Mekke dar gelince By: sumeyye Date: 29 Haziran 2010, 16:29:48
MEKKE DAR GELÝNCE
Hz Ebû Bekir'in hicret macerasýný Sahîh-i Buhârî hadislerine dayanarak özetlemeye çalýþalým
Hz Ebû Bekir, Mekke'de doðdu, Mekke'de büyüdü Ýslâm güneþi parýldayýnca ona gönül verdi ve onu ilk kucaklayanlardan biri oldu Dünya ayazýnda donup gitmemek için Ýslâm'a sarýlan kimsesizlerin kimsesi oldu; müslüman köleleri zâlim efendilerinden satýn alýp hürriyetlerine kavuþturmak için servetini sular gibi akýttý
Gün geldi müþriklerin zulmü dayanýlmaz boyutlara ulaþtý Merhametsiz kâfirler bütün müslümanlarý bir mahallede toplayýp, onlarý imhâ etmeye karar verdiklerinde güzel Mekke sadece fakir ve kimsesizlere deðil, ona da dar geldi Ýnsan, dinini Allah'ýn istediði gibi yaþayamadýktan sonra Mekke'de yaþamanýn ne deðeri olabilirdi
Ýþte o günlerde Allah'ýn Resûlü müslümanlara nefes alabilecekleri bir hedef gösterdi Habeþistan'a gidin, bu zulümden kurtulun, buyurdu Gidecek durumda olanlar her þeyi göze alýp gittiler
Hz Ebû Bekir'e dayanma gücü veren Rasûlullah'ýn arkadaþlýðýydý Kâinâtýn Efendisi hiç olmazsa akþam sabah ona uðrar, kendisiyle sohbet ederdi
Bir gün o da týkandý ve diðer kardeþleri gibi Habeþistan'a hicret etmeye karar verdi Ve bir sabah yola düþtü Cidde limanýna varacak, oradan gemiyle Habeþistan'a gidecekti Beþ gün sonra Birkü'l-Gýmâd'a vardý Orada Kare kabilesinin reisi Ýbnü'd-Dügunne ile karþýlaþtý Bu zât henüz müslüman deðildi, ama Hz Ebû Bekir'i iyi tanýyordu Ona buralarda ne aradýðýný sordu Hz Ebû Bekir:
- "Zâlimlerin zulmünden çok bunaldým Mekke bana dar geldi Rabbime rahatça ibadet edebileceðim bir yer arýyorum" dedi
Ýbnü'd-Dügunne duyduklarýna inanamadý:
- "Hayýr, arkadaþ!" dedi "Senin gibi bir adam, memleketini býrakýp gidemez ve hiç kimsede seni yurdundan çýkaramaz Ben seni himâyeme alýyorum Haydi geri dönelim" dedi ve Hz Ebû Bekir'i ikna etti
Mekke'ye döndükleri zaman Ýbnü'd-Dügunne ileri gelen müþrikleri bir bir dolaþtý Ebû Bekir'in deðerini onlara bir kere daha hatýrlattý "Onun gibi herkese yardým eden, akrabasýný görüp gözeten, misafirleri aðýrlayan bir adamý memleketinden nasýl çýkarýrsýnýz? Onu himâyeme alýyorum, artýk kendisini rahatsýz etmeyin!" dedi
Müþriklerin bir þartý vardý Ebû Bekir ibadetini evinde yapacak, dýþarýda Kur'an okumayacaktý Çünkü kadýnlar ve çocuklar onun tesirinde kalabilirlerdi
Allah'ýn Himâyesine Giriyorum
Hz Ebû Bekir evinin önüne bir mescit yaptý ve orada ibadet etmeye baþladý Çok duygulu bir insandý Kur'an okurken gözyaþlarýný tutamazdý Onun derin bir vecd içinde ibadet edip Kur'an okuyuþu özellikle kadýnlarýn ve çocuklarýn ilgisini çeker, Hz Ebû Bekir'i hayretle seyreder, duygulanýrlardý
Kadýnlarýn ve çocuklarýn hassâs ve yufka yürekli olmalarýný dikkate alan müþrikler, onlarýn Ýslâm dinini benimsemelerinden korktular Hemen Ýbnü'd-Dügunne'ye haber saldýlar Ebû Bekir kadýnlarýmýza, çocuklarýmýza kötü örnek oluyor Ya onun kimseye görünmeden ibâdet etmesini saðla veya onu himâyenden çýkar, dedilerÝbnü'd-Dügunne hemen Mekke'ye geldi ve Hz Ebû Bekir'i uyardý O da "Öyleyse ben artýk senin himâyenden çýkýp tamamen Allah'ýn himâyesine giriyorum," dedi
O günlerde Rasûl-i Ekrem müslümanlara hicret için yeni bir hedef gösterdi "Medine'ye gidin!" buyurdu Bunun üzerine o da Medine'ye gitmeye karar verdi Artýk hem Rasûlullah'tan hem de güzelim Kâbe'den ayrýlmayý göze alacak kadar bunalmýþtý Fakat Peygamberler Sultaný onun tek baþýna hicret etmesine izin vermedi "Hele bekle! Bana da hicret için izin verileceðini umuyorum, beraber gideriz," dedi
Rasûl-i Ekrem'le birlikte hicret etmenin hayali bile güzeldi Yol boyunca ona hizmet etme þerefine nâil olacaktý O sevinçle hemen develerin yaylým yerine gitti En deðerlisinden iki deve seçti Onlarý, evde aðaç yapraklarýyla özel surette beslemeye baþladý
