdedilemez oMu; haklý kim, haksýz kim bilinemez hâle geldi. Sanki, Tîh çölünün vadisinde uzaklýðýna dolaþmaya baþladýlar. (Yani bir çýkmazýn içine girdiler.) Ýsteklerine göre delil bulamadýlar. Ahmaðýn akýbetine uðradýlar.
Allah u Teâlâ, yiðit ve ulu hükümdarýn saltanatýnýn sabahýný aydýnlatarak ve o sultana devlet ve ikbâl vererek, o insanlara da lütufta bu´undu.
O sultan ki, ulu bir kiþidir; kavminin efendisidir. O, çok cömerttir. Savaþlarda arslan kesilir. O, zor günlerin kahramanýdýr. O, halktan vergi toplarken adaletten ayrýlmayan bir yiðittir.
O, daima Allah korkusu taþýr; haramdan son derece kaçýnýr ve ibâdete gösterdiði ihtimamdan dolayý ekseriyetle oruçludur-
O, mü´minlerin kumandaný, müslümanlarm baþkaný, gazilerin önderi, mücâhidlerin serdârý, Ebû´l-Muzaffer gazi padiþah Muhyiddin Muhammed Evrengzib Bahâdýr Alemgîr´dir. Allah-u Teâlâ saltanatýný daim eylesin; Hesab gününde, ehl-i ýyâline sevinçle dönenlerden eylesin; O gün, ökçesinin üzerinde kýnanmýþ ve kovulmuþ olarak dönenlerden olmaktan uzak eylesin.
Gerçekten o büyük sultan, kâmil bir þekilde ve gösteriþten uzak bir kitap te´lif edilmesini âlimlerden talep etti.
Ýstiyordu ki, o kitap, tertib itibariyle fýkhý kitaplarýn en güzeli olsun; uzun ve usandýrýcý olmaktan uzak bulunsun; sahih ve muazzam rivayetleri içinde toplasýn; dirayete dayanan isabetli kavillerin büyüklerini içine alsýn; rivayetlerin kuvvetlisini, zayýfýný, saðlamlýðýný, çürüðünü birbirlerinden seçip açýklasýn; bu kitabýn bir yapraðý diðer bîr yapraðýna benzemesin (yâni içinde tekrar bulunmasýn)...
Ölüden diriyi yaratan ve indinde hak ile batýlýn daima belli bulunduðu Yüce Rabbimizin yardýmý sayesinde, çok büyük ve zor bir iþ gibi gözüken bu emri yerine getirmek zor olmadý.
Hükümdar, fýkýh ilminde çok geniþ bilgisi olan alimleri bir araya topladý.
Ayrýca, fýkýhla ilgili inci mesâbesindeki bütün bilgileri karýþýk bir þekilde de olsa ihtiva eden kitaplarý da bir araya getirdi.
Ve alimleri, mes´elelerin delillerini býümak, onlarýn çeþitli yönlerini araþtýrmak, bunlarý birbirlerinden ayýrmak ve bir kitap ite´lif etmek üzere, bu kitaplarýn üzerine þevketti.
Yeni te´lif edilecek kitap öyle bir kitap olmalý idi ki; zahir rivayetleri, üzerinde ittifak edilen ve akýllý kimselerin vermiþ ol-iduklarý fetvalarý içine almalýydý. Bu kitapta, alimlerin kabul ettiði nâdirattan olan ve fakat âlimlerin kabul etmiþ bulunduðu kaviller de toplanmalý idi. Taki, bu sayede amelde itiyat zayi olmasýn ve patalardan kaçýnabilsin...
Alimler, hemen madenlerinden cevherleri çýkarmaya, gizlilikler arasýndan fýkhý incelikleri açýklamaya baþladýlar; inci ve mercanlarýný toplamaya, kuþ ve ceylanlarýný avlamaya, koyuldular.
Ve, tortusundan þýrasýný ayýrdýlar. Kitabýn hududunu ta´yin edip önünü, arkasýný, baþýný, sonunu belli ettiler. Daðýlmýþ gümüþ tanelerini dizdiler. Bu kitabýn tertibinde, Hidâye´nin tertibini örnek aldýlar. Açýklýk ve kýsalýkta da Nihâye´nin metodunu benimsediler. Rivayet ve zevâid kitaplarýnda bulunan tekrarlan terk eylediler.
Bir mes´elenin açýklýða kavuþmasý veya bir mes´elenin baþka bir mes´eleyi içine almasý hâli hâriç olmak üzere lüzumsuz delil ve þâhidlerden kaçýndýlar.
Ekseriyetle zâhirü´r-rivâye üzerinde durdular.
Dirayetlere ve nevâdir´e pek az iltifat ettiler. Buna da ancak, bir mes´elenin cevabýný zahirü´r-rivâyade bulamadýklarý zaman baþ vurdular. Veyahutta, nevâdir´den olan bir kavil, «müftâbih olan budur = kendisi ile fetva verilen budur» þeklinde iþaretlenmiþ olunca, nevâdir´e iltifat ettiler-
Bu kaynaklarda bulduklarý muteber olan her bir kavli, rivayet ederken, kendi ibareleri ile naklettiler.
Vecihlerinde bir zaruret olmadýkça, ibareleri bozmadýlar.
Bir mes´ele hakkýnda, muhtelif cevaplar ve hükümler bulduk* lan zaman, bunlar arasýnda, müftâbih olan kavli seçtiler ve onu iþaret edip aldýlar.
Fakat, bu cevaplarýn hiç birinde de delilin ve burhanýn kuvvetine bir alamet bulamadýklarý zaman, bu cevap ve hükümlerin hepsini de kitaba kaydedip yazdýlar.
Doðruya ve isabetliye muvaffak eden, ancak Allah-u Teâla´dýr. [3]
Her türlü hamd âlemlerin Rabbý olan Allah´a mahsustur. Salât ve selâm da «Peygamberlerin en büyüðü olan Efendimiz Hz. Muhammed (SJV.V.) e ve O´nun âl´inin ve ashabýnýn cümlesinin üzerine olsun... [4]
Ynt: Taharet By: aysegul999 Date: 05 Kasým 2015, 21:06:45
Esselamu Aleykum ve rahmetullahi ve berekatuh, evet fýkýh ilmi çok geniþ ve tafsilatlý bir ilimdir. Allah c.c razý olsun bu hassasiyeti yaþantýmýza geçirmeyi nasip eylesin.
radyobeyan