Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Neredesin mesih soluklum By: sumeyye Date: 23 Haziran 2010, 12:22:52
Neredesin Mesih Soluklum!


Ne zaman kendime ve topluma baksam bir þey görürüm Nankörlük Evet evet yanlýþ anlamadýnýz Nankörlük Nankör kedi, derler hani bir tabir vardýr Bu doðru deðil Bu bizimkisi gerçekten nankörlük Verilen nimete karþý þükürsüz davranýþ ve aldýrmayýþ, adam sen de deyip, geçiþ

Bunu nerelerde görmüyoruz ki Yediðimiz yemekler yarý yarýya tabakta kalýyorsa veya tabildotlarýn üstünde yemek artýklarý tabaklarda varsa ve hatta yanýnda çöpe atýlmak için hiç dokunulmamýþ üç dört dilip ekmek duruyorsa siz gelin de insana nankör demeyin ve ayetin mührünü kalbinize "Çok doðru ey Kur'an" deyip basmayýn, imzasýný yüreðinize atmayýn

Nankörüz dostlar nankörüz

Ýnsanlar çok bunaldýklarý zamanlar bir kurtarýcý bekler Dua dua yalvarýr Kurtarýcý gelince uzanan eli kesmeye kalkarlar Bu nedir þimdi

Kan dökerler Zarar verirler kurtarýcýya

Evet eskiden böyle olmuþ bu, hala da böyledir

Peygamberler gönderilmiþ birçok Hepsi de bunalýmlarýn hemen içinde gelmiþler ve tam dua hengamýnda yetiþmiþler imdada Biri maddede boðulurken, bir kýsmý sihir içinde erirken, bir kýsmý putlarýn cansýz bedenlerinde tükenirken ve kalplerini taþa çevirirken ve aðlayýp inlerken, bilmeden veya bilerek dua ederken imdada yetiþir peygamberler…

Ve tutar ellerinden bahtsýzlarýn

Ama karþýlýðý ne olur bu yardýmýn ve hayýrhahça davranýþýn biliyor musunuz! Eziyet etmeler, acý vermeler, çile girdabýna sürüklemeler ve elem vakumunda boðmaya kalkmalar

Bunlarý bu insanlýk pek çok kere gördü ve yaþadý…

Evet bu bir nankörlüktür Bu bir kadirbilmezliktir Bu bir sefilliktir

Peki bitti mi bu nankörlük Elbette bitmedi Bugün insanlýk için çalýþan ve vatan millet için gözyaþý döken insanlara da ayný zulüm reva görülmekte Zindandan zindana sürükleneler olduðu gibi ülkeden ülkeye savrulanlar ve kovulanlar ve adeta aba altýndan sopa gösterilenler, idam için çeþitli ikazlar ve yüz ekþitmeler ve zehirli salyalar akýtmalara kadar her þey bugün de yaþanýyor

Halbuki bu millet ve nice milletler daha düne kadar diriliþ türküleri söylüyordu Kudsi soluklularýn yârâný olabilmek için hayaller kuruyordu Siz sokakta kimi görseniz ve kime sorsanýz bir hayalin var mý diriliþe dair, þu günlerin solukladýðý o bahara ait, düþlerin ve düþüncelerin yeþerdiði o cennet iklimine has hayalin var mý diye Elbettte der ve kalbi hýzlý hýzlý çarpar Ve heyecan dalgalarý, gözlerinden yaþ olarak akar

Ama gel gör ki böyle bir zat gelse ve ortada arzý endam etse bakýþlar birden deðiþir Yok ya olmaz! Hayýr! Hiçbir zaman! Asla! gibi sözler ve tavýrlar ortalýkta dikenler, zakkumlar þeklinde filizlenmeye durur Hani o gül çehre ne oldu, bekleyen bekleneni mi unuttu Ne oldu susuz dudaklara Yoksa baþka bir su menbaý mý buldu?

Ne oldu o aç yüreklere yoksa bir gök sofrasý mý indi de doyuncaya kadar yedi içti ve kevserler mi yudumladý

Hayýr hayýr bunlarýn hiç biri olmadý Açlýðý veren susuzluðu veren doyuracak olaný da gönderir ve kimin nasýl beslendiðini de aç kalaný da, inad edeni de bilir ve onun hakkýnda iþlemlerini ebedi bir aleme býrakýr ve tecil eder… Yoksa unutmaz Erteler ama asla silmez ve yok etmez

Þimdi kendime de bakýyorum ve bazý insanlara da Böyle nankörlüklerimiz var mý yok mu diye Var, diyor vicdaným

Evet aþk kanatlarýmýz açýlýp ona uçmamýz gerekliyken bizim halimize bak sen nasýl da dünyevi ve nasýl da ukbadan kopuk… Kalbimize onun ismini kazýmamýz gerekirken bakýn siz þu yürekte kaç fani adý var Listesi var Ve onlarýn bakýþlarý ve kirpikleri hakketmiþ nice izleri ve fani çizgileri ve geçici olanýn sevgisini, aþkýný yüreklere, kalblere…

Evet sûziþi bakýþlar kalblerde yanýk mýsralar gibi duruyor Ve sevgililerin ses ve soluklarý ruhlarda derin oyuklar ve dehliz gibi yarýklar oluþturmuþ…

Halbuki biz bir zamanlar ellerimizi þerha þerha açmýþ ve Hakka dua dua yalvarmýþtýk Bir kadeh kurtuluþ kevseri için dilencilik etmiþtik

Minare gölgelerinde kalb kasemizi açýp mesihi soluk aramýþtýk Bir damla gök kevseri düþer diye aðlayan bakýþlardan gözlerden yaðmur dilenmiþtik

Sýzýntý, dediler koþmuþtuk Yaðmur, dediler seyirtmiþtik o yöne Bir damla teselli için hýzlý hýzlý o yöne gitmiþtik ve kaselerimizi uzatmýþtýk ve beklemiþtik

Bir umut iklimi bizi sarmýþtý Bir kaç damla düþmüþtü gönül tasýmýza Peki þimdi ne oldu bize Birimiz bir yerde birimiz baþka bir yerde girdaplar içinde kývranýr olduk Bizi hangi yakýcý fani öptü Hangi Leyla buse kondurdu ve emdi ruhumuzu ta derinden koparýp Hangi elem bulutu sardý göklerimizi ve kalbimizi…

Bize ne oldu

Niçin okumuyoruz Halbuki biz "Bu aðlamayý dindirmek için yavru" sesini duyunca koþmuþtuk o menbaya ve o bahadýra doðru kanat vurup gitmiþtik Bir anne kuþun kanadý altýna giren civcivler gibi onun sinesine yaslamýþtýk yaslý baþlarýmýzý ve paslý sinelerimizi onun ellerine sunmuþtuk yuyup yýkasýn ve lebriz etsin diye Peki ne oldu þimdi kalbim Peki ne oldu þimdi dostum

Yoksa bir þeyler mi deðiþti Ne oldu bize, hepimize Niçin kasetler çürüyor raflarda CD'ler baþka filmlerin içine karýþmýþ ve ele alýnmýyor ve açýlýp dinlenmiyor, bakýlýp ibret alýnmýyor

Yoksa fergaba mý erdik Yoksa zirveye mi taht kurduk ne oldu bize

Çürüdük mü, bittik mi ne oldu…

Bakýn þimdi þu milletin haline Su bir tarafta o susuzluktan ölüyor Sofra yanýbaþýnda o açlýktan bitiyor

Bakýn ve ibret alýn

Gökte küme küme bulut ve yaðmur akýyor damla damla Saðanaða dönüyor o sadece anne memesine aðzýna yapýþtýran bebek gibi o yöne avuçlarýný döndürse aðzýný açsa toplayýp massedecek iksiri Ama bakýyor acý acý, bön bön bakýyor Bu ölüme davetiye çýkarmak deðil de nedir…

Allah'ým bizi koru Bizi bu hissiz duygusuz halden, durumdan kurtar

Bizi, hepimizi bütün insanlýðý bu anlayýþsýzlýktan almaçlarýnýn paslý ve alýcýlarýnýn küflü olmasýndan kurtar Bizi tekrar ikbale erdir Bizi tekrar susat, bize yeniden açlýðýmýzý hissettir Bize yine tecdid türküleri söylet hayatýn hücrelerine akmayý özlet Bizi yeniden Muhammedî (sas) soluklara hasret içinde yandýr kývrandýr Ne oldu bize, size, hepimize

Dün bir çehresini görsem diye can atanlar ne oldu Dün bir bakýþýna can kurban, diyenler ne oldu Bu pörsümeyi hangi soluk yeþile çevirir, filiz filiz cennete dördürür Bu ölgün hangi nefes basü ba'd el mevte irca eder…

Bilemem, bildiðim bir þey varsa yüreklerimizde sevgi yivleri törpülendi ve aþk sadaðýmýz sýrtýmýzdan düþtü, oklar kýrýldý Hedeflere yönelmedikçe menzillere koþmadýkça da gez göz arpacýk niþan almalarý unuttuk Bir sefer iki sefer insan bel kýrýp boyun bükmezse hak katýnda o artýk eðilmez olur Bir odun gibi kýrýlmayý ve ateþe atýlmayý bekler Halbuki bizler yýllar yýlý bu hislerimizi unuttuk ve göz yaþlarýmýz seneler var ki hiç akmadý Ne yapacaðýz, hangi kapýya gideceðiz Hangi menzile yürüyeceðiz Hangi adrese koþacaðýz

