Ah huzur By: sumeyye Date: 14 Haziran 2010, 11:19:16
Ah Huzur
Ah huzur! Ah huzur! Bir türlü elde edemiyoruz seni Sana ulaþmak uðruna çalmadýðýmýz kapý, gitmediðimiz dergâh kalmadý Bazen hayallerimizde, bazen geçmiþe ait hatýralamýzda, bazen sýcak bir yuvada, bazen emellerimizde, bazen parada, bazen rahatta, bazen þöhrette, bazen orada, bazen burada Nasýl gaybubet ettin de bizi yetim býrakýp gittin? Kaf daðýnýn ardýnda mýsýn? Yoksa zümrüdüankanýn tüylerinde mi? Seni geri getirmek için ne kadar uðraþýlsa deðer, ama bir türlü bize gamze çakmýyor, kendini ele vermiyorsun Ýhtilaçdan ihtilaca yoðrulmuþ ve de yorulmuþ ruhlarýmýza senden baþka hiçbir þey ilaç olmuyor
Yoksa en büyük hatamýz seni dýþarýlarda aramak mýydý? Yoksa sen kalbimizin en kuytu köþesinde, ruhumuzun sana yöneleceði eþref saatlerin hülyalarýyla çile mi dolduruyordun? Yoksa sen hep bizim peþimizden koþtururken, bizler güya seni bulma sevdasýyla senden kaçýyor ve sana karþý yabancýlaþýyor muyduk? Ya sen bizi yakala ya da biz yavaþlayalým da, hiç deðilse bu yazýda bana kendinden bir naðme ver; ver de bari sûrisiyle teselli olup avunalým
Duyuyor gibiyim, bir þeyler fýsýldýyorsun, seslerin daha da netleþiyor ve bana misaller veriyorsun: “Ruhunu zaman makinesi gibi kullan, Nuh'un gemisine bir bilet al ve gir içeri Beni dev hýrçýn dalgalar arasýnda selametle yüzen geminin dümeninde bulacaksýn Öyle manevralar yapýyordum ki, ne kimsenin burnu kanadý, ne gemi su aldý, hatta vahþi hayvanlar bile baðrýþmadý Selametle onlarý Cudi'ye vardýrdým Emn u eman içinde yere ayak bastýlar
Yönünü þimdi Babil'e çevir Ateþe atýlacaðý zaman Ýbrahim, mancýnýðýn kollarý arasýndaydým ben Onun “Allah halimi biliyor ya, O bana yeter” dediðini hayalinde canlandýr, benim kokumu duyacaksýn orada O, Hacer'i ve Ýsmail'i kurak çöllere býrakýp geriye bile bakmadan dönerken yine benden bir ses iþiteceksin, hem Ýbrahim'de hem de Hacer'de Sakýn Ýsmail'i unutma, babasýnýn býçaðý altýna girerken öylesine bütünleþmiþti ki benimle, hiçbir acý duymuyordu Kabe'yi bina ederken taþlarýn arasýna koyduklarý harç bendim, dua dua yalvarýrlarken, buðu buðu dillerinden yükselen de yine ben
Zamanýn içinde yolculuðu seviyorsan, Kenan iline git, Yusuf'u bul, onunla kuyuya gir, beni orada bulacaksýn Sakýn yanlýþ anlama, ben kuyunun dibinde deðil, Yusuf'un derinliklerindeydim Yusuf'la ancak orada baþbaþa kalabildik Onunla öyle arkadaþ olduk ki, ben bazen kýlýk deðiþtirsem de onu hiç yalnýz býrakmadým; kuyudan çýkarken kovanýn içinde, köle pazarýndayken yanýbaþýnda, kendisine yapýlan hayasýz teklif esnasýnda gördüðü “burhan”da idim O benden, ben de ondan hiç býkmadýk; hapse girdi, arkasýndan ben de zindana daldým, uzun yýllar o çilesini doldurdu, ben de Yusuf'la doldum taþtým Ýftiralar, çileler, ýzdýraplar onu benden uzaklaþtýrmadý Ve bu vefaya ben öyle bir mukabelede bulundum ki, O Mýsýr'da aziz olduðunda da, ebeveyni ve kardeþleriyle tekrar biraraya geldiðinde de baþý dönmedi, bakýþý bulanmadý Benimle nefes aldý, verdi ve hayatýný benimle hitama erdirdi
