> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Bir kader denk an
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bir kader denk an  (Okunma Sayısı 669 defa)
25 Haziran 2010, 15:05:18
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 25 Haziran 2010, 15:05:18 »



Bir Kader-Denk An



Uykusuzluktan bîtap düştüğüm hâlde gözüme uyku girmiyor Bu sıkıntı nasıl atlatılır? Yatağımda sağa sola dönüyorum, olmuyor Kalkıp pencereden dışarı bakıyorum, dışarısı da ruhum gibi kapkaranlık Nefes alıp vermem düzensizleşiyor, içimdeki sıkıntı büyüdükçe büyüyor, ağlamak istiyorum Nasıl kurtulacağım bu sıkıntılardan? Bu nasıl bir hayat?! Tekrar yatağa giriyorum, sağa dön, sola dön, olmuyorUyandığımda saat on olmuş, nasıl uyudum ben de bilmiyorum Yüzümü yıkıyorum, kahvaltıya oturuyorum, birkaç lokma bir şeyler yiyip dışarı çıkıyorum Çocukların sesi kafamı şişiriyor, o kadın komşusuna neden böyle bağırıyor? Cebimde ne kadar para var, bilmiyorum Otobüs parası çıkar; ama ben bu dertlerin içinden nasıl çıkarım onu bilemiyorum Ölsem annemin dışında kimsenin umurunda olmaz, o çok ağlar, çok üzülürDernekteki arkadaşlar için ölümüm bir şey ifade etmez Biri gider, biri gelir ne de olsa En iyisi ölmemek Hani rahat bir hayatım olsa, biraz da param, sonra yazın tatile gitsem güzel bir yere Kışın hiç üşümesem, saatlerce otobüs(te) beklemesem, arabam olsa ne rahat olurdu! Hayaller, muavinin gideceğimiz istikameti bağırarak söylemesine kadar süren güzel hayaller

Bilgisayar işinden iyi de para kazanıyorum; ama ne oluyor?! Oraya borcum var ödeyemiyorum, buradan ödünç aldım veremedim, başka yere şunu götürmem gerek Elde bir şey yok Kazandığım nereye gidiyor?
Dernekteki arkadaşlarla kurtuluş plânları yapıyoruz Hükümet devirip hükümet kuruyoruz(!) Bir de sürekli para-pul hesabı Gün böyle bitiyor Akşam altı civarı dernekten çıkıp evin yolunu tutuyorum Dönüş parası kalmadığı için 4–5 kilometre yürümem gerek Karanlığa kalıyorum Araba kornaları, işportacılar, kestane satanlar, dershanelerden çıkan öğrenciler ve paydos eden işçilerin arasında sıyrılıp eve kestirmeden varmak istiyorum Tren garına giriyorum Kalkmak üzere olan bir tren ve yolcuları uğurlamaya gelen akrabalar, arkadaşlar ve dostlar Sıkıntılarımı yüklesem şu trene gider mi?

Demir yolunun kenarından, çakıl taşlarına basarak yavaş yavaş gidiyorum Belim hafif ağrımaya başlıyor Demiryolu işçileri kulübelerinde çay içiyorlar O sırada yanımdan üç dershane öğrencisi geçiyor; ellerinde kitapları, deneme imtihanlarından memnuniyetlerini belirtiyorlarBaşlarında türban var Bir soğukluk hissediyorum; ama bir yanım da sızlıyor: “Haksızlık ediyorsun” diyor Yine de diğer yanım üstün geliyor
Öğrenciler gecekondu semti Şakirpaşa’ya doğru yol alırken ben caddeye inip son bir kilometrelik yolumu adımlamaya devam ediyorumArabalar yarım karış yanımdan vızır vızır geçiyor Moloz döküntüleri içinde ayağım burkula burkula yürüyorum ve dengemi kaybedip düşüyorum Söylenerek kalkıp devam ediyorum Biraz ilerledikten sonra asfalta çıkıp ölüme on santim mesafede yürümeyi tercih ediyorumBir yaş boşanıyor gözümden Bıkkınlığın, çaresizliğin, ümitsizliğin ve bir eksikliğin gözyaşı Karanlıkta kimseler görmüyor, zaten görmelerini de istemem
Eve geliyorum, kapıyı çalıp bekliyorum Küçük kardeşim açıyor kapıyı Yüzüne bile bakmadan odama girip üstümü değiştiriyorum Annem gelip “Yemek yer misin?” diye soruyor Yemeği beğenmediğim için üzgün bir şekilde gidiyor Kapıyı kilitleyip masanın başına oturuyorumProblemler yine yokluyor benliğimi Bir daha kahroluyor ve ümitsizlik denizinde alabora oluyorum Kimsem yok yardım isteyecek, akıl verecek ve çıkış yolu gösterecek

