Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Bir kader denk an By: sumeyye Date: 25 Haziran 2010, 15:05:18
Bir Kader-Denk An



Uykusuzluktan bîtap düþtüðüm hâlde gözüme uyku girmiyor Bu sýkýntý nasýl atlatýlýr? Yataðýmda saða sola dönüyorum, olmuyor Kalkýp pencereden dýþarý bakýyorum, dýþarýsý da ruhum gibi kapkaranlýk Nefes alýp vermem düzensizleþiyor, içimdeki sýkýntý büyüdükçe büyüyor, aðlamak istiyorum Nasýl kurtulacaðým bu sýkýntýlardan? Bu nasýl bir hayat?! Tekrar yataða giriyorum, saða dön, sola dön, olmuyorUyandýðýmda saat on olmuþ, nasýl uyudum ben de bilmiyorum Yüzümü yýkýyorum, kahvaltýya oturuyorum, birkaç lokma bir þeyler yiyip dýþarý çýkýyorum Çocuklarýn sesi kafamý þiþiriyor, o kadýn komþusuna neden böyle baðýrýyor? Cebimde ne kadar para var, bilmiyorum Otobüs parasý çýkar; ama ben bu dertlerin içinden nasýl çýkarým onu bilemiyorum Ölsem annemin dýþýnda kimsenin umurunda olmaz, o çok aðlar, çok üzülürDernekteki arkadaþlar için ölümüm bir þey ifade etmez Biri gider, biri gelir ne de olsa En iyisi ölmemek Hani rahat bir hayatým olsa, biraz da param, sonra yazýn tatile gitsem güzel bir yere Kýþýn hiç üþümesem, saatlerce otobüs(te) beklemesem, arabam olsa ne rahat olurdu! Hayaller, muavinin gideceðimiz istikameti baðýrarak söylemesine kadar süren güzel hayaller

Bilgisayar iþinden iyi de para kazanýyorum; ama ne oluyor?! Oraya borcum var ödeyemiyorum, buradan ödünç aldým veremedim, baþka yere þunu götürmem gerek Elde bir þey yok Kazandýðým nereye gidiyor?
Dernekteki arkadaþlarla kurtuluþ plânlarý yapýyoruz Hükümet devirip hükümet kuruyoruz(!) Bir de sürekli para-pul hesabý Gün böyle bitiyor Akþam altý civarý dernekten çýkýp evin yolunu tutuyorum Dönüþ parasý kalmadýðý için 4–5 kilometre yürümem gerek Karanlýða kalýyorum Araba kornalarý, iþportacýlar, kestane satanlar, dershanelerden çýkan öðrenciler ve paydos eden iþçilerin arasýnda sýyrýlýp eve kestirmeden varmak istiyorum Tren garýna giriyorum Kalkmak üzere olan bir tren ve yolcularý uðurlamaya gelen akrabalar, arkadaþlar ve dostlar Sýkýntýlarýmý yüklesem þu trene gider mi?

Demir yolunun kenarýndan, çakýl taþlarýna basarak yavaþ yavaþ gidiyorum Belim hafif aðrýmaya baþlýyor Demiryolu iþçileri kulübelerinde çay içiyorlar O sýrada yanýmdan üç dershane öðrencisi geçiyor; ellerinde kitaplarý, deneme imtihanlarýndan memnuniyetlerini belirtiyorlarBaþlarýnda türban var Bir soðukluk hissediyorum; ama bir yaným da sýzlýyor: “Haksýzlýk ediyorsun” diyor Yine de diðer yaným üstün geliyor
Öðrenciler gecekondu semti Þakirpaþa’ya doðru yol alýrken ben caddeye inip son bir kilometrelik yolumu adýmlamaya devam ediyorumArabalar yarým karýþ yanýmdan výzýr výzýr geçiyor Moloz döküntüleri içinde ayaðým burkula burkula yürüyorum ve dengemi kaybedip düþüyorum Söylenerek kalkýp devam ediyorum Biraz ilerledikten sonra asfalta çýkýp ölüme on santim mesafede yürümeyi tercih ediyorumBir yaþ boþanýyor gözümden Býkkýnlýðýn, çaresizliðin, ümitsizliðin ve bir eksikliðin gözyaþý Karanlýkta kimseler görmüyor, zaten görmelerini de istemem
Eve geliyorum, kapýyý çalýp bekliyorum Küçük kardeþim açýyor kapýyý Yüzüne bile bakmadan odama girip üstümü deðiþtiriyorum Annem gelip “Yemek yer misin?” diye soruyor Yemeði beðenmediðim için üzgün bir þekilde gidiyor Kapýyý kilitleyip masanýn baþýna oturuyorumProblemler yine yokluyor benliðimi Bir daha kahroluyor ve ümitsizlik denizinde alabora oluyorum Kimsem yok yardým isteyecek, akýl verecek ve çýkýþ yolu gösterecek

Kýsa bir özetini verdiðim bu bunalým tablosu tam üç yýl sürdü Bu süre zarfýnda gülmedim, kendimi bir gün bile huzurlu hissetmedim Geceleri aðlayamadým Kimseler yoktu Hayat acýmasýz ve kötüydü Yaþamaya deðmezdi Ölüm fikri sýk sýk aklýmý kemirmeye baþlamýþtý Kolaydý, babamýn silâhý vardý; tek bir kurþun bütün dertleri bitirebilirdi Ve intiharý kesin olarak kafama koyduðum bir gece yine uykusuzluk nöbetlerim bitmiþ, nihayet uykuya dalmýþ, sabah saat dokuz-on arasý uyanmýþtým Kararýmdan caymamak için hiçbir þey hissetmemeye çalýþýyor, duygularýmý bastýrýyordum Annem ekmek almaya gitmiþ, kardeþlerim okuldaydý Babam evde deðildi Silâh dolapta duruyordu, ölüm yakýn gözüküyordu Televizyon açýktý; ne var diye baktýðýmda, STV’de Fethullah Gülen’in bir konuþmasý vardý Okuduðum dergi, gazete ve kitaplar sebebiyle karþý olduðum biriydi Kötüydü(!) ve bizim de karþý çýkmamýz gerektiði söyleniyordu Öyle de yapýyorduk Gayriihtiyarî televizyonun sesini açtým ve þu cümleleri iþittim: “Ýnanmayanlara, Allah’ý inkâr edenlere zulmetmeyin; çünkü onlar inanmayarak kendilerine en büyük zulmü ediyorlar” Bu sözlerden sonra reklâma girildi Söylenenleri bir defa daha zihnimden geçirdim Elim kolum titremeye baþladýAðlamamak için kendimi zor tutuyordum Hemen odama girdim, yataða uzandým ve aðlamaya baþladým Yaklaþýk üç yýldýr Allah’a inanmýyordum; inancý, yaradýlýþý reddediyordum Kendimi toparlamaya çalýþtým O anda aklýma ilkokul 4 veya 5 sýnýfa giderken gördüðüm bir rüya geldi

Peygamber Efendimiz (sas) olduðundan emin olduðum o yüce kiþi rüyama girmiþti Yataðým bir aðacýn altýndaydý Yanýma gelip elindeki kitabý bana uzattý Ben de kitabý alýp yastýðýmýn yanýna býraktým ve uyumaya baþladým Kitabýn Kur’ân-ý Kerîm olduðundan da emindim Sonra çocukluðum aklýma geldi Komþumuzun oðluyla namazlarýmýzý kaçýrmazdýk, bisikletlerimizle namaza giderdik Bisikletlerimizi cami avlusuna býrakýr, abdestimizi alýr, “Allah’ým bisikletlerimizi koru!” diye dua edip, büyüklere bakarak namazýmýzý kýlardýk Hattâ bir keresinde üzerimizde þortlarýmýz vardý Bisikletlerimizle gezerken ezan okundu Namaza yetiþmek istiyorduk; ama þortlarýmýz diz kapaðýmýzdan yukarýda olduðu için bu þekilde namaz kýlmanýn doðru olmadýðýný da biliyorduk Eve gitmek uzun sürerdi Biz de þortlarýmýzý belimizden biraz aþaðý indirip diz kapaðýmýzý örtecek þekle getirdikten sonra namazýmýzý kýlmýþtýk Küçüktüm o zamanlar, ama mutluydum, bir derdim olunca dua edip Allah’a sýðýnýr, O’ndan yardým isterdim Huzuru hissederdim kendimce

Hatýralar birden sökün edip gelince, tebessüm ettiðimi fark ettim Durup düþündüm; bu sabah yaþadýklarýmýn bir mânâsý olmalýydý Annem gelmiþti Bu defa onu üzmeyip kahvaltýmý yaptým ve odama çekildim Sanki bir aydýnlýk belirmiþti Sanki kördüðüm olmuþ bir ipin ucunu tutup çekmiþtim ve düðüm açýlmaya baþlamýþtý Sonra ruhumun derinliklerinden kopup gelen “Allah’ým affet!” sözleri dilimden dökülüverdi