Sabrýn varsa oradan açýl, Nil'in akýntýlarýnýn arasýnda nazlý nazlý sallanan Musa'nýn beþiðine bak, beþiði suya býrakan annesinin gönlüneFiravun'un sarayýnda sadece Musa'nýn kaldýðý odada kendime yer bulabilmiþtim, Asiye onu kucaklayýp öptükçe ben de sevinçten bayýlacak hale geliyordum Gün geldi Medyen yollarýnda, gün geldi Mýsýr'a dönüþte, sihirbazlarýn karþýsýnda, Nil'in azgýn sularýyla Haman'ýn askerleri arasýndayken O, hep birlikteydik Nil yarýlýnca önlerinde rehberlik etmiþtim Tih'de 40 sene çile doldururken tesellisi hep bendim
Merakýn hala devam ediyorsa, Nasýra'ya, Hanne'nin duasýna kulak ver Tek çocuðunu mescide adarken içi benimle dolup taþmýþtý Meryem dünyaya gelirken ilk nefesinde benimle tanýþtý, mescidde kem gözler aramýza girmesin diye Zekeriya'nýn himayesiyle ondan ayrýlmadým Belki inanmazsýn ama, Ruhu'l Kudus Meryem'e oðlunu üflerken vakanýn tek þahidi bendim, ben de olmasaydým Meryem nasýl sabredecekti ki? Hamileyken aylarca onu terketmedim, terkedemezdim; ama o kadar zorluk çekti ki tâ “ye, iç, gözün aydýn olsun” u iþitinceye kadar Çocuðunu kavmine götürürken –aman Allah'ým, o ne çetin imtihandý, sizler yaþamadýðýnýz için asla onun büyüklüðünü kavrayamazsýnýz!- neredeyse kalbinden çýkayazacaktým Derken Ýsa dile geldi, o konuþunca ben Meryem'in kalbine daha da bir kuruldum; Ýsa konuþtukça hayasýzlar pustu, mümin ruhlar beni bir kere daha duydu
Elbette anladýn ki, Nebiler Nebisi'ni ben hiç terketmedim O'nun bana ihtiyacýndan deðil, ben O'na muhtaç olduðumdan Zira ben çeraðýmý O daha dünyaya þeref-kudum buyurmadan O'nun nurundan tutuþturuyordum Ben O'nsuz olamazdým, olmadým Varlýðýmý da O'nunla duydum Beni duyanlar da O'nunla duydular O'nu gören, dinleyen, yanýna varan herkes ama herkes beni de görmüþ, duymuþ ve hissetmiþti En zorlu anlarda bile bu böyleydi: Hicret'e çýkarken Hira'da dostuna “Tasalanma, Allah bizimle beraberdir” derken Bedir'de, Uhud'da, Hendek'de, Hudeybiye'de ve daha nice mübarek mekanlarda hep O'nun sayesinde ben de duyuldum, hissedildim Diyebilirim ki, varlýðýmý ben de hakikaten O'nunla hissettim Beni en zirvelere ulaþtýrdý O, arkasýndan gelen nurlu mevkiblere de beni miras býraktý
Evet, sen de beni duymak istiyorsan, O'na ittiba etmeli, Sünnetlerini ihya edip, edebiyle edeplenmelisin; en ufak bir adet-i nebeviye dahi olsa O'nu hatýra getiriyor “ O ihtardan, o hâtýra, bir huzur -u Ýlâhi hâtýrasýna inkýlâp ediyor” Ýþte ben oradayým Seni bekliyorum Gültekin Bibar