Aradan tam dört ay geçti Bir öðle vakti, ortalýk sýcaktan kavrulurken Allah'ýn Resûlü çýkageldi Mübârek baþýný bir örtüyle örtmüþtü Ebû Bekir onun bu saatte geldiðini hiç görmemiþti Çok meraklandý Rasûl-i Ekrem hemen konuya girdi:
- "Odadakileri dýþarý çýkar; önemli bir mesele konuþacaðýz," dedi
Hz Ebû Bekir boyun büktü:
- "Yâ Rasûlullah! Sana can kurban, bunlar senin aile fertlerin deðil mi, dedi Hicrete izin çýktýðýný öðrenince "Yanýnda ben de var mýyým?" diye heyecanla sorduRasûl-i Ekrem:
-"Evet, varsýn Haydi hazýrlan!" deyince dünyalar onun oldu:
- "Caným sana kurban olsun, ey Allah'ýn Resûlü! Ýki deve hazýrladým; beðendiðini al,"dedi
Rasûl-i Ekrem:
- "Parasýný ödeyerek kabul edebilirim," buyurdu ve Kusvâ adlý deveyi aldý
Medine Yolunda
Önce iyi bir kýlavuz buldular Kýlavuz müslüman deðildi ama, güvenilir biriydi "Üç gün sonra falan yere gel!" diyerek develeri ona teslim ettiler ve kimseye görünmeden evin arka penceresinden çýkýp Sevr daðýndaki bir maðaraya sýðýndýlar Orada üç gün kaldýlar Hz Ebû Bekir'in oðlu Abdullah karanlýk basýnca geliyor, Mekke'den haber getiriyordu; genç kölesi Âmir Ýbni Füheyre de maðara civarýnda koyun otlatýyor, saðdýðý sütün içine kýzgýn taþ koyarak onu birazcýk piþirip efendilerine ikrâm ediyordu
Hz Ebû Bekir, dýþarýda etrafý gözetlerken bir grup Mekkelinin kendilerine doðru geldiðini gördü Büyük bir telâþa kapýldý Kâfirler Rasûlullah'ý yakalayýp ona bir fenalýk yaparlar diye korkuyordu Adamlar gelip maðaranýn önünde durunca yüreði aðzýna geldi Bir onlarýn ayaklarýna, bir Rasûlullah'ýn yüzüne bakýyor, þimdi onu görecekler diye ter döküyordu Rasûl-i Ekrem ona:
- "Üzülme, Ebû Bekir! Allah bizimle beraberdir," buyurdu Ama onun heyecaný yatýþmamýþtý:
- "Ayaklarýnýn ucuna bir baksalar bizi görecekler" dedi
Peygamber aleyhisselâm onun kulaðýna fýsýldadý:
- "Bizim yardýmcýmýz Allah'týr, endiþelenme," buyurdu O sýrada adamýn biri maðaranýn önünde abdest bozmaya baþladý Rasûl-i Ekrem onu göstererek "Eðer bizi farketselerdi, bu adam gözümüzün önünde bu iþi yapmazdý, dedi
Artýk Hz Ebû Bekir rahatlamýþtý
* * * * *
Dördüncü gün kýlavuz develeri getirdi Koyun çobaný Âmir Ýbni Füheyre'yi de yanlarýna alarak sâhil yolundan Medine'ye doðru yola çýktýlar
Hz Ebû Bekir, yolda Rasûlullah'ýn rahat etmesi için elinden geleni yapýyordu Uygun yerlerde onun bir süre dinlenmesini istiyor, eliyle düzeltip temizlediði yere yanýndaki kürkü seriyor, Rasûlullah'ýn onun üzerinde birazcýk yatýp dinlenmesini saðlýyor, ona kimseler zarar vermesin diye gözcülük yapýyordu Kâinâtýn Efendisi'nin susadýðýný gördükçe yolda rastladýklarý çobanlardan süt alýp Resûlullah'a taze süt ikrâm ediyordu
Yol boyunca Hz Ebû Bekir'i derin endiþelere sevkeden bazý olaylarý geride býrakýp Medine'ye vardýlar ve Kuba semtinde yaþayan Amr Ýbni Avf ailesine misafir oldularGünlerdir yollarýný bekleyen Medineliler, baþlarýna konan o devlet kuþunu görmeye koþtular Ticaret seferleri dolayýsýyla tanýdýklarý Hz Ebû Bekir'i selâmlýyorlar, ama misafirlerden hangisinin Resûlullah olduðunu bilmiyorlardý Ýþte o sýrada Hz Ebû Bekir Resûl-i Ekrem'in üzerine güneþ geldiðini görünce, onun Kâinâtýn Efendisi'ni incitmesine meydan vermemek için hemen kalktý, ridasýný çýkarýp güneþin geldiði yeri kapadý Ýþte o zaman Medineliler kimin Rasûlullah olduðunu anladýlar
Hz Ebû Bekir yol boyunca gözü gibi koruduðu Resûl-i Ekrem'i, onun hasretiyle yanan Medinelilere sað sâlim emanet edince derin bir nefes aldý Geri kalan hayatý boyunca ondan bir daha ayrýlmadý
Allah kendisinden razý olsun, bizi de þefaatiyle þereflendirsin
(Âmin)Prof Dr M Yaþar KANDEMÝR