Kısa bir özetini verdiğim bu bunalım tablosu tam üç yıl sürdü Bu süre zarfında gülmedim, kendimi bir gün bile huzurlu hissetmedim Geceleri ağlayamadım Kimseler yoktu Hayat acımasız ve kötüydü Yaşamaya değmezdi Ölüm fikri sık sık aklımı kemirmeye başlamıştı Kolaydı, babamın silâhı vardı; tek bir kurşun bütün dertleri bitirebilirdi Ve intiharı kesin olarak kafama koyduğum bir gece yine uykusuzluk nöbetlerim bitmiş, nihayet uykuya dalmış, sabah saat dokuz-on arası uyanmıştım Kararımdan caymamak için hiçbir şey hissetmemeye çalışıyor, duygularımı bastırıyordum Annem ekmek almaya gitmiş, kardeşlerim okuldaydı Babam evde değildi Silâh dolapta duruyordu, ölüm yakın gözüküyordu Televizyon açıktı; ne var diye baktığımda, STV’de Fethullah Gülen’in bir konuşması vardı Okuduğum dergi, gazete ve kitaplar sebebiyle karşı olduğum biriydi Kötüydü(!) ve bizim de karşı çıkmamız gerektiği söyleniyordu Öyle de yapıyorduk Gayriihtiyarî televizyonun sesini açtım ve şu cümleleri işittim: “İnanmayanlara, Allah’ı inkâr edenlere zulmetmeyin; çünkü onlar inanmayarak kendilerine en büyük zulmü ediyorlar” Bu sözlerden sonra reklâma girildi Söylenenleri bir defa daha zihnimden geçirdim Elim kolum titremeye başladıAğlamamak için kendimi zor tutuyordum Hemen odama girdim, yatağa uzandım ve ağlamaya başladım Yaklaşık üç yıldır Allah’a inanmıyordum; inancı, yaradılışı reddediyordum Kendimi toparlamaya çalıştım O anda aklıma ilkokul 4 veya 5 sınıfa giderken gördüğüm bir rüya geldi

Peygamber Efendimiz (sas) olduğundan emin olduğum o yüce kişi rüyama girmişti Yatağım bir ağacın altındaydı Yanıma gelip elindeki kitabı bana uzattı Ben de kitabı alıp yastığımın yanına bıraktım ve uyumaya başladım Kitabın Kur’ân-ı Kerîm olduğundan da emindim Sonra çocukluğum aklıma geldi Komşumuzun oğluyla namazlarımızı kaçırmazdık, bisikletlerimizle namaza giderdik Bisikletlerimizi cami avlusuna bırakır, abdestimizi alır, “Allah’ım bisikletlerimizi koru!” diye dua edip, büyüklere bakarak namazımızı kılardık Hattâ bir keresinde üzerimizde şortlarımız vardı Bisikletlerimizle gezerken ezan okundu Namaza yetişmek istiyorduk; ama şortlarımız diz kapağımızdan yukarıda olduğu için bu şekilde namaz kılmanın doğru olmadığını da biliyorduk Eve gitmek uzun sürerdi Biz de şortlarımızı belimizden biraz aşağı indirip diz kapağımızı örtecek şekle getirdikten sonra namazımızı kılmıştık Küçüktüm o zamanlar, ama mutluydum, bir derdim olunca dua edip Allah’a sığınır, O’ndan yardım isterdim Huzuru hissederdim kendimce

Hatıralar birden sökün edip gelince, tebessüm ettiğimi fark ettim Durup düşündüm; bu sabah yaşadıklarımın bir mânâsı olmalıydı Annem gelmişti Bu defa onu üzmeyip kahvaltımı yaptım ve odama çekildim Sanki bir aydınlık belirmişti Sanki kördüğüm olmuş bir ipin ucunu tutup çekmiştim ve düğüm açılmaya başlamıştı Sonra ruhumun derinliklerinden kopup gelen “Allah’ım affet!” sözleri dilimden dökülüverdi