Hemen bilgisayarýn baþýna geçip, unutmuþ olduðum abdesti araþtýrdým Bir internet sitesinden fotoðraflý namaz tarifi buldum Birkaç fotoðraftan sonra namazý, sûreleri ve dualarý parça parça hatýrlamaya baþladým Abdestimi aldýktan sonra iki rekât namaz kýldým Rabb’ime günahlarýmý baðýþlamasý, nefsime hâkim olmam için bana irade vermesi ve beni hayýrlý bir kul eylemesi için dua ettim Namazdan sonra kalbimi kaplamýþ siyah bir tabakanýn sanki parçalanmaya baþladýðýný hissettim Ayný gün, genelde uzak durmaya çalýþtýðým bir arkadaþ beni “Kutlu Doðum”la alâkalý bir programa davet etti Orada gördüðüm manzarayla gözyaþlarým bu defa daha farklý akýyordu O kadar güzeldi ki! Ýçim huzur dolmaya baþlamýþtý, kalbimin üzerindeki o siyah tabaka iyice parçalanmýþ, bir ýþýk demeti belirmiþti Programda namaz üzerine söylenenler bana çok tesir etti Ertesi gün namaza baþladým

Günden güne içim huzurla doluyor, beni daraltan sýkýntýlarýmýn tamamen sona ermesi için Rabb’ime dua ediyordum Kutlu Doðum programýnda hediye edilen bir kitabý okumaya baþladým; Kur’ân âyetlerini îzah ediyordu O kadar güzeldi ki, okudukça huzur doluyor, içimdeki inancýn saðlamlaþtýðýný fark ediyordum Beni hayattan koparan karanlýk düðümler çözülmeye baþlamýþtý
Artýk, neredeyse her an Rabb’ime þükrediyorum; her þeyin baþý þükür Bugün hayatým düzene girdi Sabahlarý evden çýktýðýmda sokakta çýðlýk çýðlýða oynayan çocuklarýn gözlerindeki ýþýltý içime huzur dolduruyor Yanlarýndan geçerken saçlarýný okþamam ve onlarýn dönüp bana gülümsemeleri o kadar güzel ki Aðaçlarýn, çiçeklerin, bulutlarýn güzelliðini tekrar fark ettim Güneþ’in sýcaklýðýný, Ay’ýn ýþýðýný tekrar gördüm; bu defa bir dost gibi

Kardeþime gülümsemek, onu sevindirecek bir hediyeyle eve gelmek, beni mutlu gören ailemin gözündeki “Þükürler olsun Yâ Rabbim”i fark etmek o kadar güzel ki! Bugün yaþýyorum bunlarý Beni karanlýða sürükleyen, inkâr temelli teorileri kutsal saydýran, insanlarý yaratýcý olarak gösteren her þey O’nun (cc) lütfuyla silinip atýldý Hayallerim deðiþti, þuyum olsun, buyum olsun dönemi bitti Aslýnda ne kadar iyi durumda olduðumun farkýna vardým; mutlu bir ailem var, evimiz var; var, var, var Þükürler olsun inancýmýn gerektirdiði birçok þeyi yerine getirebiliyorum Hayatý bir tesadüf deðil, bir imtihan olarak deðerlendiriyorum artýk Dünyanýn en büyük, en eþsiz hayat kaynaðýný okuyorum: Kurân-ý Kerîm’i Aslýnda yaþadýðým bu duygular o kadar güzel ki, sözle anlatýlmaz Umarým benim eski durumumda olan herkes doðru yolu bulur Allah her zaman kullarýnýn yanýndadýr Buna inanmak, O’na itimat etmek lâzým Çok deðil, bir-iki ay oldu, bu duygularý yaþýyorum; ömrümün son nefesine kadar O’nun korumasýyla namazýmý terk etmeyeceðim Bu güzel noktaya gelmeme vesile olan bütün herkesten Allah razý olsun, mekânlarý cennet olur inþaallah!

Unutmayalým, en kötü, en zor, en içinden çýkýlmaz görünen anlarýmýzda bile bir ümit ve inayet var ve biz buna inanýyoruz


ALINTI

Selçuk ASLAN

radyobeyan