Gelin buna bir çare arayalým Buna bir çýkar yol arayýp bulalým

Evet seni unuttuk garip insan

Seni unutmak, seni hatýrdan çýkarmak önce kitaplarýný unutmakla baþladý, sözlerini, vaazlarýný, hutbelerini dinmeyi býrakmakla devam etti ve þimdi bir reklam bir minik sikeç kadar bile deðer verilmiyor sözlerine Artýk senin tekrar kalblere taht kurmaný bekliyor nice insan Ama yalama olmuþ ruhlar bunu nasýl baþaracak Bir damlaya muhtaç çöl gönüller senin kevserine koþsa acaba tekrar içme imkaný olur mu Evet hastalýk mikroplarý bir zamanlar baþkalarýný sardýðý gibi onlarý da sardýysa, bir zamanlar sýrf inad için sana gelmeyenlerin o küflü ve paslý atmosferi onlarýn da iklimini kararttýysa ne olacak Eyvah ki ne eyvah Kazanma kuþaðýnda kaybetmek iþte burdur

Gülen Bahadýr, dedik dün Bu gün hala devam ediyor Gülen çehre, dedik dün bu gün hala devam ediyor Ve dünyaya nice bülbül nice gül bu baharýn desenlerini örüyor Ve dünyayý cennet- asa bir bahara çeviriyor Ya sen ey kalbim nereye çeviriyorsun yüzünü Kýþa ve güze mi Nemrut ve Firavun gelseydi bu çehrede elbette ikbale ererdi Belki de yola gelir ve kendine bir kurtuluþ iklimi arar bulurdu Bu ne mütemerritlik, bu ne korkunç bakýþtýr ki hala girdaplardan girdapla koþuyorsun…

Bu ne berbat hal ki avuçlarýndan akan kevserleri topraða düþürüyorsun ve kalbine akýtmýyorsun Bu ne bahtsýz bir durum ki iksir kadehleri parmaklarýnýn arasýnda duruyor ama sen onlarý þöyle bir dikiþte bir tevbe- i nasuhla, artýk günahlara veda sevablara ise "hoþ- amedi" deyip içip iksire kanmýyorsun Neden çünkü yanmýyorsun Baþka müskirler ile kendini aldatmýþsýn Ve belinden, midenden, cesedinden gelen dürtmeler, sesler ve isteklere boyun eðmiþsin Kalbini dinlemeyi býrakan bir kiþi nasýl olur da ruhunun sesini duyar Bedeni ve cismani isteklerine kulak veren için, kalb ve ruh üvey evlat gibi ikinci planda kalmaz mý Bari eþit davran; bir ona bir diðerine kulak ver Ama senin kulaklarýn saðýrlaþmýþ, gözlerin körleþmiþ…

Evet dün yolda kimi görseniz ve ona senin susuzluðunu gidecek ve sana el uzatacak bin dost bir enis gelecek, deseniz hemen gelsin ve ben de ona asker olayým, derdi Ama þimdi öyle mi ya…

Ey bahadýrýný arayan genç ona koþ Ey Sýzýntý'sýný Yaðmur'unu arayan ona koþ Ey mesihi nefha bekleyen iþte meltem gibi nefes ve soluk esiyor dünyanýn her tarafýnda onu yudum yudum iç Kalbine, ruhuna gönder ve cennetini iç dünyana ör ve ebediyet rüyalarý ve sonsuzluk düþleri gör

Ve emelin sonsuz miraç olsun Zira o kutlu "Miraç sonsuzdur" diyor, "yakin gelinceye dek dua et" emrini öyle bir anlatýyor ki insan ömür boyu bir küheylan gibi koþmaya azmediyor ve bir bülbül gibi ötmeye can atýyor

Evet onu aradýk dün bulduk, sonra kaybettik Ama o bizi kaybetmedi Bize: "Uzanan ele sahip çýk, sen de parmaklarýma, gül þafaðý ellerime, avuçlarýma yürü Nefsini ardýn sýra sürü ve o iklimde seyr ü süluk et" diyor

Dinle kalbim, dinle milletim, dinle insaným Dinle ve ebediye uyan! O cennet- asa günle, aþka uyan, ümide uyan Böylelikle gerçek olsun, hakikat olsun sýnýrsýz düþün, ebedi rüyan…



Mehmet Erdoðan

radyobeyan