Hemen bilgisayarın başına geçip, unutmuş olduğum abdesti araştırdım Bir internet sitesinden fotoğraflı namaz tarifi buldum Birkaç fotoğraftan sonra namazı, sûreleri ve duaları parça parça hatırlamaya başladım Abdestimi aldıktan sonra iki rekât namaz kıldım Rabb’ime günahlarımı bağışlaması, nefsime hâkim olmam için bana irade vermesi ve beni hayırlı bir kul eylemesi için dua ettim Namazdan sonra kalbimi kaplamış siyah bir tabakanın sanki parçalanmaya başladığını hissettim Aynı gün, genelde uzak durmaya çalıştığım bir arkadaş beni “Kutlu Doğum”la alâkalı bir programa davet etti Orada gördüğüm manzarayla gözyaşlarım bu defa daha farklı akıyordu O kadar güzeldi ki! İçim huzur dolmaya başlamıştı, kalbimin üzerindeki o siyah tabaka iyice parçalanmış, bir ışık demeti belirmişti Programda namaz üzerine söylenenler bana çok tesir etti Ertesi gün namaza başladım

Günden güne içim huzurla doluyor, beni daraltan sıkıntılarımın tamamen sona ermesi için Rabb’ime dua ediyordum Kutlu Doğum programında hediye edilen bir kitabı okumaya başladım; Kur’ân âyetlerini îzah ediyordu O kadar güzeldi ki, okudukça huzur doluyor, içimdeki inancın sağlamlaştığını fark ediyordum Beni hayattan koparan karanlık düğümler çözülmeye başlamıştı
Artık, neredeyse her an Rabb’ime şükrediyorum; her şeyin başı şükür Bugün hayatım düzene girdi Sabahları evden çıktığımda sokakta çığlık çığlığa oynayan çocukların gözlerindeki ışıltı içime huzur dolduruyor Yanlarından geçerken saçlarını okşamam ve onların dönüp bana gülümsemeleri o kadar güzel ki Ağaçların, çiçeklerin, bulutların güzelliğini tekrar fark ettim Güneş’in sıcaklığını, Ay’ın ışığını tekrar gördüm; bu defa bir dost gibi

Kardeşime gülümsemek, onu sevindirecek bir hediyeyle eve gelmek, beni mutlu gören ailemin gözündeki “Şükürler olsun Yâ Rabbim”i fark etmek o kadar güzel ki! Bugün yaşıyorum bunları Beni karanlığa sürükleyen, inkâr temelli teorileri kutsal saydıran, insanları yaratıcı olarak gösteren her şey O’nun (cc) lütfuyla silinip atıldı Hayallerim değişti, şuyum olsun, buyum olsun dönemi bitti Aslında ne kadar iyi durumda olduğumun farkına vardım; mutlu bir ailem var, evimiz var; var, var, var Şükürler olsun inancımın gerektirdiği birçok şeyi yerine getirebiliyorum Hayatı bir tesadüf değil, bir imtihan olarak değerlendiriyorum artık Dünyanın en büyük, en eşsiz hayat kaynağını okuyorum: Kurân-ı Kerîm’i Aslında yaşadığım bu duygular o kadar güzel ki, sözle anlatılmaz Umarım benim eski durumumda olan herkes doğru yolu bulur Allah her zaman kullarının yanındadır Buna inanmak, O’na itimat etmek lâzım Çok değil, bir-iki ay oldu, bu duyguları yaşıyorum; ömrümün son nefesine kadar O’nun korumasıyla namazımı terk etmeyeceğim Bu güzel noktaya gelmeme vesile olan bütün herkesten Allah razı olsun, mekânları cennet olur inşaallah!

Unutmayalım, en kötü, en zor, en içinden çıkılmaz görünen anlarımızda bile bir ümit ve inayet var ve biz buna inanıyoruz


ALINTI

Selçuk ASLAN
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bir kader denk an
« Posted on: 20 Nisan 2024, 04:30:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bir kader denk an rüya tabiri,Bir kader denk an mekke canlı, Bir kader denk an kabe canlı yayın, Bir kader denk an Üç boyutlu kuran oku Bir kader denk an kuran ı kerim, Bir kader denk an peygamber kıssaları,Bir kader denk an ilitam ders soruları, Bir kader denk anönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes